Portakalsan Portakal:

 Çok konuşma orda kal…

“ Haddini bil haddini:

Bilmezsen haddini, patlatırlar enseni…

Portakal mısın, mandalina mısın, narenciye misin, nesin sen”?

***                                                                            

Sahi sen nesin portakal?

Sordum Google Amca’ya:

Turuncu renkli, hoş kokulu bir meyve dedi…

Latince adıyla; Citrus Sinensis…

Bir tanesinin ağırlığı ortalama 100 gram…

Anavatanı; Çin ve Kuzeydoğu Hindistan…

Ümit Burnu aşıldıktan sonra, oralara giden Portekiz’liler tarafından getirilerek tüm Avrupa’ya ve diğer ülkelere yayılmış…

 100 gramlık bir portakalın içinde 50 gram C vitamini var…

Bir tanesi, vücudun günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 85’ini karşılıyor…

Günde iki tanesi karar, fazlası keseye zarar…

2-3 gr lif içerdiği için, posası kan şekerini düşürmede çok etkin…

Glisemik yükü düşük olduğu için diyabetiklere birebir…

Posası kolesterolu düşürüyor; içindeki hesperidin adlı madde de, yüksek tansiyonu…

 C vitamini; kollejen doku oluşumu sağladığı için cilt sarkmalarına engel olurken, yağların yakılmasını sağlayan karnitin adlı maddenin sentezine de destek oluyor…

Portakal ayni zamanda bir potasyum kaynağıdır. Böbrek taşlarını azaltmaya yarar. Portakaldaki flavonoidler serbest radikal oluşumu nötrelize ederek hem bağışıklık sistemini kuvvetlendirir hem de enflamasyon oluşumunun önüne geçer…

 Uzun vadede kanserden bile koruyucu etkisi vardır…

***

Vay be…

Sen neymişsin be portakal…

Her derde deva Mesir Macunu gibisin mübarek…

Artık seni ihmal etme gibi bir lüksümüz yok…

Bundan sonra:

Her akşam saat 19’da ekran karşısında, Fox Tv’deyiz…

Elimizde portakal; karşımızda Fatih Portakal…

Gel keyfim gel…

Bitti mi?

-Hayır…

Daha sabahı var bunun…

Sıkılmış bir bardak portakal suyu eşliğinde; İsmail Küçükkaya…

Portakalı seviyorsan; ne kolesterol var, ne şeker, ne de yüksek tansiyon…

Sevmiyorsan yükselir…

Sen bilirsin…