İhsan Özbelge ÖZDURAN
Fuar zamanı
20 Ağustos 2022 Cumartesi

Bayram tatilleri... Yıllık izinler… Memleket ziyaretleri... Seyahatler... Yolculuklar derken…

Bir yaz mevsiminin daha sonuna geldik.

Bazen, zihninize nereden yerleştiğini bilmediğiniz bir söz dolanır dilinize…

Mırıldanıp durursunuz… “Geçti yine güzel yaz, haber vermeden biraz..” 

Kulağımda kalmış bu sözler gibi, haber vermeden filan değil… 

İhmallerimizin büyüklüğünü öğrete öğrete… Kayıplarımızın değerini hatırlata hatırlata…

Gelip geçiveren, bitiveren bir yaz mevsimiydi yaşadığımız…

***

Hani derler ya… 

“Tevellüt eskidi… Lakin, ömrümüz varmış… Bu günleri de görecekmişiz…”

Yine takvimler 20 Ağustos tarihini gösterdi… Yine bir fuar zamanına eriştik de…

Yine o eski fuar günlerinin o unutulmaz anıları… Yadıma düşüverdi…

***

20 Ağustos yaklaşırken başlardı İzmirli’nin yürek kıpırtıları, 20 Eylül tarihine kadar sürerdi.

Rüya gibi, hülya gibi, rengarenk bir ışık selinin önüne katıp sürüklediği anılarla dolu…

Ülkemizin üçüncü büyük şehri olan İzmir’de bir başka akardı zaman…

“Fuar zamanı” derlerdi… İzmirliler ve civar kasabalar, bu tılsımlı zamana.

Dokuz Eylül tarihi ile yüreklere kazınmış İzmir’in kurtuluş sevinciydi fuar zamanı…  

Dünya genelinde ve ülkemiz ölçeğinde…

Sanayinin, teknolojinin, tarımın, hayvancılığın, ticaretin, kültür ve sanatın…

Yıllar içinde nasıl da inkişaf ettiğini gözler önüne seren…

İzmirli’nin ve bölge insanının hayatına olumlu katkılar sağlayan fuar zamanı…

Sanki… İnsanın çalışma ve üretme  psikolojisi için düzenlenmiş bir terapi seansı gibiydi.

Ve… Bir aylık bu enerji depolama zamanının ardından…

Sonbahar esintileri ile beklenirdi kış günleri.

Sayfiye evlerinden mutlak surette fuar açılmadan dönülürken…

Buna bir de kış hazırlıkları ile okulların açılması telaşı eklenirdi.

Düğün tarihleri fuar zamanına göre tespit edilir ve hatta fuar gazinoları tercih edilirdi.

Cep telefonu icadının henüz olmadığı bu sakin yıllarda…

Fuarda birbirimizi kaybetme endişe ve telaşına…

Kaskatlı Havuz’un başında buluşma fikri çözüm olurdu…

Doğum tarihleri, evlilik tarihleri… “fuar zamanıydı” diyerek hafızalarda kayda geçerken…

Geleceğe yönelik her türlü hesap kitap… Fuar zamanına göre tutulurdu…

Velhasılı… İzmirliler için fuar zamanı… 

Hayata, çalışmaya, üretmeye ve öğrenmeye yönelik bir teşvik primi gibiydi.

***

Yakındı evimiz fuara…

Hemen hemen her akşam, ayaklarımızın dayanacağı son raddeye kadar…

Karış karış gezilirken fuar alanı…

Amerikan pavyonunda insanoğlunun aya ilk ayak basışını…

İtalya pavyonunda makine teknolojilerini… Hollanda’nın holstein ineklerini…

Çin Halk Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği, İngiltere, Japonya  gibi  birçok ülkenin teknolojilerini,

Hindistan, Pakistan pavyonlarında bu ülkelerin çeşitli el sanatlarını tanırdık…

Yurdun dört bir yanından gelen yerli üretimin, haklı gururunu taşırdı büyüklerimiz…

Dünyadan bihaber biz çocuklar da… 

Stant görevlilerinin elinden aldığımız bir kucak broşürle…

Yarı uykulu gözlerle… Mutlu, mesut dönerdik evlerimize… 

Fuar gitmediğimiz nadir akşamlarda dahi…

Rüzgârın peşine takıp getirdiği… Her türlü neşe dolu ses ve müzik…  

Şehrin caddelerini, sokaklarını dolaşarak evimizin bahçesine kadar gelirdi.

Seslerinden tanırdık, birbiri ardısıra sahneye çıkan sanatçıları…

Alkışlardık can-ı yürekten… Büyük bir sevgiyle buyur ederdik evimizin baş köşesine.

Manolya bahçesinde sahneye çıkan sanat güneşimiz Zeki Müren…

Sahneden inmeden bitmezdi  bizim havuz başı sohbetlerimiz…

Mehtaplı yaz akşamlarında severdim gökyüzünü seyretmeyi… 

Özgürlüğü seçip de , ipini koparıp da gökyüzüne süzülüveren…

Ve yıldızlara ulaşmaya çalışan… O rengarenk uçan balonları sayardım bir bir…

Bir fuar akşamında…

Bileğimden kurtulup göklere yükselen balonumun arkasından bakakalışım ile…

Kaskatlı havuzun üzerine kurulmuş olan podyumdaki defileyi izleyen…  

O kalabalığın içinde kayboluşum gelirdi aklıma…

“Üzerinde pembe elbise olan, altı yaşlarında bir kız çocuğu…”

Tanımlaması ile fuar müdürlüğünden anons edilişimi…

Ve korku içinde, beni gelip almalarını bekleyişimi hatırlarken.

Gökyüzünde kaybolan balonlar gibi…

Gittikçe uzaklaşan çocukluk günlerime bir selam çakar…

Bir genç kız şefkati ile… Kendi çocukluğuma gülümserdim.

***

Yetişkinlik çağımı yaşadığım, kültür ve sanatı özümsemeye çalıştığım yıllarda ise…

Bir tiyatro oyununun sonunda, bir başka tiyatro biletinin telaşına düştüğümüz…

Bir konser çıkışında bir başka konser için bilet kuyruğuna girdiğimiz…

Doksanlı yılların sonu itibariyle… Her yıl kısalan fuar zamanı süresi ile…

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın en canlı zamanlarının yaşandığı o şaşaalı günlerini…

Her yıl artan bir şaşkınlık içinde ve büyük bir özlemle anar olmuştuk. 

***

91 yıllık İzmir Fuar tarihini, anlayarak okuyacak olursak…

Bölgenin, İzmir’in / İzmirlili’nin göz bebeği olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın nüvesi…

1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresidir…

Bir milletin esaretten kurtuluş mücadelesinin büyük bir azimle kazanıldığı…

Cumhuriyet Türkiye’sinin kuruluş hikayesinin hiç tükenmeyen bir umutla yazıldığı…

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluş tarihi olan… 9 Eylül’den hemen beş ay sonra…

Ve… Cumhuriyet ilan edilmeden sekiz ay önce…

Lozan görüşmelerinin devam edegeldiği o meşakkatli süre içinde…

M. Kemâl Paşa’nın o büyük öngörüsü ile İzmir’e büyük bir misyon yükleyerek…

Ülkenin iktisat politikasını belirlemek amacı ile kurulan İzmir İktisat Kongresi…

Yarattığı sinerji ile 1927 yılında kurulan “9 Eylül Mahalli Sergisi” 

Ve… 1933 yılında şimdiki Swisotel arazisinde kurulan İzmir 9 Eylül Panayırı…

Ve kurtuluş sevincini ateşe veren İzmir’i küle çeviren o çok bilinen yangın yerinde…

Dönemin unutulmaz belediye Başkanı Dr. Behçet Uz’un vizyonu ile Onüç yıl gibi bir kısa sürede tamamlanarak, yangın enkazından bir cennet yaratan…

Ve yıllarca birçok yabancı devletin büyük ilgisini çeken…

Kurulduğu zamanki adıyla Arsıulusal İzmir Fuarı…

Bugün 91 yaşında olan İzmir Enternasyonal Fuarı…

***

Şimdilerde…

Kaskatlı havuzdan Lozan kapısına doğru, Kültürpark’ın o mis kokulu havasını içime çekerek…

İkinci derece doğal sit ve tarihi sit olan Kültürpark’ta…  

Kıymeti tescillenmiş anıt ağaçların gölgesinde ne zaman yürümek istesem… 

Sağlı sollu kurulmuş… Zerzevat  tezgahları arasında…

Büyük bir şaşkınlık içinde buluyorum kendimi…

İçinde bulunduğum fuar alanına isim tamlaması olan…

“Enternasyonal” sözcüğünün tam karşılığını arıyorum…

Kültürü kaybolmuş bu kocaman park yerinde…

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın kuruluşunun… Nedenlerini ve niçinlerini…

Ve bugün geldiğimiz noktada…

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın yok oluşunun… Nedenlerini ve niçinlerini…

Sorgulayabildiğim kadar sorguluyorum…

Cevabı… Murathan Mungan’ın dizelerinde buluyorum… Gayet anlaşılır, açık ve net…

“Dönüp ardıma bakıyorum / Yoksun sen /  Ey sanat! Her şeyi hayata dönüştüren.”
***

Bugün geldiğimiz noktada…

Geçmişin fuar anılarına sımsıkı sarılmış Kültürpark sevdalılarının…

“Kültürparka Dokunma!” haykırışlarını duyar gibi oluyorum…

Ben de kendi hesabıma…

91 yıl öncesinin… Yoktan var eden o büyük vizyonerleri…

M. Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Behçet Uz’un aziz hatıraları önünde…

Büyük bir mahcubiyet içinde ve sonsuz bir saygı ile eğiliyorum. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 16 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Canan Çalışkan 4 Eylül 2022 Pazar 10:45

Çok güzel bir anlatım olmuş kendi çocukluğumu yaşadım okurken . Fuarıma dokunma

Yorumu oyla      3      3  
Sezin Atay 3 Eylül 2022 Cumartesi 22:36

İzmir Enternasyonel Fuarı için yazılabilecek ne varsa yazmışsınız kaleminize sağlık İhsan hanımcım.

Yorumu oyla      3      3  
H.Serap Koca 26 Ağustos 2022 Cuma 14:51

Vatanın bir karış toprağını kaybetmiş gibi bir acı,sevdiğini yitirmek gibi içinin acıması insanın,yaşarken ne kadar değerli olduğunu anlayamadığımız,hep var olacak zannettiğimiz o coşku neşe mutluluk veren Fuar zamanının,fuarın,fabrikaları harıl harıl çalışan bizim olan bizim yetiştirdiğimiz ürünlerin satışının yapıldığı,bizim olanın bize sunulduğu,yabancı pavyonlar ilgiyle gezdiğimiz alış veriş,yeme içme müzik eğlenceyi dostluğu doya doya yaşadığımız o alan o yaşam o enerji o güzellikler elimizden kaydı gitti.Çok üzgünüm yine sahip çıkamadık. İhsan’cığım yüreğine sağlık arkadaşım o günlerin sıcaklığını yüreklerimize hatırlattın.??????

Yorumu oyla      3      3  
Hülya Sabuncu 23 Ağustos 2022 Salı 14:24

İhsancım ne güzel yazmışsın çocukluk ve gençkızlık dönemimize ait fuar anılarını. Bizler için büyük bir sevinç ve heyecan kaynağıydı Fuar sezonunun gelmesi. Tiyatrolar, Konserler, Dünya ülkelerinin pavyonlarında sergiledikleri teknolojinin geldiği nokta ile ilgili gelişmeler.Dünya Bilişim çağına girmemişti henüz.Fuar bizim için dünyaya açılım demekti.Ne güzel günlerdi. Bizi zaman tünelinde gezdirdin. Kalemine yüreğine sağlık İhsancım.

Yorumu oyla      3      3  
Bilge Başarır 22 Ağustos 2022 Pazartesi 17:30

Merhaba İhsancım bütün yıl heyecanla beklediğimiz Fuar bu kadar güzel anlatılır anılarla o günlere gittim biz daha çok trenle giderdik en son seferle dönerdik paraşüt kulesinin etrafında alışveriş yapmak çok güzeldi diğer heyecanları sen en ince ayrıntılarınla anlatımın çok güzel sağolasın yaşattığın için yüreğine kalemine sağlık sevgiyle kal

Yorumu oyla      3      3  
Çiçek Şensan 22 Ağustos 2022 Pazartesi 13:21

Ben de çocukluk ve gençlik yıllarımı yadettim bu güzel anımsatmayla. Hele yabancı pavyonlarda promosyon olarak dağıtılan eşantiyon hediyelikler de fuarın başka bit tadıydı. Bu güzel günleri anımsattığınız için teşekkür ederim ve eski tadı olmamasına rağmen fuarımıza dokunulmamasını yürekten dilerim.

Yorumu oyla      3      3  
Hale 22 Ağustos 2022 Pazartesi 12:21

Kaleminize sağlık İhsan hanımcım yine çok güzel yazmışsınız. Beni de eski anılara götürdünüz… Annem Babamla geldiğimiz günlere; Emel Sayın, Muazzez Abacının Göl gazinosundaki konserleri Bizim çocukluğumuz çok güzeldi ????????????

Yorumu oyla      3      3  
İpek Özçelik 22 Ağustos 2022 Pazartesi 11:09

Canım arkadaşım ne güzel anlatmışsın çocukluk gençkızlık duygularımızı Fuar ile ilgili anılarımızı yazılarını çok taktir ederek severek okuyorum kalemine yüreğine sağlık teşekkür ederim

Yorumu oyla      3      3  
Zeliha Kalelioğlu 21 Ağustos 2022 Pazar 15:00

Kaleminize sağlık, teşekkür ediyoruz. Her yaz baba memleketi Karaburun dönüşü İzmir’deki yakın akrabalarımızda en az iki gün konaklanır ve Ankara dönüşü muhakkak fuar ziyaretleri yapılırdı. Pavyonlardan deste deste bröşür alınır ve uzun süre saklanırdı. Çocukluk anılarımızı tekrar yaşattınız.

Yorumu oyla      3      3  
Meltem Bavunoğlu 21 Ağustos 2022 Pazar 13:37

Anılar, hatırlayınca mutlu olduğumuz ama artık eski kültürlerin kaybolduğunu gördüğümüz zaman üzüntü yaşıyoruz.Yenilikçi olmak güzel ama eskiyi kaybetmeden güzel.Kalemine sağlık İhsan ablacığım, teşekkür ederim eski güzel günleri tekrar yaşattığın için.

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva