Dr. Berna BRIDGE
Bodeleian kütüphanesinin kokusu
10 Ocak 2016 Pazar

Çocukluğumdan beri kitapları ve kütüphane kokusunu çok severim. Çocukken erkenden uyanır, herkes uyurken yatağımda kitap okurdum. O yıllarda her şey kıttı. Ne bulursak okurduk. Tommiks, Teksasdan, on iki yaşımda Sartre’ın “Özgürlüğün Yolları” kitabına kadar, aklım ersin ermesin, bana uygun olsun olmasın, anlayım, anlamayım, her bulduğumu okurdum. Hayatın güzelliklerini, huzuru kitaplarda buldum hep. Ağır felsefe kitaplarını çocukluğumda yarı anladığım için yıllar sona tekrar dönüp dönüp okudum. Her okuduğumda bir başka şey fark ettim, bir başka ders öğrendim, biraz daha geliştim…

Ben dün yaşamımın mabedine girdim. Bodeleian Kütüphanesi. Oxford’da, üniversiteye bağlı bir kütüphane. Neden mi mabed? Adeta bir müze, ama üzerine basa basa söylüyorlar,”Burası bir müze değil, kütüphane, öğrencilerimizin özenli kullanımına, kurallar dahilinde açık” . Rehberle gezdiriyorlar, müze tadında, öyle elini kolunu sallayıp içeri giremiyorsunuz. Üniversite 1099 yılında yapılmaya başlamış ve tabii birçok evrelerden ve büyümeden geçmiş. Ahşap, bilmem kaç yüzyıllık merdivenleri yukarı çıkarken gıcırdıyor. Bir konferans için geldiğim Oxford’da çarşı pazar değil, bu muhteşem kütüphaneyi gezdim…  

Bu kütüphanede yaklaşık 1000 yıllık kitaplar var, koyu, kalın ciltli hepsi, altın süslemeli, eski ama aşırı yıpranmamış, değeri bilinmiş. Ne savaşlar geçmiş buradan, kimse bu kütüphaneye, üniversite binalarına dokunmamış, yakılmamış, yıkılmamış, ikinci dünya savaşında bombalanmamış. Rehberimiz “içeri girdiğinizde önce bir kokuyu içinize çekin, 500-1000 yıllık kitapların yaydığı çok hoş bir koku var içeride” dedi. Gerçekten de işte kitap kokusu buydu, 1000 yıllık, 500 yıllık kitap kokusu… inanılmaz bir koku….

O yıllarda kitaplar elle yazıldıklarından ve matbaa olmadığından her biri hazine değerindeymiş bu kitapların, hala da öyle. O nedenle her kitap kapağından raflara zincirlenirmiş meğer, ki çalınmasın. Zincirli kitapları gördüm yaşamımda ilk defa. Yangına karşı korumak için içeri mumla girmek, ısınmak için soba, şömine yakmak (yani ateşin her türü) yasakmış. Yani, o hazine değerindeki kitapları okuyabilmek için sadece gün ışığına bağlıymışsınız ve buz gibi soğukta okuyabiliyormuşsunuz ancak…   

Benim gibi ancak kitap, ilim bilim severlerin katlanacağı bir sıkıntı koşulları… Gelen geçen her kral, kraliçe korumuş bu kütüphaneyi. Korunması ve gelişmesi için hayırseverler büyük paralar harcamış, hepsinin ismi duvarda yazılı. Ancak en büyük katkıyı kendisi de Oxford Üniversitesinde okumuş olan Mr. Bodley koymuş. Onun için kütüphanenin adı Bodeleian.

Antik, ahşap raflardaki zincirlenmiş çoğu altın yaldızlarla süslü, kalın, ciltli kitaplara dokundum. Kokularını içime çektim. Hayal ettim, tarihteki kim bilir hangi bilim adamlarının, bilim kadınlarının parmakları değdi bu kitaplara? Yüksek matematiği keşfeden, fizikçi, matematikçi Newton? O da Oxford Üniversitesinde okumuş…

Ne savaşlar geçmiş buradan, kimse bu kütüphaneye dokunmamış, yakılmamış, yıkılmamış, ikinci dünya savaşında bile bombalanmamış. İşid İslam adına en güzel tarihi hazineleri elleriyle kırıp döküp yok ederken batı dünyasının, Hıristiyan dünyasının kitaba ve bilime saygısına imrendim. Kim bilir Müslüman dünyasında da ne değerli kitaplar yazıldı ama yandı mı, kül mü oldu savaşlarda, ne yazık ki onları koklama ve onlara dokunma imkanımız yok. Müslüman; Arap, Türk, Pers, vb dünyası da matematikte cebiri buldu, sayıları keşfetti, ne İbni Sina’lar, ne Ömer Hayyamlar, Rumiler geçti bu dünyadan, keşke savaşlar olmasa, müzelerde gidip onların da dokunduğu kitapları koklayabilsek…

Bu kütüphaneden çıkmadan, gıcırtılı merdivenlerden inmeden son bir defa bu eski kitapların kokusunu içime çektim ve kütüphanenin mağazasından yasemin kokulu değil, kitap kokulu mumlar satın aldım...

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva