Gönül Soyoğul
Anne…
26 Mayıs 2015 Salı

Hayata karşı seni incitecek, yaralayacak, kabuklarını kaldırıp kanatacak bütün olası saldırılara karşı zırhlarını kuşanıp gardını almış olarak sığınağından çıkarsın yola. Kaçırdığın bahara için için söylenip yanarken bineceğin otobüsün durakta kalkmak üzere olduğunu görüp atarsın kendini ortaya. Sonra… Yüzünü bir daha görsen hatırlayacağın şüpheli biri, o bindiğin otobüsün şoförü endişeyle sallayıp başını ‘Yapmamalıydınız’ ifadesiyle, yumuşacık ‘Sizler bizim için çok değerlisiniz. Bir daha kendinizi böyle tehlikeye atmayın’ deyiverir.
Kuşandığın zırhları o bir cümle delip geçer, yaraya ulaşır.
Sana en son ‘kimin için çok değerli’ olduğunu düşündürüverir işte böyle.
Sokakta dizini parçalayıp eve koştuğunda can acısından çok, koşup canını yaktığın için annenden azar işiteceğine endişelenirken, ‘Öpeyim de geçsin’ sözleriyle gözyaşlarını koyuverdiğin çocukluğundaki gibisindir şimdi. Korunmasız, çıplak… Çünkü hiç tanımadığın biri sana ‘bizim için değerlisin’ demiştir. Zırh kalkmış, söz tene değmiş, yara kanamıştır artık… Zaten hiçbir zırh da ‘hayat geçirmez’ değildir…
*
Bazen binalara, bütün bu işyerine neden tıkıştığını unutabiliyor, hatta unuttuğunun da farkında olmuyor; ya da bunun farkına varırsa katlanılmaz bir acı vereceğini bildiği için, ‘unutmuş gibi’ yapıyor insan. Bazen de kendisine, kazandığı parayı, başarılı olduğunu tekrar ede ede… Bu ‘tıkışmaya değdiğine’ iknaya çalışılıyor. Ve evden koşturarak çıkılıyor o çok mühim, önemli işlere.
Ama er ya da geç, bir gün, bir yerde, tüm bildiğini düşündükleriniz, kendinizi inandırdığınız, ikna olduğunu sandığınız o ezber bozuluyor. Bir cümleyle cümleleriniz dağılıyor… Ve aklınıza hayatınız, ne kadar büyürsek büyüyelim çocukluğumuz; esas biçimlerimizi –yaralarımızı da- çocuklukta aldığımız geliyor işte…
 
*
Çocuklukta olan kimi şeyler, çok sonraları bir zamanda, bir anda yakalayıveriyor insanı. Bazen bir şarkı, bazen bir cümleyle, içine ılık, hazin bir şey akıyor. ‘Neydi bu’ diyorsunuz, ‘neden şimdi böyle oldum?’ Başka bir şey yazmak için otururken klavyenin başına, parmaklardan böylesine, başka bir şey çıkıyor…
İnsan koca bir kadın hatta anne olsa da, ‘yaralarını öpüp geçirecek, kanayan dizlerini ılık tülbentlere saracak’ anneyi özlüyor.
İşte sırf bu yüzden, hiç tanımadığı bir otobüs şoförü ‘siz bizim için çok değerlisiniz’ deyince ağlayası geliyor… Sonra bu yazı yazılıyor…
 
* * *
 
Eski bir yazıyı tekrarladım bugün.
Kaç yazı yazmış olursanız olun, bazen böyle dilsiz kalırsınız. İçiniz düğüm, boğazınız düğüm, eliniz düğümdür; her ateş düştüğü yeri yakar çünkü…
Annemi yaşarken özleyen, bazen başımı koynuna sokup kokusunu içime çeke çeke çocukluğumun güvenli sularına dönmeyi hayal eden…
O hayali on yıl önce “insan çok büyüse de anneyi özlüyor” başlığıyla böyle bir yazıya döken ben…
Annesizim artık.  
11 ay önce geçirdiği felç sonucu yatağa bağlı kalan yorgun/yaslı/yaşlı annemi, bir bahar ikindisinde toprağa verdik.
85 yıl önce sonbaharın son aylarında filizlenmiş bir hayat, ilkbaharın son ayında sona erdi. Ömrünün ahirinde yaşadığı evlat acısıyla hiç dinmeyen gözyaşları/acıları sona erdi/dindi; yokluğunun acısı, hiç dinmeyeceğini bildiğim özlemi ve anıları da bize kaldı…
*
Acıyı küllenmeye bırakıp hayatın gündelik telaşına karışmaya çalışırken, hepinize kalben, her şey için teşekkür ediyorum.
Kaybımı telefonla, mesajla, çiçeklerle paylaşmaya çalışan, cenazeye katılan, eve taziyeye gelen, hayır dualarını esirgemeyen, rahmet dileyen tüm büyüklerime, dostlara, arkadaşlara, okurlara müteşekkirim… Minnettarım.
Sağ olun, sevdiklerinizle var olun…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Tülay cengiz 05365127810 29 Mayıs 2015 Cuma 09:12

Ağlattın beni be kardeş.Annemi özlüyorum.Arıyorum.. yitip gideli.!9 Mayıs da 9 yıl oldu.Torun sahibi kocaman kadınım ama bu sabah içimi çeke çeke ağlıyorum hala. Çünkü yazını okudum.Dayan arkadaş.Bu acıya da dayan.İnan bana azalacak ve yerini derin bir özleme bırakacak...

Yorumu oyla      12      7  
Güler Sarıgöl 28 Mayıs 2015 Perşembe 19:10

ne diyeceğimi bilemedim…öyle dokunaklı ve derin anlatmışsınız ki…hepimiz bu vedalaşmaları yaşayacağız…sabır ve sağlık diliyorum sizlere.

Yorumu oyla      14      5  
muhalif 28 Mayıs 2015 Perşembe 00:19

anneler, çocukları yaşlansa da gözlerinde minik çocuklarıdır.rahmetli anneniz arkasında sizin gibi bir evladı bırakmış. sizin gibi bir evladı yetiştirmiş. biz hepimiz annelerimizin eseriyiz. hoşgeldiniz tekrar aramıza.

Yorumu oyla      13      5  
mg 27 Mayıs 2015 Çarşamba 13:04

Annesiz kalmak, her çocuğu o acıyla büyütür olgunlaştırır. Döngü bu, yeter ki tersine olmasın! Tekrar sevgiyle...

Yorumu oyla      14      5  
Maksude Kılınç 27 Mayıs 2015 Çarşamba 10:45

Bir anne için en büyük acı evlat acısı der ya bilenler. Tanrı hiçbirimize yaşatmasın. O halde anneciğinin acısı dinmiş, yas bitmiş. Ah artık huzurla uyusun, yolu açık olsun.

Yorumu oyla      14      5  
Yusuf Sevinç 27 Mayıs 2015 Çarşamba 04:56

Allah Rahmet eylesin. Mekanı Cennet olsun. Size ve ailenize başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Yorumu oyla      16      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva