Neşe ÖNEN
Ağaçlar da ‘ah eder’!
8 Kasım 2014 Cumartesi

Eskiden beri, yeniden dünyaya gelsem, bir ağaç olarak gelmek isterdim diye düşünmüşümdür.
Biliyorsunuz bin yıl yaşayan ağaçlar bile var. Onlar tarihe tanıklık eden canlılardır benim gözümde.

Dilleri olmasa ve konuşamasalar da hislerinin olmadığını kim iddia edebilir?

Canlılar içerisinde belki de en masum ve canlılara en yararlı varlıklardır aynı zamanda…

Soluduğumuz havayı temizleyen, doğadaki yaşama hayat veren, kılcal damarlarıdır yeryüzünün.
Sadece meyve vermekle kalmazlar, gölgesinde nice âşıklara, kovuklarında nice hayvana sığınak olurlar.

Bir ağaç olduğunuzu bir kere hayal etsenize.

Rüzgârlarla şarkı söyleyen, yağmurlarla dans eden, dallarına kurulu salıncaklardaki çocuk kahkahalarıyla şenlenen…

Tıpkı Tanrı’nın yeryüzündeki halifesi gibi; hiç almadan hep veren bir ağaçmışsınız mesela!
Yüzünüz gökyüzüne bakarak atmosferi temizlerken, ayaklarınızla toprağı, Allah’ın tüm canlılara en üstün kıldığı insan için tuttuğunuzu ve bu nedenle canlılar içerisinde insana en çok hizmet eden varlık olmanın sevincini duyumsayın!

Bir kez olsun, meditasyon yapar gibi, kendinizi ağaç gibi hissetmeye zorlayın.

Zaten bir gün sen de, ben de o ağacın bir parçası olacağız.

Toprağa karışıp, kim bilir hangi ağacın gövdesine yürüyen suya katılacağız.

Oradan gökyüzüne, gökyüzünden de yağmur olup tekrar toprağa kavuşacağız.

Ben bu bilinçle, ağaca hep ‘kutsal’ gözüyle bakarım.

Bu nedenle evimin manzarasını tamamen kapatsa da, şiddetli kış fırtınalarında koca gövdesiyle evimin damına düşme riski varsa da, bahçemdeki ağacı kesmeyi asla aklımdan geçirmedim, geçirmem.

Çünkü çocukluğumdan beri babamın şu hiç unutamadığım sözleri kulağıma küpe olmuştur;

‘Bir ağaç kesenin bir insanı öldürenden farkı yoktur. Ağaçlar da tıpkı insanlar gibidir ve çevrelerinde olan biten her şeyi izler ve hissederler. Ağaç kesenin yuvası dağılır. Zira ağaçlar da ah eder’.

Bir gün dünyaya yeniden gelsem, yine ağaç olarak gelmek isterim. Ama asla, her gün binlerce ağacın vahşice ve acımasızca katledildiği Türkiye’mde değil.

Zira Allah’ın bana verdiği canı, tıpkı insanlar gibi yaşlanarak teslim etmek isterim! Doğduğum topraklara ‘ah’ etmek zoruma gider…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva