Siyasi hayatım boyunca böylelerine çok rastladım…

Hemen her yere aday…

Daha seçildiği koltuğu ısıtamadan bir yenisi için kolları sıvayanlar...

Hatta…

Böyleleri için, “İhtiyar heyeti azalığı boşalsa oraya da aday olacak” derdik…

Her yere her makama kendilerini layık görürler.

İyi güzel de…

Hele bir seçildiğin yerde varlık göster,

Bir başarı kaydet,

Bir zaman geçsin,

Belki o zaman bir başka yer için düşünülebilir.

Yok…

Yazdığım gibi daha ısınamadan yeni koltuk peşinde.

Her yer sadece onlar için var.

İl başkanlığına veya ilçe başkanlığına ve daha ötesi genel merkez yöneticiliğine daha dün atanmış veya seçilmiş.

Bu gün bir bakıyorsunuz belediye başkanlığı için elinde dilekçe aday.

Sosyal medyada da boy boy “projeler”…

Sloganlar.

Fotoğraflar.

Aday olmasınlar mı?

Elbette olsunlar.

Ancak öncelikle seçildikleri makamı bir doldursunlar, bir başarı sağlasınlar… Herkes, başta partililer desin ki; “Tamamdır, artık sen yeni yerleri hak ettin, haydı kolları sıva…” İşte o zaman uygundur ve yeridir.

Aksi halde:

Önce parti zarar eder.

Sonra seçmen bu işe “olur” vermez.

Sonra kendisi yıpranır.

Sonra başka başka insanların da hakkını yemiş olur.

Hasılı:

Siyasette bir hedef belirlemeli.

O hedefe koşmalı.

Sonuç alındığında da hedefin gereği ne ise canla başla çalışıp başarıyı yakalamalı.

Sonra:

Sonrası gelir.

Gelmezse,

Gam değil…

Gök kubbede hoş seda bırakmıştır ve o seda bu dünyada da o dünyada da kendisine yeter…