Dr. Berna BRIDGE
Acıların turizmi
7 Ocak 2014 Salı

Yanımızdan İtalyan bir turist grubu geçiyor. İtalyan rehber köprünün üstünde ateşli bir biçimde bir şeyler anlatıyor. Biraz ötedeki dağlar sisli, bulutlarla örtülü, hava buz gibi soğuk, hafif yağmur çiseliyor…



Bir taşın üzerinde “Remember 1993” (1993’ü hatırla) yazıyor. 90’lı yıllar öncesi bu adını sanını duymadığımız ufak kent 90’lı yıllarda Tito’nun eski Yugoslavya’sının parçalanma sürecinde hissesine düşen kan, barut, yangın, şarapnel, ölüm acılarıyla adını bize ve tüm dünyaya duyuruyor. Mostar…

Daha önce pek farkında olmadığımız kenti ortasından birbirine bağlayan Osmanlı yapımı ufak taş köprü Sırplar tarafından bilinçli ve planlı bir biçimde sürekli bombalanarak yıkılınca biz de Mimar Sinan’ın çırağı Hayrettin tarafından 1566 yılında yapılan köprünün ve dolayısıyla ortasından buz rengi, masmavi sular akan Neretva nehri kıyısındaki Mostar’ın varlığından haberdar olduk.



Etrafta sanki ağır bir hüzün kokusu var. Köprüyü izlerken yudumladığımız Boşnaklarca Bosna kahvesi, bizce Türk kahvesinin acı tadı sanki tüm kentin üzerine sinmiş. Kitap almak için girdiğim kitapçıdaki başı eşarplı (ama tesettürlü olmayan) sarışın hanım “Nerelisin?” diye soruyor. “Türküm” yanıtını alınca “Biz Türkleri çok severiz” diyor. Bu Avrupa topraklarında duymaya pek alışık olmadığımız bir cümle...

Ama zaten bu ülke, Bosna Hersek, Avrupalı gibi durmuyor. Yok yoksul… Yollar delik deşik, virajlı, kıvrımlı, dört yıldız otelde sıcak su yok, yolların üstündeki arabalar ufak, yavaş ve eski, evler apartmanlar sıvasız, insanlar mahzun… Ayrıca ev ve apartmanların dış duvarları şarapnel izleriyle delik deşik, sanki savaştan dün çıkmışlar. Otelde sıcak su olmaması bir yana, bu insanlar her sabah o şarapnel izleriyle dolu duvarlara, arta kalan savaşın ve acılarının resmine bakarak işe gidiyor, çocuklar okula gidiyor. Sıcak su ekstra bir lüks, olmasa da olur.

Bugün 2014’ün ikinci günü, 2 Ocak. 2013’ün son günü, yani 31 Aralık gecesi Hırvatistan’ın pitoresk Dubrovnik kentindeki kale içindeki keyifli, sımsıcak otel odamız, yeni yılı kutlayan havai fişekler ve Hırvat şarabından sonra Dubrovnik’ten iki saat mesafedeki Mostar ve üç saat mesafedeki Saray Bosna içimizi yakıyor… Bosnalı insanların kibar ama hüzünlü olmasına şaşırmıyoruz. Yakın çevredeki komşu ülkeler, Slovenya, Hırvatistan, biraz öteki Yunanistan’ın Avrupa Birliği parasıyla yapılmış otobanları, viyadükleri, tünelleri bu ülkeye uğramamış. Avrupa’nın üvey çocuğu sanki. Ülkemizin 1960-1970 yıllarındaki halini anımsatıyor Bosna Hersek.

Yine Avrupa’da gözümüzün alışık olmadığı camiler, türbeler, medreseler görüyoruz. Osmanlı buraya epey yatırım yapmış. Buralılar da Osmanlıyı, Müslümanlığı benimsemiş. Kitapçıdaki başı eşarplı genç sarışın hanım bana “nerelisin, biz Türkleri severiz” dediğinde ben de ona “Müslüman mısın” dediğimde aldığım “evet” yanıtı, bir cami önünden geçerken avlusunda namaz kılan, ayakkabılarını çıkarıp camiye namaza giren Boşnaklar da burada Müslümanlığın ciddiyete alındığına işaret ediyor.

Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor. Sanki hala daha on yıl öncesinin kan izlerini yıkamaya çalışıyor. Lüzumlu lüzumsuz her gördüğümüzü satın alıp, her yerde bahşiş bırakmaya çalışıyoruz, sanki bizim aldığımız 3-5 şey ülkeyi kurtaracak.

Bosna Hersek çok duygusal bir yer… Polonya-Krakow yakınındaki Auschwitz Gestapo toplama kampını gezerken yaşadığımız duygusallıkla bir karşılaştırma yaptık. Ve fark ettik ki aradaki fark birinin özel olarak ziyaret edilen bir müze şeklinde olması, diğerinin bombalanmış, şarapnel yaralarıyla dolu sokaklarındaki bir yaşam biçimi olması, yaşamın ta içinde olması… Ayrıca Osmanlı izleri, ezan sesleri ve Boşnak böreklerinin getirdiği yakınlığın uyandırdığı bir kardeşlik hissi de yaşatıyor bu duygusallığı.



Baştaki İtalyan gruba dönersek, Mostar köprüsünün üzerinde acıların turizmi yaşanıyor… Romantik bir yeni yıl kutlaması düşünürseniz, pitoresk Dubrovnik’i; konforlu bir tatil yaşamak istiyorsanız, Bosna Hersek dışında Avrupa’nın her hangi bir bölgesini; insanlık tarihinin son savaşlarından birine ve savaşın yıkıcılığına tanıklık etmek istiyorsanız Saray Bosna veya Mostar’ı önerebilirim.

2014’ün ülkemize, dünyamıza barış, güven, huzur getirmesi, insanların haksızlığa uğramaması dileklerimle yeni yılımızı kutlarım…
 

Yazarın Notu: J Saray Bosna’da bir sarı ışıkta geçerken Boşnak polis beni durdurdu. Kimlik, evrak derken gösterdiğim İngiliz pasaportum ve Türk ehliyetim, elimizdeki şarapnel yaralı binaların resimleri ve basın kartımı gören trafik polisi dostlukla “biz Türkleri severiz, ceza kesmeyeceğim” deyince ben de onların yaşadıklarını dile getiren bir yazı yazacağıma söz verdim. Son tartışmamız içtiğimiz acı kahvenin Türk kahvesi mi Boşnak kahvesi mi olduğuydu… Bu yazıyla Boşnaklara verdiğim sözü de tutmuş oluyorum. Kıssadan hisse: siz siz olun, Bosna’da sarı ışıkta geçmeyin. J

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva