Yani…

İstesen böyle “ilahi tesadüf” olamaz…

AK Parti…

Dün (03 Kasım) iktidara gelişinin 20’nci yılını kutlarken…

Türkiye’nin…

24 yıldan bu yana yaşadığı “en yüksek” enflasyon açıklandı:

Devlet Baba’nın TÜİK’ine göre…

Bugün bizi boğan enflasyon %85.51…

Kısa adı “ENAG” olan…

Enflasyon Araştırma Grubu’na kulak verirseniz…

An itibarıyla…

Yaşadığımız enflasyon %185.34…

Yazıyla…

(Yüzde yüzseksenbeş küsur!)

***

Şimdi haklı olarak merak etmişsinizdir…

Böyle korkunç bir enflasyon…

24 yıl önce kimin/kimlerin “eseri”ydi?

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin 55’inci Hükümeti…

30 Haziran 1997’de işbaşı yaptı…

Bildiğiniz koalisyondu…

Kısa adı “ANASOL-D” hükümetiydi…

Anavatan Partisi…

Siyasi birlikteliğin başını çekiyordu…

Mesut Yılmaz, başbakandı…

Yandaşları ise…

Demokratik Sol Parti ile Demokrat Türkiye Partisi’ydi…

Deniz Baykal’lı CHP…

Cici hükümeti dışarıdan destekler gibi yaptı…

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi…

Ana muhalefet rozetini takmıştı…

İnanılmaz bir enflasyon…

Memleketi adeta boğuyordu…

Manavdaki – pazardaki etiketler…

(Aynen bugünkü gibi…)

Ertesi gün değişiyordu…

Her şey ateş pahasıydı…

Süleyman Demirel’in dediği gibi…

“Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” sözü…

Gerçek oldu…

O koalisyon hükümeti…

25 Kasım 1998’de “elveda” dedi; tarihin karanlığında kayboldu…

Siyasi arenada…

Hepi topu 17 ay yaşayabilmişti…

Enflasyon çoktan %99 olmuştu bile…

Geriye…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin…

Koleksiyoncuların kapıştığı…

Gelmiş, geçmiş en büyük değerdeki banknotları kaldı…

***

Mesut Yılmaz, 1991-99 yılları arasında…

Üç kez başbakanlık yapan bir siyasetçiydi ama…

Hayat pahalılığının önüne geçemedi…

Türk Lirası…

Öylesine inanılmaz değer kaybı yaşadı ki…

Anlatılmaz…

Yaşamak gerekirdi…

***

Mesela…

Bugünkü sayın Cumhurbaşkanımızın sık sık hatırlattığı gibi…

Bir zamanlar “tuvalet ücreti bile 1 milyon lira” olmuştu…

Yaşını, başını alanlara göre ise...

“Paramız pul olmuştu…”

Güney Amerika ülkelerine benzemiştik adeta…

***

N’etekim…

1992’de tedavüle çıkan “250 bin liralık” banknotları…

Ertesi yıl “500 bin liralıklar” takip etti…

Çözülmüştük resmen…

1994 gelip çattığında “1 milyonluklar” piyasaya çıktı…

1997 yılında ise “5 milyonluklar” piyasaya girdi, sessiz sedasız…

Ancak sadece 2 yıl tahtta kalabildi…

Enflasyonun “kara delik” haline geldiği 1999’da ise…

“10 milyonluk” banknotlar basıldı…

Hatırlayan var mı?

***

Dolar ne alemdeydi, diye merak edenlere…

1998 yılı hayatımıza girdiğinde…

“1 Amerikan Doları” ocak ayında 206.120 TL.’idi…

Bugünle karşılaştırırsak…

Al sana enflasyonun cilalısını…

O günün 206 TL.’lik 1 Doları…

Bugün (2004’te 6 sıfır attığımız için)

Tamı, tamına “20 Lira 61 Kuruş”…

Aradan 23 yıl geçmiş…

An itibarıyla Dolar ne kadar?

“18 Lira 61 Kuruş”…

Ertesi yıl (1999)…

1 Dolar ocak ayında 313.707 TL.’idi…

Bugünle karşılaştırırsak…

“31 Lira, 37 Kuruş…”

Böyle giderse…

Allah korusun…

“23 yıl önce nerelerdeydik, nasıl aynı yere geldik?” demeyelim de…

***

Bitiriyoruz…

Tam “dokuz ay” önce bugünlerdi…

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Zonguldak – Kilimli Yolu’nda…

Yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış töreninde konuşuyordu…

Şöyle dedi:

“Zonguldak'tan tüm Türkiye’ye söz veriyoruz. Vesayeti nasıl devreden çıkardık, terör örgütlerinin başını nasıl ezdiysek, darbecileri nasıl püskürttüysek hayat pahalılığını da çözeceğiz… Çalışanları ezdirmemek için maaşlarda ciddi iyileştirmeler yaptık…”

Doğru…

İyileştirmeler yapıldı, yapılıyor ama…

Fiyatlar “yerinde” durmuyor…

Özellikle gıda ürünlerinde…

Etiketler neredeyse her gün yukarı doğru değişiyor…

Geçenlerde TV’de izledim…

Bir anne utana sıkıla örnek veriyordu…

Çarşı-pazardaki yangını anlatırken:

“İki yavrum var, bir yumurtayı sabah kahvaltıda ikiye bölüp yediriyorum…”

Nokta…

Sonsöz: “Gözlerinizdeki ışıltı bitmesin ama, esnafın ışıltısı da bitmesin… Bu aralar esnaflar çok zor durumda… / Nureddin Nebati – Hazine ve Maliye Bakanı’nın Batman esnaf ziyaretindeki sözleri…)