Geçen Salı günü Havalimanından İZBAN’la Karşıyaka’ya dönüyorum… Çevrenizde bir insan ağlayınca hissetmemek imkansız. Yan sırada iki genç kız sürekli ağlıyor, gözleri kan çanağı… Önce anlamadım ne olduğunu, birinin annesi de yanındaymış, “sonunda ölüm yok ya, seneye bir daha girersin” deyince anladım ki üniversitelere giriş sınavı (YKS) faciası yaşanıyor.

Evet YKS ne yazık ki eğitimdeki içler acısı tabloyu ortaya koymuş. Yarım net sınırını aşamayan 41 bin öğrenci sıfır çekmiş. Yarım milyon öğrenci sınavın ilk oturumunda 150 puan barajını geçememiş.

Ekran başına geçince ÖSYM’nin web sitesine girip istatistiklere baktım. Üniversiteye girişte bu yıl ilk kez uygulanan ve iki oturum halinde gerçekleştirilen YKS’ye ilişkin ÖSYM’nin paylaştığı istatistikler, eğitimde gelinen korkunç noktayı gözler önüne seriyor.

Öncelikle Türkiye ortalamasının hemen her derste düşük olması dikkat çekici. İkinci oturum olan Alan Yeterlilik Testi’ne girip sınavı geçerli kabul edilen 1 milyon 877 bin 568 aday, 40 matematik sorusundan ortalama 3.9 soruyu doğru cevaplayabildi. Bu oran fizik için ise 14 soruda 0.4!

Adayların ortalama doğru cevapları şöyle: Türk dili ve edebiyatı 24 soruda 4.7, tarih-1 10 soruda 1.6, coğrafya-1 6 soruda 2.271 ortalama, tarih-2 11 soruda 1.465 ortalama, coğrafya-2 11 soruda 2.856 ortalama, felsefe grubu testinde 12 soruda 2.017 ortalama, din kültürü ve ahlak bilgisi veya ek felsefe grubu testinde 6 soruda ortalama 2.098, matematik 40 soruda ortalama 3.923, fizik 14 soruda 0.467 ortalama, kimya 13 soruda 1.109 ortalama, biyoloji 13 soruda 1.669 ortalama şeklinde…

Özetle Facia!

Twitteryıkılıyor sonuç yorumlarıyla… Ama herkes sadece küfrediyor. Çözüm önerisi getiren yok.

Milli Eğitim Bakanlığına Ziya Selçuk atanmamış olsa bu yazıyı yazmazdım. Ama ben Prof. Selçuk’tan umutlu olan kesimdenim…

Eğitim, insan kaynağının ülkeye ve insanlığa yararlı duruma getirilmesinde başlıca kaynak... Eğitim düzeninin insanımızın yeteneklerini geliştirecek biçimde sistemleştirilmesi temel amaç olmalıydı bugüne kadar ama…

Çağdaş ve evrensel ilkeleri benimsemiş ülkeler, saptadıkları hedeflere ulaşabilmek ve dünyada daha çok söz sahibi olabilmek amacıyla, eğitimin kalitesini yükseltmek ve yaygınlaştırmak için çaba gösteriyorlar.

Eğitim, geleceğin tek güvencesi… İyi eğitim almış bireyler, yaşamın her alanında karşılaştıkları güçlüklerin üstesinden gelebilecek, toplumlarını aydınlık yarınlara taşıyabilecek birer yurttaş olarak yetişecek ise yeni Milli Eğitim Bakanı’ndan beklentimizin olması doğal karşılanmalı

Fizik sınavında 0.4’ün önüne geçmek için eğitim ve öğretimin temel işlevine dönmesi şart. Toplumu çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmek konusunda Bakan Ziya Selçuk’un bizden farklı düşünmediğini biliyorum. Cumhuriyet'in temel değerlerini özümsemiş, ülkesine karşı sorumluluklarının bilincinde, çağdaş bilim ve teknolojiyle donanımlı, bilgi toplumuna uyum ve katkı sağlayabilecek yurttaşları yetiştirmenin yollarını bu ülkenin bulabileceği kanısındayım.

“Hayal görüyorsun” diyebilirsiniz. Umarım görmüyorumdur.