Urla Belediye Başkanı tutuklandı…

Tutuklanan başka belediye başkanları da var…

Ziraat Bankası simit sarayını kurtarmış…

Libya’ya asker gönderelim mi?

Tank palet fabrikası tartışılıp duruyor…

Yabancılara satılan vatan toprakları…

Suriye’de neler olup bitiyor?

Ekonomi nereye gidiyor?

Kadına şiddet sürüp gidiyor…

Yolsuzluk, yoksulluk had safhada…

Memleket halleri, uzayıp gider…

***

Şimdi:

Bütün bunların çözümü yok mu?

Elbette var…

Var ama bir temel şartı da var:

Nedir o şart?

“Rejim…”

Evet; önce “rejimi tekrar ayakları üzerine oturtmak”…

Yaklaşık dört buçuk ay sonra 23 Nisan…

Yani, “Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir” temel ilkesinin, olmazsa olmaz şartının 100. yılı…

Yani, TBMM’nin ve diğer bir deyişle “Gazi Meclis”in açılışının 100. yılı…

Ve dünyada eşi emsali görülmemiş, Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında ve önderliğinde “Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş” bir Meclis’in açılışının 100. yılı…

***

Gelelim günümüze:

18 Nisan referandumu ile kabul ettirilen “sistem”in yürümediği olaylarla sabit… O kadar ki; vaktiyle bu “garip sistemi” canhıraş savunanlar bile, şimdilerde teker teker “gemiyi terk ediyorlar” ve diyorlar ki; “Demokratik parlamenter sisteme dönelim…”

İşte bu sebeplerle:

“Demokratik Parlamenter Sistem”in en önemli kurumu TBMM’nin açılışının 100. yılını hem coşkuyla kutlamalıyız ve hem de yazının başında belirttiğim sorunları şimdilik bir tarafa bırakarak milletçe bütün gücümüzle “Demokratik Parlamenter Sistem’e dönmemiz gerektiğini” bütün kurum ve kuruluşları ile vurgulamalıyız…

Çünkü:

Arşimet Kanunu’nu bilmeyen biri, dev gemilerin denizde nasıl yüzdüğünü izah edemez. Bu sebeple öncelikle, Arşimet kanununu bilmek gibi, “Demokratik Parlamenter Sistemin” (şüphesiz güçlendirerek, eksikliklerini tamamlayarak) yeniden kurulması ile sorunların engin tartışma ortamın da çözülebileceğinin bilinmesi şarttır…

100. Yıl, bunun için büyük bir imkan ve fırsattır.

Bilhassa muhalefet bu konuya odaklanmalıdır.

Milletlerin hayatlarında 100. yılların çok çok önemli olduğu unutulmamalıdır…

Ve hemen arkası 2023’tür ki; Cumhuriyet’in ilanının da 100. Yılıdır…

***

O halde:

Önümüzdeki aylarda…

Siyasi partiler, meslek teşekkülleri, demokratik kitle örgütleri ve tümüyle halkımız, “yeniden aslına dönüş” hareketini tüm demokratik yollarla başlatmalı ve seminerlerle, basın toplantılarıyla, panel ve konferanslarla demokratik hak ve özgürlükleri kullanarak, “Demokratik Parlamenter Sisteme” dönüşü, bir toplumsal “talep” haline dönüştürmeli ve 100. Yıl kutlamalarının coşkusuyla bu “talebi” gündemin birinci maddesi haline getirmelidir…