Onur DENİZ /EGEDESONSÖZ - Dünya Gazetesi’nin onuncusunu düzenlediği ‘Türk Dış Yatırımları Paneli’ önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı.
Almanya’nın Ruhr bölgesinden gelen yerel temsilcilerin katılımıyla “Kuzey Ren-Vestfalya: 1 Numaralı Yatırım Merkezi-Ruhr Metropolü’nde Türk Firmalarını Bekleyen Fırsatlar” zirvesi yapıldı.
Swiss Otel’de gerçekleştirilen toplantı Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ev sahipliği yaparken, Ruhr Metropolü Belediyeler Birliği Yöneticisi Karola Gei-Netthöfel, Almanya İzmir Başkonsolosu Thomas Gerlach, Ruhr Metropolü Kalkınma Ajansı Genel Müdürü Ramus C. Beck, Essen Kalkınma Ajansı Genel Müdürü Dietmar Düdden, NRW.INVEST Genel Müdürü Petra Wassner katılımcılar arasında yer aldı.
Alman temsilciler yatıkları konuşmalarda Ruhr Bölgesi’ndeki yatırım fırsatlarıyla ilgili mesajlar verdi. Bölgenin stratejik ve ekonomik rolü hakkında sunum gerçekleştirildi.
800 YILLIK EKONOMİK İLİŞKİ
Panelde İzmir’i temsilen konuşan EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, 800 yıldır Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin özellikle ekonomik iş birlikleriyle sürmesine dikkat çekti. Türkiye’nin Avrupa ekonomisindeki rolünden söz eden Yorgancılar, “Avrupa’da kullanılan her dört beyaz eşyadan ve her televizyondan biri Türkiye’de üretiliyorsa, tekstil, otomotiv gibi sektörlerde uluslararası markalara üretim gerçekleştiriyorsa gerek nitelikli işgücü ve gerekse yatırım ortamı açısından potansiyelini açıkça ortaya koymaktadır” dedi.
KALKINMA YERELDE BAŞLAMALIDIR
İzmir’de uluslararası doğrudan yatırımlarda önemli bir paya sahip olduğunu ifade eden Yorgancılar, kalkınmanın yerelde başlaması gerektiğini söyledi. Yorgancılar, “Kentlerin ülke gelişimine ekonomik anlamda yaptığı katkıyı ayakları yere basan projeler ile somut çıktılarla, yaratılan katma değerle daha net algılıyoruz. Tıpkı Kuzey Ren Vestfalya Bölgesi’nin ülke ekonomisine koyduğu katkıda olduğu gibi. Zira Almanya’da en çok ticaret yaptığımız eyaletin Kuzey Ren Vestfalya Bölgesinin olması da bunun bir kanıtıdır. Ancak, bir de kentlerin bir ruhu vardır. O ruha uygun bir kültürel yapısı vardır. İzmir, ülkenin üçüncü büyük şehri olup, 2014 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren ve vergi ödeyen ikinci şehir olmasının ötesinde taşıdığı ruh anlamında farklılığını çok net ortaya koyan bir şehirdir” şeklinde konuştu.
AB’YE ÜLKE DEĞİL ŞEHİRLER GİRMİŞ OLSAYDI İZMİR ÇOKTAN GİRMİŞTİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir’deki odalarla gerçekleştirilen Brüksel ziyareti hakkında konuşan Ender Yorgancılar, ”Brüksel ziyaretinde gördük ki Avrupa Birliği’ne ülkeler değil de şehirler girmiş olsaydı İzmir şu anda birçok şehirden daha önce girmiş olurdu. İzmir dediğimiz zaman orada herkes biliyor. Anlatmak için hiç zaman harcamadık. Ancak burada şunu gördük. Bu tip ilişkilerin daha fazla olması gerekir. Sivil toplum kuruluşlarının bu tip organizasyonları sıklaştırması lazım… Biz iki gün boyunca oradaki görüşmelerde AB’de bulunma sebeplerimizi serbest ticaret anlaşmasındaki yaşadığımız haksızlığı anlattıklarımızda herkes bize hak verdi. Ancak bunların daha üst makamlardan çözülmesi gerektiğini vurgulamak isterim” diye konuştu.
İZMİR TÜRKİYE İÇİN ŞANSTIR
Ekonomide şehirlerin ön plana çıktığını söyleyen Yorgancılar, “İzmir’in de bu potansiyeli fazlasıyla taşıdığı düşüncesindeyim. İzmir’in ayrıcalıklarının da her zaman Türkiye için bir şans olduğunu ifade etmekteyim. Burada da, büyük bir gururla tekrarlamak isterim. O nedenle, her iki bölgemizin avantajlarını, sunduğu imkanları birbirimize iyi anlatmayı ve yapacağımız yatırımlarla, ülkemizin zenginliğine daha fazla katkı sunmayı çok önemsiyorum” dedi.
HER TÜRLÜ DESTEĞE HAZIRIM
Türkiye ile Almanya arasında yürütülen işbirliğinin iki bölge arasında da sürdürmek gerektiğini vurgulayan Ender Yorgancılar, EBSO Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı göreviyle hem bürokrasi ayağında, hem de yatırım aşamasında ihtiyaç duyulan her türlü desteği sağlamaya hazır olduğunu söyledi.
İKİ BÖLGE ARASINDA KAZANÇ MESAJI
Yorgancılar, “Ülkelerimizin yıllardır başarıyla yürüttüğü karşılıklı kazan-kazan ilkesini bizler de kendi bölgelerimizde başarabiliriz. Güçlü bir sanayi altyapısı ve dinamik bir işgücü her iki bölgenin değerlendireceği önemli fırsatlardır. Birbirimizin güçlü ve farklı sektörleri ile gelişip, ortak yönlerimizle daha sıkı bir bağ kurabiliriz. Genlerimizin ve tarihi birlikteliğimizin buna çok müsait olduğu inancındayım. Aynı dili değil, aynı duyguyu paylaşanların anlaştığını düşündüğümüzde, iki bölgemiz de güçlü işbirlikleri kurma potansiyeline sahiptirler. Sadece bir kıvılcıma ihtiyaç duyulur bazen. Bu panelimizin de bu kıvılcımı ateşleyeceğine yürekten inanmaktayım” diye konuştu.
TİCARET İÇİN ÖNCE EŞİTLİK
Toplantının soru cevap bölümünde iki bölge arasındaki ilişkilerin gelişmesi için Alman temsilciler, İzmirli yatırımcıları bölgeye beklediklerini söyledi. EBSO Başkanı Yorgancılar ise ticari ilişkilerin gerçekleşmesi için öncelikle ticari eşitliğin sağlanması gerektiğini ifade etti.
Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği arasında serbest ticaret bölgesi kurulmasına ilişkin TTIP Antlaşması’nda Türkiye’nin dışarıda bırakılmasına gönderme yapan Yorgancılar, “Avrupa Birliği’nin en önemli lokomotif ülkelerinden biri Almanya diğeri de Fransa’dır. İki ülke arasında eşitlik ilkesinden söz edildiğinde vize ve oturma izni konusu doğru. Ama ticaretin eşit olması için serbest ticaret antlaşmalarının içerisinde Türkiye’nin mutlaka yer alması gereklidir. Eğer biz bu antlaşmalarının içinde olmadığımızda, siz ABD ve AB arasında TTIP antlaşmalarını yaptığınız sürece yüzde 70 oranında bir blok oluşturuyorsunuz. Biz bu yüzde 30’luk bölümde kaldığımız müddetçe, Gümrük Birliği’nden AB’ye gümrüksüz mal alma ve mal satma sorunlarıyla karşı karşıya kaldığımız müddetçe eşitlik ilkesi olmuyor. Bu açıdan eşitlik ilkesini vize ile oturma izniyle, Gümrük Birliği’yle genel olarak algılanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu dünya hepimizin. Ticaret kolaylaştığı müddetçe, vizeler kalktığı müddetçe mal dolaşımı da sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.