HABERLER>POLİTİKA
27 Temmuz 2020 Pazartesi - 16:52

Yaldız'dan kurultay değerlendirmesi: Şu an iki kutuplu bir İzmir var!

İntegral Araştırma Genel Koordinatörü Ümit Yaldız, CHP Kurultayı ile birlikte İzmir için kartların yeniden dağıtıldığını belirterek “İzmir siyaseti, yerel siyaseti açısından bir kere üç kutuplu bir İzmir söz konusuydu. Şu an iki kutuplu bir İzmir var. Kutbun bir tanesi çöktü. Yani üstü çizildi. İzmir siyasetine sonradan dahil olan Tuncay Özkan, İstanbul'un da dahiliyle çizik yedi” dedi.

Yaldız dan kurultay değerlendirmesi: Şu an iki kutuplu bir İzmir var!

EGEDESONSÖZ - İntegral Araştırma Genel Koordinatörü Ümit Yaldız ve gazeteci Fatih Yapar, hafta sonunda gerçekleştirilen CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'nı masaya yatırdı. Sonsöz TV'de kurultayla ilgili çok önemli anekdotlar ortaya koyan Yaldız, "Cumhuriyet Halk Partisi, giderek AK Parti'ye benzemeye devam ediyor" yorumunda bulundu.

CHP'nin, sosyal demokratlıktan oldukça uzaklaştığı iddiasında bulunan Ümit Yaldız, "Cumhuriyet Halk Partisi, parti içi demokrasi kültürünü az da olsa yaşatmaya çalışan bir parti. Çok yaşattığını söyleyemeyiz. Cumhuriyet Halk Partisi de, sosyal demokratlıktan oldukça uzaklaştı ve üzüm üzüme baka baka kararır misali, mevcut en çok eleştirilen siyasi partilerin bir benzerine doğru gidişat gösteriyor. Hem liderlik makamında giderek tartışılmazlık bakımından hem de parti tüzüğü, parti organları bunların hüküm süreleri bakımından... Cumhuriyet Halk Partisi de giderek AK Parti'ye benzemeye devam ediyor diyebiliriz. Buna rağmen çarşaf liste, liste delenler, çizik yiyenler gibi hala delegenin hür iradesinin olduğu, olmaya devam ettiği de ortada. Bu bakımdan da, biricik az demokrat partimiz olarak da önemini koruyor. Yani oralarda bir yerlerde bir demokrasi var, can çekişse de bir yerlerde yaşıyor. Bu da Cumhuriyet Halk Partisi'nde hala var. Aslında değerlendirmeye ilk günden başlamak gerek. Nedense çok hızlı, rüzgar gibi geçti, denir ya... Geldi geçti, kimse imza bulamadı. Kılıçdaroğlu, tek başına yürüdü ki zaten beklenti de buydu . Yerel seçimden çok güçlü çıkmıştı çünkü lider... Kemal Kılıçdaroğlu, cumartesi günü çok rekor bir oyla deyim yerindeyse vurdu geçti" dedi.

1300 CİVARI OY ALACAĞI KONUŞULUYORDU
Kurultay öncesinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun alacağı oy oranının, Parti Meclisi, Yüksek Disiplin Kurulu ve Bilim Kurulu listeleri belirlenirkenki özgüvenine yansıyacağı yönünde görüşler olduğunu belirten Ümit Yaldız, "Kılıçdaroğlu'nun 1200-1300 aralığında oy alacağı öngörülüyordu. Bu tahmin tuttu" dedi ve ekledi:

"Kemal Kılıçdaroğlu açısından zirve noktasıdır, öyle değerlendirmek lazım. Zirvenin daha zirvesi yok. Bildiğim kadarıyla 70'e yakın oy almaları gerekiyor tüzük bakımından... Yüzde 10 oy almaları gerekiyor ki aday olabilsinler. Bu demokratik midir değil midir, tartışılır. Önümüzde, yakın bir tarihte sıcak bir seçim yok. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu açısından, liderler açısından bu tip kurultaylar zordur. Genelde Cumhuriyet Halk Partisi'nde son 10-15 yılda  benim izlediğim pek çok olağan ve olağanüstü kurultay herhangi bir seçime 6 ay kala yapılırdı ki delegelerin yarısı bir yere adaydır, iradeleri biraz ipotek altındadır bu dönemlerde. Dolayısıyla burada öyle bir şey olmadığı için Kılıçdaroğlu açısından zor bir seçimdi ama buna rağmen gelinen nokta açısından değerlidir. Kılıçdaroğlu, daha önce Muharrem İnce'ye yaptığı gibi imza jesti niye bu kez yapmadı? Muhtemelen o da olacaklardan korkmuş olabilir. Çünkü insanlar açık açık ıslak imzayla ‘sen aday ol diyemiyorlar’ ama içlerinde de mevcut yönetime karşı bir duygu biriktiriyorlar. Kapalı oy kullanma alanına girip eline kalemi aldığından itibaren delegenin idaresi nereye gider, o artık belli olmaz. Bunu Kemal Bey yaşadı. 1000 kusur imza ile girip 600-700'lü oylarla seçildiği kurultaylar var çok yakın geçmişte. Neyse cumartesi hızlı kapandı”

ŞU AN İKİ KUTUPLU BİR İZMİR VAR
Kurultayın İzmir’e etkileri üzerine konuşan Yaldız, “Biz öncelikle İzmir'den bakıyoruz meseleye. İzmir'den baktığımızda ben şunu görüyorum; İzmir'de önemli bir değişken var. İzmir siyaseti, yerel siyaseti açısından bir kere üç kutuplu bir İzmir söz konusuydu. Şu an iki kutuplu bir İzmir var. Kutbun bir tanesi çöktü. Yani üstü çizildi. İzmir siyasetine sonradan dahil olan Tuncay Özkan, İstanbul'un da dahiliyle çizik yedi. Tabii Türkiye genelinde sandık sandık bakmak lazım. Tuncay Özkan bir İzmir siyasetçisi değil. İzmir'de ilk seçildiği seçime, kontenjandan girmiş, önseçime de girmemiş. Bu şartlarda İzmir'e getirilmiş bir siyasetçidir. İzmir'le ilgisi yoktur demiyorum, yaşamak istiyordur, zaten bildiğim kadarıyla İzmir'in damadı. Özellikle 2019 yerel seçimleri sürecinde çok etkili olduğunu söyleyebilirim. İlçe Belediye başkanlarını belirlemede, Büyükşehir belediye başkanının kim olmaması gerektiği noktasındaki kararlılığıyla ilgili, dolayısıyla İzmir siyasetinde çok önemli bir kutuptu. Bugün itibariyle Parti Meclisi'nden silinmiş olması, İzmir siyasetinde kartları yeniden karmak gerektiğini ya da yeni bir dengenin oluştuğunu bize ister istemez düşündürüyor. Şu anda İzmir'de 2 kutuplu bir siyaset var ve bu iki kutbun da temsilcilerinin bir kutbunda Ednan Arslan'ı görüyoruz Milletvekili olarak. Diğer kutupta da rekor bir oyla bana göre seçilen ve siyasete iyi bir geri dönüş yapan Rıfat Nalbantoğlu'nu görüyoruz ki Rıfat Nalbantoğlu PM'de görev yapmış bir isim. Cumhuriyet Halk Partisi, Deniz Baykal döneminde PM'den İl başkanlığına atanmış biri. Sonra da seçimle geldi. O görevleri yapmasına rağmen bir geri dönüşe ihtiyacı vardı. 800'lü oylarla seçilmiş olması onu ayrıca bahtiyar etmiş görünüyor."

TUNCAY ÖZKAN EPEY SANCI YARATMIŞ GÖZÜKÜYOR
Tuncay Özkan'ın çizik yemesi konusuna da değinen Yaldız, şu değerlendirmelerde bulundu: "Tuncay Özkan epey bir sancı yaratmış gözüküyor. Tabii biz İzmir'den baktığımızda bunu sadece şöyle değerlendirebiliyoruz; yerel seçimlerde çok etkili oldu, çok etkili olması belki çok oy alması, kazanması anlamına gelir ama bir bölümü mutlu ederken başka bir kitleyi de mutsuz etmiş. Her seferinde de yalanlanan ‘falancanın odasını bastı’, ‘genel başkanını yumrukladı’ gibi bir takım kulis haberlerine de konu olmuştu bildiğim kadarıyla Sayın Tuncay Özkan... Netice itibariyle işin doğrusu şudur: Kemal Kılıçdaroğlu'na ‘Özkan’ı listeye alma’ gibi bir takım telkinlerin geldiğini düşünüyorum. Ama Kemal Kılıçdaroğlu da zaten artık zaten cumartesi günü pik yapmış, 1300 oyla full çekmiş bir Genel başkan olarak, ne kadar istemese de bu uyarıları delegelerin önüne atıp ‘siz gereğini yapın’ diyerek işi doğal akışına bırakmıştır. O cerrahi müdahaleyi kurultay delegelerine yaptırmış görünüyor."

5 ŞİDDETİNDE DEPREM OLUR AMA YIKILMAZ
İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın PM'de olmaması nedeniyle İzmir siyasetinde yaşanabilecek olası gelişmeler üzerine de yorumlar yapan Ümit Yaldız'ın değerlendirmeleri şöyle:

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultayından bahsediyoruz. Yani aslında üst şemsiyenin iktidar olması gereken bir kurultay olmasına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi'nde önce partililerin iktidarı önemlidir. Bu nedenle Belediye başkanlarının koltuklarında bir küçük 5 şiddetinde bir sarsıntı olur ama 5 şiddetindeki sarsıntılar Ege'de büyük yıkımlara sebebiyet vermezler. Tuncay Özkan ile birlikte çok yakın hareket eden, çekirdek ekip anlamında hareket eden Belediye başkanları var İzmir'de, sağdan soldan herkes biliyor. Ama bu Belediye başkanlarını sadece Tuncay Özkan ile anmak da ne kadar doğru, bilemiyorum. Çünkü bunların siyasi geçmişleri var. Bu Belediye başkanlarının, siyasetteki yeteneklerini kullanarak yeni oluşan dengelerde kendilerine mutlaka yer bulacaklarını düşünüyorum. Bulan ayakta kalır, bulamayan gider. Nasıl geldiysen, hangi güç seni bir yere taşıdıysa, o güç yoksa paraşütsüz düşersin. Siyasette yakın zamanda örneklerini gördüğümüz bir durum. Siz eğer Tuncay Özkan'ın arkadaşı olmak dışında bir özelliğe zaten sahip değilseniz, sizin için yapılacak bir şey yok ama bunun dışında pek çok hasleti barındıran, özelliği bulunan, tecrübesi olan, geçmişten bu güne siyasi yatırımları olan Belediye başkanları var. Bunların arasında en önemli olan Utku Gümrükçü, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran... Bu isimler sadece Tuncay Özkan ile anılması gereken isimler mi? Utku Gümrükçü'nün bu kentte 2000 yılından itibaren benim izlediğim kadarıyla bir gelmişi, geçmişi var. Bunlar için, birinci yılında Belediye başkanı falancının adamıydı diyerek çizilmez. Belediye başkanı da mutlaka bu yaşadıklarından ders alacaktır. Ankara ve İzmir'de oluşan yeni dengede bir yer bulacaktır."

SELİN SAYEK BÖKE’Yİ BALÇOVA’DA BIRAKIN, TEK BAŞINA KONAK’A GELEMEZ
"Tuncay Özkan'ın PM'de yer almaması, İzmir için şu anlamda da iyi oldu. Tuncay Özkan konusunda benim düşüncelerim belli. İzmirli olmaması beni en çok rahatsız eden konuydu. Bu kentin yerel siyasetini ve siyaset dinamiklerini, bu kentte yetişmiş, bu kentin havasını solumuş, suyunu içmiş insanların yapması gerektiğine inandığım için. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi için de değil, AK Parti için de bu geçerli. Yani 20 yıllık AK Parti iktidarında Bekir Pakdemirli dışında İzmirli diyebileceğimiz bir kabine üyesi yok. Bunu ben söyledim, Binali Yıldırım bir dönem İzmir'de çok yoğun olduğu dönemlerde. Yıldırım, bir alınganlık da gösterdi mesela televizyon programlarında.  Binali Yıldırım çok başarılı işler yapmış olabilir İzmir için belki İzmirli bakanlardan da çok şey yapmış olabilir ama İzmirli değil. İzmir'in kaderini İzmirliler belirlemiyor, uzun bir süredir. Cumhuriyet Halk Partisi'nde MYK'da İzmirliler yok, ‘yok diye diye’ bir kaç kişinin gelmesine vesile olduk. Şu anda Rıfat Nalbantoğlu, İzmirlidir neresinden bakarsanız bakın İzmir'i temsil etme gücü vardır. Şimdi Selin Sayek Böke, İzmir Milletvekili olabilir, Selin Sayek Böke İzmirli mi? Selin Sayek Böke'yi Balçova'da bırakın, tek başına Konak'a gelemez. Ednan Arslan İzmir'in her köşesini bilir çocukluğundan itibaren bu kentte yetişmiş bir insan. Dolayısıyla Ednan Arslan değerli bir kazanımdır İzmir açısından, Rıfat Nalbantoğlu değerli bir kazanımdır. Önümüzdeki süreçte bunlar iki kutup başı olarak tatlı tatlı rekabet edecekler, etmeleri de gerekiyor. Siyasetin doğası belki bunu da gerektiriyor bir parça ama bu anlamda Devrim Barış Çelik sessiz derinden ama İzmirlidir, İzmir'i temsil eder. O da önümüzdeki süreçte Ankara'da önemli bir güç odağı olmaya aday isimlerden biri. Süreçleri kendi adına çok iyi yönetti. Kemal Kılıçdaroğlu'yla çok yakın çalışan, akademik kimliği olan bir arkadaş. Dolayısıyla o süreçten sonraki süreçleri de çok iyi yönetti ki kurultay delegesi olması onun siyasi kariyerinde bir dönüm noktasıdır. Rıfat Nalbantoğlu Türkiye genelinde tanınan bir siyaset adamıdır. Sadece siyasetçi kimliğiyle de değil, Ankara siyasetini bilmesiyle de önemlidir. Bu anlamda Tunç Soyer'in, Devrim Barış Çelik'in de açık değilse de örtülü bir şekilde desteklediğini ve çok sevindiğini düşünüyorum."

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ, KURBAN EDİLDİ
PM'de 4, YDK'da bir İzmirli bulunduğuna dikkat çeken Ümit Yaldız, Rahmi Aşkın Türeli'nin, Kılıçdaroğlu'nun kendisine çok yakın hissettiği bir isim olduğunu belirtti, seçilememesini "Anahtar listede olmasına rağmen seçilememesi, Rahmi Aşkın Türeli kaynaklı değil" olarak değerlendirdi. Yaldız, "Rahmi Aşkın Türeli, kurban oldu muhtemelen. Ama seçilememesi, Kemal Kılıçdaroğlu nezdinde çok kıymetli bir birikim olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Devlet Planlama Teşkilatından itibaren onların o bürokrasiden gelen yakınlıkları söz konusu. Hatta son dönem, 2019'da sürpriz Büyükşehir Belediye başkan adayı olabilirdi Rahmi Aşkın Türeli. Çok çalışkan da bir insandır, Milletvekilliği döneminde rekor soru önergeleri, kanun teklifleri, İzmir'in sorunlarına olan duyarlılığıyla çok takdir toplamıştı. Sonuçta delege profesyonel bir oluşum, yani böyle sıradan bir halk iradesi, kamuoyu iradesi değil, onun damıtılmış hali. Delegenin önüne düştüğünüzde başka özelliklerinizin de olması gerekir, bunlar yetmiyor."

Ümit Yaldız, Hakkı Akalın, Mehmet Ali Çelebi ve Gökhan Günaydın'ın oylarını da değerlendirdi:

"Hakkı Akalın, Deniz Baykal döneminde önemli Genel başkan yardımcılarından biriydi, Deniz Baykal'ın doktoru olarak bilinir. Demek ki bunun dışında başka yatırımları olmuş, bir insan biriktirmiş, delege biriktirmiş ya da delegenin üst gruplarıyla ilişkileri iyi. Her seferinde aldığı oy beni şaşırtır Hakkı Akalın'ın. Her gördüğümde bu kadar oyu nereden aldı, dediğim isimlerden biridir."

"Mehmet Ali Çelebi, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından sahiplenilmiş bir isim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultayını bu isimler, İzmir'deki kutuplar, değişen dengeler üzerinden daha genel çerçeveden baktığımızda Mehmet Ali Çelebi'yi de kapsayan bir şey benim dikkatimi çok çekti: Ulusalcı kimliği. Ulusalcı Kemalist kimliği biraz ön planda olan isimlerin Cumhuriyet Halk Partisi kurultayında çok da başarılı olamadıklarını görüyoruz. Parti çok oy alanlara baktığımızda bir tık sola çekmiş gibi görüyor. Cumhuriyet Halk Partisi daha merkezde dururdu, ulusalcı kimlik biraz belirgindi, ulusalcı kimlik giderek Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetiminden izole oluyor. Bu izolasyonların somut örneklerinden biri de Mehmet Ali Çelebi'dir, Mehmet Ali Çelebi'nin aldığı oy'dur."

BAYIR, İÇİNDEKİ İZMİRLİYİ DIŞARI ÇIKARMIŞ
Ümit Yaldız, Milletvekili Tacettin Bayır'ın PM için aday olup 163 oy alması konusunda şunları söyledi:

"Tacettin Bayır, İzmir'in demokrat ikliminden fazlaca nasibini almış bir siyasetçidir. Milletvekiline biz seni alırsak alırız, almazsak hiç başvurma demek, çok demokratik bir tavırdır, muhtemelen bu demokratik tavır Tacettin Bayır'a fazla gelmiş olmalı ki o içindeki İzmirliyi dışarı çıkarmış, gidip başvurmuş. Buna ben böyle bakıyorum. Ulusalcılardan bahsetmişken Aylin Nazlıaka, bir ulusalcı kazaya kurban gitmişti. Onun geri dönüşü 514 oy almış. Ulusalcılığın dozu, Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki karşılığı bu. Aylin Nazlıaka kadın olduğu için kotadan girdi ama Mehmet Ali Çelebi aynı anlamda daha fazla almasına rağmen PM'ye giremedi. Dikkat çeken bir isim de Gürsel Erol aslında. Gürsel Erol'un da İzmir'le ilgisi vardır. Yarı İzmirli, partinin önceki dönem Tire üyesi... Yani Tunceli Milletvekili olmadan önce Cumhuriyet Halk Partisi'nin Tire örgütünün üyelerinden biriydi Gürsel Erol ama her seferinde bir yerden farklı bir şekilde ortaya çıkmasıyla meşhur ve başarıyor. Elazığ'da Milletvekili seçilmeyi başardı ki bu çok öngörülen bir şey değildir Cumhuriyet Halk Partisi açısından. Tunceli'de bildiğim kadarıyla önseçim mücadelesi verdi bir önceki dönem. Oradan çok zor bir seçimden çıkıp Milletvekili oldu. Bence MYK'nın sürpriz isimlerinden birisi olabilir. Kemal Kılıçdaroğlu liste delenleri seviyor. Mesela Tuncay Özkan'ı da öyle almıştı. Bakmayın Muharrem İnce'ye siyaseten ileri geri konuştu ama, Muharrem İnce'nin yaptığı listeden Kılıçdaroğlu'nun PM'sine girmişti. Kılıçdaroğlu da o kesimden de birisi olsun diye de önceden bunu örneklendirdi. Bu dönem de mutlaka alacaktır."

"Gökhan Günaydın, benim MYK için sürpriz gördüğüm isimlerden biri. Ekrem İmamoğlu'nun desteği çok önemli Gökhan Günaydın açısından. Gökhan Günaydın mücadeleyi hiç bırakmadı. 641 oy almış. Gökhan Günaydın hep faaliyetlerini tarımsal  anlamında da olsa sürdürdü. Önümüzdeki süreç Cumhuriyet Halk Partisi açısından tarımsal faaliyetlerin önemini ister istemez getiriyor. Bu anlamda da Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanlığından itibaren bir birikim Gökhan Günaydın, onun da altını çizmek gerekiyor."

"Gaye Usluer, Muharrem İnce imza kurultayı sürecindeki önemli figürlerden biriydi hatırladığım kadarıyla. İmza verenlerden, imza verilmesine ön ayak olanlardan. Bildiğim kadarıyla İzmir'de de imza sürecinde, imza verenler cephesinde önemli etkenlerden biriydi."

AHMET AKIN, GELECEĞİ OLAN BİR SİYASETÇİ
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ın yükselişini de değerlendiren Ümit Yaldız, Tunç Soyer'in bugünkü durumunu da yorumladı: "Ahmet Akın'ı yakından tanıyoruz. Genç, Cumhuriyet Halk Partisi'nde Ege'de emek vermiş, Ege'de doğmuş, büyümüş, Balıkesir'in çocuğu, önemli bir birikime sahip birisi. Enerjisine yakınen şahit oldum yerel seçimlerde. Balıkesir Büyükşehir'e aday gösterilmesi gündemdeydi. 15-20 gün Balıkesir'de dolaştı. Balıkesir siyasetinde de bence geleceği var. Bundan sonraki süreçte belki yarım kalan o hikayeyi tamamlamak adına da Ahmet Akın'ın PM'de olması önemliydi. MYK üyeliği beklenen isimlerin de başında geliyor Ahmet Akın. Bu anlamda da Ege siyaseti açısından bir kazanım olduğunu söyleyebiliyorum."

KURULTAYIN KAZANANI, SOYER'DİR
"Kim kazandı, kim kaybettiye bakmamız gerekiyor. İzmir'de en önemli kazanç, bana göre Tunç Soyer'indir. Tunç Soyer, İl kongresinde siyaseten çok gol yedi. Yani ilçeler düzeyinde Rıfat Nalbantoğlu bugün rekora oyla kurultay delegesi oldu ama Konak'tan İl delegesi olamadı. Cumhuriyet Halk Partisi de çok bilinmeyenli bir parti aslında ama Tunç Başkan, çok hızlı toparlanmış görünüyor. Tunç Soyer siyasetle arasında belli bir mesafe varmış gibi gözükse de, siyasete ne kadar ilgili olduğunu, o alana ne kadar yatırım yaptığını bu kurultayda ortaya koydu. Ben İstanbul ve Ankara Belediye başkanlarının veya diğer Büyükşehir Belediye başkanlarının Cumhuriyet Halk Partisi siyasetinde bu denli etkin olduklarını görmedim. Bu kurultay için söylüyorum. Tunç Soyer Cumhuriyet Halk Partili kimliğine yatırım yaptı bu seçimde. Rıfat Nalbantoğlu dedi, en başından itibaren. Orada durdu, geri adım atmadı. Vefa, bence eksik o değerlendirme. Biraz acele edilmiş bir değerlendirme. Rıfat Nalbantoğlu, sadece vefa ile anılmamalıydı. Nalbantoğlu'nun çok sağlam bir siyasi geçmişi ve tecrübesi vardır. O taraftan da bakılabilirdi."

İzmir'de Büyükşehir yönetimine sahip çıkan bir İl yönetimi olduğuna dikkat çeken Ümit Yaldız, "Bu uyumlu çalışma, bence devam edecek" dedi ve şu değerlendirmelerde bulundu:

"Tunç Soyer, açısından birkaç yıl çok kritiktir, Aziz Kocaoğlu için de bu böyleydi. Aziz Kocaoğlu 2004'te Belediye başkanı seçildi ama 2007'de kente hakim olabildi, süreçleri kontrol etmeye başlayabildi, halkla ilişkilerini derinleştirebildi. Şimdi burada da Tunç Soyer bir atama süreci yaşandı ve geldi yüzde 58 ile de seçildi ne olacak başaracak mı? başaramayacak mı? Siyaseten güçlenecek mi? Zayıflayacak mı? Tunç Soyer açısından buradaki başarı sadece Rıfat Nalbantoğlu, Devrim Barış Çelik meselesi değildir. Tuncay Özkan gibi her MYK'da bir biçimde ince, ufak, büyük taşlar koyan, küçük küçük İzmir ile yorumlar yapan ki Tuncay Özkan'ın da potansiyel Büyükşehir Belediye başkanı adayı olduğunu biliyoruz. O süreci de beraber yaşadık. Tuncay Özkan ile birlikte bir çok Milletvekilinin de Büyükşehir Belediye Başkanlığına niyetli olduğunu biliyoruz. Zaten burada içinde Büyükşehir Belediye başkanlığı ateşi yanan ve Genel başkan yardımcılığı apoleti de taşıyan bir Tuncay Özkan'dan kurtulmuşluk duygusu var; bu birinci kazanç... İkinci kazanç ise Tunç Soyer, Konak'tan delege olamayan siyaset arkadaşının PM'ye rekor oy ile seçilmesinde pay sahibi olduğudur. Tek belirleyici olduğunu söylemiyorum, bu Rıfat Nalbantoğlu'na haksızlık olur. Ama pay sahibi olduğu, önemli bir pay sahiplerinden biri olduğu muhakkak. Belki iş doğal süreciyle kalsa Rıfat Nalbantoğlu o geri dönüşü yapamazdı. Devrim Barış Çelik gibi perde gerisinden çok uzun bir süredir, bir kaç senedir çok yakın çalıştığı bir arkadaşı PM'ye girdi, daha da ilerleyebilir. Dolayısıyla bu kurultay Tunç Soyer açısından bir kaç soru işaretini netleştirdi. Hem parti kamuoyunda hem İzmir kamuoyunda. O da siyaseten belki önünü daha iyi görebiliyor bu noktada. Bunun dışında Tunç Soyer'in karşısında olabilecek potansiyel ekibi de güçlendirdi. Yani önümüzdeki süreçte Tunç Soyer'e rakip olabilecek bir takım isimlerin desteklediği gruplar da bir anlamda güçlenerek çıktı buradan. İki tane kutup, ikisi de güçlü çıktı buradan. Bu, Genel başkanların genelde sevdiği bir durumdur. Genel başkanlar en tepede oturur, her iki kutuptan da bilgileri alırlar. Bilgileri genelde çarprazlarlar ve oradan rahat rahat yönetirler. Deniz Baykal döneminde, bir deyiş vardı, tüm dereler denize aktığı sürece sorun yok. Bölüyor, her iki yapıyı farklı dengelere ayırıyor, o dengeler üzerinden yönetiyor. Üçlü grup dağıldı, ikiye indi. İki de Genel başkanı rahatlatacak bir dengedir."

BUGÜN ERKEN SEÇİM OLSAYDI...
Ümit Yaldız, bir seyircinin "Bugün erken seçim olsaydı, CHP'nin oy oranı ne olurdu?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin oy oranında öyle büyük bir artışlar beklemiyoruz. Burada İntegral Araştırma adına konuşmak gerekirse çünkü Türkiye'de siyaset dondu adeta. Bir çıkış arıyor. İktidar kadar muhalefet de yorgun. Cumhuriyet Halk Partisi buradan nasıl iktidara yürür, iktidar neresinde bu kurgunun? Sadece afişte mi kaldı? Bu soruları sormak lazım aslına bakarsanız. Şöyle bir acı gerçek var. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetimlerini, Cumhuriyet Halk Partisi'ni kimin idare edeceğini, tek Milletvekili bile çıkaramadığı iller belirliyor. Bu düzenin de bir anlamda sorgulanması gerekir diye düşünüyorum. Bu da bir yerde dipnot olarak dursun. Yani Cumhuriyet Halk Partisi kaç ilde var, kaç ilden yüzde 10'un üzerinde oyu var? Kaç ilde Milletvekili çıkarıyor? Aşağı yukarı 500-600'e yakın delege Cumhuriyet Halk Partisi'nin neredeyse hiç olmadığı, kazanma duygusunun, iktidar duygusunun yeşermediği topraklardan gelen delegeler üzerinden sağlanıyor. Bu dengenin de gözetilmesi lazım. Cumhuriyet Halk Partisi daha çok oy aldığı yerlerdeki temsil gücünü en azından yönetimlerde artırması lazım diye düşünüyorum. Siyaset tamamen donmuş vaziyette. Partilere yönelik bir ihtiyaç var. Yeni parti ihtiyacı çok yüksek ama Türkiye'nin sorunlarını kim çözer diye biz kendi içimizdee soruyoruz. Şunu soruyoruz, Türkiye'nin sorunlarını mevcut iktidar çözebilir mi? Yüzde 60 hayır diyor İzmir'de. Bu yüzde 60'ın içinde AK Partiye gönül verenler, oy verenler de var. Onlar da umudu kesmiş durumda. Mevcut iktidarın çözemeyeceği kadar büyüdü sorunlar çünkü. Peki kim çözer, dediğimizde CHP çıkmıyor veya beklediğimiz oranda CHP çıkmıyor. Neredeyse o yüzde60'ın yarısı, hiçbiri çözemez diyor. Beni korkutan işte budur. Türkiye'de mevcut siyasetten, mevcut partilerden uzaklaşma, çözümü onlardan beklememe, umutsuzluk, güvensizlik, tüm bu duyguların birleşimi, iklimi ne yazık ki çölleştirmekte. Bence siyaset kurumunun işi gücü bırakıp cevap araması gereken nokta, özellikle muhalefet partisinin ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin budur. Cumhuriyet Halk Partisi,neden mevcut iktidar Türkiye'nin sorunlarını çözemez, diyen kesimin gönlüne giremediğinin cevabını bulmak zorunda. Türkiye'de bugün seçim olsa yine aynı sonuçlar ortaya çıkar."

 
Ekmek yapmak için bir araya gelen kadınlarda koronavirüs çıktı
 
İsrail ordusu Lübnan'da bazı hedefleri vurdu!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Engin ÖNEN yazdı... CHP’de yeni denge
Engin ÖNEN yazdı... CHP’de yeni denge
Yücel’den çarpıcı kurultay açıklaması: İktidara ulaşmamız sadece zaman meselesi!
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP Kurultayı’na ilişkin yaptığı değerlendirmede ...
'Hilafet' çağrısına AK Parti'den tepki!
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik,"Türkiye'nin siyasal rejimiyle ilgili siyasal ...
 
Harun ÖZDEMİR yazdı... CHP’nin Türkiye vizyonu
Harun ÖZDEMİR yazdı... CHP’nin Türkiye vizyonu
Muhittin AKBEL yazdı... CHP Kurultayı'nın İzmir fotoğrafı
Muhittin AKBEL yazdı... CHP Kurultayı'nın İzmir fotoğrafı
PM’ye seçilen Çelik’ten ilk değerlendirme... Lider'e ve örgüte teşekkür!
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 37. Olağan Kurultayı’ndan İzmir’den ...
 
Kotalar hesaplandı: İşte CHP'nin yeni PM ve YDK'sı!
CHP'nin 37'nci Olağan Kurultay'ında oy sayımının sona ermesiyle Parti ...
PM seçiminde tablo netleşti: Tuncay Özkan çizik yedi!
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesinden PM’ye aday olan CHP İzmir ...
Kılıçdaroğlu'nun listesini delen 6 isim belli oldu
CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'nda Parti Meclisi üyelerinin seçimi için ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva