EGEDESONSÖZ – Üretimde yaşanan sorunlara cezaların caydırıcı olmaması de eklenince zeytinyağı ve ayçiçeği yağında tağşişin önüne geçilemiyor.
Geride kalan hafta tüketiciye önemli uyarılarda bulunan İzmir’de sektörün güçlü firmalarından Orkide Yağlarının sahibi Küçükbay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, yetkililerin adım atmamasına isyan etti!
Rekor derecelerde artan ayçiçek ve zeytin yağ fiyatlarının ardından tağşiş olaylarına dikkat çeken Küçükbay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, ucuz yağlara dikkat edilmesi konusunda tüketiciye önemli uyarılarda bulunmuştu. Ayrıca tağşişin önüne geçilmesi için alınması gereken önlemlerin de altını çizerken yetkililere de uyarı gönderdi. Fakat 1 hafta geçmesine rağmen tağşişin önlenmesi, yerli üreticiye destek veya ithalat vergilerinde ki adaletsizlik konusunda her hangi bir işlem yapılmadı.
VERGİLER YENİDEN DÜZENLENMELİ
Küçükbay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Küçükbay, geçtiğimiz günlerde alınması gereken önlemler hakkında yaptığı uyarıları yineledi.
Küçükbay, “Türkiye ayçiçeği ham yağ ihtiyacının üçte ikisini ithal ediyor. Yerli üretim gerekli miktarlarda olmadığı için ithalat kaçınılmaz oluyor. Uluslararası piyasalarda CIF bir ton bedeli 850 dolar olan ham ayçiçeği yağı için 540 dolar vergi ödüyoruz. Bu hesapla maalesef ürünün üzerinde yüzde 65 gibi çok yüksek bir vergi yükü bulunmaktadır. Halkımızın temel gıdalarının başında gelen damak tadı anlamında tercih edilen ayçiçeği yağı için bu vergi oranı çok yüksektir acilen ayçiçeği tohumu ve ham yağda makul seviyelere düşürülmesi gerekmektedir” dedi.
DOĞRUDAN DESTEK ARTIRILMALI
Yerli üretimi destekleyerek hem fiyatları düşürmüş; diğer yağlarla arayı biraz kapatmış hem de tağşişin önüne geçilmiş olunacağını belirten Küçükbay, “Ayçiçeği yağı üretimini artırmak için kilo başına doğrudan desteğin en az 60 kuruşa çıkarılması ve ithal vergilerinin de diğer tohum ve ham yağlar seviyesine çekilmesi gerekir. Müstahsil de bunu beklemektedir.” şeklinde konuştu.
DENETİM VE CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL
“Tohum yağları dediğimiz ayçiçeği, mısır, kanola, keten, pamuk soya yağları ve hatta zeytin yağlarında özellikle küçük işletmelerde sadece dolum yapan işletme şartları da göz önünde alındığında haksız ticari kazanç ve tüketiciyi aldatma gibi amaç gütmeyen genel olarak azami % 3 gibi bir bulaşma riski toleransı göz önünde bulundurulup bu oranı aşan firmalara caydırıcı cezalar uygulanmalı” diyen Küçükbay, 5,10 ve 18 litrel ambalajlı yağların yağ asitleri kompozisyonu kontrollerinde yüzde 100 e varan oranda farklı yağlar çıktığı görüldüğünün altını çizdi; denetim ve cezaların caydırıcı olması gerektiğini savundu. “Bu durumda cezai şartlar mevcut yasalar çerçevesinde parasal anlamda bunu yapan üretici firmaya birincide 10, ikincide 20, üçüncüde 30 misli para ve meslekten men edilme gibi cezalar, yasal yaptırımlar uygulanmalıdır ki caydırıcı hale gelsin. Aksi halde bu işlere tevessül eden hilebazlar bu haksız kazançtan ve halkımızı aldatmaktan asla vazgeçmezler” ifadelerini kullandı.
VERGİ KAYBI SORUNU
Sektörde önemli oranda vergi kaybı ve haksız rekabete sebep olan iki konu hakkında da yetkililere uyarı gönderen Ahmet Küçükbay şunları söyledi:
Birincisi özellikle boya sanayinde kullanılmak üzere teknik amaçlı yapılan sıfır gümrük vergili ham ayçiçeği yağı ithalatları. Halbuki boya sanayi için gıdada kullanımı GDO dan dolayı yasak olan, sadece yem sanayinde kullanımı serbest olan soya yağı veya gıdada çok tercih edilmeyen ve daha ucuz olan keten yağları kullanılabilir. Neden her sene artan büyük tonajlarda (2014 ithalatı 64 bin tondur) boya üretimi için illa ayçiçeği yağı ithal edilir iyice bir araştırmak gerekir. Bu hesapla devletin 1 yıllık ithalatta almadığı vergi tutarı 35 milyon dolardır. Olabilecek suiistimallere karşı teknik sanayi kullanım amaçlı da olsa ham ayçiçeği yağ ithalatında gıdada alınan ithalat vergisi ne ise o uygulanmalıdır…
HAKSIZ REKABET ÖNLENMELİ
İkinci önemli konu ise haksız rekabet konusu ise Bosna’dan yapılan sıfır gümrüklü ham veya rafine ayçiçeği yağ ithalatlarıdır. Gelen miktarlar aylık 5 bin tonlara yaklaşmıştır. Bu miktar Türkiye’nin aylık kullanımının yaklaşık %8 i demektir. Bosna’da yetişen bu miktarlarda bir ürün yok; muhtemelen komşu ülkelerden alınıp Türkiye’ye ihraç edilmektedir. Biz de Türkiye olarak Bosna’dan vergi almamakla kendi çiftçimiz dururken komşu ülkelerin çiftçilerine dolaylı destek sağlamış olmaktayız. B ithalatların sektörde fiyat dengelerini bozuyor, haksız rekabete ve ciddi oranlarda vergi kayıplarına neden oluyor. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneğimiz de ilgili resmi makamlarla her fırsatta görüşmeler yapmakta;bilgiler vermektedir”