HABERLER>TARIM
17 Ağustos 2018 Cuma - 09:15

TARİŞ Başkanı Sürek’ten zeytinyağı için reçete ve ithalat uyarısı: Bizi bitirirler!

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Sürek, zeytinyağında ithalin durmasının tek yolunun devlet teşviğinden geçtiğini söyledi. Sürek, zeytinyağı ithalatında oluşabilecek artışın üreticiyi bitireceğini söyledi.

TARİŞ Başkanı Sürek’ten zeytinyağı için reçete ve ithalat uyarısı: Bizi bitirirler!

Doğan BULUT / EGEDESONSÖZ - Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında kalite ve lezzetiyle marka olmuş şirketlerinden biri olan Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Sürek, dövizin sektöre yansımalarını ve zeytinyağındaki hedeflerini anlattı.

Türkiye’deki ekonomik sıkıntılara rağmen bir marka olarak durumlarının gayet iyi olduğunu belirten Başkan Sürek, “Biz Zeytinyağı Tariş’in markasından çok fazla yararlanıyoruz. 105 yıllık tartışılmasız bir marka halinde bize devredilen şirketi ortak üyelerimizle birlikte gözbebeği gibi bakarak daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. Piyasadaki bütün dengeleri artık biz sağlıyoruz. Eskiden destekleme alanlarının olduğu dönemlerde hükümetler devredeydi. Bu devirlerde de bizim gibi kurum ve kuruluşlar devrede, dolayısıyla bizde daha da üstüne çıkmak istiyoruz. İster İstemez bu ekonomik şartlarda alacaklarımız biraz gecikse de malum sebeplerden dolayı. Kooperatiflere, birliklere, ve üreticilere hiç borcumuz yok. Bu sezon ürün alımında 6 bin 500 ton kadar ürün alarak, son yılların en iyi rakamına ulaştık. Bu Türkiye şartlarında gayet iyi durumdayız” dedi.

“KAPIMIZDAN İÇERİ GİREMEZLER”
Bu işi en dipten gelerek öğrendiklerini vurgulayan Sürek, “Biz ortaklarımızla birlikte en dipten geldik. Zeytinliği ve toprağı çok iyi bilen insanlarız. Dolayısıyla ideallerimiz ve hedeflerimiz var. Bugünlerde 1000-1,500 arası zeytin işleme yapabiliyor bizim şirketimiz. Mesela biz zeytin dalında 5 binler hedefini koyup ilerliyoruz. Zeytinyağında zaten çok iyiyiz. Ama zeytincilikte çok istediğimiz düzeyde değiliz. Şimdi teknolojiyle birlikte kaliteyi ve verimi arttıracağız. Mevcut miktar bizim beklediğimiz rakamın altında. Tariş gibi marka değeri yüksek, piyasada güvenilir, çok köklü ve kaliteye çok önem veren bir markayız. Kapımızdan her ne pahasına olursa olsun bizim marka kalitemizde olmayan ürünler giremez. Kendi kooperatifimizden gelen tankeri bile fabrikanın girişindeki kapıda durdurup 3 numune alınıp tahlil ediyoruz.  Karışım ve benzeri şeylere tereddüt etmeden sadece kaliteye önem veriyoruz. Çünkü marka olmamız bize bu sorumlulukları yüklüyor. Zeytin alanında da hedefimiz bu doğrultuda” şeklinde konuştu.

“ZEYTİNYAĞINI İTHAL ETMEMİZE GEREK YOK”
Serbest ekonomide ithalatın her zaman olacağına değinen Sürek, “Yaklaşık 1 milyon 700 bin ton sıvı yağ tüketiliyor. Bunun yüzde 10'u zeytinyağı. Kalanı bitkisel yağ. Geri kalanını hep dışardan geliyor. Biz üretici olarak bizim teşvik edilmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Zeytine elverişli bölgelerimiz hala var. Mesela Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi zaten teşviklerle ağaçlarımız 180 milyona çıktı. Bakanlığın verdiği desteklerle birlikte arttı. Çünkü bizde teşviklerle zeytincilik gelişiyor, ama daha da arttırılması gerekiyor. Devletin bize zeytin ağacı değil de, bize maliyeti düşük üretim teşviği uygularsa bizim zaten zeytinyağı ithal etmemize gerek yok. Geçen haftadan beri dış ilişkilerden dolayı ABD’de ve dövizin yükselmesinde söz ediyoruz ama ülkelerin en temelde kendi değerlerine dönmesi gerekiyor. Yani ithal etmek elbette bugün küresel dünyada çok mümkün ama ticaret yapanda fiyata bakıyor, 15 lira yerine 2 lira varsa alıyor. Burada üreticiyi küstürdüğünde, toprağa ve tarlaya küsmüş oluyor insanlar. Bu ekonomik kriz ve dövizin yükselmesinden sonra kimse köye dönmek istemez” dedi.

“BİZİ BİTİRİRLER”
Türkiye’de stratejik ürünlerimizde daha dikkatli olmamız gerektiğinin altını çizen Sürek, “Dikkat etmemiz gereken durumlar var. Örneğin, pamuk ithal edilirken vazgeçildi, şimdi tekrar teşvik edildi. Ama zeytinyağında oranın maliyeti açısında karşılaştırılma yaptığında burada fazla zeytinyağı ithalatı yaparlarsa bizi de bitirirler. Çünkü orada maliyeti çok düşük. 1 Litre yağı onlar 5 liraya mal ediyorsa, biz 11 liraya mal ediyoruz. Kuzey’de belki, İspanya oraları bilmiyorum ama Güney’den Suriye’den gelenler falan mümkün değil bizim kalitemizi yakalamazlar. Körfez Bölge’sinin yağını hiçbir şey tutmuyor. Çok kalitesiz sıcak iklimde oldukları için bizim kuzeyin yağı bu şartlarda tercih edilen bir durum. Onun için biz ithalata hiç sıcak bakmıyoruz” şeklinde konuştu.

“GERGİNLİK BİZİ ETKİLEMEDİ”
ABD ile yaşanılan gerginlik piyasaları etkilese de kendilerini etkilemediklerini ifade eden Sürek, “Bu gerginlik bizi daha etkilemedi, çünkü bu gelişmeler yeni gerçekleşti. Onlarında çözüleceğini düşünüyorum. ABD ile aramızda sıkıntı olmaz. Temmuz sonu itibariyle Ege İhracatçılar Birliği verilerine göre; ‘İthal eden ülkeler arasında bizim de ihracat ettiğimiz birinci ülke Amerika, fakat bu gerginlikten önce yapıldı. Ve bitti. 50 Bin ton, parası da alındı. Türkiye geçen yıla göre 34 bin tonlardan 50 bin tonlara çıktı. İkinci ülke İspanya iken üçüncüsü de İtalya. Ama bunlar yıllara göre çok fazla değişmiyor. Amerika, AB’ye göre daha kolay ihracat yapılan bir ülke. Çünkü peşin çalışıyor. Zeytinyağı piyasasını belirleyici ülke İspanya’dır. Burada ise belirleyici olan firmayız. En köklü firmalar Tariş ne yapar diye sormaya başladılar. “Bizim tüccarlarımız bile Tariş ne yapar? Fiyatlar nasıl olur?” diye bize soruyor. Piyasayı bu konuda biz belirliyoruz diyebilirim.

Sezon açıldığında 3 bin 700 Euro seviyelerinde ihracat yaparken, şimdi 2 bin 638 Euro civarında ihracat yapıyoruz. Euro’nun fazla değer kazanmasının bize bir getirisi olmadı. Çünkü 3 bin 700 Euro olsaydı, ilk sattığımız gibi hepsini satardık. Türkiye her ne kadar iklimden dolayı üretimin az olduğu aylar Kasım, Aralık gibi piyasaya girse de, İspanya’nın yüksek üretiminin pazara girmesiyle birlikte fiyatların aşağı düşmesini sağlıyor”  diye söyledi.

“FİYATLARDAN MEMNUN DEĞİLİZ”
Fiyatların 3 yıldır aynı kalmasından yakınan Sürek, “Biz fiyatlardan zeytinyağcılar olarak memnun değiliz, çünkü 3 senedir aynı fiyatları uyguluyoruz. Şimdi dikkat edersek bütün piyasa dalgalandı, 3 kilo domates 10 lira olmuş. Barbunya 11 lira olmuş. Ama bizim zeytinyağlarımız 14-15 liranın üzerine çıkmıyor. Bu koşullarda gayet ucuz durumda kalıyor” dedi.

“BATI NASIL YAPIYORSA, TÜRKİYE’DE ÖYLE YAPMALI”
Türkiye’nin Batı’yı örnek alması gerektiğini vurgulayan Sürek, “Zeytinyağına uygulanan kg’da 80 kuruş prim miktarı en az 1.5 TL olmalıdır. Avrupa’da 1.3 Euro destek verirken ayrıca stoklama desteği de veriyor. Avrupa’da süt yine kooperatifler eliyle örgütlü bir şekilde yapılıyor. Avrupa Birliği’nin ayrıca bir desteği varken birde ulusal destekler var. Tüketicinin zeytinyağı gibi sağlıklı bir ürüne daha kolay ulaşabilmesi için kg’da verilecek olan 1.5 TL prim sistemi ve KDV’nin yüzde 1 olması dinamize eder, tüketiciye bu miktarda fiyat avantajı sağlar. Prim bir yıl sonra üreticiye verileceğinden zeytinyağını kayıt içine alır, üretimden son tüketiciye kadar olan tüm halkada vergilendirme sistemini oluşturacağından kayıp ve kaçağı önler. Buradan elde edilecek verginin bir kısmı da primde değerlendirilebilir. 1.5 TL’nin altında olacak primin sistemi regüle etmesi mümkün değil” şeklinde konuştu.

“AKHİSAR’DA OLACAĞIZ”
TARİŞ’in Akhisar’da yeni zeytin alım merkezi kurmayı hedefinde olduğunu belirten Sürek, “Akhisar zeytin konusunda çok ilerde bir şehir, şimdi orayla ilgili ciddi adımlar yapıyoruz. Oradaki yöneticilerle iletişim halindeyiz. Oraya yeni zeytin alım merkezi kurup sofralık zeytin satacağız. Kalite olarak üst seviyelerde olmayı arzuladığımız için, yeni teknolojiye sürekli ayak uyduruyoruz. Zeytinyağında zaten üst seviyedeyiz. Şimdi sıra zeytinde. Bizim Ayvalık, Edremit ve Altınova’da tesislerimiz var zaten. Son sistem olarak şimdi Akhisar’da çalışacağız ” diye belirtti.

“TAĞŞİŞDE YETERİNCE DENETİM YOK”
Tağşişe verilen cezaların caydırıcı olmadığını savunan Sürek, “Devletin denetimleri yeterince yapmadığını, yapsa da gerekli cezaları vermediğini düşünüyorum. Rafta cezalar caydırıcı değil, bizim kendi malımızdan şüphemiz yok ama raflarda ya da başka yerlerde tağşiş olayı çıkıyor. Ve bunlara cüzzi bir ceza veriliyor. İnsanlar yapmaya devam ediyorlar. 14 bin 500 lira cezası var. Bizim kurum gibi sistemli çalışanlar var, adını vermemize gerek yok herkes biliyor” diye konuştu.

“EN UCUZ YAĞI KARIŞTIRIYORLAR”
Raflarda yer alan zeytinyağlarına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Sürek, “Zeytinyağı alırken marka olması çok önemli, yoksa kullandığınız zeytinyağının içerisinde her dönem hangi yağ ucuzsa, zeytinyağının içerisine katıyorlar. Bunlar, çiçek yağı, prina yağı, pamuk yağı ve son zamanlarda aspir yağı kullanılıyor. Yani çok ucuz yağlarla zeytinyağlarını karıştırıp piyasaya sürüyorlar. Örneğin prina yağı piyasaya çıkıyor, tağşişciler bir şekilde ona ulaşıp karıştırarak piyasaya sürüyorlar. Geçen gün bir pazara gittim. Zeytinyağının 100 kilosu 25 lira diyor. Ayçiçek yağından bile ucuz. Kızım dedim, ‘bu zeytinyağı mı?’ tenekede çok güzel değil, yamulmuş. Kız, ‘zeytinyağı’ dedi. Mümkün değil! Ama bu bahsettiğimiz yine zeytinyağı ama içine prina yağı karıştırmışlar” dedi.

“100 KÜSUR YILLIK MARKAYI 3 KURUŞ İÇİN HARCATMAYIZ”
Piyasadaki rakiplerin kendileriyle iş yaptığının altını çizen Sürek, “Piyasadaki rakiplerimizle de iş yapıyoruz. İhracatta “Tariş olsun” diyorlar. Tariş’de rafine edilmiş dolumu yapılmasını istiyor yabancı alıcı. Ama biz sadece dolumunu yapacağımız, hiçbir şekilde mesuliyetimiz olmadığı zeytinyağları için, bahsettiğimiz tağşiş olayından dolayı, gelen yağlar uygun değilse, kesinlikle tesise sokmuyoruz. Dolayısıyla alıcıda buna güveniyor. Uluslararası Zeytin Konseyi 42’nolu akredite bir laboratuvar 100 küsür yıllık markayı 3 kuruş içinde harcatmayız. Kesinlikle taviz yok” diye belirtti.

“MİLLETİMİZ ZEYTİNYAĞINA ALIŞAMADI”
Zeytinyağının faydasını bilen insanların daha çok tükettiğini anlatan Sürek, “Zeytinyağının faydalarını bilen insanlar, zeytinyağı tüketiyor. İnsanlar zeytinyağına tam olarak alışamadı. Belki de lüks olarak gösterildiği için olabilir. Geçen gün köyün birine yağ yolladık. Bu yağ acı deyip geri gönderdiler. Bizde getirdik, baktık. 0.5 Yağ. Şimdi burada tüketicileri öyle alıştırmışız ki insanın boğazını yakması gerekir zeytinyağının, yoksa kaliteli yağ diye başka yağları karıştırıp veriyorlar. Yağı dolaba kattığınız zaman o yağ donacak. Donduğunda üste biraz yağ kalıyorsa karıştırılmıştır. Tabi burada dolabın derecesi ya da sürekli dolabın açılıp kapatılması da önemli bir nokta. Onun için herkes markaya önem vermeli ve markaya yönelmesi gerekiyor” diye vurguladı.

“BABA OĞLUNA, ‘GİT MAAŞIN OLSUN’ DİYOR”
Köylerde zeytincilikle uğraşan hanelerin her geçen sene azaldığına değinen Sürek, “Bu gibi zeytinci köyler bilhassa benim köyümde de çok var. Aradığı değeri kazanamadığı için şehirlerde asgari ücrette çalışıyorlar. Köylere destekler artarsa köylüler yerlerinde durur. Benim köyüm 80 haneden 25 haneye düştü. Karnı doymayınca baba oğluna ben yandım sen yanma diye git maaşın olsun diyor. Ben evlendiğim zaman hem kardeşim hem de ben aynı yıl düğünlerimizi yaptık. Bizim dönemimizde düğün yapabiliyorduk. Ama şimdi mümkün değil” dedi.

“ZEYTİNYAĞINA ZAM YOK”
Doların yükselişinin bize ne etkisi ne de zararı olduğunu belirten Sürek, “Doların yükselişi bizi etkilemedi. Bundan dolayı zeytinyağı fiyatında artış olmayacaktır.

 
Bayram öncesi otobüs biletleri tükendi
 
Akıl almaz! Kurbanlık ağır çeksin diye bunu yaptılar!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kuru incirde rekolte tahmini belli oldu
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu üyesi Özhan Şen, yeni sezonda, ...
Abdi KARAGÖZOĞLU yazdı... Bakan Pakdemirli'ye beş öneri
Abdi KARAGÖZOĞLU yazdı... Bakan Pakdemirli'ye beş öneri
KÖY-KOOP Genel Başkanı Soyer: Krizin panzehiri üretimdir
KÖY-KOOP Genel Başkanı Neptün SOYER, Yönetim Kurulu Üyesi bölge başkanlarıyla, ...
 
Egeli meyve-sebzecilerden Türk lirası ile ihracat çıkışı!
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, "Cumhurbaşkanımız ...
İzmir'de dava açılmıştı... Çiftçileri sevindiren karar
Danıştay 10'uncu Dairesi'nce 'Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ...
Bakan Pakdemirli'den Manisa çıkarması
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sultaniye çekirdeksiz üzüm sezon ...
 
Bakan açıkladı: O borçlar ertelenecek
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Antalya'nın Elmalı ilçesinde afetten ...
Aydın'daki sağanak daldaki incire zarar verdi
İncir üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Nazilli ovasında etkili ...
'Stresle tatlanan' domates geliştirdiler
İYTE'de Moleküler Biyoloji laboratuvarlarında topraktaki tuzluluğa ve ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva