Kutay GÜROCAK/EGEDESONSÖZ - Su ürünlerinde desteklerin sınırlandırılması sektör temsilcilerini memnun etmedi. Ege Bölgesi’nin önemli ihracat kalemlerinden biri olan su ürünlerinde desteklerin düşürülmesinin firmaları olumsuz etkilediğini belirten Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, buna rağmen yıl sonuna kadar 1 milyar 850 milyon dolarlık ihracatı hedeflediklerini söyledi.
Geçen yıl Türkiye’nin 1.6 milyar dolarlık su ürünleri ihracatı gerçekleştirdiğini belirten Kızıltan, “Bizim bu yıl sonu hedefimiz 1.85 milyar dolar. Önümüzdeki dönemde 2 milyar doları devirmeyi düşünüyoruz. Türkiye’nin 500 milyar dolar ihracat hedefi koyduğu 2023 yılında ise 3.5 milyar dolarlık ihracat yapmayı istiyoruz” diye konuştu.
Balık fiyatlarının son yıllarda yükseldiğine dikkat çeken Kızıltan, “Bunda en önemli etkenlerden birisi de Su Ürünleri Tanıtım Gurubu’nun yaptığı çalışmalar. Ayrıca birliğimizde kanatlı tanıtım grubu da yer alıyor. Su ürünleri bu sene 13-14; kanatlı grubu ise 19 tanıtım aktivitesi yapacak. Bizim amacımız, tanıtım derken, diğer kuruluşları geçelim gibi bir düşüncemiz yok. Gidilen yerlerde stand kurulup balıksa balık tavuksa tavuk pişiriliyor.Gelen müşteriye bunları tattırıyoruz. Sonrasında ise bu tanıtımlardan gelen talepler, bütün üyelere duyuruluyor. Böylece ihracatımız artırılmaya çalışılıyor” diye konuştu.
Sektöre verilen desteklerin düşürüldüğüne dikkat çeken Kızıltan, “Şu anda 250 tona kadar yüzde 100; 250-500 ton arasında ise yüzde 50 destek veriliyor. Ancak buna rağmen birçok firmanın yüzde 80 kaybı oldu. Buna karşın deniz yüzeyi kirasının Avrupa seviyesine düşürülmesi güzel bir gelişme oldu. Sonuçta, sektör için bir olumlu bir olumsuz durum ortaya çıktı. Bu destekler özellikle orta ve büyük firmaları çok etkiledi” ifadesinde bulundu.
Destekleri örnekle açıklayan Kızıltan, “Dünyadaki gidişatı otomotiv sektöründen bir örnek vererek açıklarsak, hiçbir ülkenin 5-10 tane markası yok. Almanya’nın bile 4 tane markası var. Türkiye’de de 5-6 tüne otomotiv çıkarmamız imkanı yok. Demek ki, bir tane olacak herkes onu destekleyecek. Balıkçılık sektöründe de böyle diğerlerinde de. Yani ölçek ekonomisi olacak. Devletin bu konuda iki tip politika yürütmesi lazım: birincisi KOBİ ve küçük işletmeleri desteklenmesi. İkincisi ise bunu yaparken büyük işletmeleri de dünya markası haline getirecek şekilde uygulamalar yapılması” dedi. Turizm sektörüyle balıkçılığın birbirinden ayrıldığına dikkat çeken Kızıltan, çiftliklerin açığa taşınmasıyla sorunların kalmadığına işaret etti.
SEKTÖR YENİ PAZARLARDAN UMUTLU
Sektörün yeni pazarlar açısından son derece olumlu çalışmalar yaptığına dikkat çeken Kızıltan, “Bu sene yeni pazarlarımız çok iyi gidiyor. Özellikle Rusya, Ukrayna ve Libya sektör için son derece iyi geçiyor. Bu ülkelere çipura, levrek ve alabalık gibi bildiğimiz ürünleri gönderiyoruz. Buralar yeni olduğu için çok büyük artışlar var. Japonya’ya ise sadece orkinos gidiyor. Bu ülkeyle de serbest ticaret anlaşması imzalanacak. Yine de çok fazla bir beklentimiz yok. Çünkü karayoluyla ulaşamadığımız yere çok fazla ihracat olmuyor. Bu nedenle buralara yapılan ihracat artışları da küçük kalıyor” şeklinde konuştu.
YURTİÇİ TÜKÜTEMİ ARTIRMAK İSTİYORUZ
Türkiye’de kişi başına düşen balık tüketiminin çok düşük olduğunun altını çizen Kızıltan, “Yurt içindeki tek hedefimiz balık tüketimini artırmak. Çünkü, tüketim oranı istediğimiz düzeyde değil. Izgara balık tüketimi Avrupa’da 28 kilogram iken biz de bu rakam 6-8 kilogram düzeyinde. Eğer ki tüketimimizi artırırsak, kalp ve damar hastalıklarına bağlı hastalıklar daha az olacak. Dolayısıyla da ilaç ithal etmeyeceğiz. İnsanlarımızın yüzde 33’ü obezite sınırında yaşıyor. Çünkü, kişi başına düşen gelir 10 bin dolara çıkınca hayat tarzı da değişti” diye konuştu. Kızıltan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tanıtım grubunun yurt içi tanıtım için ayırdığı kaynak yüzde 10’u geçemiyor. Harcamaların yüzde 90’ını yırt dışında yapmak zorundayız. Bu ihracatçının parası. Bu noktada üretici birlikleri kadar sanayi, ticaret ve ziraat odalarına da görev düşüyor. Tüketimi artırıcı faaliyetleri artırmak gerekiyor.”