Profesör Karababa’dan ‘korona’ yorumu: Cumhurbaşkanına da sokaktaki yoksula da eşit davranıyor!

EGEDESONSÖZ- İzmir Tabip Odası Halk Sağlığı Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege Programı’na konuk oldu ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Çin’de ortaya çıkan ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün Türkiye’de de tespit edilmesini değerlendiren Karababa önemli açıklamalarda bulundu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ülkedeki durumu gerek basın toplantılarıyla gerekse de sosyal medya hesabından yaptığı bilgilendirmelerle güncelliyor.

Son olarak Türkiye’de 98 vaka ve 1 ölüm yaşanmıştı. Karababa süreci yorumlarken yapılması gerekenler hakkında da bilgi verdi. Karababa ayrıca kamuoyunda bilgi kirliliği yaşanması karşısında uyarılarda bulundu.  

HASTALIK HERKESE EŞİT DAVRANIYOR, CUMHURBAŞKANINA DA SOKAKTAKİ YOKSULA DA!
Virüsün bulaşmasının kan grubuyla bağlantısının olup olmadığının sorulması üzerine konuşan Karababa, “Ne genetik özellikler ne kan grubuna ilişkin ayrıcalık olduğuna dair bir bilimsel kanıt yok. Hastalık herkese eşit davranıyor. Cumhurbaşkanına da bana da sokaktaki yoksul vatandaşa da eşit… Belki de hayatta uzun zamandan sonra ilk kez herkes eşit!” mesajını verdi.

ŞU ANKİ DURUM BUZ DAĞININ GÖRÜNEN KISMI!
Resmi rakamlardan daha fazla hastanın olduğu yönünde iddiaların sorulmasına değinen Karababa, “Kesinlikle tabii ki. Bu doğal bir şey... Bakanın verdiği sayı testlerle kanıtlanmış olgu sayısı. Bu buzdağının görünen kısmı... Altta kocaman bir parça var. Şu an bilmediğimiz, tanımadığımız birçok insanı hastalığı sürdürüyor ve yayıyor. Sağlık Bakanlığı süreci iyi götürmek için çaba gösteriyor. Bunun farkındayız. Bunda bir sorun yok. Önlemlerin hızla alınması noktasında bazen sorunlar oluyor. Umreden gelen insanların süreci var. Böyle bir ortamda umreye gidiş yasaklanmalıydı. Umreye gittiler dönüşleri belli, gelecekleri yerler önceden hazırlanmalıydı ve onlar oralara telaşsız, sıkıntısız yerleştirilebilmeliydi. Öğrenciler yurtlarından çıkarılmamalıydı. Normal şartlarda bazı durumlar devlet tarafından katı kurallara bağlanmalıydı” dedi.

AŞI VE KARANTİNA AÇIKLAMASI
Aşı tartışmalarına ayrı bir parantez açan Karababa, karantinanın önemine vurgu yaptı. Karababa, “Şu an için uygulanabilir bir aşı yok. Ortalama 1 yıllık bir süre gerekiyor. 2021 yılına kadar aşının ancak hazırlanarak uygulanabilir hale geleceğini bilim söylüyor. Bir takım ilaç çalışmaları var. Diğer yandan katı karantina önlemlerinin alınması gerekiyor. Ben bugün işe gelirken baktım, İZBAN doluydu. Birçok ülkede hayatı durdurdular. İnsanlar sokağa çıkmadı. Siz hasta olmasanız bile taşıyıcıysanız temas ettiğiniz insan sayısı belli bir çevre dışına çıkamadı. Çin hastalığı tedavi edecek sürece geldi. İnsanların direnci arttı” diye konuştu.

MASKEYİ HASTALARIN TAKMASI GEREKİYOR
Karababa sözlerini sürdürdü ve “Maske kesin koruyucu bir şey değil. Hasta olanların topluma çıkmasını istemiyoruz ama çıkmaz zorunda oldukları zaman kendilerini toplumdan ayırmalarını istiyoruz. Maske böyle bir kurala bağlı olmalı. Sağlık çalışanları çok dikkat etmelidir. Birinci derecede risk alanında olanlar sağlık çalışanlarıdır. Onlar için eksiksiz donanım sağlanmalıdır. Zorunlu haller dışında sağlık kuruluşlarına asla gidilmemesi gerekiyor” dedi.

ÖZEL HASTANELER KAMULAŞTIRILMALI!
İspanya’da özel hastanelerin kamulaştırıldığını aktaran Karababa, “Özel hastanelerin bir süre kamunun emrine verilmesi gerekiyor. Kısmen bir kamulaştırma yapılabilir. İspanya bunu yaptı. Özel sektör kamunun emri altında çalışıyor. Bu süreçte onlar da üzerine düşen sorumluluğu almak zorundalar. Fırsatçılık söz konusu olabiliyor. Hastanelerde mutlak yapılması gerekmeyen operasyonların özel sektör tarafından yüklendiği söyleniyor. Ama ben bunun çok yaygın olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.

BU İŞİN KÜLFETİNİN ADİL OLARAK PAYLAŞILMASI ÇOK ÖNEMLİ
Karababa virüsle mücadele noktasında ise, “Panik yapmadan önerilen kurallara uyulması gerekiyor. Dışarı çıkmayın, evinizde oturun” mesajını verirken devletin atması gereken adımları de sıraladı. Karababa, “Bu süreçte birçok kurum iş durduracak. Çalışanlar işsiz kalacak. Çalışanların ücretli izne çıkarılmasını şiddetle öneriyoruz. Bu durum toplumsal bir durum… Kimse bunun böyle olmasını istemedi. Çalışanların ekonomik sorunları yaşamlarını önleyecek şekilde olursa buna gerekli önlemleri alınmalıdır. İnsanların dirençlerinin geliştirilmesi çok önemli. Dengeli beslenmeliler. İnsanların paraları olmadığında bu gerekliliği sağlamaları çok mümkün değil. Bu işin külfetinin adil olarak paylaşılması çok önemli” dedi.

YETKİLİLERE GÜVENMEK ZORUNDAYIZ
Devlet yetkililerin süreçteki tavrına değinen Karababa, “Onlara güvenmek zorundayız. Bu ortamda sevgisizlik, güvensizlik, paranoyaklık hakim olursa bunu sağlıklı götüremeyiz. Bu işi düzgün yapmak zorundayız. 98 kişi tespit edildi, test az yapıldığı için bu sayı böyle. Enfeksiyon hastalıklarında akşam tablo biraz daha ağırlaşır. Olgu sayılarının gece verilmesi gece çıktığı için değil, bakanlık o saatte kurumlardan verileri toplayıp verdiği için. Bakanlık testi çok yaygınlaştırırsa bizdeki olgu sayısı da katlanarak artacaktır” diye konuştu.

DİKKATLİ OLMAK AYRI KAYGILI OLMAK AYRI!
Testlere ilişkin bilgi veren Karababa, “Birkaç saat içinde sonuç veren test tipleri bizde yok. Bakanlık hızla bu testlerden ülkeye getirerek yaygınlaştıracağına dair açıklama yaptı. Gerekli zamanda bunların yaygınlaştırılması önlemlerinde geç kalındı” dedi. Karababa ayrıca, “İnsan toplumla temas etmemeli. Dikkatli olmak ayrı bir şey, kaygılı olmak ayrı… Kaygılı olursanız telaşa düşersiniz ve mantıklı kararları almak ikinci plana düşer. Halk sağlığı uzmanları kadar psikologların da ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

ŞU AN ACİL OLAN KARANTİNA
İlk fırsatta alınması gereken önlemler için konuşan Karababa, “Şu an acil olan karantina. Eğer bunu yapmazsak buz dağının görünmeyen yüzü büyür” derken, “Karantina evden çıkma yasağı mıdır?” sorusu gelince, “Halkın anlayacağı şekilde karantina evet evden çıkmamaktır. Bu evden çıkmamaya hastaların bile dahil olduğunu söyleyebiliriz. Acil bir durum olmadığı takdirde süreci evde geçirmeliler. Ancak tablo ağırlaştı, evde götüremiyor o zaman hastaneye taşınma söz konusu. Sağlam insanlar evden çıkmayacaklar. Evde hasta varsa teması en aza indirmek çok önemli. Aksi halde hastalığın onlara da bulaşması söz konusu olacak. Benim naçizane önerim; ilan edilmese bile kendi bilincinizle evden çıkmayın, karantina uygulayın. Bakanlığın, tabipler odasının sayfalarında alınması gereken önlemler tek tek yazılı. Kendinizi korursanız hastalığın önüne geçmek için yapılanları uygulamış oluruz” dedi.

İMAN KURTARMIYOR
Tıbbi önlemlerin alınmasının gerekliliğine vurgu yapan Karababa, bazı vatandaşlarca hastalığın ciddiye alınmamasıyla ilgili de “İman kurtarmıyor. Dindar olmanız sizi koronanın bulaşmasından kurtarmıyor. Sizi kurtaracak olan iyi bir sağlık sistemi, önlemlerin etkin alınmasıdır. Paylaşılan pek çok bilgi doğru değil. Bu da paranoyaya sebebiyet veriyor. Hasta kişilerin, taşıyıcıların her yerde olduğunu varsayarak hareket etmek en iyisidir. Birçok ilde var. İzmir’de de var. Yöneticiler de şeffaf davransınlar, güven versinler, etkili önlemleri alsınlar. Bunlar olduğunda vatandaşın paranoyası ortadan kalkar. Düzgün davransınlar ki onun için çaba gösteriyorlar. Biz de destek oluyoruz” diye konuştu.

İLİŞKİLERDE MESAFEYİ 2 METRE TUTMAKTA FAYDA VAR!
Karababa ayrıca, “Bu virüs diğerlerine göre büyük, ağır. Çok büyük mesafelere taşınabilir değil. Çok kaynak 1 metre falan diyor ama ilişkilerde 2 metre mesafe tutmakta fayda var. Çünkü bu ağızdan çıkıyor, tükürükle yayılıyor. Bundan dolayı en fazla 1 metre yaklaşalım. Ama daha fazla mesafeyi koymakta hem kendimiz hem toplum için fayda var. Dış ortama çok dayanıklı değil. Kuru bir düzeyde birkaç saatten öte hayatta kalamaz. Belediyeler bu konuda çok emek veriyorlar, dışarının sık sık dezenfekte edilmesi iyi bir şey. Gereği kadar yapmalıyız ama. Araçların, yüzeylerin temizlenmesi bulaşıcılığı önlemek adına iyi bir şey” ifadelerini kullandı.