CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle; Erdal İnönü’nün ölüm yıldönümüydü. İnönü soyadını bir gün bile yerine düşünmedi. Siyasete sevgiyi, bilimi, saygıyı, hoşgörüyü getirdi. Kendisine Allah’tan rahmet diliyor, onu minnetle anıyoruz.
Tekirdağ’da iki kültür merkezini yıllardır bitiremediler. İki kültür merkezine verin, beraber kullanalım. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi bu kültür merkezlerini yapmaya hazır.
"BİR YILDA 800 ŞEHİT VERİLDİ"
Dağlıca’da üç şehidimizi daha kaybettik. Şehit haberleri hepimizi üzüyor, özellikle de anneleri üzdüğünü biliyorum. Gencecik fidan gibi çocuklarımız toprağa veriliyorsa en büyük acıyı o aile yaşıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Son bir yılda verdiğimiz şehit sayısı 800’ü aştı. Kıbrıs Harekatı’nda 498 şehit verdik. Hepsinin umutla dönüşü bekleniyordu. Bütün annelerin sorması şu soruyu sormasını istiyoruz; PKK terör örgütüyle kim masaya oturdu? Kim İmralı’da masaya oturduysa bunun sorumlusu onlardır. Şehirlere patlayıcılar depolandı, kamyonların üzerinden silah dağıtıldı. 'Mühadale etmeyin' denildi. PKK vergi daireleri kurdu ses çıkarmadılar, mahkemeler kurdu ses çıkarmadılar, askerlik şubeleri açtı ses çıkarmadılar, trafik kontrolü yaptılar ses çıkarmadılar. Onun bedelini şimdi şehitlerimiz ödüyor. PKK’ya en büyük yardım ve yataklığı bunlar yaptı.
"O KHK'YI DÜZELTMEK BOYNUMUZUN BORCU"
Şehitlerimiz arasında ayrım yapıyorlar. İnsanlığa, ahlaka, inancımıza sığmaz. 15 Temmuz’da şehit olana daha fazla, dağda şehit olana daha az para verilecek. O kanun hükmünde kararnameyi düzeltmek bizim boynumuzun borcudur. Gazilerin haklarını da sonuna kadar arayacağız. Şehit ve gazilerimizi saygıyla anacağız, size minnet borcumuz var.
"BUNDAN DAHA BÜYÜK AYIP YAŞANMADI"
Cumhuriyet’in 93. yılını kutladık. Bütün kavşakların Büyükşehir Belediyesi’ne ait hafriyat kamyonlarıyla kesildiğini gördük. Bundan daha büyük bir ayıbı Türkiye yaşamamıştır.
"CUMHURİYET REİSİN KULU OLMAK DEĞİLDİR"
Cumhuriyet bir aydınlanma, kimsesizlerin kimi olmaktır. Cumhuriyet, sultanın, padişahın, reisin kulu olmak demek değlidir. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Cumhuriyet aynı zamanda eğer tam demokrasiyle taçlandırılmazsa içi boş bir cumhuriyettir. Tam demokrasi için hepimizin ortak mücadelesi gerekiyor. Kadın-erkek eşitliği, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü, üniversiteler için hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. 4. devrimi yapmak zorundayız. Cumhuriyet’i tam demokrasiyle taçlandırmalıyız.
"BİR BEDEL ÖDENCEKSE ÖNCE BEN ÖDEYECEĞİM"
Aydın’da Genel Başkan Yardımcımız silahla yaralandı. CHP’ye karşı provokasyonlar daha fazla olacaktır. Şehit cenazesinde benim üzerine kurşun atılması, genel başkan yardımcımıza kurşun atılması, il başkanlarımızın darp edilmeye çalışması.. Bizim üzerimize geliyorlar. Bu ülkeye tam demokrasiyi getirmek için bir bedel ödenecekse o bedeli önce ben ödeyeceğim. Şavşat’ta PKK saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Yılmayacağız.
"BUNLAR SATILIK İNSANLAR"
Ülkücüler vatanseverdir, bayrağını severler. Biz de vatanseveriz, biz de bayrağımızı severiz. Kelepçeyi şeref olarak taşıyacakmış. Bayrak, vatan, demokrasi, özgür medya senin neden şerefin değil? Bu tür insanlar karanlık insanlardır. Satılık insanlardır. Bize yönelik provokasyonlara dikkat etmeliyiz, sağduyulu olmayız. Aydın Valisi, emniyet müdürü ve savcısına teşekkür ediyoruz. Planlı bir saldırı, arkasındaki iradeyi merak ediyoruz.
"KARŞI DARBEYE KARŞI DURACAĞIZ"
Toplumun üzerinde ağır bir baskı var. O nedenle dedim hava kurşun gibi ağır. Bizim üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Baskı gelecektir. Silahlı unsurlar ortaya çıkacaktır. 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip karşı darbe yapanlara karşı dimdik, namusumuzla ayakta duracağız. Darbenin fırsata çevrilip karşı darbe yapılmasına karşıyız. 15 Temmuz darbe girişimine nasıl karşı çıktıysak buna da karşı çıkacağız.
"12 EYLÜL'DEN DAHA AĞIR KOŞULLAR"
Gazeteciler, üniversite hocaları ne yaptı? Bir yeri mi bombaladı? 12 Eylül darbe koşullarından daha ağır koşulları yaşıyoruz. Öyle bir ağır tabloyla karşı karşıyayız. 1 milyondan fazla mağdur yarattılar.
"DARBENİN SİYASI AYAĞI BUNLAR"
Türkiye planlı bir programlı bir şekilde, bilinçli bir anlayışla bir darbe sürecinin içine sokulmuştur. Kapı gibi örneğim var. Mehmet Dişli, general. Kıta görevi yapmadan Genelkurmay Karargahı’na getiriyorsunuz. Terfi ediyor, kıta görevine göndermiyorsunuz. Onu orada tutan siyasi irade Türkiye’yi yönetenlerdir. Hesap sorakcaksan erlere değil, Mehmet Dişli’ye ve onu orada tutanlara soracaksın. Bu kararları alan siyasiler kim? Asıl darbeciler onlar. Darbenin siyasi ayağı bunlardır. Akademisyenleri suçluyorsunuz, öğretmenlerin görevine sor veriyorsunuz. Öğretmen mi darbe yaptı? O üç generale hak ettikleri görevi niye vermediniz? Havuz medyası yazar mı, yazamaz. Onlar patronlarına göre ses veriyorlar. FETÖ, hükümetin düşmanı değil, birlikte hareket ettiler. Yürekli bir savcı çıkar mı? Onlar da korkuyorlar. Yürekli, namuslu, kararlı bir savcı bekliyorum.
CUMHURİYET GAZETESİ'NE OPERASYON
Dün yeni bir şey oldu. Cumhuriyet Gazetesi’ne baskın yapıldı. Eser Sevinç, Hakan Kara, Hikmet Çetinkaya, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Müslüm Özışık, Murat Sabuncu, Aydın Engin, Bülent Yener, Akın Atalay, Can Dündar, Nebil Özgentürk. Savcı bunlar hakkında yakalama kararı verdi. Ne diye veriyor? Efendim Cumhuriyet Gazetesi FETÖ’cüymüş, PKK’lıymış. Ama bir haksızlık yapmış savcı, IŞİD’i unutmuşlar… Ben bu savcıya, o savcıya talimat veren siyasi iradeye seslenmek isterim. Bedel ödeyen gazetedir cumhuriyet gazetesi. Her dönemde, her darbe sonrası bedel ödeyen bir gazetedir. Cumhuriyet Gazetesi bizim basın dünyamızın akademisidir. Görüşü ne olursa olsun, her insan acaba cumhuriyet ne yazdı diye sabah gazeteyi ele alır. Cumhuriyet bir aydınlanma gazetesidir. Cumhuriyet ödün vermeyen bir gazetedir. Acaba iktidardakiler benim lehime çalışır mı diye düşünmeyen bir gazetedir. Özgürlüğü savunan bir gazetedir cumhuriyet. Ve cumhuriyet, cumhuriyetle yaşıt bir gazetedir. Cumhuriyet adını da Mustafa Kemal Atatürk vermiştir zaten. FETÖ ile PKK ile ilişkilendirmek şeref yoksunu kişilerin yapacağı bir iştir. Böyle bir şey olabilir mi? Ben sormak isterim.
"ŞEREF YOKSUNU KİŞİNİN YAPACAĞI BİR İŞ"
PKK’yla FETÖ’yle ilişkilendirmek şeref yoksunu kişiliren yapacağı bir iştir. FETÖ’cüleri devlete Cumhuriyet mi yerleştirdi? O savcıya sormak isterim. 'Ne istediler de vermedik' diyen Cumhuriyet mi? Senin yüreğin yetiyorsa bunu diyen kişiye soracaksın, neleri peşkeş çektin? Zekeriya Öz’e kurşun geçirmez aracı kim tahsis etti? 'Zekeriya Öz’ün heykeli dikilmeli' diyen Cumhuriyet miydi? 81 ilin 76’sına emniyet müdürünü Cumhuriyet mi yerleştirdi?
SAVCIYA SERT TEPKİ
Bu soruları sormuyorsan çok büyük bir handikapın içindesin. Sen iktidarda olanların borazanlığını yapıyorsun, elinde kamçısı seni kullanıyorlar. Meclis’te milletvekili ‘Fetullah Gülen’e çete demek ihanettir’ dedi. Niye sormuyorsun? Sen çocuklarına bile hesap veremezsin, en ağır mirası bıraktın. Sen soru soramıyorsan, sen savcı değil; birilerinin maşasısın. Sen birilerinin adamısın. Soramıyorsan izzet-i ikbal ile görevden ayrılırsın.
"İKİ NEDENİ VAR"
Bütün bu olayların iki nedeni var. Tek adam rejimini getirmek. Ekonominin kötü gidişini durduramıyorlar, vatandaşının dikkatini başka yere çekmeye çalışıyorlar. Türk Telekom tahhütlerini yerine getiremiyorlar. Gazetelere talimat veriyorlar, olumlu şeyleri yazın diyorlar. Doğruyu Cumhuriyet yazıyordu. Bütün bu oynananlar başkanlık rejiminin fragmanları. Sayın Başbakan Binali Yıldırım 'Başkanlık gelmezse ülke bölünür' diyor. 93 yıldır tüm darbelere karşı bölünmedi. Sen Türkiye’yi bölünme noktasına getirdik diyorsun. Sen o koltukta oturamazsın. Bu ülkeyi hiçbir güç bölemeyecektir. CHP bu ülkede olduğu sürece bu ülkeyi hiçbir güç bölemeyecektir. Kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz. Söz, sözümüz sözdür.
"BAŞKANLIK TÜRKİYE'Yİ BÖLME PROJESİ"
Sayın Bahçeli’ye de söylüyorum. Başkanlık sistemi Türkiye’yi bölme projesidir. Başkanlık sistemini Öcalan da istiyor. 2013’te bunu hükümet yetkililerine söylüyor. Sayın Bahçeli’ye söylüyorum. Hepimizin sorumluluğu var. 'PKK’yla mücadele ediyor'... PKK’yla 10 dakikada barışırlar. Herkesin kandırdığı bir adam cumhurbaşkanlığı yapamaz. 'Tek ben söz sahibi olacağım'. Böyle bir rejim yok. Buna bir kişi soyundu, o da Hitler. Demokrasiye, Türkiye’ye sahip çıkmamız gerekiyor."