İzmirli STK’lardan ortak görüş: Ölümler politik, sorumlu iktidar!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Manisa’da meydana gelen ve 15 tarım işçisinin yaşamını yitirdiği kaza sonrası çarpıcı bir rapor için basının karşısına geçti.
 
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Lokali’nde gerçekleşen toplantıda ilk sözü TMMOB İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Dönem Sekreteri Melih Yalçın aldı.



BÜTÜN ÖLÜMLER POLİTİK!
Yalçın ölümlerin önüne geçilemediğini belirtirken kazaların politik olduğunu ifade etti. Yalçın, “Kış aylarında makine başında, yaz aylarında tarım işçilerinin ölüm haberleri ülke gündemini oluşturuyor. Bir türlü bu ölümlerin önüne geçilmiyor. Bütün ölümler politiktir. Yapılması gerekenler çok basit büyüme ve kalkınma yalanı ile daha ucuz iş gücü yaratılsın diye insanların yaşamı hiçe sayılıyor. İş kazaları davaları çoğunlukla çalışanın hatası olarak sonuçlanıyor. Bu bir bakış açısıdır. İş kazasının en büyük sorumlusu işverendir. Yapılması gerekenleri yasalaştıran da devlettir. bir işçi intihar etmeye çalışsa bile önleyeceksiniz. Siz bu önlemleri bile alırsanız ihmal sonucu hatayı zaten önelmiş olursunuz. Biz meslek odaları ve sendikalar olarak davaya müdahil olmak istiyoruz ama bazı durumlarda hakim karşı çıkıyor” diye konuştu.
 
TARIMDA ASGARİ ÜCRET UYGULAMASI OLSUN
Tarımda ucuz iş gücü uygulamasına da değinen Yalçın, “Devlet isterse bazı şeylere göz yumuyor istemezse hiçbir şeye göz yummuyor. Tarımda asgari ücret uygulaması getirilmelidir. Bir de o işçileri taşıyan araca ceza kesilse o araç bir daha öyle taşıma yapmaz. Bunların hepsi kalkınma yalanı dahilinde yapılıyor. Ucuz iş gücüne ihtiyacımız yok. Ama birileri fazla para kazansın, ekonomi dönsün, büyüme olsun diye devlet göz yumuyor. İnsanlar canından oluyor” diye konuştu.
 


SORUMLU KARAYOLLARI!
DİSK Ege Bölge Temsilciliği adına konuşan Zedin Yumli de, “Günün her dakikasında bunlarla ilgili her yerde sürekli iş cinayetleri oluyor. Bunun tek sorumluları belli aslında siyasi iktidardır. Söyledikleri 13 yıldır sadece söylemlerde kaldığını görüyoruz. Uygulamada dip noktadadır. Bunun açık sorumluları Çalışma Bakanlığı, Trafik Denetleme ve Karayolları Genel Müdürlüğüdür. Bu olayların olmaması için çağrıda bulunuyoruz. Türkiye'de hukuk devleti varsa, sorumluların yasal çerçevede yargılanmaları gerekmektedir" dedi.
 


KATLİAMLARI ANLATTI
KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ulus Bozkır ise konuşmasında Türkiye’nin geçmiş dönemde yaşadığı iş kazaları ve katliamlardan örnekler vererek siyasi iktidarı hedef aldı. Bozkır, “Güvencesiz ve insanlık dışı çalışma koşullarının sistem haline getirildiği ülkemizde, olağanlaşan iş cinayetlerinin sonuncusunu, tarım işçilerine dayatılan çağdışı çalışma koşulları nedeniyle Manisa’da bir kez daha acı bir şekilde yaşadık. Manisa Gölmarmara'da, üzüm ve mısır üretimiyle geçinen Salihli'nin Çökelek köyünden açık kasa kamyonette taşınan 13'ü kadın 1'i çocuk olmak üzere 15 tarım işçisi trafik kazasında hayatını kaybetti, 2 kişi ise ağır yaralandı.  Hemen her sektörde kanıksanan iş cinayetleri; insana verilen değer ile değil, rakamlarla değer bulmakta ve basında yer almaktadır. Barınma, ulaşım, beslenme, altyapı gibi asgari insanca yaşama koşullarının neredeyse hiç olmadığı tarım sektöründe, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşulları, AKP döneminde ortaçağ kölelik koşullarına dönmüştür.  Adıyaman ve Isparta Yalvaç’taki mevsimlik tarım işçilerinin, Soma’da, Ermenek’te, Şırnak’taki madencilerin, Mecidiyeköy’deki inşaat işçilerinin ya da hemen her gün bir ya da iki kişinin bir iş yerinde hayatını kaybetmesi, iktidarın işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki aymaz tutumunu ortaya sermektedir.  Duble yolların, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun hiçbir şey ifade etmediğini bir kez daha gördük.  Bu bir kaza değildir, bu bir kader değildir, bu bir katliamdır. Tarım işçileri, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun dışında bırakıldığı için, dışa bağımlı tarım politikaları uygulandığı için, yoksullaştırılan köylüler ucuz işgücü haline getirildiği için, güvencesiz, çok düşük ücretlerle uzun süreli çalışmaya mahkûm bırakıldıkları için, bu katliamın sorumlusu iktidardır” dedi.
 
ÇOĞUNUN KADIN OLMASI TESADÜF DEĞİL
Ölenlerin çoğunluğunun kadın olmasının da bir tesadüf olmadığını belirten Bozkır şunları söyledi:  Kayıt dışı çalışma oranının yüzde 80’lere ulaştığı tarım sektöründe çalışanların büyük bir kısmını kadınlar oluşturmaktadır. Bu insanlık dışı koşullar altında hiçbir sosyal güvencesi olmadan, uzun süreli düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılan kadınlar, tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de ağır bedeller ödemektedir.  Herhangi bir nedenle her gün en az beş kadının erkek şiddetine maruz kaldığı, en az bir kadının öldürüldüğü ülkemizde; katillere tahrik indirimi veren, 13 yaşındaki kız çocuğunun rızası olduğunu söyleyebilen yargı; iş cinayetlerinde de benzer tutum içinde sermayeden, patronlardan ve siyasi sorumlulardan yana kararlar verebilmektedir.  Gerici zihniyetle beslenen, kadınları eğitimden, çalışma ve toplumsal yaşamdan kopararak, küçük yaşta imam nikâhını meşrulaştıran, güvencesiz ve ucuz işgücü haline getirmek isteyen, ölümü kader haline getiren emek ve kadın düşmanı tüm politikaları reddediyoruz.  Her geçen gün daha da artan sosyal güvencesiz, düşük ücretli kayıt dışı istihdamı, kader haline getirilen yoksulluğu, işsizliği ve fıtrat ile gerekçelendirilen iş cinayetlerini durdurmak için derhal gerekli düzenlemeler yapılmalı,  sorumlular acilen cezalandırılmalıdır. İktidarın dayattığı güvencesiz koşullar nedeniyle kaybettiğimiz tüm işçilerin ailesine başsağlığı, yaralı olanlara da acil şifalar diliyoruz. Bu ölümlerin fıtrat, kader gibi olağan bir durum olmadığının bilinciyle, iktidarın tüm sömürü politikalarına karşın,  bir işçimizin dahi iş cinayetine kurban edilmemesi için türlü mücadeleyi ısrarla sürdüreceğiz.