Yusuf TOMRUK/EGEDESONSÖZ - İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Uzman Doktor Mete Güzelant yeni kurulan Kamu Hastaneleri Kurumu ile Sağlık Bakanlığı’nın hizmet veren olmaktan çıkarak hizmet alan haline dönüştüğünü belirterek ‘İzmir’deki hastaneleri coğrafi konumuna göre, kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölündü. Başlarına birer genel sekreter atandı. Atamaların nasıl bir kritere göre yapıldığı da belli değil. Ayrıca bu genel sekreterlerin doktor kökenli olması gibi bir şart da aranmıyor. Uygulama daha çok yeni olduğu için ilk tercihler doktorlardan yana kullanıldı. Sonra neler olacağını kestirmek zor. Sağlık sistemimiz böylelikle yarı özerk bir hale dönüşmeye başladı. Bu durum sağlığın önümüzdeki süreçte ilk önce özerk bir hale daha sonra, kamunun payı iyice daraltılarak tamamen özel bir hale dönüşeceğinin göstergesidir’ dedi.
HÜKÜMETİN TEK DERDİ SAĞLIK HARCAMALARINI KISMAK
Türkiye’de bütçeden sağlık harcamalarına 40-50 milyar TL ayrıldığını hatırlatan Dr. Mete Güzelant “Bütçemizin 350 milyar TL olduğu düşünüldüğünde hükümetimize sağlığa ayrılan rakam çok fazla geliyor. Hükümete göre bu rakam sistemi çökertme tehlikesine neden oluyor. Bu nedenle kamu hastanelerini zarar eden halden kar eden hale getirmek istiyor. Yani kamu hizmetini işletme mantığına dönüştürüp, kar etmek istiyor. Ama burada önemli olan şu, tabi ki kimse bir kurumun zarar etmesini istemez. Ama unutulmamalıdır ki sağlık bir kamu hizmetidir. Burada kar sağlıklı bireylere sahip olmak olarak düşünülmelidir” diye konuştu.
GENEL SEKRETER PADİŞAH GİBİ BİR ŞEY
İzmir’e yeni atanan Kuzey ve Güney Kamu Hastaneleri Kurumu Genel Sekreterlerinin yetkilerine bir sınırlandırılma getirilmediğini söyleyen Dr. Güzelant, “Genel sekreterlerimizin hastane satma yetkisi bile var. Sağlık Bakanlığı’nın ‘sağlık kampüsü’ projelerinde kullanılacak fona aktarılmak üzere bir devlet hastanesini satabiliyorlar. Ayrıca Personel alımı, işten atma ve görevlendirme yetkisi de tamamen genel sekreterlerin elinde. Önümüzdeki süreçte tıbbi sekreterleri ve temizlik görevlilerini belli bir planlama dahilinde işten çıkartmalarını bekliyoruz. İzmir ve Türkiye genelindeki on binlerce personelin kaderi bu genel sekreterlerin elinde olacak. Bu personellerin sözleşmeleri bitince büyük bir kaos yaşanacağını düşünüyoruz. Bütün iş doktorlara kalacak. Bu süreçte doktorları da sözleşmeli bir hale getirecekler. 657’ye tabi olmaktan çıkaracaklar. Böylelikle doktorların iş güvenliği kaygısı da doğacak. Hastaneler normal bir şirket mantığıyla işler hale getirilecek. Yani bu genel sekreterler kral gibi, padişah gibi bir şey, ister satarlar, ister alırlar, ister işten atarlar” dedi.
DOKTORLAR HER ŞEYİ 5 DAKİKADA YAPACAK
Tıbbı sekreterleri işten çıkarmanın mevcut sistemde tasarrufa gitmenin en kolay yolu olduğunu belirten Güzelant “Merkezi Hasta Randevu Sistemi(MHRS) ile doktorlarımızın her 10 dakikada bir hastaya bakması istenmektedir. Ancak doktorlarımız telefonla randevu alan hastalarımız dışında, hastaneye gelip sıra alan hastalara da bakmaktadır. Yani 5 dakikada bir hastaya bakmaktadırlar. Tıbbi sekreterlerin işten çıkartılması durumundan doktorlardan, hastayı kayıt altına alma, muayene etme, teşhis koyma, gerekirse tetkik isteme, sonuçları görme, reçete yazma gibi işlerin hepsini 5 dakikada yapmaları beklenmektedir. Mevcut performans sistemi ile doktorlarımız, hem tıbbi sekreterlerimizin görevini yapacaklar hem de hastalara bakacaklar. Önümüzdeki 14 Mart’ta en çok vurgulayacağımız konulardan birisi bu olacak. Bu durum ne kadar çok hasta bakarsan o kadar çok para kazanırsın mantığının sonucudur. ” diye konuştu.
BAKAN MECBUR KALDI
Yeni Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun tam gün yasası nedeniyle üniversiteden ayrılarak ayrı muayene açan doktorlarla ilgili olarak 'istifa eden hocalarımızı geri kazanmak isteriz’ açıklamalarını değerlendiren Güzelant "Tam gün yasası ne olacak onu bilmiyoruz ama, hocalara olan tutumlarından vazgeçmek zorundalar. Üniversiteler çökme noktasına geldiği için hocaları geri çağırmaya mecbur durumdalar. İstifa eden hocaların bilgi birikimine ve tecrübelerine ihtiyaçları var. Yani bakan böyle bir açıklama yapmaya mecbur kaldı" dedi.
EXPO’YU VE SSB’LERİ GERÇEKÇİ BULMUYORUZ
İzmir’in EXPO 2020 adaylık sürecinde birlikte hareket etmek kendilerine talep geldiğini ve İzmir Tabip Odası olarak uygun bulmadıkları için teşekkür ettiklerini belirten Güzelant “Biz İnciraltı’nın EXPO ile birlikte yok edileceğini düşünüyoruz. İnciraltı gibi kaç tane yeşil alanımız kaldı ki. 6 ayda 20 milyon turist geleceğini söylüyorlar. Kim böyle bir turist akını görmüş ki, biz görelim. En çok karşı çıktığımız konu ise bu EXPO paralelinde yapılması gündeme gelen Sağlık Serbest Bölgeleri(SSB). Bu SSB’lerin yabancı şirketlere ucuz işgücü sağlaması dışında nasıl bir katkısı olacak. Ayrıca hem ithal hemşire ve doktor getirecekler hem de bizim yetişmiş doktorlarımızı ve sağlık personelimizi kendilerine çekecekler. Yabancı ülkeler, sağlık eksiklerini bizim gibi ülkelerdeki bu tarz oluşumlarla çözme çabasındadırlar. Bunu da bize sağlık turizmi diye yutturmaya çalışıyorlar. Hiç vergi ödemeyecekleri gibi, aynı ESBAŞ gibi işçi istihdam sağlamak dışında kente ve ülkemize hiçbir katkısı olmayacak. Bundan nemalanacak ciddi bir işadamı grubu var olay bundan ibarettir. Yunanistan olimpiyatlar için yaptığı büyük yatırımlar sonrası bu halde olduğu söyleniyor. İzmir Universiad sonrası yapılan tesislerine ne kadarını kullanıyor. O kadar otel yapıldıktan sonra turist gelmezse ne olacak. TMMOB’a bağlı odalarla aynı paralelde düşünüyoruz” diye konuştu.
GAZİEMİR’DE KAMU YÖNETİCİLERİ SINAVI GEÇEMEDİ
Gaziemir’deki ‘İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen fabrika ile ilgili de konuşan Güzelant “İzmir’in Çernobili olarak görülen o fabrikada yaşananlarda kamu yöneticileri sınavı geçemedi. Hala net bir açıklama yapılmış değil. Orada ne olduğunu açıklamak zorundalar. Çevresinde yaşayan insanlar radyasyon tehlikesi altında. Biz İzmir Tabip Odası olarak fabrika çevresinde yaşayan mahalle sakinlerini davet ettik. Tetkikler yaptırmak istedik. Sağlık durumlarını öğrenmek istedik. Ancak kimse teklifimizi kabul etmedi. Baskı altında olduklarını düşündük. Bu duruma bir anlam veremedik” diye konuştu.