İzmir organ bağışında zirvede: Müdür Salnur’dan önemli açıklamalar…

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - Türkiye’de her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında sağlıklı bir organa ihtiyacı olan, bir yandan yaşam mücadelesi verirken bir yandan nakil sırası bekleyen hastaların durumuna dikkat çekmek amacıyla Organ ve Doku Bağışı Haftası kutlanıyor.

Pek çok kesim tarafından tartışılan konuların başında gelen organ bağışı ve nakli listede olan yüzbinlerce hasta için hayati önem taşıyor.  

2012 Ocak ile 2017 Kasım arasındaki süreçte İzmir organ bağışı konusunda oluşan istatistikte zirvede bulunuyor.

Egedesonsöz’e konuşan İzmir İl Sağlık Müdürü Uzman Doktor Bediha Salnur hem İzmir’in bu konudaki hassasiyetine vurgu yaptı hem de vatandaşların organ bağışı karşısında yaşadıkları tedirginliklere açıklık getirdi.

İzmir’de organ bağışı için 69 kurumun bulunduğu belirtildi. Kentte yaklaşık 6 yıl içinde 812 bin 83 adet organ bağışlandığı ifade edildi. Bağış işleminin ise 44 bin 226 olduğu kaydedildi.

KALEM KALEM İZMİR’İN BAĞIŞ KARNESİ

Sistemde yer alan verilere göre; İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne 14 bin 506, Karşıyaka İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 4 bin 106, Bornova İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 3 bin 692, Sağlık Bakanlığı Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 2 bin 208, Konak İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 2 bin 97, Karabağlar İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 2 bin 33, Çiğli İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bin 625, Gaziemir İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bin 170, Buca İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bin 41, Bayraklı İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 920, Menemen İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 869, Buca Toplum Sağlığı Merkezi’ne (TSM) 850, Tire İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 588, İzmir Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’ne 593, İzmir Karabağlar TSM’ye 498, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 496, Balçova İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 492, Narlıdere İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 476, Ege Üniversitesi Hastanesi’ne 397, Karşıyaka Devlet Hastanesi’ne 384, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 339, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne 325, Aliağa İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 304, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’ne 298, SBÜ Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 255, Tire TSM’ye 223, İzmir Eğitim Diş Hastanesi’ne 222, Urla İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 185, Gaziemir TSM’ye 176, Kemalpaşa İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 173, Seferihisar İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 141, Çeşme İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 137, Foça İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 133, Menderes TSM’ye 128, Dikili İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 127, Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne 122, Selçuk İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 112, Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne 105, Ödemiş Devlet Hastanesi’ne 102, Ödemiş İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 92, Karaburun İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 70, Selçuk TSM’ye 41, Urla Devlet Hastanesi’ne 39, Menderes İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 37, Tire Devlet Hastanesi’ne 36, Foça Devlet Hastanesi’ne 34, Kemalpaşa Devlet Hastanesi’ne 33, Çeşme Devlet Hastanesi’ne 28, İzmir Özel Kent Hastanesi’ne 27, Aliağa Devlet Hastanesi’ne 27, Bayındır İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 24, İzmir BKM’ye 22, Torbalı İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 20, Bergama Faruk İlter Devlet Hastanesi’ne 20, Kınık İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 19, Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi’ne 16, Bornova TSM’ye 16, Seferihisar Nejat Hepkon Devlet Hastanesi’ne 10, Beydağ İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 10, Kiraz İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne 4, Torbalı Enver Şenerdem Devlet Hastanesi’ne 4, Çeşme TSM’ye 4, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 2, Menderes 4 Nolu Tekeli ASM’ye 1, Menderes 1 Nolu Merkez ASM’ye 1, İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi’ne 1 bağış işlemi gerçekleştirildi.

İSTEDİĞİMİZ BU DEĞİL!

İl Sağlık Müdürü Bediha Salnur ise, “Toprak olmasın bedenlerimiz çocuklarımıza hayat olsun. Hastalarımıza can olsun. Hayatlarını kaybedenlerin hastalarımıza can olması çok önemli… Türkiye dünya genelinde canlı verici de ilk sıralarda. Canlı verici ne demek oluyor? Annemize, babamıza, eşimize karaciğer ve böbrek vermek oluyor gibi… İstediğimiz bu değil. Beyin ölümü gerçekleşen hastalarımızdan alınanları açıklamak gerekiyor. Bu ne demektir? Vatandaşlarımız bunu çok detaylı bilemeyebilir. Trafik kazası, beyin kanaması sonrası ve bazı tıbbi durumlardan sonrası gelişebilen, hayatın sonlandığı hastanın yoğun bakımda olduğu en fazla 72 saat süren bir süreci ifade eder.  Hastamız beyin ölümünde diyorsak onun bir daha geri dönüşü yoktur. O organlar 7 kişiye göremeyen 2 insana ışık olabilir. Kalp yetmezliğinden dolayı yeni bir hastaya yeni bir hayat olabilir. Yıllardır diyalize giren binlerce vatandaştan birine hayat kapısı açabilir. Beyin ölümü sırasında hastanın yakınlarına ‘organları bağışlar mısınız?’ dediğimizde genelde şok durumunda oldukları için istemiyorlar” dedi. 

ORGAN BEKLEYEN 25 BİN KİŞİ VARSA 50 BİN DE BU LİSTEYE ADAY!

Salnur, “Ben İzmir’e bu konuda çok güveniyorum. İzmir’in duyarlılığı Türkiye genelinde birinci olmamızla da ortaya çıkıyor. Beyin ölümü aşamasında organları bağışlayalım. Ama kendi organlarımızı da yaşıyorken öldükten sonra kullanılmak üzere bağışlarsak çok anlamlı olur. Böbrek, kalp, karaciğer kornea, akciğer bekleyen binlerce hastamız var. Organ bekleyen 25 bin kişi varsa 50 bin de bu listeye aday var. Her yıl 3 ile 5 bin arasında organ bekleme listesine giren hasta oluyor. Bu hastalardan biri iz ya da yakınımız olabilir” diye konuştu. 

DİNEN HERHANGİ BİR SAKINCASI YOK!

Türkiye’de yıllardır yaşanan organ bağışı tartışmasına ilişkin de açıklama yapan Salnur, “Bazı vatandaşlarımız dini endişelerle biraz geri duruyor. Fakat bu konuda fetvalar verildi, din insanlarımız bilgilendirme yapıyor.  Dinen herhangi bir sakıncası yok. Bunu vatandaşlarımıza anlatıyoruz. Biraz yürekleri rahatlıyor. Beyin ölümü aşamasında hastaya cihazlarla nefes aldırılıp verdirilmesi ve kan akımının sağlanmasından dolayı yakın da diyor ki ‘benim hastam geri dönebilir’. Komayla karıştırıyorlar. 3 ay sonra 5 yıl mucizevi şekilde gelişen istisnai durumlar beynin öldüğü durumlar değil koma halidir. Doktorlara güvenelim. Onlar aradaki farkı ayırt edebilir. Bazıları da ‘ben organlarımı bağışladığımda daha sonra yoğun bakımda yatsam beni kurtarmazlar’ diyor. Oradaki doktorlar o kişinin organ bağışı yapıp yapmadığını görmüyor. Görseler bile öyle bir şey olmaz” dedi.

HER BİRİNİN HAYATİ ÖNEMİ VAR

Salnur ayrıca organ naklinin önemine vurgu yaparken, “Bekleyen sayısı açısından böbrek bekleyen çok fazla. Canlı verici olabiliyor. Ama kalpte canlı verici olamıyor. Direk ölüden alınması lazım. Her birinin hayati önemi o hastanın özelliğinde çok önemli. Kornea önemsiz diyemiyoruz. Korneası çalışmayan hasta göremiyor. Nakil oluyor birden görüyor ve ışık açılıyor. Bu çok önemli. Göremediği için evliliği bozulan işe giremeyen hayatı bozulan hastalarımızı biliyoruz. Endişe duyduran konulardan biri de sanki organlar alındığında ceset paramparça verilecek gibi düşünülüyor. Hassasiyetle, ameliyat şartlarında incecik kesiklerle işlemler yapılıyor” ifadelerini kullandı.