Onur DENİZ / EGEDESONSÖZ – Suriye’de yaşanan iç savaş Ege Denizi’nde hemen hemen her gün yaşanan ölüm yolculuğu facialarıyla Avrupa’ya taşınıyor.
Mültecilerin yeni hayat yolunda ölümleri ve uluslararası kamuoyunun çağrılarına rağmen sessizliği koruya Avrupa Birliği İzmir’de protesto edildi.
Halkların Köprüsü Derneği Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir araya gelerek can yelekleri giydikleri eylemde ‘Sınırları açın’ çağrısı yaptı.
EGE DENİZİ MÜLTECİ MEZARLIĞI HALİNE GELDİ
Dernek adına açıklamayı Gülistan Sultan yaptı. Avrupa’nın mültecilerin sorunlarını görmezden geldiğini söyleyen Sultan, “Ülkelerindeki savaştan kaçan mülteciler Avrupa Birliği’nin politikalarından dolayı insan tacirlerine mahkum ediliyor. Son aylarda on binlerce insan Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarından canlarını hiçe sayarak Yunanistan adalarına geçti. Sonbahar aylarında denizler mülteciler için çok daha tehlikeli… Neredeyse her gün ajanslara ‘mülteci teknesi battı’, ‘mülteci botu alabora oldu’ haberleri düşüyor ve sayısız mülteci çıktıkları bu ‘umut’ yolculuğunda yaşamlarını kaybediyor. Ege Denizi mülteci mezarlığı haline gelmiş durumda” diye konuştu.
AVRUPA İLE TÜRKİYE ARASINDA PAZARLIK
Türkiye ile Avrupa arasındaki anlaşmazlık hakkında konuşan Sultan, “Yaşanan bunca ölüm karşısında sınırları açması ve mültecilere insani yaşam koşulları sağlaması gereken Avrupa Birliği aksine ölümlerin artmasına sebep olacak yeni bir anlaşma için Türkiye ile pazarlık halinde… Bu pazarlığın en büyük kozu mülteciler. Serbest dolaşım ve 3 milyar euro karşılığında Türkiye, Avrupa’nın büyük bir esir kampı haline getirilecek ve de Türkiye’de bunun karşılığında sınır güvenliğini artıracak” dedi.
SURİYELİ’LER TÜRKİYE’DE KALMAK İSTEMİYOR
Sultan, “Avrupalı devletler, Cenevre sözleşmesine koydukları imza karşılığında bu insanlara kapılarını açmak zorunda. Belli imtiyazlar karşılığında sınırlı sayıda mültecinin alınması, geri kalan kısmı için Türkiye’ye yardım yapılması milyonları aşan mültecinin Türkiye’de kalmasına ve iltica haklarının erişim yolunun resmen kapatılması anlamına geliyor. Mülteciler cezaevi olarak adlandırdıkları kamplarda veya Türkiye’de kalmak istemiyorlar. Ölümler, sınır güvenliğinin arttırılması, yeni tel örgüler çekilmesi, insanların toplama kamplarına gönderilmesi ve sınır dışı tehdidi ile engellenemez. Bu politikalar ancak ölümlerin sayısını arttırır. Denizlerde daha fazla insanın canını yitirmemesi için sınırlar açılmalı, güvenli geçiş sağlanmalıdır. Ulusal ve uluslararası kamuoyu sorumluluk üstlenip hükümetlere baskı yapmalıdır. Ege ve Akdeniz kıyılarında mülteci ölümleri bir an önce son bulmalıdır” şeklinde konuştu.