CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, ülkemizde yaşayan engellilerin sadece yüzde 7’sinin fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetine ulaşabildiklerine dikkat çekerek konuyu Meclis gündemine taşıdı.
Güven, 18 Nisan 2014 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 10 Nisan 2014 tarihli genelge üzerine verdiği soru önergesinde, Bir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekimi için günlük en fazla 8 (sekiz) saat üzerinden Kuruma fatura edilebilecek fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetinin, engelli yurttaşların tedavilerinin tamamen durdurulması anlamına gelip gelmediğini sormuştu.
‘77 MERKEZİN 77 MİLYONA YETMESİ BEKLENİYOR’
Ancak gelen cevapta SGK ile anlaşmalı 2014 yılı itibari ile 77 fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezine ait kamuda 1175 özelde 144 olmak üzere toplam 1319 yatak bulunduğu belirtilmişti. Başvuruların fazla olması halinde de sağlık merkezi sayısının ya da tedavi ünite sayısının artırılmasının uygun olacağı, bu yönde hasta şikayetlerinin ulaşması ile bu durumun değerlendirilebileceği belirtilmişti. Güven, "Yani Türkiye'de SGK ile anlaşmalı olan 77 fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezinin 77 milyon nüfusa yeteceği düşünülmekte ve ancak şikayet olduğu taktirde sayılarının artırılacağı belirtilmektedir. Sağlığın bir planlama yapılmadan şikayetler ile yönetildiğini ilk kez duyuyorum" dedi. Güven, bu koşullarda özellikle engelli yurttaşların sağlık, fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti almakta neden sorun yaşadıkları anlaşılmakta ise de, çözüm için yaşadıkları sorunların engel türlerine göre ortaya çıkarılarak bu hizmetleri sorunsuz şekilde almalarını ivedilikle sağlamak üzere Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi.
‘FAYDALANMA ORANI ÇOK DÜŞÜK’
Bakanlar Kurulu’nun onayladığı Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ve Anayasa’nın ilgili maddelerini hatırlatan Güven, “2010 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan Özürlülerin Sorun ve Beklentileri Araştırmasında engellilerin engel türüne göre sağlık, fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanma oranının çok düşük olduğu görülmektedir. Kayıtlı engellilerin sadece yüzde 6.8’i, ortopedik engellilerin ise sadece yüzde 7.2’sinin fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetinden yararlandıklarını belirtmişlerdir. Halbuki ülkemizin de tarafı olduğu Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin 26’ıncı maddesinde ‘taraf devletler, engellilerin azami bağımsızlığını, tam fiziksel, zihinsel, sosyal … becerilerini elde etmelerini ve yaşamın her alanına tam katılmalarını sağlamak için … etkili ve uygun tedbirler almalıdır. Bu bakımdan, taraf devletler, özellikle sağlık, … alanlarında kapsamlı fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri sunmalı, mevcut hizmetleri güçlendirmeli ve genişletmelidir. Bunun için şöyle bir yol izlemelidirler: (a) … rehabilitasyon hizmet ve programları mümkün olan en erken evrede başlamalıdır ve bireylerin ihtiyaçlarının ve güçlü olduğu yönlerin çoklu disiplinle değerlendirilmesine dayanmalıdır; (b) engellilerin katılımını ve toplumla bütünleşmesini destekleyen … rehabilitasyon hizmet ve programlarına katılmak rızaya dayalıdır ve bu hizmet ve programlar, kırsal alanlar dâhil olmak üzere, engellilerin yaşadıkları yerlerin mümkün olduğu kadar yakınında sunulur’ ifadeleri bulunmaktadır” diye konuştu.
‘YETERSİZLİĞİN ÜSTÜ KAPATILIYOR’
Güven Durum böyleyken hatta Bakanlık yaptığı araştırma sonucuna göre FTR merkezlerinin yetersizliğini ortaya çıkarmış olmasına rağmen, eksiklerin düzeltilmesi gerekirken aksine hekimlerin muayene ve tedavi saatlerinde kısıtlamaya gidilmiştir. Bu durumda yurttaşlarımızın Anayasal ve uluslararası sözleşmelerden de doğan haklarını kullanabildiklerini söyleyemeyiz. Bu nedenlerle engelli yurttaşlarımızın fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti almakta yaşadıkları sorunların tam olarak araştırılarak çözümlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.