EGEDESONSÖZ - Ege Tv’deki Söz Meclis’ten İçeri Programı’na telefonla bağlanarak Gazeteciler Nedim Atilla, Gönül Soyoğul ve Ümit Yaldız’ın sorularına yanıt veren Kültür Turizm eski Bakanı, İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay, Gezi Parkı olaylarında gelinen noktaya ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.
- AK Parti İzmir’de Twitter çatlağı: Şengül sert çıktı…
Eski Bakan Günay olaylardaki derin devlet faktörünün göz ardı edildiğini belirterek, “Karşıyaka ve Çiğli teşkilatlarımızı da derin devlet unsurları yakmıştır. Taksim’de tek tip kıyafet giymiş insanların molotoflu saldırısını gördükten sonra daha önce 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat’ı yaşamış bir siyasetçi olarak derin devletin bildiğimiz oyunlarını oynadığını gördüm” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın sert üslubunu da eleştiren Günay, olanlardan AK Parti tabanının da son derece rahatsız olduğunu söyledi.
İŞTE ÇOK KONUŞULACAK AÇIKLAMALARDAN SATIRBAŞLARI
Bu olayda baştan itibaren bunun İstanbul’da çok haklı bir çevre koruma talebi olduğunu söylüyorum. Bazı arkadaşlarımız bunları ya yaranma duygusu içinde ya da olayların farkında olmayarak bakanlıktan alındığım için söylediğimi ima ettiler. Siz de biliyorsunuz okur-yazar olan herkes biliyor. Bakanlığım döneminde İstanbul’daki rant lobisine dikkat çekmiştim. Hatta ben olsam İstanbul’a 10 yıl inşaat yasağı getirir kentin tarihi değerlerini ortaya çıkarırım ifadelerini kullanmıştım. Hatta Akşam Gazetesi’nin manşetinden yayınlanan bir röportajımda ‘Bunlar değil Taksim’e Sultanahmet’e bile AVM yaparlar’ demiştim. Sayın Başbakan faiz lobisinden söz etti son günlerde. Ben de rant lobisini anlatmıştım. İkisinin de partimize, ülkemize verdiği zarar aynıdır.
Bazı arkadaşlar ya okur-yazar olmadıkları için veya haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır diye bir söz vardır dinimizde onu bilmelerine rağmen böyle bir tavır içindeler.
ORANTISIZ VE DE GEREKSİZ ŞİDDET!
Bakınız olaylar 15 gün önce başladı. En başında birkaç sakin siyasetçi, sanat tarihçi, belediye görevlisi gitse, proje üzerinde birkaç değişiklik vaadi ve sağlıklı bir diyalogla sorun çözülürdü. Ama onun yerine orantısız demiyorum ama gereksiz bir şiddet uygulandı, Türkiye ayağa kalktı. Tabi ki insanların 10 yıllık iktidara dönük başka sıkıntıları da birleşince eylemler ülke geneline yayıldı. Tabi ki illegal örgütler de girdi işin içine… Bizim göz ardı ettiğimiz derin devlet gibi başka unsurlar da…
Siyaset bu işi çözme konusunda ne yazık ki empati yaparak doğru davranmadı, atması gereken adımları atmadı, atamadı.
ÇOK BÜYÜK KAYGIYLA İZLİYORUM
Şu an itibariyle Ama olaylar kısa sürede yine kaygı verici bir boyut kazandı. Provokatörler girdi işin içine ve olaylar tekrar can sıkıcı bir noktaya gidiyor. Bakın Taksim’e tek tip giyinmiş provokatörler vardı gün boyu… Bana göre derin devlet bildiğimiz eski oyunlarını oynuyor. Siyaset de bunun farkında olmak yerine öfke dili kullanıyor. Erken gençliğinde 12 Mart’a tanıklık etmiş, gençliğinde 12 Eylül’ü yaşamış, olgun yaşlarda 28 Şubat’ı görmüş bir arkadaş olarak olan biteni çok büyük kaygıyla izliyorum.
GENEL BAŞKANI SEVERİM AMA BEN ALLAH’TAN KORKARIM!
Hiç böyle bir niyetlerim yok benim. (‘Gezi’ olayları üzerinden siyasi kariyer yapmak, aday olmak iddiaları üzerine…) Ben siyasette belli bir olgunluk ve doygunluk çağına gelmiş bir insanım. Bu saatten sonra benim üzerimde bir sıfat var. 5.5 yıl bakanlık göreni de milletin verdiği emaneti başımın üzerinde tutmaya çalışarak yaptım. Şu an milletvekiliyim. Milletin vekili olarak şu anki görevimi yapmaya çalışıyorum. Elbette partimin tüzüğü, programı beni bağlar. Elbette genel başkana sevgi duyarım, saygı duyarım. Ama ben Allah’tan korkarım. Ben AK Parti’nin masum, geniş tabanının da bu olan bitenden rahatsız olduğunu düşünüyorum. Ama 10 yıllık iktidar partisini bir geçim kaynağına dönüştürmüş olanlar yaranma duygusuyla farklı yorumlar yapabilirler. Onların söyledikleri beni bağlamıyor.
AŞLIK’LA YAŞANAN OLAY VE ŞENGÜL’ÜN ELEŞTİRİSİ HAKKINDA
İzmir’de ya da İstanbul’da teşkilat işlerine hiç karışmadım. Burada da kurucu partili, eski partili arkadaşlarımızı dinledim. Toplantıya katılanların sıfatları var. Bunlar İzmir’de tanınmış STK başkanı, meslek örgütü lideri olan arkadaşlar, onlara da sorabilirsiniz. Basına yansıdığı gibi hiçbir olay olmadı, o toplantılarda. Bazı arkadaşlar, isimlerini İzmir kamuoyunun bile doğru düzgün bilmediği bazı arkadaşlar, benzerlerini Ankara’da da gördüm, oraya buraya laf sokmaya çalışarak, gündeme gelmeye, birilerine yaranmaya çalışıyorlar belli ki. Bunu ben siyasetime yakıştırmam. Arkadaşlarımın isimlerini de anmayı da doğru bulmam şu anda. Dediğim gibi gündeme gelme gayretidir, benim dünyamda en küçük bir karşılığı, yeri yok!
BAŞBAKAN’LA GÖRÜŞTÜ MÜ?
Hayır, kısmet olmadı görüşmek. Başbakan ABD’ye gitti, geldi. Sonra Fas’a gitti, Güney Afrika’ya gitti, geldi. Parti grubunda il dışından gelen partilerle coşkulu anlar yaşanıyor. O yurt dışındaydı ben de Ankara dışındaydım çoğu zaman… Ama görüşebiliriz. Yazdıklarımı söylemekten çekinmem…
Ayrıca ben öyle oturup iki satır tweet atmıyorum. Oturuyorum, makale gibi 1-2-3 diye düşüncelerimi açık açık yazıyorum. Zaten benim bu düşüncelerimi, neye itiraz ettiğimi bakanlığım sırasından bu yana Sayın Başbakan da biliyor. Zeytinburnu konusunda, Kazlıçeşme kuleleri konusunda haklı çıktım. Keşke haklı çıkan ben olmasaydım.
NEDEN HALA AK PARTİ’DE?
Ben 27 Nisan muhtırası sonrası demokrasiyi savunmak için, milli iradeyi savunmak için AK Parti’ye katıldım. Bugüne kadar neye inanmış ve savunmuşsam onu savunmak için AK Parti’ye katılıyorum dedim 29 Mayıs’taki o törende... Bakanlığım sırasında da yaptım bugün de onu yapıyorum. Ranta karşı, yeşili koruyan, emekten yana duruşumu koruyorum. Başta ne söylediysem bugün de onu söylediğim için benim duruşumla ilgili sıkıntım yok. Sıkıntısı olanla her platformda tartışmaya hazırım.
TABAN RAHATSIZ… AK PARTİ BİNALARINI DERİN DEVLET YAKTI!
İzmir’de olan bitenlerden rahatsız olan arkadaşlar var. İstanbul’da da 4 yıl vekillik yaptım. O tabanı da biliyorum. Ak Parti içinde iktidar imkanlarını kullanarak daha önce ayağında bir eski kort pantolon varken bugün çok zengin olmuş olan bazıları olabilir. Ama AK Parti’nin tabanı hala geçim sıkıntısı yaşıyor. İhtiyaçları var. Hala barınmak için, yaşamak için Türkiye ortalamasıyla aynı düzeyde yaşıyorlar. Ve hala çok yoksul var AK Parti’nin tabanında… Onlar İstanbul’un betonlaşmasına, yeşilin yağmalanmasına, hala İstanbul’un tarihi surlarıyla, camileri ve minareleriyle yarışan gösteriş kuleleri yapılmasına fevkalade tepkililer… Ama ne yazık ki şu andaki bir çevre eyleminden Türkiye’deki derin devlet farklı bir noktaya götürüyor olayları… Şu anda sokaklarda taşkınlık yapanlara dikkat… Karşıyaka, Çiğli binasına saldıran bir takım azgın güçler, bir takım karanlık güçler, elbette toplumun yanlış anlamalarına yol açıyor. Karşıyaka’ya, Çiğli’ye saldıran, İstanbul’da Taksim’de ya da Ankara Kızılay’da bir dükkânın vitrinine taş atanların, yakanların, yıkanların çevre eyleminin yanında değil tam anlamıyla karşısında olduğunu düşünüyorum.
Devletin gereksiz kullandığı şiddet ortaya çıkardı tüm bunları da. Kendi ürettiği şiddetten, düşmanlıktan bugün devlet siyasetini beslemeye çalışıyoruz. Elbette bunları daha uzun konuşacağımız zaman gelecek. Oturup uzun uzun değerlendireceğiz.