HABERLER>EKONOMİ
24 Ağustos 2015 Pazartesi - 12:18

DTO Başkanı'yla A'dan Z'ye: Ülke gündemi, ekonomi ve sektör

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, ülkenin çalkantılı gündeminden İzmir’in dalgalı denizine soruları yanıtladı. Sektörün sıkıntılarına rağmen 2016’yı işaret eden Öztürk, denizcileri riske karşı uyardı. İzmir’in düşen kruvaziyer turizmi için marina ve windsurf alternatifini öneren Öztürk, “Türkiye’de şu sorunun sorulması lazım biz kruvaziyeri istiyor muyuz istemiyor muyuz” dedi.

DTO Başkanı yla A dan Z ye: Ülke gündemi, ekonomi ve sektör

Onur DENİZ/EGEDESONSÖZ - Ülke ekonomisi 7 Haziran genel seçimlerinin ardından yaşanan koalisyon çıkmazı, hızla artan terör olayları ve dolardaki hızlı artış nedeniyle kelimenin tam anlamıyla sarsıldı.

Piyasalardaki büyük çalkantıdan Egeli Denizciler de nasibini alıyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, sektörde yaşanan sıkıntıları, alınacak önlemleri, projeleri Egedesonsöz’e anlattı.
 
İzmir’de 2007 yılı rakamlarına gerileyen kruvaziyer turizmi için yol haritasının belirlenmesi gerektiğini söyleyen Öztürk, kent ekonomisi için de önemli önerilerde bulundu.

Ülke ve kent ekonomisinin en iyi ihtimallerde dahi 2016’nın ilk yarısına kadar aynı seyredeceğini öngören Öztürk, artık gelecek için neler yapılabileceğinin koşulmasını gerektiğini ifade etti.  


 
KİMSE YATIRIM YAPMAK İSTEMİYOR
 
Türkiye siyaseti 2015 yılından beri sıcak günler geçiriyor. Önümüzdeki erken seçim sektörde ne gibi izler bırakacak?
 
7 Haziran’da halkın iradesini maalesef siyasetçiler bir masada gerçekten tartışıp da ülkenin önünü açacak bir takım çalışmalar yapıldığını düşünmüyorum. Lakin bunu seçim de olacaksa bir an önce seçimin gerçekleşmesi gerekiyor. Türkiye çok büyük bir ülke her zaman bu tür sorunları çözebileceğini düşünüyorum. Benim tek düşüncem şu aslına bakarsanız; diyelim ki erken seçim olacak. YSK’nın belirlediği tarihte muhtemelen Ekim sonunda gerçekleşecek. Hadi aynı sonuçlar çıktı diyelim, o zaman ne olacak çok merak ediyorum. Aynı sonuçların çıkacağı da muhtemel... Böyle bir durumda Türkiye 2015’i yaşamamış olacak. Bu yılın yaşanmaması çok büyük bir kayıp. Ben bir siyasetçi değilim ama Türkiye’nin siyasi geçmişine baktığınızda çok uzun süreli koalisyonların olduğu söylenemez. En fazla 6 ay idare eden hükümetler söz konusu. Fakat çağ değişti, insanlar değişti. Artık eskiyle kıyaslanmaması gerektiğini düşünüyorum. Geçmişte başarılı değildi şimdi de başarılı olmayacak düşüncesinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Bakın mesela Almanya’da uygulandı. Bu siyasetçilerin ne istediğiyle alakalı bir şey... Sanırım koalisyon değil de tek partinin başarılı olacağını düşünüyorlar. Çünkü ne olursa olsun 13 yıllık bir tek parti geçmişi var, onu da gözden geçirmek lazım.  Türkiye’nin bütün yapısına baktığınızda herkes ne olacak diyor, kimse yatırım yapmak istemiyor.
 
Dolar Türk Lirası karşısında hızla değer kazanıyor ve seviyeye yükseldi. Bu artışı nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Bu son derece sıkıntılı bir durum haline dönüşmeye başladı. Dolar 1.2’lerden 1.4’lere çıktığında Anayasa’nın fırlatıldığından bahsediliyordu. O günlerden bugünlere neler değişti diye baktığımızda neredeyse iki katından daha fazla bir miktarda artış oldu. Burada çok önemli olan şey şu ki nereye gidiyoruz? Sıkıntı bu. Bunun farkında değiliz. Bir takım açıklamalar yapılıyor ama doların bu şekilde yükselişinin çok da önemli olmadığına ilişkin açıklamaları takip ettim. Ekonomist değilim ama benim bilgim dahilinde olan, Türkiye’deki ihracatın neredeyse yüzde 85’i ithalata dayalı bir ekonomi modelimiz var. Şu an her şey durmuş vaziyette. Yaprak kımıldamıyor gibi bir durum söz konusu. Bu belirsizliklerden dolayı doların ne seviyelere çıkacağı tahmin etmek güç... Şu an ki belirsizliği engellemek için yapılan çabalar maalesef bunu engelleyemedi. Halka biraz da şöyle bir düşünce var. Dolar sürekli yükselecek düşüncesinden dolayı insanlar dolar satmıyorlar. O vakit dolar da yüksek noktalarda kalmaya devam ediyor. Bu Türkiye ekonomisi için çok üzücü bir durum.
 
MUCİZEVİ DOKUNUŞ OLMALI
 
- Dolardaki artış deniz turizmine nasıl yansıdı?
 
Şu an turizm gelirleri yüzde 14’lere düştü deniliyor. Turist sayısı azaldı. Çünkü insanlarda para kalmadı. 1 hafta tatil yapacak insan şimdi 3 gün yapıyor. Öyle bir aşamaya geldik ki Güney’deki turizmcilerin kan ağladığını düşünüyorum. Zaten Türkiye’nin turizm gelirleri 34 milyon dolarsa deniz turizmi 20 milyonluk kısmı karşılıyor. Biz de deniz turizmiyle uğraşan insanlar olarak bundan payımızı alıyoruz. Kötü gidiyor. Biz Ramazan ayı öncesi üyemiz olan tur teknecileriyle görüştüğümüzde durum hiç iyi değil diyorlardı. Ramazan’dan kaynaklı diyorlardı. Ramazan bitti, bayram bitti, hala birazcık kıpırdama var diyorlar. Bu birçok deniz turizmcinin kanayan yarası halinde… Herkesin bir borcu kredisi var ne olacak bilmiyoruz. Dolar aldı başını gitti. İnsanlar artık yoğurdu üfleyerek yiyorlar.
 
- Peki ya yük taşımacılığı?
 
Şu an taşımacılıkta ithalat ve ihracat her geçen gün azalıyor. Tabi ithalat ve ihracat azalınca taşımacıların da işleri azalıyor. Taşımacıların işleri azalınca konteynerleri kara nakliyesiyle taşıyacak firmaların işleri de, limanların işleri de azalıyor. Bir zincir şeklinde devam ediyor. Dolayısıyla bir yerde bir mucizevi dokunuş olmalı. Umarım Türkiye için en doğru kararlar verilir.


 
RİSKTEN UZAK YATIRIM
 
- Mevcut durumda denizciler nelere dikkat etmeli?
 
Biraz geç de olsa şunu söylemek lazım; yabancı parayla borçlanmamak lazım. ayağını yorganına göre uzatmak lazım. Şu an öz varlıklarıyla yatırım yapabileceklerin haricinde riske girip de yatırım yapmanın çok doğru bir zaman olmadığını düşünüyorum. Söyleyebileceğim şeyler bunlar ama hiçbir zaman karamsar olmamak lazım. Türkiye çok büyük bir ülke her zaman bu tür sorunları çözebileceğini düşünüyorum.
 
- 2015 yılı otoriteler tarafından kaybedilmiş olarak görülüyor. 2016 da durum ne olacak?
 
Biz önümüze bakalım diyoruz.  Neler yapabilirizi, bunu negatiften pozitife nasıl çevirebilirizi düşünelim diyoruz. Şimdi diyelim ki Ekim sonunda seçim oldu. Sonuçların farklı olduğunu düşünelim ve tek partinin iktidarda olduğunu düşünelim. Bu kabinenin seçimi, kabinenin yerine oturması, 2015 yılında neler yapıldı şimdi ne yapılıyor, yeni kadroların oluşması, yeni bürokratların göreve gelmesi; bunların  hepsine baktığınızda zaman alıcı şeyler. Ben 2016’ın minimum ilk 6 ayının seçim olsa dahi böyle devam edeceğini düşünüyorum.


 
KRUVAZİYERİ İSTİYOR MUYUZ,  BUNA…
 
- İzmir’de kruvaziyer turizmi 2007 rakamlarına geriledi. Bu düşüşte neler etkili oldu?
 
Kruvaziyer turizminde genel anlamda bir düşüş var. Bu her zaman söylediğim küresel problemler, bölgesel problemler, ülkesel problemler çok etkiliyor. Küresel bazda dünya genelinde bir kriz hala devam ediyor. Şimdi insanlar artık tatillerini kendi ekonomilerine bakıp ona göre yapıyorlar. Genelde Türkiye’ye bakın kruvaziyer yolcularının çoğu Avrupalı. Avrupalı çok fazla para da harcamıyor. Dolayısıyla küresel böyle bir problem olduğunu düşünün. Bölgesel baktığımızda neredeyse her yanımızda savaş var. Hemen batımızdaki Yunanistan’da kriz hala devam ediyor. Doğu Akdeniz’i zaten hiç konuşmuyorum. Ülkede de bu kurvaziyere uygulanan resmi rüsumların çok pahalı olması, zaten maliyet hesabı 1 doları arayan firmaları caydırıyor. Bunu ben gözlerimle gördüm. Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’la katıldığımız Miami’deki fuarda 1 doları aradıklarını gördüm. Bunu yapmak zorundalar. Yani son dakika bir trafik hizmetleri gözetim adı altında bir ücret daha çıkarmışlardı. Bu ücret İzmir’e gelen tüm limanlarda uygulanacaktı. Aydın’da uygulanmayacaktı. Baktığınız zaman son dakika kurtarıldı. Yapılan çalışmalarla Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bir sürü ricalarda bulunuldu, kaybederiz denildi. Onlar da geri adım atıp durdurdular. Sonra diyorsun ki Kuşadası’nda isteniyor da neden İzmir’de istenmiyor? Bunlar hep maliyetleri arttıran şeyler.
 
- Nasıl bir yol izlenmeli?
 
Dolayısıyla Türkiye’de şu sorunun sorulması lazım biz kruvaziyeri istiyor muyuz istemiyor muyuz? Biz kruvaziyerle gelen turisti istiyor muyuz istemiyor muyuz? Bakın Türkiye Kruvaziyer Platformu var. Çok değerli insanlar var. Bu platformda her şey tartışılıp çözüme ulaşılabilir. Kuşadası ve İstanbul’da çok fazla sorun görmüyorsunuz. Ama İzmir’de inanılmaz bir düşüş var. Artık bizim düşüşü engellemek için neler yaparız onlara bakmamız lazım. Kruvaziyerde geriye düşmüştür. Bunun da önlemleri alındığı zaman kısa sürede yerine geleceğini düşünüyorum. Ama treni kaçırmamak lazım… Akdeniz’e çalışan gemiler Uzakdoğu’ya gittiler. Uzakdoğu’da para bol... Orada çalışmaya başladılar. Bu gemilerin Türkiye’ye gelmeleri zaman alabilir. Biz 50 gemi geliyorsa 51’inciyi nasıl getiririz diye odak çalışması yapmamız lazım.
 
- Kruvaziyer limanı eksiği nasıl giderilmeli?
 
Kruvaziyer limanı öyle çok fazla yatırım gerektiren bir şey değil. Bunun dünyada birçok örneği de var. Sadece yolcu salonu, yolcuya hizmet edebilecek prefabrik binalar dahil bu işi çözebilir. Fakat bizim İzmir Limanı’nda çok güzel antrepolarımız var.  Bu antrepolar kullanılmıyor. Bu antrepolar bir şeklide yolcu salonu haline dönüştürülüp, çok da az para harcayarak çok güzel bir yolcu rıhtımı haline dönüştürülebilir.  Tabi bunun için bir sürü Anıtlar Kurulu’ndan izinlerin alınması gerekiyor. Liman TCDD’ye ait... Onlar yatırım yapmayınca biz odalara görev düşüyor. Bizlerin de bir şeyler yapılması için izinler gerekiyor.
 
KRUVAZİYER TEK ÇÖZÜM DEĞİL
 
Kruvaziyer tek çözüm de değil aslına bakarsanız. Sağlık turizmi çok önemli bir turizm… Baktığınız zaman kurvaziyerden çok fazla getirisi var. Sağlık turizmine yönlenebilir. Tabi ben bu işin profesyoneli değilim. Yani kruvaziyeri tabi ki istiyoruz çok emek harcandı. Kruvaziyerin para olarak değerlendirilmesi dışında ülke tanıtımı da söz konusu. Ama ekonomik açıdan baktığımızda kruvaziyerden çok daha fazla kazanç sağlayacak sağlık turizmi var, yat turizmi var, deniz sporu turizmi var.
 
- Deniz turizminde ne gibi alternatifler var?
 
 Baktığınız zaman deniz turizminin diğer ayaklarında biri de marinacılıktır, yat turizmidir. Türkiye’deki marinaların tamamı yüzde 110 doluluktadır.  Hepsi doludur, fazlası var. Ve bir yatın ülkeye bıraktığı döviz, bir kruvaziyer yolcusunun bıraktığından 30 kat fazladır. Belki de buna yönlenmesi lazım.
 
Mesela deniz sporu windsurf ( rüzgar sörfü).  Hiçbir yatırıma ihtiyacı yok. Tek ihtiyacı hava, deniz ve rüzgar. Bakıyorsunuz pırıl pırıl Alaçatı, Dikili, Seferihisar. Bu bölgelerde rüzgar Allah’ın bahşettiği bir şey. Bedava yani yatırıma gerek yok. Sadece sahillerde bu işleri yapacak okulların oluşabilmesi ve dünya ölçeğinde çalışabilmesi için gerekli düzenli yapıldığında kurvaziyerden çok daha fazla para kazandırabilir windsurf. Dolayısıyla İzmir bir şey kaybetmiş değildir.
 
YURTDIŞINDAKİ LİMANLARLA YARIŞMALIYIZ
 
- İzmir’in limanlarıyla devam edecek olursak yeni atılan adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Genel anlamda İzmir’deki limanlara baktığımız zaman Türkiye’nin en önemli limanları bu bölgede yer alıyor. Yeni yatırımlar bizi çok sevindiriyor.  Örneğin Petkim’in Aliağa’da yaptığı yatırım, inanılmaz güzel yatırım. Bölgedeki limanların olmazsa olmazı şu; asla birbirleriyle rekabet içine girmemeliler. Ya biz niye kendimiz kendimizle savaşıyoruz? Böyle bir şey yok. Biz yurtdışındaki limanlarla yarışmalıyız. Ekonomik açıdan savaşmalıyız. Bir liman, işletme ne için var olur; para kazanmak için var olur. Biz farklı iş dallarında ihtisaslaşan limanlarımızla çok daha verimli çalışabileceğimizi, çok daha fazla para kazanabileceğimizi düşünüyorum.
 
- Çandarlı Limanı’nda durum nedir? 
 
Çandarlı yatırımı çok önemli bir yatırım ama bu her yerde söylüyoruz; bir an önce bu ihale şartnamesinin hazırlanması gerekir. Bununla ilgili bizim bir takım önerilerimiz de oldu. Şu an bölgemizdeki arz ve talep arasında büyük bir fark var arada. Çok arzımız var ama o kadar talep yok. Dolayısıyla Çandarlı Limanı’nın şu an mendireği tamamlanmış durumda. Olmasın da demiyoruz ama olana kadar farklı şekillerde kullanılabilir diye önerilerde bulunduk.  Tedarik limanı veya tersane olarak kullanılabilir. Mesela bölgemizde hiç tersane yok Alaybey dışında. Ama bu liman yanlış bir yatırım değildir. Önümüzdeki yıllar için yapılması gereken bir yatırımdı. Limanlarımız Ege Bölgesi’nin limanlarıdır ama Marmara Bölgesi’ne çıkan gemiler için de uğrak noktasıdır. Boğazdaki trafiği azaltmak için önlemler alınabilir. Bunlardan en önemlileri de Petkim’in yaptığı yerde kıtalar arası aktarma söz konusu olabilir.  Daha küçük gemilerle Karadeniz’e çıkılabilir.


 
PİS DENİZE KİMSE GELMEZ
 
- Deniz Ticaret Odası’nın önümüzdeki dönemde yeni projeleri var mı?
 
Bizler proje üretemiyoruz. Bizler sadece önerilerde bulunabiliyoruz. Deniz Ticaret Odası 41 tane alt sektörden oluşuyor. Bunun içine balıkçılık da dahil, acentecilik da dahil. Limanlar da dahil. Aklınıza gelecek denizcilikle ilgili 41 alt sektör dahil. 41 sektörün neredeyse tamamı da İzmir’de var. Somut projelerimiz var. Mavi Kartla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.  Şu an Kuşadası ve Didim’de Mavi Kart izinleri alındı. DTO olarak biz o platformun, pis suyu teknelerden alıp deşarj edecek, DTO İzmir Şubesi olarak biz tüm bölgemizde tur teknelerinin ve balıkçı teknelerinin yanaştığı yerlere yerleştiriyoruz.  Biz bunu kendi bütçemizden karşılıyoruz. Bu proje çok önemli çünkü babalarımızdan aldığımız mirası çocuklarımıza bırakmalıyız. Bunu ancak temiz denizlerle başarabiliriz. Denizlerimizi çok kirletiyoruz. Çocuklarımıza yüzülebilir deniz bırakmak için bu tür çalışmalarımızı sürdürüyoruz.  Sadece Kuşadası Didim değil, Çeşme, Dikili, Ayvalık, Aliağa, Seferihisar bütün bölgedeki balıkçı barınaklarına yerleştireceğiz. Çünkü turizm gelirlerinin artması lazım... Pis denize kimse girmez. Pis denizin kenarında da kimse oturmaz.
 
Bunun yanı sıra İzmir Limanı’nın daha verimli çalışmasıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Ümit ediyorum ihtiyaç olan yatırımlar devam eder. Ama Ege Bölgesi’nin tamamının lojistik bir merkez olarak görülmesinde yarar var. Aliağa özelinde de Aliağa’nın tamamının lojistik merkez olarak belirlenip yatırımların ona göre yapılması lazım. Bağlantı yolları olsun demir yolları olsun. Deniz turizminin gelişmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Deniz sporlarının tabana yayılması için ücretsiz eğitimler veriyoruz. Yelken eğitimleri veriyoruz. Şu an Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile bir çalışmamız var. Bölgemizde denize uzak ilçelerdeki çocuklarımıza yüzme öğreten projemiz var. Bunları ücretsiz gerçekleştireceğiz.

 
Yarbay Alkan'ın sözlerine medya karartması
 
Soma'da tutuksuz sanıklar yargılanmaya devam ediyor
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Tekstilciler 7 soruna çözüme istiyor
MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Denizli'de tekstil sanayicisinin ...
Domates dalında, çiftçi öfkeden kızardı!
Salçalık domateste fiyatlar dibe vurunca, üretici mağdur oldu. İzmir'de ...
Kemeraltı’nda esnafın tek umudu gurbetçiler!
Ülkemizde yaşanan terör olayları ve ekonomik kriz piyasayı da vurdu. Ekonomideki ...
 
Yorgancılar’dan gündeme bakış: Demokrasi sınıfta kaldı
EBSO Başkanı, ülke gündemini değerlendirirken çarpıcı açıklamalarda bulundu. ...
Flaş! Anlaşma tamam: Memurlar ne kadar zam alacak?
Memurlarla hükümet arasındaki zam pazarlığı görüşmelerinde anlaşma sağlandı: 6+5 ve 3+4...
Japonlara suşi yedirdik!
Dünya'da en çok su ürünleri tüketen Japonların balık sevgisi Su Ürünleri ...
 
Turizmci sevinirken, servisçiler ve kırtasiyeciler yıkıldı!
İlk ve orta dereceli okul açılışının bayramdan sonraya ertelenmesi turizmciyi ...
İzmir için flaş RES kararı: 2 ilçede ‘acil’ kamulaştırma!
Karaburun ve Tire ilçelerindeki arazileri kapsayan karar Resmi Gazete’de ...
S&P’den kritik erken seçim değerlendirmesi
S&P: Bu belirsiz siyasi manzara, potansiyel sermaye çıkışlarını da içeren ...
 
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva