Devlet kopardığı kolun parasını istiyor!

ANKARA- Dergi satarken örgüte yardım suçundan cezaevine konulan Veli Saçılık, Burdur Cezaevi’ne 2000 yılında yapılan müdahale sırasında kolunu kaybetti. Kopan kolu köpeğin ağzında bulunan Saçılık, protez kolla yaşamaya başladı. Yargılandığı davadan beraat eden Saçılık, İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışmaya başladı. Kopan kolu nedeniyle tazminat davası açan Saçılık’a Antalya 1. İdare Mahkemesi 150 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.
 
FAİZİYLE GERİ İSTEDİLER
Vatan'dan Kemal Göktaş'ın haberine göre, Danıştay bu kararı önce Saçılık’ın sorumluluğunun saptanması gerekçesiyle bozdu. Ancak isyan iddiasıyla mahkumlara açılan dava zamanaşımına girdiğinden sorumluluk saptanamadı. Burdur İdare Mahkemesi buna rağmen Saçılık’a tazminat ödenmemesine hükmetti. Karar Danıştay’ca onandı ve Saçılık tazminatı faiziyle 300 bin TL olarak geri ödemeye mahkum oldu. Saçılık’ın direnişe aktif olarak destek verirken yaralandığı savunulan kararda “uğradığı zararın kendi kusurundan kaynaklandığı” savunuldu.

OPERASYON MASRAFI
Saçılık bu kararın şokunu yaşarken önceki gün e-devlet şifresiyle girdiği UYAP’ta yeni bir davanın varlığını öğrendi. Buna göre Maliye Bakanlığı, cezaevi operasyonundan sonra yapılan masraf ve cezaevine verilen zararların 61 mahkumdan tahsili için 2001’de Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açmıştı. Ancak bu dava mahkumların yargılandığı davanın sonucunun beklenmesi için durdurulmuştu. Bu davada zamanaşımı kararı çıktığı için mahkumların sorumlu olduklarına ilişkin bir tespit de yer almamıştı. Buna rağmen duran dava yeniden başladı. Mahkeme, Saçılık’ın ödediği tazminatın geri istenmesine ilişkin kararı Danıştay’dan istedi. Davada 12 Kasım 2013’de duruşma görülecek.

“İSTEDİĞİNİZ BAŞKA BİR ŞEY VAR MI?”
Yeni bir şok yaşayan Saçılık, 61 kişi hakkında açılmış olmasına rağmen dava sonunda tazminat ödenmesine karar verildiği takdirde 61 kişiden kimin mal varlığı veya maaşı varsa, zararın tamamının ondan tahsil edilebileceğini öğrendiğini belirterek “Davalıların bir kısmı hayatta değil. En az 30’u da yurtdışında. Yani kimden bulursa ondan alacaklar. Bu davayla ‘duvarı yıkıyorum, kolunu koparıyorum, yıktığım duvarın, kolu koparan iş makinesinin masrafını senden alacağım’ diyorlar. Bu duygusal bir yorum değil. Maliyenin dava dilekçesinde ‘cezaevi duvarı yıkıldı, zarar gördü’ deniyor. Dava kabul edilirse istenecek miktar 200 bin lirayı aşacak. Şimdi ben onlara ‘istediğiniz başka bir şey var mı?’ diye soruyorum. Artık söz de bulamıyorum. İşkence aletinin parasını istiyorlar resmen. Bu davayı da duyduktan sonra bu kadarı da olmaz derken, Türkiye’de her şeyin olabileceğini fark ediyorsun” dedi.