Deprem sonrası kırmızı alarm… İzmir'de günlük vaka sayısı 2 bin!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Çin'de başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 pandemisi hızla artmaya devam ediyor. Türkiye'de vaka oranlarının hızla arttığı iller içinde yer alan İzmir'de özellikle deprem sonrası vaka sayılarının artabileceği açıklamaları yapılmıştı.

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, kentteki salgın ile ilgili son durumu Egedesonsöz’e anlattı. Çamlı, İzmir'de test pozitiflik oranının yüzde 20'lere çıktığını belirtti. İzmir'de bazı günler 10 bine yakın test yapıldığını belirten Çamlı, günlük bin 500 ila 2 bin arasında yeni koronavirüs hastası olduğunu söyledi.

Sağlık çalışanlarına dağıtılan ekipmanlar konusunda da flaş bir açıklamada bulunan Çamlı, Bakanlık tarafından güvenli bulunmayan ve toplatılan ekipmanların, İzmir'de bulunan hastanelerde dağıtıldığını söyledi.

TEST SAYISI ARTTI
Çamlı açıklamasında "İzmir'de yapılan testlerde ortalama yüzde 20'lerde bir test pozitifliği var. 100 kişi test yapıldıysa ortalama olarak bunun 20'si pozitif çıkıyor. Şu an ortalama 7-8 bin hatta 10 bine vatan test sayıları yapılıyor İzmir'de. Bunlar günlük olarak değişen sayılar. Böyle bir duruma baktığımızda ortalama bin 500-2 binlere varan, bazen bunların bile üstüne çıktığı vakaların çıktığını duyuyoruz. Bu sayılar bizim kısıtlı olarak öğrenebildiğimiz sayılar. Çünkü rakamlar bizlerle paylaşılmıyor. Burada yakalayacağınız kovid sayısı, yapılacak test sayısına bağlı. Siz bin test yaparsanız, İzmir'deki günlük vaka sayısı 200 olur, 10 bin yaparsınız bu sayı 2 bin olur. Yani ne kadar çok test yaparsanız, o kadar vakayı erken izole edebilme imkanınız var. Şu bir gerçek; İzmir'de yapılan testlerin pozitif çıkma oranı şu an yüzde 20. Bu oran Ağustosta ayında yüzde 5 ila 7 arasında bulunuyordu" ifadelerini kullandı.

5 KATI MERAKLI ZİYARETÇİLER VARDI
İzmir'de yaşanan deprem sonrası Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda kurulan çadır kente kamp sakinleri ve görevliler dışından insan alınmaması gerektiğini söyleyen Lütfi Çamlı, "pandeminin üzerine böyle bir deprem yaşandı. Ciddi bir felaket üst üste geldi. Gerek arama-kurtarma, gerek çadırların kurulduğu dönemde kontrolsüz kalabalıklar gördük. Kovid’in yüzde 20 olduğu bir şehirde, zaman zaman maske takmayan, fiziksel mesafeye uymayan kalabalıklar vardı. Birçok yerde çadır kentler kuruldu ve bunların en büyüğü Aşık Veysel Rekreasyon alanı oldu. İlk etapta oraya gittiğimizde çevresinde herhangi bir barikat bulunmuyordu. Herkes bu barınma alanlarına girebiliyordu. İçeride yaşayan depremzedelerden belki de 5 katı meraklı ziyaretçiler vardı. Bu kontrolsüz kalabalık fiziksel mesafelere uymadı. Bizim bu konuda itirazlarımız ve uyarılarımız oldu. Bunun ardından ise alan etrafına polis barikatı çekildi. Şu an kısmi bir kontrol başlatıldı. Bu alana giren insanların ise kovid hastası olup olmadığını bilmiyoruz. O alan zor ve mahremiyet koşulları içeriyor. Dolayısıyla içeride kamp sakini ve görevli dışında insan alınmamalı " dedi.

KOVİD AÇISINDA KONTROL EDİLMESİ GEREKİYOR
Çadır kentin bulunduğu alanda çalışan herkesin virüs kontrolünün yapılması gerektiğini belirten Çamlı; "Bölgede çok fazla gönüllü olmak isteyen kişiler var. Gerçekten neredeyse ihtiyaç fazlası bir gönüllü var ortalıkta. Bunlara HES kontrolü yapılıyor mu?  Bu kişiler bir taramadan geçirildi mi, bilmiyoruz. Enkazda kurtarmaya gelen iyi niyetli, canla başla çalışan kurtarama ekiplerinde kovid pozitiflik, fiziksel mesafeyi unutulmak zorunda kalındığı çalışmalar sırasında olumsuz bulaşlara sebep olmuş olabilir. Bu nedenle bu alanda çalışacak herkesin kovid açısından kontrol edilmesi gerekiyor. Yönetiminden en alt görevlisine gönüllüsüne kadar kontrollerin yapılması gerekli. Özellikle AFAD'ın bölgesinde o kadar değişik gönüllü kuruluş var ki, bunlarda hiçbir kontrol ve fiziksel mesafe yok. Yemek kuyruklarında, yardım malzemelerinde dağıtımında ciddi kaygılar var" ifadelerini kullandı.

BU BEKLENEN BİR DURUM
Pandemi konusunda alınan tedbirlere de değinen Çamlı gerçekçi önlemler alınmadığını söyledi. Çamlı, "Türk Tabipleri Birliği, İzmir Tabip Odası, yaz aylarında yakalaşan sonbahar ile birlikte vakaların artacağını ve bunun için önceden bazı kararların alınması gerektiğini söylemiştik.  Ekim ayının başından itibaren ciddi bir vaka artışı var. Bu vaka artışını mevsimsel olarak düşündüğümüzde sadece İzmir ya da Türkiye'de değil dünyada da var. Bu beklenen bir durum… Biz bununla ilgili uyarılarımızı yapmıştık. Burada önemli olan bütün bunlara karşı nasıl önlemler alındığı… Bütün bunlar çıktıktan sonra, çok ciddi ve radikal önlemler alınmadı. Benim en son hatırladığın restoran ve kafelerin kapanma saatinin 22'ye çekilmesi oldu. Bununla, bu pandemi ile mücadele edebilmemiz mümkün mü? İki saat öne çekerek yüzde 20'lere varan artışı engelleyebilir miyiz? Hala halı sahalar, bilardo salonları, kafeler açıkken ve giderek 3-4 katına çıkan bir artış varken, daha yapısal işlemleri yapmamız gerekmez mi? Şu ana kadar bu artışa karşı söylenen tek şey aman sosyal mesafeye uyun, maske takın. Vatandaş buna uymadığı için pandemi artıyor deniyor. Bu pandemiyi yönetenlerin aldıkları yapısal gerçekçi önlemler var mı? Ben bunu görmüyoruz" dedi.

KOVİD GECE 12'DEN SONRA FAALİYETE GEÇEN BİR VİRÜS DEĞİL
Alınan önlemlerin virüs ile mücadelede yeterli olmayacağını belirten Çamlı; "Toplu taşımalar yoğun bir şekilde kullanılıyor. Bunların azaltmaya yönelik, mesailerin kademelendirilmesi, esnek mesainin yaygınlaştırılması, evden çalışmanın arttırılması… Bunlar ile ilgili ciddi bir adım atılmadı. Hala eğitimdeki diğer sınıfları nasıl açabiliriz tartışmaları yaşanıyor. Biz 31 Ağustos’ta bunun 3'de 1'i vaka oranı varken okulların açılmasını ertelemiştik.  Şu an neredeyse onun 3 katı vaka var ancak buna rağmen yeni sınıfları nasıl açalım, yüz yüze eğitimi nasıla arttıralım diye düşünüyoruz. Böyle bir yerde pandemi için ne yapılmalı? Bir kere pandemiyi yönetenlerin sahadan aldıkları vaka sayılarını çok ciddi analiz edip yeni yapısal tedbirlere geçmesi lazım. Fransa, Almanya'da örneğin AVM'leri kapattılar ve kısmi sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Biz illa şunlar, bunlar yapılsın demiyoruz ancak pandemiyi bir bütün olarak görecek tedbirlerin alınması şart. Bizde düğünlerin süresi kısaltılıyor, restoranların kapanma süresi 2 saat öne çekiliyor…  Kovid gece 24'den sonra faaliyete geçen bir virüs değil ki. Gün boyunca sizin yakın temasta 15 dakika bile olmanız yeterli. İzmir'de normal hayat varmış gibi deva m ediyor.  Kordon’da, kafelerde, restoranlarda baktığınızda hayat sanki normal devam ediyor gibi. Sanki Bu şehirde 2 bin kovid hastası çıkmıyormuş gibi, Vali beyin dediğine göre 7-8 kişi ölmüyormuş gibi yaşamın devam etmesi çok endişelendiriyor" ifadelerini kullandı.

GÜVENLİ OLMAYAN MALZEMELER HASTANALERDE DAĞITILDI
Bakanlık tarafından güvenli olmadığı açıklanan bazı ekipmanların hastanelerde dağıtıldığının iddia eden İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, ekipmanların da yetersiz olduğunu söyledi. Çamlı; "Koruyucu ekipman konusunda sıkıntılarımız var. Hatta Aile Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nı test  yaptırıp güvenli olmadığı için toplattığı  bazı malzemelerin hastanelerde dağıtılmış olduğunu gördük. Bakanlık kendisi bunu yayımladı ve şu firmalar güvenli bulunmamıştır diye. Bunların Bozyaka, Tepecik gibi birçok hastanede kullanımda olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla koruyucu ekipman sayısı yeterli değil. Buna sadece malzeme sayısına göre bakmakta doğru değil. Malzemelerin kalitesi de önemli. O yüzden yeterli verilmediğini düşünüyoruz. Özellikle birinci basamağa… Birçok sağlık çalışanı kendi imkanı aldı. Dağıtılan ve dağıtıldığı söylenenlerin de standartları çok ciddi bir şekilde sıkıntılı"  diye konuştu.