CHP’li Yücel’den performans çıkışı: Tüm belediye başkanlarımız göğsümüzü kabartıyor!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Egedesonsöz canlı yayınına katıldı ve Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. İl Başkanı Yücel, AK Partili siyasilerin son dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i hedef alarak sert ifadeler kullanmasını değerlendirdi.

Koronavirüs salgınıyla mücadelede Büyükşehir Belediyesi ve CHP’li ilçe belediyelerinin yürüttüğü çalışmaları ‘göğsümüz kabarttılar’ sözleriyle yorumlayan Yücel, örgütün yardımlaşma programlarına dair de bilgiler verdi.

Aynı zamanda avukat olan Yücel geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen infaz düzenlemesine ayrı bir parantez açtı ve “Özel af statüsünde, Anayasa Mahkemesi’nin iptal edeceğini düşünüyoruz” dedi. Karantina günlerinde yaptıklarını da aktaran Yücel, iktidara göndermelerde bulunurken kendilerine yönelik iddialara da net bir şekilde cevap verdi.

KARANTİNA GÜNLERİNDE NELER YAPIYOR?
Salgınla mücadele konusunda sosyal mesafe kuralına ve evde kalma stratejisine uyduğunu ifade eden Yücel,  “Sürekli evde kalmaya çalışıyorum, haftalık karantinaya uyuyoruz ama görevimiz gereği çıkmak zorunda kalabiliyoruz. Salgınla mücadelede asli görevlerimiz ve sorumluluklarımız devam ediyor. İlçe başkanlarımızla, belediye başkanlarımızla iletişim ve koordinasyon halindeyiz. İl başkanlığı bünyesinde başlattığımız yardım ve dayanışma kampanyası var, onu koordine ediyoruz.  Sürecin başında 65 yaş üzerindeki sokağa çıkma yasağı olan vatandaşlarımız için iletişim hattı oluşturmuştuk. Gelinen süreçte her kesimden vatandaşımıza yardımcı oluyoruz. Bize ve il başkanlığına telefonla ulaşan tüm vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm üretiyoruz. Yeri geliyor bireysel yeri geliyor Büyükşehir Belediyesi’ne iletiyoruz. Hastalığın seyri biraz azalmış görünüyor ama kimse rehavete kapılmamalı. Diliyorum önümüzdeki süreçte en azından hayatı tehdit eden yönü ortadan kalkar ve yaraları saran çalışmalara başlarız” dedi.

110 BİN KİŞİ İFTAR BAĞIŞI YAPMIŞ! BU ÇOK CİDDİ BİR SAYI!
İhtiyaç sahiplerine ulaşmalarına ilişkin konuşan Yücel, “Belediyelerimizin kendi imkanlarıyla bu salgınla mücadele etmesi mümkün değil. İlçe belediyelerimiz de büyükşehir belediyemiz de sürecin başından bu yana dayanışmanın en güzel örneklerini sergiliyor. Büyükşehir Belediyemizin başlattığı kampanya çok anlamlı... Toplumun belki de unuttuğu dayanışma ruhunu yeniden başlatma açısından çok önemli. Biz il başkanlığı olarak yönetim kurulu ve milletvekillerimizle erzak aldık ve Büyükşehir Belediyemize teslim ettik. Büyükşehir Belediyemiz İBAN yayınlamadı, teknolojinin verdiği imkanlarla kampanya duyuruldu. O kampanya ekonomik gücü olanların ihtiyacı olanlara erzak yardımı yapmasına vesile oldu. Ramazan ayında her gün 10 bin aileye iftar paketi ulaştırılması halini aldı. 110 bin kişi iftar bağışı yapmış. Bu çok ciddi bir sayı!” açıklamasında bulundu.

ÖRGÜTÜN KAMPANYASINI DUYURDU
Yücel ayrıca, “Biz örgüt olarak da bir kampanya başlattık” sözleriyle devam etti ve “‘Hastalıkta ve sağlıkta paylaşıyoruz’ adı altında biz de bir kampanya başlattık. Bugüne kadar binlerce vatandaşımız hem ilçe başkanlıklarına hem bize ulaştılar. Kimisi 1 erzak paketiyle kimisi daha fazlasıyla katkı koyabiliyor. Biz bunların ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılmasına köprü oluyoruz” dedi.  

O İDDİALAR İÇİN KONUŞTU: KARA ÇALIYORLAR, BİR İLÇEDE İSPATLASINLAR GEREĞİNİ YAPALIM!
AK Parti kanadından İzmir Büyükşehir Belediyesi için gelen, “CHP’lilere yardım paketi götürüyorlar” iddiası hakkında konuşan Yücel, ‘Örgütün kampanyası ile Büyükşehir Belediyesi’nin çalışması karıştırılıyor mu?’ sorusu karşısında, “Biz bu kampanyamızı başlatmadan önce bu tür iddiaları ortaya atmışlardı. İki kampanyanın karıştırılması söz konusu değil. Bizim CHP olarak ihtiyaç sahipleri gibi bir listemiz yok. Bize ulaşan vatandaşlar var. Ulaşanlara ‘yardım yapmak istiyorum’ diye ulaşanların yardımcı olmasını sağlıyoruz. Bir karalama politikası izlediklerine üzülerek şahit oluyorum. Bu söylediklerini bir ilçede ispatlasınlar biz gereğini yapalım. Hem parti olarak hem hukuki olarak gereğini yapalım. Bu tamamen kara çalma yöntemlerinin her zaman olduğu gibi kullanılmasıdır” diye konuştu.

İKTİDAR SÜRECİ YÖNETEMEME KONUSUNDA İSTİKRARLI VE TUTARLI!
Salgın sürecinde iktidarın yapamadıklarını CHP’li belediyelerin hayata geçirdiğini söyleyen Yücel, “CHP’li belediyeler bu salgının ilk gününden itibaren krizde vaziyet aldılar. İlk günden itibaren hem ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırılması hem maske dağıtılması hem dezenfektan üretimi ve dağıtılması gibi birçok konu vardı. Seyyar Pazar gibi insanların ihtiyaçlarına cevap verecek somut hizmetlerle süreci başından beri başarılı yönetiyoruz. Ancak iktidar, merkezi yönetim salgının görüldüğü ilk günden beri bu süreci yönetememe konusunda istikrarlı ve tutarlı bir çizgi yürütüyor! Maskelerin PTT ile dağıtılacağını ifade ettiler, doğru düzgün maske dağıtmayı bile beceremediler. İhtiyaç erzaklarının partililere verildiğini söylüyorlar halbuki Cumhurbaşkanlığı forsuyla ve Recep Tayyip Erdoğan’ın adıyla paketleri dağıtanlar kendileri! Bir laf vardır; kişi kendinden bilir işi! Kendi yaptıkları yanlış anlayışı kara çalma yöntemiyle CHP’li belediyelere ya da belediye başkanlarına sıçratmaya çalışıyorlar. İnsanlarımız gerek İzmir’de gerek Türkiye’de kimin hizmet kimin siyaset derdinde olduğunu görüyor” ifadelerini kullandı.

ATİLLA KAYA’YI KENDİNİ İSPATLAMA DERDİNDE OLAN ERGEN ÇOCUKLARA BENZETİYORUM!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in sürekli hedef alınmasını değerlendiren Yücel, “Yapılan işe, hizmete bir şey söyleyemiyorlar. Başkanın şahsı üzerinden bir eleştiri getirmeye çalışıyorlar. Belli milletvekillerinin bunu belli periyotlarda yaptığını görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde AKP Milletvekili Atilla Kaya’nın çok çirkin açıklamaları vardı. Tunç Soyer bu süreçte de göstermiştir ki başarılı bir şekilde belediyeyi yönetiyor, İzmir’e ve İzmirlilere hizmet ediyor. Birilerini mutlu etmediğimiz, birilerinin beklentilerini karşılamadığımız için bir takım eleştiri ve saldırılara maruz kalabiliriz. Bu siyaset yapan herkes için geçerli. Ama söylenen sözün altını, yapılan eleştirinin içini doldurmak lazım. Tamamen boş, içini dolduramayacakları ifadelerle, bir siyasetçiye, bir milletvekiline yakışmayan bir üslupla saldırmanın bir karşılığı yok. Ben açıkçası Atilla Kaya’yı kendini ispatlama derdinde olan ergen çocuklara benzetiyorum! Bakıyorum haftada bir çıkış yapıyor, özne Tunç Soyer! Halbuki hükümetin yapmış olduğu beceriksizlikler varken maskematik uygulamasını 10 küsur metro istasyonuna konuldu. Daha da yayılacak. Çok basit konularda bile hükümetin beceremediği bir takım şeylerin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından çözüm üretilmesi birilerini mutsuz ediyor. Bir tedirginlikleri var. Cumhurbaşkanının ulusa seslenişini izliyoruz, birçok kesimin beklentileri varken incir çekirdeğini doldurmayan bir takım açıklamalar… Ve açıklamanın çoğu CHP ve Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ve halka hizmet veren belediye başkanlarımıza hareket etmekle, hedef göstermekle geçiyor. Bunlar bizi üzüyor. Bir taraftan birlik, beraberlik vurgusu yaparken diğer yandan kamplaştırma siyasetini hala salgınla mücadele ettiğimiz günlerde bile devam ettiriyorlar. Bu İzmir’de de yapılıyor, ülke genelinde, İstanbul’da da yapılıyor. Ama bugünler geçecek” diye konuştu.

İSTERSEK BİLGİ ALIRIZ AMA NE KADAR TATMİN EDER, NE KADAR GÜNCELDİR!
Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in süreçte yetkililerden bilgi alınamadığını ifade etmesine ve AK Parti’den gelen eleştirilere dair açıklama yapan Yücel, “Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in kendi ifadesinde de var, sağlık müdürü ve validen bilgi istediğimizde bilgi alırız. Ama bu bilgiler talep edilmeden Büyükşehir Belediyesi ile paylaşılmalı. Devlet olmanın gereği budur. Yerel yönetim ve merkezi hükümet temsilcileri bir olmalıdır. Bunlar koordinasyon içinde birlikte çalışırlarsa devlet olmanın gereği yerine getirilir. İzmir gibi bir yerde bu bilgiler talep edilmeden Büyükşehir Belediye Başkanımıza ulaştırılması gereklidir. Pandemi kurulu bir kez toplandı. Açıkçası bu yapılan bazı işlerin göstermelik yapıldığını bize anlatıyor. CHP İl Başkanı Deniz Yücel olarak ben valimizi ve sağlık müdürünü aradığımızda ben bilgi alırım. Ama bu bilgi beni ne kadar tatmin eder, ne kadar günceldir, bilmiyorum! Salgın sürecinde birkaç kez görüşmemiz valimizle de müdürümüzle de oldu. Pandemi kurulunda yer alması gereken odaları söyledik, önerilerimiz oldu ama bugüne kadar bir gelişme olmadı” dedi.  

TÜM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ GÖĞSÜMÜZÜ KABARTIYOR!
CHP’li belediyelerin performansına dair konuşan Yücel, “Şu an görev yapan tüm CHP’li belediye başkanlarının oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Belediyelerin imkanları gün geçtikçe azalıyor. İller bankasının kesintileri arttı. Hükümetin yıllardır İzmir’e yapmadıklarının açıklarını CHP’li belediyeler kapatıyor ve kapatmaya gayret ediyorlar. Hangi belediyemiz olursa olsun, tek tek saymaya gerek yok, kurumun tüm imkanlarını ilçenin ihtiyaç ve önceliklerine hasretmiş durumda. Birçok belediyemizde tasarruflar uygulanıyor. Başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere tüm belediyelerimiz ve başkanlarımız göğsümüzü kabartıyorlar. Gururumuz olmuş durumdalar. Özellikle salgın döneminde yarattıkları sahiplenme duygusuyla tabiri caizse göğsümüzü kabarttılar” açıklamasında bulundu.

TORUN İZMİR’DEKİ ÇALIŞMALARI BİREBİR İZLİYOR
Genel merkez ve İzmir arasında koordinasyonu sağladığını söyleyen Yücel, “Genel başkanımız bilgi, rapor istediğinde veriyoruz. Onun dışında yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcımız Seyit Torun İzmir’deki çalışmaları birebir izliyor. CHP’li belediyelerin yaptığı hizmetlerde birlik, beraberlik olmasını önemsiyoruz. Partimizin önceliği olan hizmet ve projelerin CHP’li belediyeler tarafından uygulanmasına dikkat ediyoruz. Bu dönem buna hem genel merkez hem de il başkanlığı olarak önem verdik. Hizmette yapılan birlikteliği önemsiyoruz” dedi.

BÜYÜKŞEHİR’İN BU UYGULAMASI TAKDİR EDİLMELİDİR
İzmir’in kırsalındaki üreticilerden ürünlerin alınarak ihtiyaç paketlerine konulmasını değerlendiren Yücel, “Tunç Soyer bu dönemde öncülük yaptı. Yok pahasına satılacak, hasadı satılmasından daha maliyetli olacak bir takım ürünleri Büyükşehir Belediyemizin imkanlarıyla aldılar, erzak paketlerine eklediler. Bakla eklendi, önümüzdeki günlerde kiraz gelecek. Enginar var. Hasadı gelmiş birçok ürüne İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerimiz üreticiden alım yaparak yaralarına bir nebze de olsa merhem olmuş oluyorlar. Bir yandan da vatandaşımıza taze sebze ve meyve yedirmiş oluyorlar. Bu dayanışmanın daha da büyütülmesi gerekiyor. Bunun iktidar eliyle de desteklenmesi gerekiyor. Bu iş böyle giderse yarın öbür gün yiyecek taze meyve sebze bulamayacak duruma gelebiliriz. 15-20 sene öncesine gittiğimizde vatandaşın çok daha uygun fiyatlarla meyve ve sebzeye ulaşabildiğini görüyoruz. Şu anki fiyatlar el yakıyor. Bu üreticiye yarıyor mu? Yaramıyor, aradakiler para kazanıyor. Siz destek vermezseniz bu dikimleri, üretimleri yapmamaya başlarlar. Büyükşehir’in bu uygulaması takdir edilmesi gereken bir uygulamadır” yorumunu yaptı.

İNFAZ YASASI İÇİN: BAŞINDAN SAKAT DOĞMUŞTUR!
İnfaz düzenlemesine değinen Yücel, “Düşünce suçu diye bir şey yoktur demiş bir vekil, adını hatırlamıyorum” diyerek açıklamalarına başladı. İfadenin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili avukat Hamza Dağ tarafından dile getirildiğinin hatırlatılması sonrasında sözlerine devam eden Yücel, “Avukat Hamza Dağ’a hatırlatmak isterim. Düşünce suçundan kasıt şudur; herhangi bir hakaret içermeyen, şiddet çağrısı içermeyen, sadece görüşünü, fikrilerini açıklayan kişiler bir ülkede soruşturmaya maruz kalıyorsa, haklarında dava açılıyorsa ve tutuklanıyorsa o ülkede düşünce suçu vardır. Ülkemizde bazı kişilerin düşüncesi ve görüşünü açıkladığı için soruşturmalara maruz kaldığını, haklarında dava açıldığını, mahkum olduğunu ve tutuklandığını üzülerek görüyoruz. İnfaz kanununda yapılan değişikliği başından itibaren sakat doğmuştur. Bir kere suçun iyisi ya da kötüsü diye bir şey yoktur. Kasıtlı suç, taksirli, devlete karşı, kişiye karşı, yüz kızartıcı suçlar vardır. Özellikle gazetecilik görevini yapan, halkın haber hakkını korumak için kendi görevlerini yapan, anayasa tarafından güvence altına alınmış basın görevlilerinin bu yasada kapsam dışında bırakılması anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. İnfaz hukuku teknik bir konudur. Yasanın uygulanacağı bir süre koyuyorsunuz. MİT yasası diyorsunuz, geçmişte örneği yoktur. Bu değişikliği korona salgınıyla mücadele döneminde cezaevlerini bir nebze olsun rahatlatmak için çıkarıyorsunuz. Bu bir özel af statüsündedir. Nitelikli çoğunluk olması gerekirken, her bir maddenin tek tek oylanması gerekirken sıradan bir yasa değişikliği olarak uygulanıyor. Başından beri sakat bir kanun yasalaşmış oluyor. CHP bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Ben mahkemenin bu yasayı iptal edeceğine inanıyorum” dedi.

ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL EDERSE TAHLİYE EDİLENLER CEZAEVİNE DÖNMEYECEK!
Yücel ayrıca, “Elbette cezaevlerinin koşulları yetersizdir. Yasadan yararlananların kapsamı daha da genişletilebilirdi ama kadına, çocuklara karşı işlenen suçların kapsama alınmasını CHP hiç savunmadı. Bir af yasası çıkarıyorsanız, ekonomik ve sosyal koşullarını, altyapısını hazırlamanız gerekiyor. Aksi halde tahliye olan mahkumların bir bölümü tekrar suç işleyerek cezaevlerine dönüyorlar. İzmir’de de yaşandı. Mağdurlar artıyor. Mahkeme iptal ederse de yasadan yararlanan mahkumlar yeniden cezaevine gitmeyecek” diye konuştu.