CHP'li Tugay: Adaylar içinde belediyecilik tecrübesi olan tek kişiyim!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, Tüm Bel-Sen İzmir 1 ve 2 Nolu Şube başkanlıklarını ziyaret etti. 

Sendika temsilcileri ile bir araya gelen Tugay, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

BELEDİYECİLİK DIŞARIDAN SATIN ALINAN BİR HİZMET DEĞİL
Belediye hizmetlerinin belediye personelleri ile yapılmasının önemine vurgu yapan Tugay, "6 bin 145  memur çalışanıyla birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi 4,5 milyonluk nüfusa  hizmet veriyor. 30 ilçesine çok önemli  ve değerli hizmetler üretiyor. Her zaman söylediğim bir şey var; Bunu ben geçen 5 yılda pek çok kişiye söyledim. Belediye çalışanlarının zaman zaman sanki yeterince çalışmıyor gibi suçlamaya kalkanlar oluyor. Onlara diyorum ki; bakın sessiz sedasız gece gündüz her türlü şart altında  bu insanlar sizlere hizmet veriyorlar. Belediye hizmetleri, belediye çalışanlarıyla beraber yapılan bir hizmet. Yani başka dışarıdan satın alınan bir hizmet değil.  Ben de zaten ilkesel olarak genel anlamda belediyenin hizmetlerini mümkün olduğunca kendi personeli eliyle yapmasını savunduk. Bu hem memur arkadaşlarımız hem işçilerimiz için öyleydi. Çünkü daha sağlıklı, daha  verimli, daha kaliteli, daha nitelikli hizmet üretiliyor böylece.  Bu bakış açımı açıkçası İzmir Büyükşehir'de de başkan olursam sürdürmeye devam edeceğim" dedi.

DEMOKRASİ ORTAMI  TAHRİP EDİLDİ, EDİLİYOR
Hükümeti eleştiren Tugay, "Ülkemiz normal  durumda değil. Normal şartlar altında yaşamıyoruz. Uzun süredir  ülkede demokrasi ortamı  tahrip edildi, ediliyor. Özgürlükler ciddi olarak kısıtlandı. Haklar insanların elinden alınıyor ve  hukuk aynı zamanda adaleti sağlayamaz hale geldi. Her gün bunun yeni örnekleriyle beraber yaşıyoruz.  Bunların üzerine ne yazık ki 2021 yılının sonundan itibaren başlayan ağır bir ekonomik kriz eklendi. Ve bu ekonomik kriz ortamında fatura bir şekilde ne yazık ki emekçiye, emekliye  bu ülkenin  gerçekten hakka ve hukuka sahip olması gereken insanlarına kesildi. Yani faturanın kesilmesi gereken daha farklı insanlar vardı. Onlara kesilmedi. Siyasetçilere ve zengin kısmına kesilmedi. Ama ne yazık ki  en başta  emekçiler ama aynı zamanda yıllarca emek harcamış. Sonuçta emekliliğini hak etmiş insanlar için de çok kötü bir dönem başladı.  Ve bu dönem sürüyor. İşsizlik  çok yüksek oranlarda artıyor. Ama telaffuz edilen rakamların çok üzerinde işsizlik var. Bunu biliyoruz.  En az 8 milyon  insan şu anda Türkiye'de işsiz.  Bu çok büyük bir oran. Toplumun yüzde 10’u demek.  Bir de kaynakların nasıl kullanıldığına baktığınız zaman da  devlet mekanizmasının hükümetin çok büyük israflarla yönettiğini aynı zamanda bu yap-işlet-devret modelleri üzerinden  devletin kaynaklarını önemli ölçüde birilerine peşkeş çektiğini görüyoruz” dedi.

Sağlık sisteminde aksaklıklar olduğunu belirten Tugay, “Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Şehir hastanelerini yıllardır hekim örgütleri anlatır… Bizler de anlatırdık. Ben de belediye başkanlığım döneminde de çok sıkça bahsettim.  Bir yeri devlet veriyor, üzerine sadece bir bina yapıyor özel şirket/konsorsiyum.  Maliyeti  belli. 25 yıllık zorunlu bir kira sözleşmesi yapılıyor. Bunun aslında 2,5-3 yıllık kira bedeli o binayı yapmayı karşılıyor. Üzeri tamamen birilerinin cebine gidiyor. Artı olarak  yüzde 70 doluluk garantisi veriliyor ki bir hastanede doluluk garantisi verilmesi kadar korkunç bir şey olamaz. Ama maalesef Türkiye'de sistem şu anda insanların hasta olacağını garanti ediyor" dedi.

ORTADA CİDDİ BİR YÜK VAR
Ülkenin plansız ve sorumsuz şekilde yönetildiğini belirten Tugay sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü;

"Sorumsuz, plansız, hesapsız bir şekilde yönetiliyor ülke. Hem kaynaklar çok kötü kullanılıyor, israf çok ve halkla çalışanları sık sık karşı karşıya getiriyorlar. Bu kurumlardan birisi de belediye. Ben  belediye başkanlığım döneminde çalışanlarımızın haklarını  ve örgütlü mücadelelerini hep savundum. Bununla ilgili hep  onların yer alacak şekilde konuşmalar yaptık. Olması gereken budur çünkü.  İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda, bu ortamda kurumun çalışması lazım.  İşin yürümesi lazım. İnsanların belediyeden hizmet alması lazım. İşin bu tarafını da gözeterek her zaman  gerek işçi arkadaşlarımızla, gerek memurlarla konuşarak memur arkadaşlarımızla nasıl bir yol yürümemiz gerektiğini hep değerlendirdik. Genel olarak çok destek gördüm. Gördüğüm destek için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Onlar benim hep arkadaşlarım, kader arkadaşla yaptığımız insanlar oldu. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. Ortada ciddi bir yük var. Birilerinin sorumsuzluğu ile gelinmiş bir nokta var. Bu kurumun gerçek sahipleri kurumda çalışan insanlardır. O nedenle  hem hizmet devam etmeli, hem insanlarımız huzurlu, sağlıklı bir çalışma ortamında çalışmalı"

BU İKTİDARDAN KURTULMALIYIZ 
"Diğer taraftan hepimize düşen bir görev var. O da bizi bu hale düşüren bu iktidardan kurtulmalıyız. Bu görevin sadece partilere yüklenmesi, sadece partilerin adaylarına ya da temsilcilerine yüklenmesi halinde başarı gelmez. Toplumun tüm kesimlerini bu konuda bilinçli olması lazım. Ve üzerilerine düşeni yapmaları gerekiyor. O dönemlerden birindeyiz. Seçim dönemindeyiz. Bu seçimde, seçimin sonucuyla iktidara verilecek mesaj aynı zamanda kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiği mesajıdır. Ya da bence daha ötesi verilmelidir. Öyle bir sonuç alınmalıdır ki  bu ülkeyi yönetemedikleri onların yüzlerine çarpılmalıdır. Ve en kısa zamanda belki bir erken seçim, erken genel seçim çok daha sağlıklı bir karar olacaktır. Bu düşüncedeyiz.  Bu dönem içerisinde  mücadelemizi diri tutmalıyız. Birlik içerisinde olmalıyız"

HER ZAMAN ŞEFFAF OLUNMALI
"Her zaman yönetenler şeffaf olmalı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni ben yönetirsem  çok şeffaf bir şekilde yöneteceğim. Bundan sonraki süreçte  düzenli olarak sizleri  çalışan arkadaş temsil eden  örgütlerimizi özellikle çok düzenli olarak bilgilendirmeyi  bütün detayları sizlere aktarmayı düşünüyorum. Ama genel olarak da toplumumuza  çok şeffaf bir yönetim göstermeyi düşünüyorum. Yani neyse odur. Ne yapıyorsak onu eksiksiz anlatmak gerekir. Herhangi bir yerde bir hatamız varsa gerekirse hep beraber onu görmeli ve düzeltmeliyiz.  Mutlaka katılımcılık önemli, bunu öncelikle tabii ki çalışanlarımızdan bekliyorum. Ama genel olarak tüm toplumumuzdan da bu katılımcılığı bekliyorum. Biz ancak bu şekilde düze çıkarız. Ancak bu şekilde kurumu ve şehrimizi  hak ettiği yere getiririz. Çalışanlarımızın hangi sendika altında örgütlenmek istediği tamamen kendi özgür iradelerindedir. Benim bu konuda geçmişte de en ufak müdahalem olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Bu tüm çalışanlarımızın kendi tercihidir" dedi."

5 YILLIK BAŞKANLIK YAPARAK ÖĞRENDİM 
Tugay ayrıca "Bir partinin adayı çıkmış benimle ilgili bir şey söyledi, ‘Benle ilgili bir şey söyledi ancak tam açıklığa kavuşturamadı, demek ki hazırlıksız aday’ gibi bir şey demiş. Burada benden başka belediye başkanlığı deneyimi olan bir aday yok. Bir tek benim başkanlık deneyimimi var. Belediyenin nasıl olduğunu nasıl yönetmesi gerektiğini İzmir'in en büyük metropol ilçelerinden birinde 5 yıl başkanlık yaparak ben öğrendim" dedi.

YENİ BELEDİYE BİNASI 2-2,5 SENEYİ BULABİLİR
Yıkılan belediye binası ile ilgili olarak bir çalışanın 'belediye binasının aynı yerinde yapılmasını istiyoruz' sözlerine yanıt veren Tugay, "Mümkün olan en hızlı şekilde bir belediye binamız olması ve çalışanların toplu çalışması için bir kanaatim olduğu söyledim. Benim kendi kanaatim eski yerinde eski büyüklüğünde yapılmalı. Böyle bir kurumun şehrin merkezinden olması dünyanın tüm büyükşehirlerde fiili bir durumdur. Yaptığım ön incelemede de bunun yapmamızda engel bir neden olmadığını anladım. Bununla ilgili bir proje hazırlama süreci olacak. Daha sonra binanın yapımı ile ilgili süreç başlayacak. İster istemez 2,5 sene gibi bir zaman alır. O süre içinde çalışan arkadaşlarımızın daha uygun şartlarda çalışabilmesi için alternatif binada geçici hizmet vermeyi düşünüyorum. Bununla ilgili iletilmiş teklifler varmış bunları duydum. Makul bir çözüm bulunabilir" ifadelerini kullandı.

1 GÜN BELEDİYEDE GEÇİRMEMİŞ İNSANLAR...
Tecrübelerinin gözden kaçmaması gerektiğini vurgulayan Tugay, "Babam öğretmendi, biz de onun çocukları olarak memur olduk. Ben doktor oldum, 15 yıl devlet memurluğu yaptım. Sonrasında 5 yıl belediye başkanlığı pozisyonunda sözleşmeli memurum. Yani bunlar önemli kişisel deneyimdir. Bunları ihmal etmeyin. Hayatında 1 gün memurluk yapmamış insanlar 6 bin 145 tane memuru nasıl yönetecek. Mevzuattan haberi olmayan, belediye içinde 1 gün geçirmemiş insanların iddialı laflar söylemesini manidar, ironik buluyorum" diye konuştu.