HABERLER>POLİTİKA
6 Mart 2017 Pazartesi - 11:33

CHP’li Bakan’la A’dan Z’ye referandum: Yaşananlar Da Vinci romanı gibi!

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan 16 Nisan’daki halk oylaması sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

CHP’li Bakan’la A’dan Z’ye referandum: Yaşananlar Da Vinci romanı gibi!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - Türkiye, 16 Nisan’da gerçekleşecek anayasa değişikliğinin tarihi referandumuna kilitlenirken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan Egedesonsöz’e birbirinden önemli açıklamalarda bulundu.

Partisinin kampanya sürecinin startını vermesiyle alanlara indiğini ifade eden Milletvekili Bakan vatandaşlardan gelen tepkiler hakkında konuşurken, “Hayırcılara yöneltilen terörist yaftası ‘evet’çiler tarafından bile kabul görmüyor” dedi.

Bakan anayasa değişikliği teklifinin gündeme gelmesinin çıkış noktasına ve iktidarın geçmiş dönemdeki uygulamalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ayrıca yeni sisteme ilişkin konuşan Bakan, “İnsani gelişmişlikte ilk 10 ülkeye bakın 9’u parlamenter sistemle yönetiliyor. Son 10 ülkeye bakın 9’u başkanlıkla yönetiliyor” ifadelerini kullandı.

Bakan referandum sonucuna ilişkin beklentisini dile getirirken, “Elbette hayır çıkacak. Haklıyız kazanacağız” açıklamasını yaptı. Bakan ayrıca sandıktan evet ya da hayır çıkması durumunu da değerlendirdi. Her iki durum için de erken seçim yapılması gerekliliğini vurgulayan Bakan, vatandaşlara 16 Nisan için çağrıda bulundu.

Hükümetin uygulamalarını eleştiren Bakan, Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) devlet içindeki örgütlenmesini de 15 Temmuz üzerinden örneklendirdi.  Bakan, “Dan Brown kitapları vardır. Da Vinci Şifresi diye bir kitabı vardır. Oradaki kurguyu okuduğunuzda inanamazsınız. İnanılmaz bir olay zinciri vardır. Hiç beklenmedik şekilde sonlanır. Şu an Türkiye’de yaşananlar böyle. Da Vinci romanında bile hayal edemeyeceğimiz bir senaryo gerçekleşti. TSK’da bir darbe girişimi oluyor. O girişimi yapan bir cemaat. Ordu içinde örgütlenmiş. Adamın üstünde üniforma var ama bir şeyhin müridi. Orgeneral, pilot, emniyet müdürü ama şeyh müridi… Şeyh müridi en tehlikeli ilişkidir. Çünkü meyyitin gasile teslim olması gibi bir şeydir” diye konuştu.

HAYIRCILARA YÖNELTİLEN TERÖRİST YAFTASI ‘EVET’ÇİLER TARAFINDAN BİLE KABUL GÖRMÜYOR
Partiniz referandum çalışmalarının startını verdi. Sahadaki çalışmalar nasıl ilerliyor? Halktan nasıl tepkiler geliyor? Vatandaşın değişiklik hakkında bilgisi var mı?

Bu anayasa değişikliği nasıl gündeme geldi? Oradan başlayalım. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir anayasa uzlaşma komisyonu vardı. Bu komisyon dağıldı. Türkiye’nin hiç gündeminde yokken Sayın Bahçeli ‘bu anayasa değişikliği gündemde kalmamalı, ne olacaksa olmalı’ diye bir açıklama yaptı ve yeniden ülkenin gündemine geldi. Türkiye’nin bugün aslında ulusal güvenlik problemi yaşıyor. Ayrıca turizm ve diğer sektörlerde ciddi bir ekonomik düşüş var. Geçim derdi var. Temel problemler bunlar olması gerekirsen öncelik anayasa değişikliği oldu. Neyi tartışıyoruz? Başkan olsun mu, olmasın mı? AKP ve MHP’nin uzlaştığı metin anayasa komisyonuna geldi. O noktadan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin parlamentoda tüm milletvekilleriyle olağanüstü bir mücadelesini görüyoruz. Her maddeyi tüm detaylarıyla, ülkenin niye felakete sürükleneceğini anlatan konuşmalar yaptık. Meclise geldiğinde de yine aynı şekilde bu değişikliğin Türkiye demokrasisini, ekonomisini nasıl bir felakete sürükleyeceğini anlattık. Türkiye’nin buna ihtiyacı olmadığını, parlamenter demokrasiyi güçlendirmek gerektiğini her madde için anlattık. Dolayısıyla biz sahaya indiğimizde, tüm hayır diyen kesim niye hayır dediğini biliyor. Tüm anketler gösteriyor ki Türkiye’nin asgari yüzde 50’si hayır diyor. Biz kalan kısma anlatmaya çalışıyoruz. Biz bu çalışmayı yaparken evet kesimi neden evet dediğini topluma izah edemedi. PKK hayır dediği için, FETÖ hayır dediği için biz evet diyoruz gibi kurgu üzerine davranıyorlar. Ama necip Türk Milleti gerçekten zeki. Neyin doğru olduğunu, neyin olmadığını analiz edecek düzeyde. Kelime oyunlarıyla kandıramazsınız. Gerçekçi bir şey sunmanız lazım. Neden? İnsanların kafasındaki neden sorusunu yanıtlayamadılar. Çünkü sokağa baktıklarında PKK’lı, FETÖ’cü, IŞİD’ci görmüyor evet diyenler. Hayır diyenler onlar gibi bu ülkenin vatansever yurttaşları. Emekli öğretmen, bir akademisyen, bazen bir polis memuru, bazen bir iş adamı, sıradan insanlar… Ve farklı siyasi partiden insanlar. MHP’nin içinde muhalif olan, geçmişte ülkücü harekette mücadele ettiğini söyleyen, sadece benim gibi sosyal demokrat, laik, modern seçmen değil, Saadet Partisi gibi muhafazakar, MHP gibi milliyetçi seçmen, Ergenekon, Balyoz davalarında mağdur olmuş, geçmişte FETÖ’nün gadrine uğramış, PKK ile yıllarca dağda silahlı mücadelede bulunmuş mağdurlar otobüs tutup köy köy geziyorlar. Hayırcılara yöneltilen terörist yaftası ‘evet’çiler tarafından bile kabul görmüyor. Sayın cumhurbaşkanına hayranlık besleyen kemik bir kitle olabilir ama AKP ve MHP’nin son seçimlerde aldığı oy yüzde 65’e yakın. Yüzde 50’ye nasıl geldiler? Demek ki AKP ve MHP’ye oy veren seçmenin yüzde 15’i onlar gibi düşünmüyor. Kararsızlar da hayır olarak etkilenebilirse çok daha aşağılara düşebilir. Başkanlıkla ilgili argümanları çok geçerli değil.


YAŞANANLAR DA VİNCİ ROMANI GİBİ… DEVLET MEYYİTİN GASİLE TESLİM OLMASI HALİNE GELMİŞ!
Siz alanda ‘hayır’ tercihini anlatırken zorlanıyor musunuz?

Benim ‘hayır’ı anlatacak çok argümanım var. Türkiye 2002’den bu yana kadar tek parti iktidarıyla bugüne kadar geldi. Ekonomi onların elindeydi. Ülkenin iç güvenliğini, dış güvenliğini ve ulusal güvenlik politikalarını bu iktidar yıllarında bir siyasi parti aslında kendilerine önder gördükleri bir kişi belirledi. Başkan yapmaya çalıştıkları kişi AKP’nin 15 yıllık iktidarının da mimarıdır. Tüm kararlar onun onayı alınmadan alınmadı. O kadar güçlü ki yüzde 49 oy almış bir başbakanı saraya çağırıp istifaya davet etti. İstifasını aldı, yerine başkasını seçtiler. Bu kadar güçlü bir insandan bahsediyoruz. Türkiye’nin yılan gibi kıvrak bir dış politikası var. Baş döndüren hızla değişiyor. Bu politikayı tek başına belirledi. Önce stratejik derinlik dediler, sıfır sorun dediler, bugün geldiğimiz nokta ortada. Almak isteyip de alamadığı, parlamentodan çıkaramadığı hiçbir karar yok. Bugün düşmanı olan terör örgütleri, FETÖ, PKK, IŞİD’i yaratan aslında bu iktidarın politikaları. Rejimi değiştirerek sorunları çözemezsiniz. Bunlar iktidara geldiğinde verilen şehit sayısı 7… 2002’den bugüne bakarsanız her sene artmış. Terör sorununu o noktadan alıp buraya getirmiş bir iktidar var. Bizi kandırdılar diyorlar. Çözüm sürecinde kandırdılar diyorlar. Biz CHP olarak diyoruz ki, bu ülkede bir Kürt sorunu ya da başka bir sorun varsa, bunların çözüm merci TBMM’dir. Millet tarafından seçilmiş vekiller o çatı altında her şeyi konuşur, çözecek sorun varsa hep beraber çözerler. İktidar ne yaptı? Parlamento dışında çözüm aradı. Nerede aradı? İmralı’da aradı. Apo ile görüştü. Oslo’da PKK ile görüştü. Habur Sınır Kapısı’nda teröristlere bir çadır mahkemesi kurdu. Sahneye kötü konmuş bir müsamere gibiydi. Arkasındaki süreçte elinde silah olana operasyon yapılmadı. Asker kışlasından dışarıya çıkartılmadı. Kentler bomba doldu. Bugün yaşadığımız terör süreç bizzat bu iktidarın eliyle inşa edildi. FETÖ’ye bakıyorsunuz, bugün muhalefet olan CHP, MHP ve HDP’nin hiçbirinin organik bağı yok. Yani bir iktidar ortaklığı yapılmadı FETÖ’yle. Benim mahallemde ‘Muhterem hoca efendi, kainat imamı’ gibi bir durum yok. Tüm muhalefet milletvekillerinin cenahında bunu söyleyen kimse yok. Bunu kim söyledi? Bugün mevcut iktidar söyledi. Güzellemeler yaptılar. Bitsin bu hasret dediler. Cumhurbaşkanına Fethullah Gülen’le görüşecek misiniz? diye sordular. Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi? dedi. Böyle iç içe geçmiş bir ilişkiden bahsediyoruz. İktidarı paylaşmış bir ilişki… Bu kadar da değil. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bir cemaate teslim ettiler. Emniyeti, valileri, kaymakamları bir cemaate teslim ettiler. Medyada güçlü bir hale geldiler. Ekonomik güçlenmeleri için destek verdiler. Ne istediler de vermedik dediler. Dan Brown kitapları vardır. Da Vinci Şifresi diye bir kitabı vardır. Oradaki kurguyu okuduğunuzda inanamazsınız. İnanılmaz bir olay zinciri vardır. Hiç beklenmedik şekilde sonlanır. Şu an Türkiye’de yaşananlar böyle. Bir tarafta PKK, bir tarafta kendilerinin öfkeli çocuklar dediği, kafa kesen, kendisi gibi düşünmeyenlerin mallarını, eşlerini, çocuklarını kendilerine ganimet gören IŞİD var. Tüm bunları bu iktidar kendi elleriyle yarattı. Da Vinci romanında bile hayal edemeyeceğimiz bir senaryo gerçekleşti. TSK’da bir darbe girişimi oluyor. O girişimi yapan bir cemaat. Ordu içinde örgütlenmiş. Adamın üstünde üniforma var ama bir şeyhin müridi. Orgeneral, pilot, emniyet müdürü ama şeyh müridi… Şeyh müridi en tehlikeli ilişkidir. Çünkü meyyitin gasile teslim olması gibi bir şeydir. Nedir bu? Bir ölünün ölü yıkayıcıya teslim olması gibi bir durumdan bahsediyorum. Şeyh mürit ilişkisi budur ve devlet organında olmaması gereken bir şeydir. Devletin hiçbir aşamasında olmaması gerekir. O adam bir yere geldiğinde amirini dinlemez şeyhini dinler. Tankı kullanan bir subaysa kendi komutanını dinlemez, şeyhini dinler. Şeyhi onları ışık evlerinde yetiştirirken Hz. Ömer’in atına bindiği gibi bineceksiniz dediği için o tankları insanların üzerine öyle sürdüler. Bugün yaşanan her şeyin sorumlusu bu iktidar. Onlar diyor ki ben bu ülkeyi 15 yıldır yönettim, dış politikasını belirledim, cemaate izin verdim, her yerde örgütlendi, beni kandırdı, PKK ile çözüm sürecine girdim, şimdi tüm yetkileri bana verin bu sorunların tümünü çözeyim. Güçlü Türkiye’yi yaratayım. Peki bunca yıldır güçlü Türkiye’yi yaratmana engel neydi? Halk ve biz bunu soruyoruz. Tüm bu süreçleri senin iktidarında yaşadık ve neden bunları engelleyemedin? Yaptığın hataları tekrarlamayacağının teminatı nedir? Bizim meclisimiz dünyada eşi benzeri olmayan bir meclis… İstiklal Savaşı veren tek meclis. Bu meclisin kapısına kilit vurulmasından bahsediyoruz. Kilit vurma sembolik bir şey fakat yetkilerinin elinden alınması söz konusu. Bu meclis tüm süreçlerde kendinin test etmedi mi? İstiklal Harbi’ni kazandırdı, ülkeyi bugünlere taşıdı. En son 15 Temmuz’da bu meclis üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmedi mi? Biz milletvekilleri olarak meclis bombalanırken kapılarını açıp, meclisi çalıştırmadık mı? O darbenin karşısında direnç göstermedik mi? Peki niye bu meclisin yetkilerini elinden alıyoruz? Baraj olduğu için yüzde 90, baraj kalksa yüzde 100 bu ülkenin milli iradesini temsil eden parlamentonun yetkilerini elinden alıp tek kişiye veriyoruz? Sebep? Biz bunu sorguluyor ve bunu anlatıyoruz?



ÖNCE SANDIĞA GİDİN HAYIR OYU KULLANIN, SONRA OYUNUZA SAHİP ÇIKIN!
Kampanya sürecinde CHP ne yapmalı ya da ne yapmamalı?

Biz bu işi bir siyasi parti işi olarak görmüyoruz. Bu iş bir vatan meselesidir. Dolayısıyla tüm vatanseverleri, muhafazakar, milliyetçi, mütedeyyin, seküler, modern olabilir, vatanını seven, bu ülkenin, evlatlarının geleceğini düşünen herkesi parlamenter demokrasiyi korumaya çalışıyoruz. Türkiye tek adam rejimiyle uçuruma sürüklenecek. Yeryüzünde bir örneği yok ki tüm yetkileri bir adama verin ve o ülke abad olsun ve güçlensin… Böyle bir örnek yok. İnsani gelişmişlikte ilk 10 ülkeye bakın 9’u parlamenter sistemle yönetiliyor. Son 10 ülkeye bakın 9’u başkanlıkla yönetiliyor. Parlamenter rejimi bırakan ülkelerin tamamı totaliter rejime geçmiş. Biz niye böyle bir şeye ihtiyaç duyuyoruz? Tüm vatanseverler birleşin. Önce sandığa gidin hayır oyu kullanın ve sonrasında oyunuza sahip çıkın. Cumhuriyet Halk Partisi, biz vatanseverler olarak bir bütünün parçasıyız diyor ve tek başına kampanya yürütmüyor. Bizim gibi düşünen herkesi sahaya davet ediyoruz. Kendi logo, afiş ve bayraklarımızı kullanmıyoruz. Bu iş vatan meselesidir.

HER İKİ DURUMDA ERKEN SEÇİME GİDİLMESİ GEREKİR!
Son dönemlerde referandumun iptal edileceği ya da ertelenme durumunun olduğu konuşuluyor. Bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?

Eğer bu referandumu iptale ilişkin bir yol açmaya çalışırlarsa zaten bu seçimi kaybetmiş oldukları anlamına gelir. Bu iktidar Türkiye’yi yönetemiyor. Zaten olay referandum değil. Bir kişinin güven oylamasına dönüştü. İki siyasi parti bu işi birlikte götürüyorlar. İptal olma durumu olsa da o güven oylamasından istediğini almamış olacaktır, referandum olur hayır çıkarsa yine güven oyu alamamış olacaktır. Her iki durumda da Türkiye’nin erken seçime gitmesi gerekir.

FATURASI KİMSENİN TAHMİN ETMEYECEĞİ KADAR AĞIR OLABİLİR
Sonucun evet çıkması durumunda Türkiye’yi neler bekliyor?

Evet çıkarsa biz mücadeleden vaz mı geçeceğiz? Hayır. Ama evet çıkarsa Türkiye’yi ciddi bir ekonomik kriz bekliyor. Niye? Dünyada yatırım yapılabilirliğin ekonomik kriterleri vardır. Dünya artık küresel bir köy. Firmalara gelir yatırım yapar, burada üretim yaparlar. Buradan mal alır, ihracat yaparlar. Sıcak parayı getirirken bir şeye bakarlar; yargı bağımsızlığı ve denge denetleme var mı? Yarın ben buraya yatırım yaptığımda, para getirdiğimde bu ülke benim paramın üstüne çöker mi? Yargıya gittiğimde yargı bağımsız davranır mı? Buna bakarlar. Dünyada yatırım yapılabilir ülkelerin tamamı bu anlamda hem yargı bağımsızlığının hem de denge denetlemenin güçlü olduğu yerlerdir. Uluslararası derece kuruluşları da buna göre rapor verirler. Şimdi siz yargıyı hem HSYK’yı hem anayasa mahkemesini cumhurbaşkanına belirleme yetkisi veriyorsunuz. Nasıl veriyorsunuz? Bir kısmını kafasındaki cumhurbaşkanlığı şapkasıyla seçiyor. Bir kısmını şapkayı değiştiriyor partili genel başkan olarak belirliyor. Bir kısmını YÖK öneriyor oradan belirliyor. Sonuç itibariyle yüksek yargıyı, anayasa mahkemesini, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun tamamını kendi parlamento çoğunluğu ve cumhurbaşkanlığına dayanarak belirliyor. Yargının bağımsız olmadığı, tamamının tek kişi tarafından belirlendiği bir noktada hiçbir yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelip yatırım yapmaz. Dünyada böyle bir örnek yok. Denge denetleme var mı? Yok. Cumhurbaşkanı yargılanamaz durumda. İki seçimi bir arada yapıyorsunuz. Hem meclis hem cumhurbaşkanı seçiliyor. Hem yasamada etkin hem yürütmenin başında. Onun 5’te 3’üyle yargılanması imkansız bir hale getiriyorsunuz. 600 milletvekilinin 400’ünün oyu gerekiyor. Bu parlamento çoğunluğu elinde olan bir cumhurbaşkanı asla yargılanamaz. Güvenoyu yok. Bütçeyi kendisi yapıyor. Meclisin onayına ihtiyacı yok. Meclisin elinden bütçe yetkisi alınmış oluyor. Dolayısıyla yargılanamayan, denetlenemeyen bir başkanın olduğu ülkeye yabancı yatırımcının gelip yatırım yapması imkansız. Şirketler 1 yıllık üretim planlaması yaparlar. Niye? Çünkü 1 ay sonrasını göremiyorlar. Biz bu üretimlerimizi başka yerlere mi kaydırsak diye düşünürler. Türkiye ulusal güvenlik problemleri sebebiyle en önemli özelliklerinden biri turizmi kaybetmiş durumda. Turizmden aldığı pay neredeyse sıfıra düşmekte. Sıcak para söylediğim sebeplerden gelmiyor. Türkiye’yi çok ciddi bir ekonomik kriz bekliyor. Tek adam rejiminin faturası kimsenin tahmin etmeyeceği kadar ağır olabilir.

İYİYE DOĞRU ATILMIŞ BİR ADIM OLUR
Hayır çıkması durumunda ise Türkiye’de hangi gelişmeler yaşanır?

Türkiye’de en azından parlamenter sistem devam ettiği için gen soru, güven oyu, bütçe hakkı mecliste kaldığı için, yabancı yatırımcının Türkiye’nin demokrasinin gücüne olan inancı artacağı için riskin daha az olacağını düşünüyorum. Türkiye’de bir erken seçimle bugünü yansıtan bir parlamento yapısı oluşabilecektir. İyiye doğru atılmış bir adım olacaktır. ‘Dur, anayasal sınırlarına çekil, biz bu başkanlığı istemiyoruz’, ‘Güçlü bir parlamenter demokrasi istiyoruz’ diyecektir millet. Millet karar verecek diyen, milletin iradesini her şeyin üstüne koyan mevcut iktidarın bunu görmezden gelemeyeceğini düşünüyorum. Hayır denmesi durumunda Türkiye demokrasisi güç kazanacaktır.

‘REİSİ ÇOK BEĞENİYORUM’ DİYENLERE BİR SÖZÜM VAR!
Nasıl bir referandum sonucu bekliyorsunuz?

Elbette hayır çıkacak. Haklıyız kazanacağız. Bu ülkenin geleceği ve bekası, çocuklarımızın geleceği için, tüm vatanseverleri hayır oyu vermeye davet ediyorum. Hayır oyu vermekle bu ülkede iktidar değişmeyecek. Ben muhafazakarım ve reisi çok beğeniyorum diyenlere bir sözüm var. Eğer hayır oyu verirseniz reisiniz yine cumhurbaşkanı olarak kalacak. İktidar da iktidarlığına devam edecek. Aslında her şey olduğu gibi kalacak. Biz bundan kötüye gitmesini engellemeye çalışıyoruz. Siz de kendiniz, geleceğiniz için bu ağır sorumluluğu tek kişiye yüklememek için, onu seviyorsanız onu da korumak için, eğer başbakanı seviyorsanız onu da korumak için, çünkü bir başbakan kalmayacak, bir bakanlar kurulu kalmayacak, Türkiye’nin bugünlere gelmesini sağlayan gazi meclisini korumak için hayır oyu verilmesi gerektiğini son söz olarak söylüyorum.

 
'Kimlik fotokopinizi kendiniz çekin' uyarısı!
 
Güzelbahçe Fen ve Teknoloji Lisesi ABD yolcusu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Selvi Kılıçdaroğlu İzmir’de 365 kadınla ‘hayır’ yazacak!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun eşinin de katılacağı etkinlikte 365 ...
CHP’li gençlerden ‘yeni seçmene’ mektup
CHP Karşıyaka İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı, 16 Nisan’daki referandumda ...
AK Parti'li Kaya'dan 3 ilçede referandum mesaisi
AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, partisinin Urla, Güzelbahçe ...
 
Bakan Çavuşoğlu Alman mevkidaşı ile görüştü
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Almanya mevkidaşı Gabriel ile görüştü. Görüşme ...
Erdoğan: İstesem yarın Almanya'ya gelirim ve...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da 'Tokatlılar Gecesi'nde ...
Akşener: Türkiye'den başka o paçavrayı asan ülke yok 
İçişleri eski Bakanı ve TBMM eski Başkanvekili Meral Akşener, Türkiye'ye ...
 
CHP'li İnce: 'Hayır' diyene terörist diyen terbiyesizdir
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Balıkesir'de düzenenen mitingde ...
Bakan Bozdağ: Baykal'ın yaptığı takdire şayan
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya’nın, Türkiye’den kendisi ile birlikte ...
Erdoğan: Bunları dünyaya rezil rüsva edeceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Abdi ipekçi Spor Salonu’nda KADEM tarafından ...
 
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
'Memleket' küçülüyor!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Neden fakirleştik?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Afyon üstünden Akşehir’e... (Gezi notları)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva