CHP İzmir’in yeni tüzüğe bakışı: Kim/ne dedi?

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) 19’uncu Olağanüstü Kurultay geride kaldı. 2 günlük programda mevcut tüzük ve yeni taslak üzerinde tartışmalar yaşandı.  Sonuç olarak tüzükte bazı maddelerde değişikliğe gidilirken bazılarında korunma yolu seçildi. Ayrıca birkaç madde ise sonuca bağlanmak üzere tüzük komisyonuna gönderildi.

Gelişmelerin ardından yeni tüzük oluştu. İzmir’de de taslak aşamasında süreç yoğun işlemişti. İl Başkanı Deniz Yücel ile Sekreter Birgül Değirmenci’nin başkanlık yaptığı tüzük komisyonu örgütle toplantılar düzenlemiş, görüş ve önerileri alırken bilgilendirmede bulunmuştu.

- TÜZÜK KURULTAYI TAMAM... CHP'NİN 'YENİ ANAYASA'SINDA NELER VAR?

Kurultayın ardından örgütte kısmen memnuniyetsizlik yaşandığı öğrenildi.İzmir Milletvekilleri de gerçekleşen kuruyla hakkında değerlendirmede bulundu. 

SEZAR’DAN ALINTI YAPTI: ZAFERE KADAR SUSACAĞIZ!

Milletvekili Mustafa Balbay: Şöyle bir örnek vereceğim. Sezar sefere giderken senatoyu toplarmış, ‘burada herkes konuşsun, düşüncesini söylesin son kararları alacağız sonra zafere kadar susacağız’ dermiş. Şimdi zafere kadar parti içi kararlarla ilgili susacağız. Çok konuştuk. Üyelerin ayrılmamasına sevindim. Konuştum da. Üyeleri ayrıştırmayalım dedim. Destekçi üyeden vazgeçtik. Hepimizin kaygıları vardı. Genel başkanımız, ‘Ön seçim yelpazesi bir önceki seçimden daha geride olmayacak’ dedi.  Bu kişisel bir güvence tabi. Biz kişilere bağlı değil tüzük biraz daha iyi olabilirdi dedik. Daha iyi iyinin her zaman düşmanıdır. En iyi diye bir şey yok. Türkiye’de yine de diğer siyasi partilere göre en demokratik tüzük bizimkisi. Genel başkan adaylığı barajını eleştirmiştim. 2 yıldır yeri geldikçe dile getiriyordum. Ön seçimde yelpazenin biraz daha geniş olmasını isterdik ama dediğim gibi diğer partilerde bu da yok. Dediğim gibi zafere kadar tam mücadele.

YİĞİT’TEN ÖN SEÇİM VURGUSU

Milletvekili Ali Yiğit: Biz ön seçimde daha az kontenjan diye düşünüyorduk. Normal siyasi partilere verilen kontenjanın kullanılmasını istedik. Ama tabi genel başkan da ilerideki ittifaklardan dolayı ya da ileride oluşabilecek sonuçlardan dolayı yüzde 15 artı siyasal partilere verilen yüzde 5’i kullanmak istedi. Örgüt buna karar verdi. Hayırlı olsun. Yapacak bir şey yok. Biz ön seçimden gelenler olarak daha fazla vekilin ön seçimden gelmesi gerektiğini söyledik. Ön seçimden gelenlerin daha fazla sorumluluk taşıyacaklarını ifade ettik. Öyle istedik ama olmadı.

HAYATIM BOYUNCA DEMOKRASİYİ SAVUNDUM, SAVUNACAĞIM

Milletvekili Atilla Sertel: Kurultayda görüşlerimi açıkladım. Artık o konuda konuşmak istemiyorum. Hem milletvekilliği hem belediye başkanlıkların ön seçimle belirlenmesi talebinde bulundum. Hayatım boyunca demokrasiyi savundum savunacağım.

DAHA İYİSİ OLABİLİR MİYDİ, OLABİLİRDİ AMA ÖNEMLİ OLAN BUNDAN SONRA BERABER ÇALIŞMAMIZ

Milletvekili Murat Bakan: Kurultaylar CHP’nin bir noktada tarihini yansıtır. 1919 kurultayımız aynı zamanda Sivas Kongresi, 1921-1923 kurultayımız cumhuriyetin ruhunu yansıtır. 1938-1943 tüzükleri dünyada tek adam ve faşizmin güçlü olduğu dönem, güçlü genel başkanlık dönemini yansıtır. Bütün tüzükler zamanın ruhunu yansıtır. Kazuistik hale gelen, yönetmeliklerle düzenlenmesi gereken hususlar tüzükte vardı. Biz tüzüğü sadeleştirerek bir çerçeve tüzük hale getirip, kolay kullanılabilir hale getirdik. Programla düzenlenmesi gereken birçok şey programa bırakıldı. Tüzük daha anlaşılır hale getirildi. Bir üye reformu yapmak istemiştik. Dünyadaki gelişmelere göre katılımız arttıracak bir yandan da partiyle bağı kalmamış üyeleri düzenlemek gerekiyordu. Başka insanların üye yaptığı insanlar var. Bize mesajlar geliyor. Biz üye değiliz, partili değiliz ama üyeliğimiz var deniyor. Onları da zaman içinde ayırarak, etkin, dinamik, ilkelerine bağlı bir üye profili yaratmak istemiştik. Kurultayımız onu uygun görmedi. Genel başkan adaylığı için imzayla ilgili tartışmalar olmuştu. Farklı düşüncedeki arkadaşlar bir araya geldi o barajı yüzde 5’e düşürdü. Türkiye’de genç seçmen sayısı artıyor.  2019’a kadar 2 milyon genç seçmen gelecek. Dolayısıyla onları düşünerek genç kotasını yüzde 10’dan 20’ye çıkardık. Bu da çok önemli. Kontenjanda bir değişiklik olmadı. Biz ön seçimden gelen bir milletvekiliyiz. Kontenjanın düşmesini ben de arzu ederim. Ama CHP demokratik merkeziyetçi bir parti. Mutlaka ön seçim olmalı. Tüzüğümüzde ön seçim kural, merkez yoklaması istisna. İzmir’de ön seçim her zaman buranın toplumsal gerçeğini yansıtır. Ama örneğin Mersin’de bir Yörük, Arap, Türken Alevisi, Kürt bir liste yaparken etnik ve inançsal farklılıkları göz önünde bulundurabiliyor olmanız lazım. Ön seçimde aynı üye yapısından 4 arkadaş çıkarsa orada farklılıkları gözeterek bir merkez kontenjanı kullanabilmek gerekir. Bunu sağlayacak genel merkez nezdinde bir kontenjan olması gerekir. Dolayısıyla mevcut tüzüğümüzde önceki yönetmeliğimizde olanlar aynen korundu. Benim milletvekiliği olduğum dönemdeki ön seçim maddesi aynen duruyor. O zaman yönetmelik hükmüydü, 2016’da tüzüğe almıştık. Ama daha ileriye gidiş olabilir miydi? Olabilirdi. Ama kurultay böyle takdir etti. Mevcut tüzüğümüzle sadeleştirilmiş, yeni, kimi konularda daha ileriye giden bu tüzükle çalışacağız. Tüzükten daha önemlisi yarın itibariyle 2019’a giden yolda partinin tüm kesimlerinin bir araya gelerek hep beraber çalışması, partinin ilkelerini, savunduğu politiakaları topluma anlatması. Her şeyden önemlisi budur.

KURULTAYIN ZAMANI YANLIŞTI!

Milletvekili Tacettin Bayır: Bu tüzüğün bana göre bu tarihte yapılmasından başlayan bir yanlış var. Çünkü önümüzdeki hafta büyük ihtimalle AKP bu seçim ittifaklarıyla ilgili bir seçim yasası düzenlemesi getiriyor. Yeni seçim yasası için bizim tüzüğümüzde bir şey yok. Belki tüzüğümüze koyacağımız şeyler olması gerekiyor. Öne alınması iyi olmadı. Peki ne oldu? 46 imza atan arkadaşlar olarak 3 maddede takıntılıydık. İl başkanı olduğum zaman yaptığımız tüzükte milletvekilliği seçiminin direk ön seçim şekliyle yazdırmıştık. Genel başkana yüzde 5 kontenjan vermiştik. Sonra 2016’da onun üstünde oynadılar, biraz kırptılar. Şimdi getirdiklerinde de o yetkiyi, milletvekilinin nasıl seçileceği yetkisinin parti meclisinin kararına bırakıyorlardı. Bizim en büyük itirazımız bunaydı. Hayır PM kararına değil direk ön seçim olarak yazılacak dedik. İlk oylamada 700 civarında işerat yoluyla oylama yapıldı. Bizim istediğimiz olmuştu. Sonrasında bir takım itirazlardı falan bir daha oylama yapıldı. 600 küsur oy olması gerekiyordu. 500 küsurde kalınca geçmedi. Yetki PM’de kaldı. En önemli konulardan biri buydu.  Biz PM yetkisinin MYK yerine genel başkana devredilemez diye bir madde vardı. Onda çok ısrarcıydık. Örneğin cumhurbaşkanı adayının saptanması. Bunu tek kişi yapmasın ya da MYK yapmasın. Bunun yöntemine PM karar versin dedik. Onda da ne yazık ki başarılı olamadık. Tüzük daha kapalı ve merkeziyetçi bir hal aldı sanki.  Genel başkanın kurultayın açıldığı gün ‘ön seçimi getiren benim niye kaldırayım?’ diye yaptığı konuşmada, ‘PM’nin bu yetkiyi yine ön seçim olarak kullanacağını’ düşünüyorum dedi. Burada şu var. Milletvekili olmak isteyen PM üyeleri ‘ön seçimden çıkamayabilirim, hazır bu kadar genel merkeze yakınım’ diye düşünerek kontenjan yazdırırım kendimi gibi bir eğilime girerek o kararı kontenjan ya da merkez yoklaması gibi çırabilirler. Böyle de bir varsayım var. Sonuç olarak 46 vekil olarak 18 maddelik vetomuzun genel merkez 8-9 maddesinde geri adım attı. Düzeltme yaptı. Bizim itirazlarımızı haklı buldu.