Çalkaya’dan mesaj yağmuru: EXPO, Denizli, başkanlar ve arsa mağdurları

EGEDESONSÖZ - Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İzmir’in imar planları, davalar ve büyük alışveriş merkezi planları ile gündeme gelen ilçesi Balçova’da son gelişmeleri değerlendiren Çalkaya Radyo Pause’da yayınlanan “Fatih Yapar’la Neler Oluyor” programına katıldı. Çalkaya, çok sert açıklamalar yaparken, üçüncü dönem için de mesajlar verdi.


 
PLANLARI EMLAKÇILARDA GÖRDÜM
27 Kasım’da oylaması yapılacak olan EXPO 2020’nin İzmir’e gelmesi halinde yapılacak alan olan İnciraltı’nın durumu hakkında da konuşan Çalkaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile uyumlu çalıştıklarını fakat planlama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçtikten sonra diyalogun koptuğunu söyledi. Çalkaya, “Kenti bir rant alanı olarak düşünürseniz planlarınızı ona göre yapar, yaşanabilir alan olarak görürseniz ona göre işlem yaparsınız. O bölgenin planlaması dört kat, yeşil alanı bol, yüksek bina yasaklı, turizm alanı olarak yapılmıştı. Planlama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ına geçtikten sonra ben planları kentteki emlakçıların elinde gördüm. Ciddi bir alan konuta döndürülmüş. Oralarda ne hikmetse belediyenin bilmediği alanlarda müteahhit gruplar mülk sahipleri ile anlaşma imzalamış. Kentin belediye başkanı olarak ben duymadan, bize gelmeden plan emlakçılarda dolaşıyorsa, arsalar toplanıyorsa o işte ciddi rant savaşları var demektir. Siz belli gruplara planı sızdırıp ‘herkesten önce avantajlı olun’ diyorsunuz. Bizim tepkimiz bunadır. Belediye başkanları bilmeden, duymadan bu şekilde planlar yapılıyorsa siz kenti bir şekilde görüyorsunuz. O da rant… İstanbul’da  rant bitti. Zorlama ile rant yapılıyor. İzmir bakir, belediyeler rant peşinde koşmuyor. Gökdelenler yaptırmamış. Çıkıp ‘pay edelim’ mantığı ile bakıyorlar. Bu toplum bunu bilmelidir.  Rant tabi ki olacaktır ama belli gruba, zümreye değil. Ülkenin rantı da adil dağıtılmalıdır.
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile çalışırken rant odaklı çalışmayı görmedim. Birlikte toplantılar yaptık. Buluştuk, görüştük. Biz ranta karşı değiliz. Rant yaratma işi belli zümreye olmamalıdır. Bu kente zarar vermeyecek şekilde dizayna açığız. Rant olmadan zaten gelişim olmaz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yetki geçince kimse bize bir şey sormadı. Belli gruplar ve zümreler süreci yürütmeye çalıştı. Geçmişte planlama ilkelerine uyuldu. Sonra ise iş farklılaştı. Şu anda o bölgede 110’un üzerinde kaçak yapılaşma var. Biz yıkmayı düşündük. Bakanlık ‘yık’ dedi. Sonra da güvenlik olmadığı gerekçesiyle yıkım olmadı. Zaten yeni planlama ile o bölge kalkacak ve değişecek.  Ben EXPO’nun yapılacağı alanın belediye başkanıyım. 22  yıl turizmde, otel işlerinde çalıştım ama o komitenin içine alınmadım. Mesleğim turizm ve otelciliktir. Komiteye ne hikmetse giremedim.  İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bölgedeki çekincelerine ben de destek veriyorum.  Kentin belediye başkanını dinlerlerse kısa zamanda çalışmalar biter” diye konuştu.
 
GÜNDEM DEĞİŞTİRİYOR
Başkan Çalkaya, İnciraltı Planları, AVM tartışmaları, Karayolları arazisine yapılan otel-alışveriş ve Mimarlar Odası’nın açtığı dava ile yürütmesi durdurulan kaplıcalar kesimi planı hakkında konuştu. Çalkaya, AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli’nin “AVM tarlası” çıkışına yeniden cevap veren Çalkaya, “Balçova Mithatpaşa Caddesi eskiden planlandı. 10 bin metrekarelik ticaret alanı oluşturulmuş. Yükseklik iki kat alan geniş. Yapacak bir şey yok. O bölge çekim merkezi oldu. Siz 1994’lü yıllarda imarı düzenleyeceksiniz, planı yapacaksınız, ticaret damgası vuracaksınız çıkıp ‘AVM yapılıyor’ diyemezsiniz. Benim ruhsat vermeme şansım yok. Bir şeyin tarihini iyi bileceksiniz. Hanımefendi milletvekili gündem değiştirmek için ortaya çıktı.  Belediye başkanı olarak daha önce bir firmanın ekspres mağazasına şehir içinde izin vermedim. Üç ay erteledim ama 18 bin TL ceza ödedim. Ruhsatı da verdim. Hipermarket ve AVM yasası çıkmadan hiç kimseyi suçlayamazsınız.  Biz bir şey yapamayız” dedi.
 
KİMSE HABER VERMİYOR!
Karayolları’ndaki AVM inşaatına da değinen Çalkaya, “Diğerlerinde haberim var. Kontrol edebiliyorum. Çevreyolu’nda yapılan bu inşaatta ne yapılıyor bilgim yok. Kaç metrekare alan olacağını, yükseltiyi, emsali bilmiyorum. Hiç bilgim yok. Sormuyorlar bile. Adamların bilgi verdiği yok. Çöpü kim alacak, kanalizasyonu nereye bağladınız bilgi verin.  Kimse bu durumda kalkıp ‘CHP’li belediyeler AVM yapıyor’ diyemez. Siyasetçi okumuyor. Önüne geleni anlatıyor. Ankara’da da el kaldırıp indiriyorlar. Kendisinin danışmanlığını yaptığı Burhan Özfatura döneminde şu anda pazaryeri olarak kullanılan Üçkuyular’a imar izni verildi. Belki kendisi de işin içindeydi ama unutkanlık işte. Bunu bilmeyen bir milletvekili konuşuyorsa yanlış yapıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin oraya yönelik açtığı dava sürüyor” diye konuştu.


 
ARSA İŞLERİNİ TAKİP EDİYOR
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin önünde zaman zaman yaptıkları eylemler ile gündeme gelen Balçova Arsa Mağdurları konusuna da değinen Çalkaya, mağdurların avukatı olan Kemal Turan’a yüklendi. Çalkaya, “Biz Büyükşehir Belediyesi ile oraya yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Belediyenin arsa üretme şansı yok.  O bağırıyor. Çıkıp ‘2,5 emsali pazaryerine verdin’ diyor. Planı biz yapmadık. Bize bunu emsal gösterme. İnciraltı’nda 0.80 emsal verdik. Oraya bak. Senin bağıracak olduğun yer biz değiliz. Git Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın önünde bağır. Şu anda AVM-alışveriş merkezi yapılan alan arsa mağdurlarının konut yapacağı yere gidecek yolun alanı. Git orada bağır. Bunun hesabını sor. Bunun amacı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Belli politik tandansları olan bir insan. Tapusu olmayanların çözümü belediyelerde değil. İş çözülürse Bakanlar Kurulu’nda çözülür. İnsanlara ‘bu konuyu AİHM’ye götürdük’ diyor. Onları etrafında mürit gibi topluyor. AİHM’e başvuru yok. İzmir Milletvekilimiz Rıza Türmen araştırdı, bulamadı. Bu adamın amacı gündemde kalmak. Arsa işlerini takip eder,  gündemde durdukça kendi piyasasını yaratır. İnsanların da duygularını kullanır” diye konuştu.
 
VEBAL TAŞIRSINIZ!
Çalkaya, Mimarlar Odası’nın açtığı dava ile yürütmesi durdurulan Balçova Kaplıcalar Kesimi Planı ile ilgili de konuştu. Odaya tepki gösteren Çalkaya, “Eğer her yeri böyle kilitlerseniz olmaz. Orayı yıksam mağduriyet yaşanır. Kentin ihtiyacı var. Plana itirazın doğru olduğuna inanmıyorum. Kent büyüyecek. Rant yaratmadığınız müddetçe kent kent olmaktan çıkar. Emsali zaten düşük. İki katı geçmeyecek yapılar olacak. Sadece sağlık turizmine yönelik kullanılacak. Bundan daha akıllı bir çözüm varsa gelin. Dava açmak iş değildir. Bugün doğru işler yapıyoruz. Bugün bizim dönemimizde işlere ket vurursanız başka zaman birileri gelir o zaman bu işleri yapanlar 4.5 milyon insanın vebalini üzerinde taşır. Plana açılan davayı iyi niyetli görmüyorum” dedi
 
DEVLET Mİ, MUZ CUMHURİYETİ Mİ?
Çalkaya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci başta olmak üzere birçok kişinin tepki gösterdiği Valilik Özel İdare Mal Paylaşım Komisyonu’nun çalışmalarını değerlendirdi.  Çalkaya, özel idarenin mallarının belediyelere bırakılması gerektiğini söyledi. Çalkaya, “Grand Plaza belediyeye ait bir şirket. Daha önce otel işletti. Balçova Termal Tesisleri’ni işletebilir. Otelin yapısı bozulmadan otel işletmesi gibi belediyeye devretmeniz gerekiyor. Birçok ilde mallar belediyelere verildi. İzmir’de devretmiyorsanız o zaman kafanızın arkasında plan, başka şeyler var. Ankara, Adana, İstanbul’da devrediyorsanız İzmir’de de vermek zorundasınız. O zaman ‘bunlar benden değil vermem’ diyorsanız devlet değil muz cumhuriyeti yönetiyorsunuz. Yasa açık ve net. İlgili belediyeler zaten buna hazır.  Çalışanları, işçileri belediyelere veriyorsunuz ama tesisleri vermiyorsanız olmaz. Devlet vatandaşı, halkı  ‘benden olan-olmayan’ diye ayıramaz” diye konuştu.
 
‘ZİMMET ÇIKAR DİYE’ BAKMA RİSK AL!
Türkiye’de yeri, projesi, inşaatı ile tam teşekküllü ilk öğrenci yurdunu yapan belediye başkanı olan Çalkaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geçtiğimiz günlerde gelen “yurt yapın” talimatını değerlendirdi. Yaptığı yurdu Kılıçdaroğlu’nun açtığını ifade eden Çalkaya, belediye başkanlarına seslendi ve Sayıştay zimmetine karşı “cesaretli olun” uyarısında bulundu. Çalkaya, “Toplam 8 bin metrekare kapalı alanda 5 yıldızlı otel konforunda bir yurt yaptık. 2005 yılında yaptığım araştırmada İzmir’de 117 bin öğrenci varken devletin yatak kapasitesi ise sadece 9 bindi. Aradaki farkı siz düşünün.  Korunması gerekenler kız öğrenciler. Barınma sorunu öğrencinin en büyük sorunudur. Bunu ben yapmalıyım. Doğada boşlukları birileri dolduruyor. Devlet bilerek yurt yapmadı. Belli gruplar öğrencileri aldı, eğitti ve sokağa sürdü. Biz, çok değerli bir araziyi yurt yaptık. Şu anda 384 kız öğrenci kalıyor. Bunların yüzde 46’sı ücretsiz kalıyor. Ücret aldıklarımız almadıklarımızın ihtiyacını karşılıyor. Eğitimin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Her yıl 2 milyon TL eğitime kaynak aktarıyorum. Okulların tadilatını yapıyorum, inşaatlarını, eksiklerini, boyalarını bitiriyorum. Teknik araç gereç yardımında bulunuyoruz. 
 
Siz o çocukları köşeye sıkıştıracaksınız. Sonra başarılı olanları yanınıza alıp kendi ideolojinize göre yetiştireceksiniz.  Yaşamın içine süreceksiniz. Zaten amaç buydu. Biz onu istemiyoruz. İnsanlar okusun, araştırsın sonuca kendileri ulaşsın. Gezi Parkı olaylarında gençler ‘araştıracağım, kendim öğreneceğim, özgür olmalıyım’ dedi. Şimdi ise sonuç veriliyor ve buna göre öğrencilerin yetiştirilmesi amaçlanıyor. Ben belediye başkanı olarak eğitime yardımı milli eğitim beni anlasın diye yapmıyorum. Ortada bir yanlış var. Bunu düzeltmeye çalışıyorum. Onlar bunu görüyor ama görmemezlikten geliyor. Çocuklar, aileler bunları çok iyi görüyor. Aile birlikte zaten okul idaresinden önce her şeyi bize getiriyor. Balçova’da herkes eğitime katkımızı biliyor. Yedi yaşında çocuk bile bunun farkında.
 
Birincisi belediye başkanları yurt olarak ihaleye çıkamıyor. Gençlik merkezi olarak yapıyorsunuz. Biz onu yaptık. Baktık ki yurt altlığı oluştu ve yurda çevirdik. Bize ‘yapamazsınız’ dediler. Yurdu, Türk Eğitim Vakfı’na verdik. İşletiyorlar. Sayıştay zimmetinin çıkması önemli değil. Bir fedakarlık yapmamız gerekiyorsa bunu yapacağız. Doğru bir iş ise, sonuç elde edebiliyorsanız, yapmanız gerekiyorsa onu yapacaksınız. Yapmadığınız zaman ülke çok daha kötüye gidiyor. Ben insanlara niye yurt yapıyorum. Onlara ‘çalış, oku, rahat uyu’ dedim. Öğrenci kendisi bunu görüyor. Biz bir risk varsa onu göze almak zorundayız. Bunları bilerek geldik. Siyaset hep iyi şeyler için yapılmaz. Ülke çok kötüye gidiyor. Bu ülkenin kötü gidişinde elimizi taşın altına koymayacaksak siyaset yapmayalım. Ben belediye başkanının şanında şöhretinde değilim. Klasik bir belediye başkanı değilim. Göreve gelirken ‘beni içki masalarında, balık sofralarında görmeyeceksiniz’ dedim. Ve içki masalarında değilim. Ben kenti yönetilmesi gerektiği yerde yönetiyorum. Sokakta, evde, belediyede… Bunları göze alarak geldim. Belediye başkanlığının avantajlarını yaşamak için değil belediye başkanının yapması gereken yükümlülükleri yapmak için göreve geldim. Günde 16 saat çalışıyorum. Oturuyorum, evine gidiyorum vatandaşı dinliyorum. Sokakta yürüyen her 10 kişiden 7’sinin oyunu aldıysam bunları yaparak aldım” diye konuştu.
 
CUMHURİYET’İ KURANLARLA AYNI DÜŞÜNÜYORUM
Kadın ve gençlik faaliyetlerinin en dikkat çektiği ilçelerin başında gelen Balçova’da belediye faaliyetlerinde özellikle kadın ve gençlere yer verdiğini ifade eden Çalkaya, ‘neden kadın’ sorusunu yanıtladı. Çalkaya, “Benden önce belediye başkanları ilçeye katkılar koydu. Ekibimle birlikte yıldır çalışıyorum. 1980’den önce belediye sosyal alanlardan çıktı. Devlet birçok önemli etkinliği bıraktı. Eğitim, güvenlik ve sağlık konusuna önem verdim. Belediyeciliğimim temel çıkış noktasında örgütlenmeyi de kadın ve gençlere bıraktım. Belediye zaten yol, su, kaldırım yapmak zorundadır. Yakın çağı iyi tanıyorum. Siyaset yapacaksanız yakın çağı iyi incelemelisiniz. Cumhuriyet’i kuranlar da kadınları ön plana tuttu. Anadolu’da kadınlar çok etkindi. Osmanlı savaşırken geride kadınlarımız sistemi yürüttü. Toprağı işleyen, çocuğu büyüten, askere yetiştiren, coğrafyayı yöneten kadındır. Kadın Cumhuriyet’ten sonra daha da önem kazandı. Aydınlanma devrimini yapanlar ‘biz onlar sayesinde bu duruma geldik’ dediler. Türk kadını Cumhuriyet’in mihenk taşıdır. Dün, kadına önem verenler, Cumhuriyet’i kuranlarla karşı devrimin mücadelesi sürdü. Bugün halen daha devam ediyor.  Karşı devrim da kadınla başladı. Kadın obje oldu. Giyinmesine karıştı, çocuk sayısını belirledi.  Kadınlarımızı, genç kızlarımızı evlere hapsetmeye çalışıyorlar. Ona misyonlar verildi. Yemek yap, kocana bak, çamaşır yıka denildi. Ben de o gün nasıl bir ruhla kadına önem verilmişse ben de aynı önemi verdim. Kadın Balçova’da yaşamın içinde, alanda, nesiller yetiştiriyor. Bugün 5-6 bin kadın ile hareket ediyoruz. En küçük etkinlikte en ön safta kadınlar ve gençler yer alıyor. Bunlar devam edecek. Uzun vadeli siyaseti seviyorum. Günlük, günübirlik konular üzerinden çalışmıyorum. Yapabildiğim en iyi işlerden birisini yapıyorum. Bir nesli koruyorum” dedi.  Çalkaya ayrıca, gençlere yönelik yapılan çalışmalar sonrasında madde bağımlılığı ve suça karışanların sayısının bittiğini söyledi.
 
YARIŞ ADİL OLSUN Kİ KEYİF ALAYIM
Balçova’da iki dönemdir belediye başkanlığı yaptığını üçüncü dönemi de istediğini söyleyen Çalkaya, hem aday adayı hem de belediye başkanı olduğunu ifade etti. Çalkaya, “Partim ‘Çalkaya seviliyorsun, oy oranı yüksek, sıkıntın yok’ derse aday olduğumda projelerimi açıkladım. Yoksa ‘hayır, yeter, 10 yıl yaptın’ derse aday arkadaşım için çalışmaları yürütürüm. Kendimden daha çok çalışırım. İl örgütümüz süreç başladığında ‘yarışta kimse kimseyi kırmasın, dökmesin’ dedi. Eğer bu işi söylendiği şekliyle götürürsek kendimiz de partimiz de yara almaz. Yoksa ‘beni ben ilgilendiriyor, parti önemli değil’ diyenler yanlış yapar. Parti de gereken cevabı verir. Ülke uçurumun kenarında. Gitti gidiyor. Bu aşamada birbirimizi yersek halka ihanet etmiş oluruz. Zaten tabanda halk her şeyi görüyor. Bu durumu Balçova halkı da yakından takip ediyor. Gerekeni yapar.  Bir siyasetçi ülkesinin ve yaşadığı yerin yakın çağını bilmek zorunda. Bunları iyi biliyorum. Kentin insanı ile karşı karşıya gelecek, kısır çekişmelerin içinde olmam. Günü geldiğinde adaylığım kesinleştiğinde projelerimizi açıklarız. Belediyenin yetkilerini kullanarak çalışma yapabilirim. Bütçeyi, araziyi, her şeyi biliyorum. Etik ve ahlaki olmaz. Yarışın adil olması lazım. Yarış adil olmalı ki yarıştan keyif alayım. Yarışa beş metre önde başlasam ve birinci gelsem kendimi kandırmış olurum. Bu adil bir yarış değil ki.  Benim ahlaki, etik, vicdani yapım güçlüdür” ifadelerini kullandı.