Başkan Engin’den Soyer mesajı: O’na nezaket ve saygı gösterilmeli!

EGEDESONSÖZ- Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in belediyecilik faaliyetleri ağırlıklı bir yönetim tarzı olduğunu ve bunu özenle sürdürdüğünü söyledi. Başkan Soyer’in örgütün işlerine karışmadığını anlatan Engin, bunun parti yönetimi tarafından avantaj olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

SONSÖZ TV’de Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Başkan Engin, “Bir kere siyaset bir meslek değil. Bunu parti örgütü açısından söylüyorum. Belediye başkanlığı artık bir meslek. Çünkü kanuni bir sorumluluğu var. Siyasetle uğraşmak bir meslek değildir” dedi.

Kendi il başkanlığı döneminde yönetiminde her kademeden ve kesimden insana yer verdiğini anlatan Başkan Engin, il yönetimi içinde süre geçtikçe, ihtiyaçlar oluştukça ortak bir aklın hakim olacağını söyledi.  Engin, “Bizim dönemimizde de ‘hiçbir sorun yoktu, her şey güzeldi’ demiyorum. Orada da aynı sorunların benzeri oluyordu ama sonrasında çözülürdü. Büyükşehir Belediye Başkanımız çok anlayışlı, uzlaşmacı. Böyle kompleksi olmayan biri. Otoriter de değil. İl başkanı ise genç bir hukukçu arkadaşımız. Sorumlulukları fazladır. O da artık tecrübelendi diye düşünüyorum, öyle görüyorum” diye konuştu.

TALİHSİZLİK!
Sorunların aşılacağına inandığını belirten Başkan Engin eksikler olsa bile il yönetiminin toparlayıcı olması gerektiğini dile getirdi. Engin, “Geçtiğimiz hafta basına kapalı toplantıda yaşandığı söylenen şeyler oldu mu bilmiyorum. Olmuşsa, talihsizlik. Tunç Soyer koskoca şehrin Büyükşehir Belediye Başkanıdır. CHP’nin de başkanı değil, bütün şehrin belediye başkanıdır. O’na asgari nezaketin, saygının, desteğin gösterilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

BELEDİYE İLE ÖRGÜT BİRBİRİNDEN AYRILMALI
Başkan Engin il başkanı olduğu dönemde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Aziz Kocoğlu ile üç yıl çalıştığını anlatırken, “Kesinlikle belediye işleriyle ilgili en ufak imada bile bulunarak müdahale etmedim. Çünkü ben partinin başkanıyım. Orası bir kamu kurumu. Kimi işe alır, hangi projeyi yapar kendisi bilir. Sadece bir görüş sorulduğunda veya kentin genelini ilgilendiren konularda önerilerde bulunursun. Belediye yönetimiyle il, ilçe yönetimlerinin tamamen birbirinden ayrılması lazım. Deniz Yücel de Büyükşehir Belediyesi’ne karışmıyor. Tunç Başkanın da örgütle iletişimi nasıl? 30 ilçe var, günün 24 saatini zaten icraatla, belediyenin sorunlarıyla ilgilenerek geçiriyor” dedi.

BİZİM ÖZLEDİĞİMİZ ŞEYDİ
Engin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in Seferihisar’dayken de parti örgütüne müdahale etmediğini söyledi. Kendisinin il başkanı olduğu dönemde bunu yaşadığını anlatan Engin, “Seferihisar’dayken de böyle çok parti işine, kongrelere, delegelere müdahale etmezdi. Ben o zamanlar il başkanıydım. ‘Gelip kongrelere katılayım, delege yazayım, delege olayım’ gibi bir şeyi yoktu. Kendisi kurultay delegesi bile olmazdı. Bu kötü bir şey değil. Evet partili, partili olmaktan gurur duyuyor. Bu bir avantaj. Aksi durum olursa partiyle çatışma da doğurabiliyor. Siz o gücünüzle... Diyelim 50 bin çalışanınız var, 10 milyar bütçeniz var, kentin en büyük otoritesi sizsiniz gelip mahalle, kongre delegeliğine müdahale edebilir ama etmemek avantaj.  Çıkıp “Niye karışmıyor” demekten ziyade “İyi ki karışmıyor” demek lazım. Bu konuda eleştirenler var; ‘siyasete neden karışmıyor’ diye. Daha iyi bir şey bu. Bizim özlediğimiz bir şey. Ben de Narlıdere’de 2,5 yıldır belediye başkanıyım, kesinlikle ilçe başkanı, yönetim, gençlik, kadın faaliyetlerine, üye yazımına kesinlikle ima bile etmemişimdir. O açıdan uyumlu bir durumumuz var. Partinin başkanı ve yöneticilerin işleri ayrı. Partiyi örgütlemesi lazım. CHP’li belediye başkanları olarak yaptığımız bu önemli hizmetleri yüzlerce üyesi olan bir partinin vatandaşa anlatması lazım. Belediye başkanlarını rakip görüp çatışma olmaması lazım. Zaten sorun da böyle yerlerden çıkıyor. O açıdan diyorum, adaylık tartışmasını şimdi yaşarsak çatışma da olabiliyor. Günü geldiğinde parti buna zaman ayırıyor zaten. Parti 6 ay kala zaten bunları yapıyor, o zaman kaçınılmaz olarak uğraşacağız ama şimdiden parti yöneticileri 5 yıl önceden bazı arkadaşlar bunu konuşuyor. Dur adam daha yeni seçildi. Öyle bakmak lazım” diye konuştu.

OY VERENLER HİZMET BEKLİYOR
Başkan Engin şunları söyledi: “Bunun aksi sağlıklı bir işleyiş değil. Bizim görevimiz ille büyükşehir arasını varsa bir sorun onu çözmek, körüklemek değil. İkisi de saygın insanlar. Aralarında önemli bir sorun da yok, görevleri de ayrı. Biri parti örgütünü derleyip toparlayacak, belediyenin hizmetlerini topluma anlatacak. Biz de işimize bakacağız. Herkes işini iyi yaparsa bir sıkıntı çıkmaz ve ben işlerin iyi gittiğine inanıyorum. İnanarak söylüyorum; hem büyükşehir belediye başkanımız hem de il başkanımız görevlerini hakkıyla yaptığına inanıyorum.

Tunç Soyer, 450 otobüsü 1,5 yılda insanların hizmetine sundu ve bu tarihi bir şey. Bunu anlatmamız lazım. Bugün olmasa bile gelecekte toplumun yüzde 70-80’i toplu ulaşımı kullanacak. Bu insanlara o güzel hizmetleri sunacağız ki ‘iyi ki oyumu CHP’ye verdim’ desinler. Bir parti böyle yükselecek. Vatandaş artık icracı partilere oy verir. Öyle ideolojik, dinsel, kutuplaştırıcı partilere oy vermiyor. Kendi içinde kavga edenler bugün vatandaşın umurunda mı, il yönetimi 10 tane adam işe almış veya almamış. Bize oy verenler hizmet bekliyor. İktidara geldiğimizde bugün yapacağımız hizmetler bir referans olacak. Yoksa parti Atatürk’ün partisi, gurur duyuyoruz. Bizim bugün Atatürk’e de seçmenimize de layık olmamız lazım. Seçilen insanların sorumlulukları var. “Hükümet yapmadı, param yoktu, parti beni bırakmıyor, ilçe başkanı böyle” gibi bahanelere sığınamayız. Hizmet, hizmet, hizmet. Gaziantep’te 3 günlük belediye başkanları toplantısına katıldık. İnanın belde başkanından, ilçesinden büyükşehirine kadar hepsinde motivasyon var. Müthiş projeler var. Dayanışma içindeyiz. Bunu genel merkezimiz çok iyi koordine ediyor ve bizi denetliyor. Bizden seçim bildirgemizi istediler. Ne vaat ettiniz, neler yaptınız diye. Yaptıysan parti başarılı buluyor, yapmadıysan başarısız buluyor. Şunu ifade edebilirim, vaat ettiklerimizin neredeyse çoğunu ya bitirdik ya da inşaat aşamasında. Vaat ettiklerimizin iki katı iş yapmış olacağız görev süremiz boyunca…”