ERKAN İYİGÜNGÖR/EGEDESONSÖZ - TARİŞ Pamuk Birliği, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ne (İAOSB) sattıkları 400 bin metrekarelik Çiğli İplik Fabrikası’ndan 'haksız rant elde edildiği' iddiasıyla, satışın iptali için dava açan Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği Yönetim Kurulu ve birliğe bağlı 44 kooperatifin başkanları Tarihi Havagazı Fabrikası’nda toplanarak, tepkilerini dile getirdi. Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği Başkanı Beliğ Azbazdar, toplantıda adeta İzmir OSB Başkanı Hilmi Uğurtaş’a ateş püskürdü. Kendilerinin zor durumda olmasından yararlanıldığını ifade eden Azbazdar, “40 bin ailenin hakkını yedirtmem, o ailelerin vicdanı herkesi rahatsız eder” dedi.
Tariş'ten AOSB'ye haksız rant davası haberi için tıklayınız
Uğurtaş: Tariş arazinin nasıl kullanılacağını biliyordu haberi için tıklayınız
"Burayı 'böldürmem, parselletmem' şeklinde, kanunların da kendilerine verdiği yetkiyi kullanarak bizi adeta sıkıştırdılar” ifadesini kullanan Azbazdar, “Böylesine önemli bir yeri lüpletmek lazım dediler. Lüpletmeyiz. Nisan ayında araziyi almaya karar verdiler, eylüle kadar süründürdüler. Tariş, bu tarihler arasında 4 trilyon fazladan faiz ödedi. Bu mu etik anlayışı. Niye bu davayı açtın dedi sonra. Açacağım tabi. Tabi ki gazeteye vereceğiz. En büyük AVM yapacağız oraya dediler dedi. Sen öyle dersen Tariş ortağı yakanı bırakmaz. Legal yollarla bu işi halledeceğiz. Tüm kooperatifler burada. Çiftçinin canı yanıyor” diye konuştu.
TARİH BİZDEN HESAP SORAR
Azbazdar, arazinin tapu devrinden önce bir firmanın 90 milyon TL teklif verdiğini fakat, araziyi 73 milyon 250’ye İzmir AOSB’ye verdiklerini söyleyerek şöyle devam etti: “Biz organize dışındayken yönetim ne hikmetse 2003-2004’de alıyor organizeye sokuyor bizi. Tapuya anayasa’ya aykırı satamazsın, devredemezsin kimseye diye bu şerhi cüret edip koyuyor. Ama o 40 bin ailenin vicdanı herkesi rahatsız eder. Özel şahıslar da bölmek istiyormuş. Kardeşim onlar senden almış. Organize de 400 bin metrekare var mı? Deniz kenarında bir sürü boş yeri var. 600 bin ile 900 bin metrekare arasında. Neden onları avm yapmıyor. Organizenin göz bebeği. 40 bin aile hain mi? Buradaki rant ailelere verilmezse sanayici rahat uyuyacak mı? Biz üretmezsek gitsin ABD malı kullansın. 44 ortağa şirin göstermek için yalakalık yapıyor dedi böyle bir lüksümüz yok bizim. 40 bin kişinin hakkını aramazsam tarih de, ortaklarım da hesap sorar. 40 bin kişinin ailenin, 7 ilde örgütlenmiş bir birliği hangi güç yok sayar” dedi.
OSB YOKKEN TARİŞ VARDI
Azbazdar şöyle devam etti: 6 yönetici arkadaşımla beraber 2011 Şubat’ta ziyarete gittik. İAOSB yönetimini ziyaret ettik. “Başkan bizi bölün” dedik. 76’ncı madde. Ben de biliyorum kanunun ne olduğunu. 400 bin metrekare diye bir parsel var mı? Türk çiftçisinin işletme büyüklüğü ortalama 60 dönüm. Organize olmadan Tariş vardı orada. O organizeyi ayağa kaldıran, o organizenin oraya kurulmasına sebep olan Tariş İplik Fabrikası’dır. Sene 1970. 300 bin metrekare arazide faaliyetini sürdürürken organizenin o su yoktu orda. Parsel sıkıntısı. 90 bin metrekare Tariş lütfetti. İhtiyacı olmadığı, hiçbirin kullanmayacağı halde organizeden yer satın aldı. Demek ki Tariş vatana ihanet etti” diye konuştu.
MAHKEMEDE KONUŞUN!
Azbazdar, haklarını almak zorunda olduklarını belirterek tepkisini dile getirmeye devam etti. Azbazdar mevcut arazi için daha çok fiyat veren firmaların da olduğunu ekledi: “Biz onlara “yorgunuz, yorgunu yokuşa sürmeyin” dedik. Burası normal bir şirket değil. Burası kamu. Halka malolmuş, binlerce insana, on binlerce aileye hitap eden bir kurum burası. Biz hakkımızı arıyoruz ve alacağız. Almak da zorundayız. Tarih de hesap sorar bizden. Torunlarımıza, onların torunlarına bırakacağız. Ne hakla arsanın gelirini OSB’nin vakfına aktarıyorsun. Vatandaş olarak merak ediyorum. Merak ediyorum vakfın ortaklarını. Sanayici dışında birileri var mı? Sözün özü biz yasal olan, ekonomik sıkıntılar ortamımızdan yararlanmış bir kurumdan, şirketten, şahıstan, hiç fark etmez karşılıklı hakkımızı soruyoruz. Kafasına silah mı dayadık? Diyor. 20 trilyondan mı faiz ödeseydim. Daha 100 milyon veren var sözlü olarak. Teklif edenlerin. Teklif edenlere bizzat diyeceğim. Ne teklif ettiyseniz gelin mahkemede konuşun” ifadesini kullandı.
KANUN ŞART!
Göreve geldikleri 2009 yılında Birlik’in kötü bir tablo içinde olduğunu, aldıkları tasarruf tedbirleri ve gayrimenkul satışlarıyla bu borçları önemli ölçüde azalttıklarını anlatan Azbazdar birliğin mevcut durumunu da şöyle anlattı : “Göreve geldiğimizde çok kötü bir tablo içinde. O gün çok sıkıntıları vardı. Ateşten gömlek giydik. Yaptığımız mücadele, aldığımız tasarruf tedbirleri ile Tariş sürdürülebilir bir hale geldi. Doğaldır ki bazı gayrimenkulleri satmak mecburiyetindeydik. O günkü genel kurulda da bu yetkiyi aldık. Borçlarımızın çok önemli bir kısmını ödedik. Biz göreve geldiğimiz gün acil ödenmesi gereken kredi borçları 221 trilyondu. Biz dönemi kapattığımızda 238 trilyon lira borç ödedik. Bunun içinde 40 trilyon lirası kıdem ve ihbar tazminatıydı. 4’ü eski, 36’sı bizim dönemimizde doğmuş olanlardı. Bu 238 trilyona karşılık sattığımız gayrimenkul toplamı Çiğli iplik arazisi dahil 107 trilyon. Yani aradaki farkı tasarruflarımızla ve işletmeciliğe önem vererek ödedik. Şu anda bir büyük bankaya borcumuz kaldı. O da önümüzdeki ay kapanacak.
Kahramanlar’daki yerimizin sözleşmesini duydunuz. Yıkılan binada da afişleri asılmıştı. Firma ödemeyi önümüzdeki ay gerçekleştirecek. Geriye 2 yıl daha vadesi olan Aydın Hamyağ Tesisleri’nin yatırım borçları kalıyor. Bunun toplamı da en fazla 7-8 trilyon. Bunları da 2 yılda rahatlıkla öderiz. Geriye DFİF borcumuz kalıyor. Bunun ana parası 50-60 milyonlarda olmasına rağmen her sene yazılan faizler sonucunda şu anda 200-300 trilyonları buldu. Yeni bakanlık oluşumlarından sonra bağlı olduğumuz bakanımız belli oldu. Hayati Yazıcı’ya dosya sunarak Tariş Pamuk Birliği’nin aldığı tasarruf tedbirleri ve işletmede meydana gelen gelişmeleri ve talepleri net bir şekilde ortaya koyduk. Devletin şımarık çocuğu olmaktan sıkıldık ama siz gelin bunu bir kere daha affedin silin. Yalnız yeni bir kanun şart.”