Işıl ÖZTÜRK/EGEDESONSÖZ - Hukukçu Bedriye Kurtuluş Türk, “66 ayını tamamlayan tüm çocukların kayıt işlemleri yapılacaktır” kısmının yürütmesinin durdurulmasının gerektiğini savunarak “Bu davayı bir Avukat olarak değil, bir anne olarak talep ediyorum. Henüz 5,5 yaşında olan kızım anaokuluna gitmeden İlkokul 1. sınıfa gitme tehlikesi ile karşı karşıya. Kızımdan 26 gün sonra doğanlar için bu tercih meselesi iken bizim için zorunluluk. Kızımın, bu süreçte yaşayacağı fiziki ve psikolojik travmadan en fazla etkilenecek kişi benim. İptalini istediğim işlem kısmı, şu an bile hayatımı son derece olumsuz etkiliyor” dedi.
Türk, konunun siyasi yönden değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek yasanın sadece ilgili maddesinden duyduğu birinci derecede sıkıntıdan dolayı dava açtığını dile getirdi.
ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI
Avukat Bedriye Kurtuluş Türk, Danıştay’a Milli Eğitim Bakanlığı’nı dava ettiği dilekçesinde kızının 4 Mart 2007 doğumlu olduğunu, on iki yıllık eğitime yönelik uygulamalar genelgesinde “Okula başlama yaşı” ile ilgili kısmının iptalini istedi. Avukat Türk, dilekçesinde şu cümlelere yer verdi: Genelge yayımlanmadan önceki dönemde, 2006 yılında doğan çocuklar 2011-2012 eğitim ve öğretim yılında anasınıfına devam etmişlerdir. Söz konusu yeni düzenleme ile sadece 2007 yılının ilk 3 ayında doğan çocuklar mağdur olmuştur. Çocuğu 4 Mart 2007 doğumlu bir anne olarak, 1 Ocak 2007 ile 31 Mart 2007 tarihlerinde kayıt edilmelerinin, buna karşılık 1 Nisan 2007 tarihinden sonra doğanların, velisinin tercihi ile ana sınıfına kaydedilmesinin, Anayasa’nın 10. maddesindeki ‘Eşitlik ilkesine’, Milli Eğitim Bakanlığı İlk Öğretim kurumları Yönetmeliği 6/f maddesinde belirtilen “İlköğretim kurumlarında herkese imkan ve fırsat eşitliği sağlanır” düzenlemesine, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair sözleşmenin 28. maddesinde belirtilen fırsat eşitliği düzenlemesine aykırı bulunması, işlemin Normlar Hiyerarşisine, hukuka ve hakkaniyete uygun olmaması sebebiyle, gerek kızım, gerekse aynı yaş grubunda ve ilköğretime başlamak zorunda olan diğer çocuklar için, genelgenin dava konusu işlemle ilgili maddesinin iptali yönünde dava açma zorunluluğu doğmuştur”.
ZARARI ÇOK
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yıllardır okul öncesi eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve çocukların mutlak suretle ana sınıfına giderek okula hazırlanması yönünde çalışmalar yaptığına değinen Avukat Bedriye Türk, 2007 yılının ilk 3 ayında doğan, hiç kreşe gitmeyen ve bu yıl devlet okulunun ana sınıfına gitme umudu taşıyan çocukların doğrudan doğruya ilköğretim birinci sınıfa başlamasının çocuk üzerinde telafisi güç ve imkansız zararların ortaya çıkmasına sebep olacağına dikkat çekti.
BÜYÜK SORUMLULUK YÜKLENECEK
Avukat Türk, kendi kızı gibi birçok çocuğun mağduriyetinin ve eşitsizlik durumunun ortaya çıkacağını ifade ederek, şöyle devam etti: “El kasları henüz gelişmemiş okul ortamını tanımayan, okulda yapılan etkinliklerden habersiz olan çocuklar ana sınıfı ile bu eksikliğini giderecekken, birdenbire ilköğretime başlayarak büyük bir sorumluluğa itilmiş olacaklar. 26 gün farkla kızımın ilköğretime başlayacak olması BM Çocuk Haklarına dair sözleşmenin 28. maddesine de aykırılık teşkil edecek. Çocuğumun fiziki ve psikolojik travmalarından en çok etkilenecek kişi de anne olarak benim”.