İzmir Barosu'ndan Prof. Pekünlü'ye destek paneli

İZMİR - İzmir Barosu'nun ev sahipliğinde düzenlenen panelin yöneticiliğini Av. İrfan Koçana yaparken, Sabih Kanadoğlu, Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Pekünlü'nün Avukatı Murat Fatih Ülkü de konuşmacı olarak katıldı.

"BU DAVA SADECE PEKÜNLÜ'NÜN DEĞİL; LAİKLİK İLKESİNİN, GELECEĞİMİZİN HAPSEDİLMESİDİR."
Panel, Av. Murat Fatih Ülkü'nün davanın hukuki süreci hakkında bilgi vermesiyle başladı. Ülkü “Hukuki güvenlik içinde tereddüt ederek yaşamamızı isteyen bir baskı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu dava sadece Rennan Pekünlü'nün değil; laiklik ilkesinin, geleceğimizin hapsedilmesidir. Rennan Pekünlü dosyası üzerinden laiklik ilkesi aşındırılmaya çalışılıyor. Ancak biz mücadeleden vazgeçmezsek baskı düzeni kurmaya çalışanları hayal kırıklığına uğratacağımıza eminim” dedi.



"SİYASİ İKTİDARI ELEŞTİRMEK KOLAY AMA YARGININ ŞAPKASINI ÖNÜNÜ KOYUP DÜŞÜNMESİ GEREKIR."
Avukat Murat Fatih Ülkü’nün ardından Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, söz aldı. "Anayasa mahkemesi hukukun üstünlüğünü, anayasal sistemi var etmek için kurulmuş, 2. Dünya Savaşı’nın yaşattığı dönemin ardından hukuk sistemine giren ve benimsenen bir mahkemedir. Hukukun üstünlüğünü devam ettirmek için anayasa mahkemesi var. İktidar partisine karşı dava açıldığında, Anayasa Mahkemesi yasalara aykırı olduğuna, cumhuriyete aykırı olduğuna karar veriyor. Bir cumhuriyette hükümetinin olmazsa olmaz taşıyacağı ilkelerden birisi olan laik olmayan bir partiye laik hükümet görevini yüklüyorsunuz.Demokratik olmayan bir hükümete, demokratik bir hükümet görevi veriyorsunuz. O hükümet ne yapıyor bu yetkilerini kullanmaya devam ediyor. Anayasaya mahkemesi kendi kararında, demokrasi dışı olduğunu söylüyor. Böyle bir durumda iktidar gücü o siyasi partinin elinde olursa böyle sıkıntılar ortaya çıkar. Siyasi iktidarı eleştirmek kolay ama yargının şapkasını önünü koyup düşünmesi gerekir. Burada yargının, hükümetin iktidarının kontrolü altına girdiğinin bariz bir tespitidir. Yargı, bedel ödemekten uzak durmuştur. Yargı dik durabilmeliydi, bunu göstermeliydi” diyerek Prof. Dr. Rennan Pekünlü’nün, yargılama sürecinde yapılan uygulamaların, açıkça suç olduğunu, bunun hukukla açıklanacak bir durum olmadığını vurguladı.



"TÜRKİYE'NİN ADAM GİBİ AYDINI AZ, KENDİSİNE VE BİLİME SAYGISI OLMAYAN BİLİM ADAMI ÇOKTUR."
Panelde en son sözü ise, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu aldı. Kanadoğlu, “Türkiye’nin adam gibi aydını az, kendisine ve bilime saygısı olmayan bilim adamı çoktur. Eğer bu toplumda Pekünlü’nün başına gelen olay bir aydın karşı koymasıyla karşılaşsaydı bu noktaya gelmezdi” diyerek söze başladı. “Bilim adamı dediğimiz YÖK yönetimi, Anayasa Mahkemesi kararlarının bir kararnameyle yok sayılacağına inandırılmışsa, bunları yasalara ters olarak mahkemelere bildirmişse bu ülkede daha çok Rennan Pekünlü çıkar. Bu olayların ortaya çıkmaması için aydınlar gerekir, üniversiteler gerekir, bilim adamları gerekir” diyen Kanadoğlu bu mücadeleden vazgeçmememiz gerektiğini de belirtti.
Sabih Kanadoğlu "Türkiye bugün ne hukuk devleti ne de kanun devletidir. Türkiye bugün polis devletidir." diyerek konuşmasını bitirdi.
İzmirlilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşen panele ayrıca CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Rennan Pekünlü'nün eşi Belma Pekünlü ve çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.