65 yaş üstü ve 20 yaş altı için çağrı: Devlet, psikolojik destek sağlamalı

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - Pandemi ile mücadele kapsamında alınan kısıtlama kararları ve getirilen yasaklar, en çok 65 yaş üstü ve 20 yaş altı insanları olumsuz etkilemeye devam ediyor. Psikiyatrist Dr. Haluk Sunday Ataman, bu yaş gruplarına mensup kişilerin, söz konusu yasak ve kısıtlamalardan çeşitli şekillerde etkilendiğini belirterek, "Herkesin şahsi direnci farklı. Şunu söyleyebilirim ki, büyük bir kesim, bu kısıtlamalardan, yasaklardan olumsuz etkileniyor" dedi.

KORONA KORKUSUYLA DİKEN ÜSTÜNDE YAŞIYORLAR
65 yaş üstü kişilerin hastalık korkusunun daha fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Ataman, "Büyüklerimiz, bir yandan evde hapis hayatı yaşamanın sıkıntısını çekerken, diğer yandan da korona korkusunu yenmeye çalışıyor. Takıntı boyutunda ellerini sürekli yıkıyor, sürekli dezenfektan kullanıyor, koronaya yakalanma korkusuyla diken üstünde yaşıyor. Büyüklerin yaşadığı bu korku, dışarıdaki eylemlerle, yani dışarıya çıkabilen kesimin sorumlu hareket tarzıyla desteklenmeli. Eğer bizler sorumlu davranırsak, bu illetten daha çabuk kurtuluruz, büyüklerimizin de evlerinden çıkmaları mümkün olur" ifadesini kullandı. Bazı büyüklerin, "Ben sapasağlam adamım, benim dışarı çıkmam neden engelleniyor?" diye söylendiğine vurgu yapan Dr. Ataman, "Bu kararlar, 65 yaş üstü kesimin korunmasını amaçlıyor. Fakat 65 yaş üstünün yaşadığı ikilem, onların ruh sağlığını bozuyor" diye konuştu.

KRONİK HASTALIĞI OLANLARIN RUH HALİ DAHA KÖTÜ
20 yaş altı gençlerin, enerji olarak evde tutulmasının zorluğuna değinen Psikiyatrist Dr. Haluk Sundan Ataman, bu konuda şunları söyledi:

"Onların eğitimleri aksıyor, sosyal etkinlikleri azalıyor. İster istemez evde internet bağımlısı oluyorlar, internet üzerinden eğlenip vakit geçiriyorlar. Eve kapanmak, 65 yaş üstünü de, 20 yaş altını da panik atağa ve depresyona sürüklüyor. Endişeler ve korkular, tavan yapıyor. Hele eve kapatılan insanların kronik hastalığı varda, o korkular daha da büyük boyutlara ulaşıyor. Sosyal psikolojik açıdan bu konuya bakarsak, eve psikolog desteği lazım. İsveç'te olduğu gibi, eve kapatılan vatandaşın kapısı çalınacak, bire bir psikolojik destek verilecek. Fakat burası Türkiye... Keşke bunu yapabilsek. Aile içinde bu sorun, torunlar geliyor, çocuklar geliyor, onların gelişiyle yaşanan mutlulukla aşılmaya çalışıyor ama tabii ki yeterli olmuyor. Yasaklar, kısıtlamalar nedeniyle evde kalmak zorunda olan vatandaşlarımıza tavsiyem, yaşam aktivitelerini, mevcut şartların olumsuzluğuna rağmen devam ettirmeleri yönünde. Ayrıca koruyucu amaçlı olarak antidepresan kullanmaları gerekebilir."