Yorulduk… Hem de pek çok yorulduk...

Aklımıza gelmeyenlerin başımıza geldiği…

“Yok artık, bu kadarı da olmaz” dediğimiz ne varsa… Bir bir gerçek olduğu…

Enleri yaşadığımız bu dönem… Bu devrin insanları için gerçekten zor bir imtihanmış…

Daha iki üç yıl öncesine kadar tanımadığımız, adını dahi bilmediğimiz…

Tüm dünyayı kasıp kavuran o pandemi illetinin alıp götürdüğü…

O canımızdan çok sevdiklerimizden.. Günlük masum heyecanlarımızdan…

Küçük mutluluklarımızdan ve coşkulu sevinçlerimizden ibaret değilmiş tüm kaybettiklerimiz…

Biz bütünü kaybetmişiz… Biz… Çocuklarımızın geleceğini kaybetmişiz bir bir…

O enflasyon canavarının en acımasız, en riyakar, en şarlatan yüzü, 

Elimizde avucumuzda ne kaldıysa alıp götürürken…

Para ile iman kimdedir bilinmez sözünün gerçek hayattaki karşılığı ile tanışmışız.

Yerelden ulusala, ulusaldan uluslararası siyaset sahnesinde rol alanların…

Rol icabı yarattıkları problemlerin nasıl çözüleceğine dair kafa yormaya çalışırken…

Yeşil vatan dediğimiz… Küle dönen, talan edilen ormanlarımızın ateşi ile yanmışız…

Hes’lere teslim edilen kekik kokulu yaylalarımız için ağlamışız…

Hep birlikte direnelim demişiz… Direnmişiz…

Bir ağaca dahi kıyamayan çevre gönüllülerinin sorgulanmasına /yargılanmasına şaşarken

Bilememişiz ki… Beterin de beteri varmış…

Ve biz beterin beterini yaşar olmuşuz… Bilememişiz…

***

ATA’mın “Cahilliğe karşı yapılan savaş en büyük savaştır” sözü ile bitirdiğim…

“Ne garip bir tecellidir ki” başlıklı yazıma konu olan…

Brezilya donanmasına ait asbest yüklü, emekliye ayrılmış bir savaş uçak gemisi…

İzmir Aliağa’da bulunan gemi söküm tesislerinde geri dönüştürülmek üzere…

Rio De Janerio Limanından yola çıkmış geliyormuş…

İzmir’de, Aliağa’da büyük üzüntüye yol açan, zehir yüklü ölüm gemisi ile ilgili…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ve İzmir halkının…

Ve de… Sivil toplum kuruluşları ile basının tek yürek olarak birleştiği mitinglerde…

Hep birlikte, tek bir ağızdan… 

“Geldikleri gibi giderler… İzmir, dünyanın çöplüğü değildir” diyorlardı.

***

Asbestli gemi ile ilgili bu haykırışları… 

İyi Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, asbestli ölüm gemisi ile ilgili bu haykırışları…  

Ülkenin şah damarının attığı yer olan yüce meclisin gündemine taşırken…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yönelttiği şu sözlerle…

Bir soru önergesi veriyordu…

“Söz konusu geminin İzmir Aliağa’da yapılması planlanan sökümünün etkilerinin çok tehlikeli boyutta olacağı açıktır. Bu işlem yapıldığı takdirde gemideki asbest ve diğer tüm kimyasal maddelerin sadece kansere yol açmakla kalmayacağı, aynı zamanda İzmir’in ekolojisine de büyük zararlar vereceği özellikle İzmirli akademisyenler, meslek odaları, tıp doktorları, işçi ve çevre örgütleri tarafından vurgulanmaktadır. Çocuklarımızın ve İzmir’in geleceğinin adeta kumar masasına sürülmesine izin veremeyiz. Derhal bu karardan vazgeçilmelidir.” 

***

Ve…

Uluslararası platformlarda incelenip, üzerine düşünülen ve görüş bildirilen…

Ege’nin, İzmir’in ve Aliağa’nın kaderini tayin eden bu ölüm gemisi ile ilgili…

Fransa’da Asbestin Yasaklanması Ağı ile halk ve işçi sağlığı dernekleri avukatları tarafından… 

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a gönderilen…

1 Ağustos 2022 tarihli uyarı mektubunda… Brezilya’nın hukuka uymadığı belirtilerek…

Fransız Devleti tarafından satılan bu geminin, satışı sırasında imzalanan antlaşmaya göre…

Fransa’nın kabulünün dışında başka bir söküm projesinin yapılmayacağı hatırlatılıyordu…

Sözü edilen uyarı mektubunda… Bu konuda haftalardır gerekli uyarıların yapıldığından

Ve…

Basel Sözleşmesi ile İzmir Sözleşmesi protokolünün ihlal edildiğinden bahsediliyordu. 

***

Ve de… Ege’de SonSöz sayfalarında….

Ölüm gemisinin yarattığı endişe ile ilgili kaleme aldıkları yazılarının satır aralarında…

“Bi’yol bulamasak bile… Efendice bi’yol açmak biz İzmirlilere has olaydır…” diyen Mehmet Karabel…

Ve…

“Bu söküme karşı çıkmayana İzmirli demem” cümlesi ile son noktayı koyan Nedim Atilla…

“İzmirlilik şuuru ile davranmayı ve İzmirli olmayı” ne  güzel anlatmışlar…

Ben de umut ediyorum ki…

Her zaman diyalog yolunu tercih eden İzmirli duruşu ile…

Tüm dünyaya örnek olacak güçlü bir zincir oluşturarak…

Bu duruma “efendice bi’yol açmak”… Ve… “Ölüm gemisini” geldiği gibi geri yollamak için…

Bu millete…

Aklın  ve bilimin ışığından ayrılmadan, kendi kararlarını kendi verebilen bir iradi güç diliyorum.

Ne diyordu Rifat Ilgaz yıllar öncesinden?

“Yine de kesmiş değiliz umudu… Atomu darmadağın eden zekadan.” 

“Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiç bir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır.” M. Kemâl Atatürk