Mehmet KARABEL
Vicdanınız kurusun!
1 Eylül 2020 Salı

Yürekleri paralayan haber…

Her zaman olduğu gibi, yaz biterken…

İzmir’in dünyaca ünlü sayfiye kentinden geldi…

Belediyenin iddiasına göre…

Çeşme’deki bazı yazlıkçılar…

Vicdanlarının üstüne bir siyah örtü atıp…

Üç aylığına besledikleri köpekleri…

Üstelik çoğu yavru canları sokağa atıp, evlerine döndüler…

Vicdanları körelmişti ama…

Utanma duyguları hala canlıydı!

Beterin beterini yapmaya başladılar…

Bir yıl sonra…

Tekrar yazlığa gelecekleri için…

Komşularının tepkilerini çekmemek adına…

(Vidana bakın, vicdana…)

Köpeklerini ya Çeşme Otoyolu’na…

Ya da…

Evlerinden uzak noktalara bırakmaya başladılar…

Böylece…

O masum Can’ların üç ay boyunca alıştıkları evin...

Bi’ihtimal…

Koklaya koklaya “yolunu bulurlar” endişesiyle…

Geri dönmelerini engellediklerini düşünüyorlardı…

Gelgelelim…

Açlıktan-susuzluktan perişan olabileceklerini…

Ya da…

Bir otomobilin / kamyonun altında kalıp…

Can verebileceklerini…

Akıllarına hiç getirmiyorlardı…

***

Döneceğiz, “vicdanları kuruyanlar”ın bahsine…

***

Bizim güzel ülkemizde...

Sokak köpeklerinin sayısının dört milyon olduğu tahmin ediliyor…

Bu ne demektir?

Bir sıcak yuvası olmayan…

Kaldırımda…

Merdiven boşluğunda…

Issız parkların ağaç diplerinde…

Çöp tenekelerinden taşanları yiyerek yaşamak zorunda kalan…

Şefkate muhtaç…

Soğukta… Sıcakta… Karda… Yağmurda…

Bir kap suya…

Bir lokma ekmeğe muhtaç 4 milyon can demektir…

Hepsinden önemlisi…

Geçerken yanından…

Sizin gözlerinize acıklı acıklı bakıyorlar, demektir…

***

Sadece, İzmir’in merkezi ve 30 ilçesinde…

An itibarıyla, yine tahmini…

600 bin civarında sokak köpeği yaşamaya(!) çalışıyor…

(Buca’nın nüfusundan fazla…)

Dünya Sağlık Örgütü…

Bizim gibi(!) ülkeler için bir “kriter” koymuş, bu konuda…

Diyorlar ki:

Bir kentte yaşayan sokak köpeklerinin sayısı…

O kentin nüfusunun “onda biri” civarında olursa su kaldırır!

Oysa…

Fransa’nın başkenti 2 milyon 200 bin nüfuslu Paris’te…

Kentin nüfusundan daha fazla…

Köpek var ama…

Hiç birini tasmasız, başıboş, serseri mayın gibi…

Sokakta sağa/sola koşan saldırgan bir halde göremezsiniz…

Çünkü, hepsinin sahibi var…

İşte, o nedenle…

Paris’te çöp bidonlarından geceleri kedi filan fırlamıyor…

Sebebi, basit!

Avrupa’da “hayvan haklarını koruyan” yasalar çok güçlü…

Mesela…

Bir Fransız, “Ben, Nice’e tatile gidiyorum, küçük kızıma sevimli bir köpek yavrusu alayım… Birkaç ay onunla oynar, ben de başımı dinlerim… Sonra o yavruyu kiraladığımız evin bahçesine bırakırız…” filan diyemez…

Derse, soluğu mahkemede alır!

Çünkü…

(Burası önemli, dikkat!)

Fransa’da evcil hayvanı sokağa terk etmek…

İşkence suçuyla eş değer…

Ya 30 bin Euro’ya (250.000 TL.) kadar para cezası…

Ya da iki yıl hapis…

Beğenmediğimiz Hollanda var ya…

Sadece hayvanlara karşı işlenen suçlarla mücadele için…

250 kişilik polis ekibi yarattı, her kentte…

Yasanın gücüne bak…

İspanya’da evcil hayvanı…

Her altı saatte bir 20 dakika gezdirmek zorundasınız…

“Yapamam, vaktim yok” gibi…

Bir mazeretin arkasına sığınmaya kalkarsanız…

Köpeğiniz, doğru geldiği resmi barınağa…

En ağır cezalar İngiltere’de…

Hayvana şiddet 6 ay’dan başlıyor…

İlaveten 20 bin Sterlin (200 bin TL.) para cezası Allah’ın emri…

Bizde…

Af buyurun, köpeğe tecavüz eden ile patilerini kesen…

Mahkemeden elini kolunu sallayarak çıkıyor…

***

Can Dostları sevmek, büyütmek harika bir olay…

Evdeki çocukların gelişimine müthiş faydalı…

Ama biz n’apıyoruz?

Dilediğimiz PetShop’tan…

İstediğimiz yavruyu seçip evimize getiriyoruz…

Çişini / kakasını alıştırmak çoğumuza zor geldiği için…

Haydaaa, o yavru doğru balkona…

Sokaktan demir parmaklığın arkasına…

İyi de…

Köpek sevgisi dediğin, bu değil ki…

Böyle bir yöntemle…

Biz o sevimli can parçasını nasıl “can dost” yapabiliriz?

Senin kokuna alışmadan…

Senin elinden mama yemeden…

Seninle oynamadan…

Nasıl büyür, serpilir o yavru?

***

Dönelim başa…

Çeşme’deki “hayvanlar alemi”ni bile utandıran olay budur!

Çocuğuna “karne hediyesi” olarak aldığın…

Süpürge kulaklı, meşe gözlü Cocker yavrusunu…

İzmir’e dönerken…

Neden kılını bile kıpırdamadan…

Otoyol kenarına bırakıyorsun, biliyorum…

Bir canlıyı, beslemek, büyütmek sana zor geliyor…

“Eh, çocuklar da iki gün zırlar, sonra unutur” diyerek…

Aslında kendini avutuyorsun…

Merak ettiğim şu:

“Ya vicdanın sesi ne diyor; bi’dinle bakalım?”

***

Çeşme’deki bazı yazlıkçıların…

Vicdanları kanatan bu alışkanlıkları…

Önüne geçilmez “insanlık ayıbı” haline geldi…

Çeşme Belediyesi’ne kulak verirseniz…

Şu acıklı özeti yapıyorlar:

Ortalama her sene 300 ile 350 arasında köpek, tatil bitti diye evine dönenler tarafından sokağa terk ediliyor… Bu rakam her sene en az yüzde 10 artıyor…”

Üstelik o köpecikler’in çoğu cins…

Ya Golden ya Labrador…

Demek ki, durum pek acıklı…

Ah, vicdan! Hani, vicdan?

Nokta…

Sonsöz: “Sahipli hayvanları kayıt altına alamadığımız müddetçe sokak hayvanlarının nüfusunu kontrol altına alamayız! / Anonim…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
HASAN Erbay u 1 Eylül 2020 Salı 14:07

Sayın KARABEL teşekkürler Selçuk ta yaşıyorum ilçeye 14 km mesafede Yoncaköy yazlık yerleşiminde ufak bir yazlık evim var sizin tespit ettiğiniz gibi bu yazlıklara yazın kendi ve çocukları torunları hoş vakit geçirmesi kedi ve köpek besliyor sezon bittikten sonrasında çekip gidiyorlar bu hayvanlar elde bakıldığı için avlanma yetenekleride yok bu hayvanlar 18 seneden beri kış aylarında haftada üç gün yiyecek götürüyorum bu yiyecekleri restoran ve kasap balıkçılardan temin ederek götürüyorum bu konuda bir çok stk ve hayvan hakları derneklerine bildirdim en azından belki katkı yaparlar diye malesef hiç dönen olmadı çünkü emekli öğretmenim bu sene pandemi nedeniyle mart ayı başında yiyecek götürdüm bir daha mayıs ayına kadar götüremedim belli sayıda kediler de azalma var sanırım açlıktan kırıma uğramışlar bazı duyarlı insanlar mama bırakıyor ama yeterli değil bu uğurda Izmır bölgesinde emekli savcı Cengiz Taşdemir çok özverili şekilde çalışıyor gerçekten bütün hayvanlar için büyük kazanç sayın KARABEL bu konuda gerekli stk ve yerel yönetimlerin işbirliği içinde çalışmaları yapmasını diliyorum sadece basında gösteriş için haber yapıyorlar hayvanlar konuşamadığı için dertlerini izah edemiyor duyarlı insanların daha çok olması dileklerimle iyi ve beraber sağlıklı günler olması dileklerimle.

Yorumu oyla      4      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva