Ah; 500 bin İzmirli seçmenim ah!

Niye gitmedin sandığa?

Piknik mi önemliydi, sandık mı?

Neye kırıldın, gücendin?

Eminim…

Aranızda CHP’li de vardı, AK Partili de…

İYİ Parti’ye gönül veren de vardı, HDP’ye de…

Saadetli de vardı, DSP’li de Vatanlı da…

Niye gitmedin sandığa?

Hani, “Bir oy” bir oydu?

Mesela…

İzmir’in kalbi Konak’ta…

Her kayıtlı 100 seçmenden 20’si neden boşvermiş sandığı?

Buca gibi tarihi bir kentte…

365 bin seçmenden 70 bini neden oy kullanmadı?

Bornova gibi çok özel bir ilçede…

325 bin seçmenin 52 bini neden “boşver yav!” dedi?

İzmir’in doğduğu Bayraklı’da…

236 bin seçmenin 38 bini neden “Evde otururum daha iyi!”  dedi?

Karabarun gibi Cennet’e bakar mısın?

Topu topu 9 bin seçmeni var, onun da 1.250’si boykotta!

Bunca rakamlı ahret sorusundan sonra…

B’aferin lazım; o da Kınık ahalisine…

100 seçmenden sadece 7’si sandığın yanından geçmemiş!

Bravo!

***

Açalım mevzuyu hafiften…

Önce 500 bin İzmirli seçmenin büyük bölümü CHP’li…

Tahminim, 300 bin…

Sağlam bir 150 bin de AK Partili var…

Gerisini siz, bölüp çarpın…

Peki, neden “sandık” yerine “piknik”?

***

CHP’lilerden başlayalım…

Çoğu, “Nasıl olsa CHP kazanacak” dedi…

Bazıları, “Benim tek oyumla mı değişecek her şey?” dedi…

Beş yıldır belediye hizmetlerinden mutlu olmayanlar var…

Yoldaki çukurlar, evine dolan yağmur suyu ve daha niceleri…

Onlar, “Bi’çakayım CHP’ye görsün gününü!” dedi…

Bir kısım CHP’li ise…

İlçesine aday yapılan “profili” içine sindiremedi ve…

“Beceriksizlik tavan yapmış, niye oy atayım?” dedi…

Bi’garip durum daha var ki, o hepsinden fazla dikkate değer!

Seçim yaklaşırken…

Cumhurbaşkanı, “İzmir Körfez’i kokuyor!” dedi…

Aziz Kocaoğlu, “Ne münasebet kokmuyor; bu algı yönetimi” dedi…

Tunç Soyer, “Körfez kokuyor… Körfez’in dönemsel koku problemini çözeceğiz!” dedi…

Onlara bakan Nihat Zeybekci, pası aldı ve şöyle dedi:

“Şiimdi birbirlerinin tersini söylüyorlar; biri kokuyor, öteki kokmuyor diyor… Biri şehirde bu var diyor, diğeri hayır diyor…”

İzmir’in CHP’li seçmenin kafası karışır tabii…

Bi’de şey var…

Dilim varmıyor ama…

CHP’ye yıllardır oy veren bazı İzmirliler…

Bu kez, sandığa gitmeyecek kadar…

Bi’parça “konforundan ödün vermeyen” hale mi geldi?

Ne dersiniz?

***

AK Parti cephesinden sandığa gitmeyenlere bakalım…

Birinci sırada, “ekonomik sıkıntı” var…

Patates, soğan, patlıcan fiyatları bezdirdi İzmirli’yi…

İstanbul’daki “tanzim satış” kuyruklarını bi’gördü…

“Eyvah, benim de başıma gelebilir!” dedi, sandığı aforoz etti…

Bazı İzmirli MHP’liler…

AK Parti ile ittifakı içine sindiremedi… (Bakınız Foça sonuçları…)

Ya da, bunun tam tersi oldu…

Foça’daki AK Partililer…

MHP adayına oy vermemek için sandığa gitmedi…

O’nun yerine balık tutmak için denize açıldı!
Çünkü, 25 bin seçmeni olan avuç içi kadar Foça’da…

Sandığa gitmeyenlerin sayısı…

4 bin 500’den fazla; yani %19…

Garip değil mi?

Bi’de şu var…

Bazı İzmirli AK Partililer…

Başarılı bir performans sergileyen Nihat Zeybekci’yi…

Bir türlü kabullenemedi!

Her şeye rağmen…

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun’un…

“SonSöz TV”deki değerlendirmesine katılmamak elde değil:

“İzmir’de 31 Mart’ın kazananı Millet İttifakı’dır ama başarılı olanı da Cumhur İttifakı’dır… Çünkü 24 Haziran ile 31 Mart oyları karşılaştırıldığında, 30 ilçede ortalama 30 puan fark vardı... Son seçimde fark 16 puana düştü... İlçe başkanlıklarının sayısal dağılımı açısından Millet İttifakı daha başarılı görünüyor ama Cumhur İttifakı’nın oyu daha fazla artmış...”

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

İzmir’deki “Geçersiz Oy Tablosu” ile…

Aklınız alıyor mu?

İzmir’de kayıtlı seçmen sayısı ne kadar?

3 milyon 253 bin 745…

Kaç kişi lütfedip oy kullanmış?

2 milyon 735 bin 649…

Sandıktan çıkan “geçerli” oy sayısı ne kadar?

2 milyon 656 bin 834…

Pekiiiii…

Kaç kişinin oyu “geçersiz” kabul edilmiş?

Buraya dikkat lütfen!

Tam 79 bin kişi!

Bu ne demek?

Şu demek!

Sandığa gidip, kabine girip, perdeyi çeken…

Her 100 İzmirli’den üçü “arızalı” oy kullanmış!

Bu, pek kabullenilecek bi’şi değil!

Tek sebebi ise…

Yarım metrelik “çarşaf” gibi üç adet oy pusulasının…

Ve dahi…

Kibrit kutusu kadar “muhtar” oylarının…

Avuç içi kadar bir zarfa tıkıştırılmasına…

Mecbur bırakılmamızdandır…

Ayrıca…

Tercih mühründeki taze mürekkebin izi kurmadığı için…

Diğerlerine bulaşması sıkıntısı…

Daha büyük garabettir!

Yani…

Beceriksiz değiliz ama…

Beceriksiz gibi gösterilmeye de karşıyız!

Nokta…

Sonsöz: “Her seçim bir vazgeçiştir… / Jean Paul Sartre – Fransız yazar ve düşünür…”