Neşe ÖNEN
Nobranım, nobransınız, nobranlar!
28 Ocak 2022 Cuma

Hiç inkar etmeyelim. Duymazlıktan da gelmeyelim. Karşımızdaki ya da karşımıza aldığımız kişileri, doğru anlamadan ve empati yapmadan, aşırı sert tepki göstermek, kaba davranıp gönlünü kırmak hususunda, hepimiz, zaman zaman, mükemmel birer nobran olabiliyoruz. Siyasette de bu böyle, medyada da veya günlük diyaloglarımızda da...

Çoğu zaman, ağzımızdan çıkan lafların nereye gittiğini hesaplamadan, o kadar fütursuzca konuşabiliyoruz ki... Laf, bir kez ağızdan çıkmaya görsün, ok gibi fırlayıp, hedeftekini vurup, döküyor. Kalpler bir kez kırılmaya görsün, cam taneleri gibi, toplayıp yapıştıramıyorsun. Bilmeden ya da istemeden dahi olsa, üzüntü verdiğin kişi, seni affetse de, eski samimiyeti ve içtenliği bir daha yakalayamıyorsun. Kırılan bir tek gönül değil, karşı tarafa duyduğun güven ziyadesiyle, zira!

Oysa, kimseyi yargılamak ya da eleştirmek zorunda değiliz. Örneğin, bir kimse rasyonel davranmıyor olabilir. Yaptığı hatanın farkında değildir belki de... En yakını ya da dostu dahi olsanız, illa da her yanlışını gördüğünüzde, hemen müdahale etmeniz ya da fikrinizi söylemeniz mi gerekir? Biraz bekleseniz... Karşınızdaki kişinin içini döküp, sakinleşmesi için sabretseniz...

İnsan bağırıp çağırıp, isyan ederken, kendinden başkasını duymaz, duymak istemez. Ağladığı, acı çektiği sıkıntıları birilerine duyurmak ister sadece. Böylece bir nebze olsun rahatlar. Azgın dalgalar misali, kumsalları döverken, çırpınıp çırpınıp yorulur nihayetinde. İzin verin, hem kendi kendine dövünsün, hem de biraz kulaklarınızı dövsün... Yatıştığında, konuşacak gücü kalmadığında, uslu uslu sizi dinleyecek. En suskun olduğu zamanda, gücünü toplayacak. Dikkatini, sizin ağzınızdan dökülecek şefkat ve empati yüklü cümlelere odaklayacak...

Ama yok, çoğumuz, başkalarının tek başına acı çekmesini, övgüyle karşılayan bir kültürün efradıyız hamdolsun! “Aferin, onca sorunu oldu, kimselere bildirmedi”, “Helal olsun, kan kustu, kızılcık şerbeti içtim dedi” gibi deyişler benliğimize işlemiş. Derdini, sıkıntısını paylaşmak isteyenlerden uzak durmayı tercih ederiz bu yüzden. “Söyleme bana derdini, derdim döver derdini” deyişindeki gibi, başkalarının dertlerini küçümseyen, kendi dertlerinidaha fazla önemseyen bir zihniyeti yansıtan bu tavır, en hafifinden bencillik değil midir? Peki, o zaman, “Laf ola, beri gele” niye bir başkasının hatırını sorarız?

Ben derim ki, başkasını acımasızca eleştirme ve nobranlık yapma bağlamında, “Dil başın belasıdır”, doğru! Ama “Tatlı söz, yılanı bile deliğinden çıkarıyorsa”, dilin başımıza bela olmaması da bizim elimizde demektir. “Bülbülün çektiği dilinden” ise “Dilimize, elimize, belimize hakim olmanın” mertlik ifade ettiği kültürümüzde, dilimize de üslubumuza da dikkat edelim, mertlik bozulmasın, bizde kalsın... Öteki türlüsü, yani benim, senin, bizim ve onların yaşattığı nobranlıkla, her gün,birbirimizin kalbini yeterince kırıyoruz zaten. İtiraf edelim, bu anlamda masum değiliz hiç birimiz! Öyleyse, kimsenin kimseye nobranlık etmediği bir dünya için, biraz empati mi yapsak, ne dersiniz?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva