Farkında mısınız?

Bilen, bilmeyen…

Anlayan, anlamayan…

Yaşayan, yaşamayan…

Şu sıralarda, ne çok söyler oldu; “Kasım’da Aşk Başkadır” diye…

Niye?

Sonbahar’ın hayatı yavaşlatan enerjisinden mi?

Üşümeye başlayınca sevgiliye daha bi’sıkı sarıldığımız için mi?

Ya da, ağaçların yapraklarını dökmeye başladığını fark edip…

“Veda Zaman Geldi” demeye başladığımız için mi?

***

Aslında…

Bu matrak ifade, hayatın gerçeklerini görmemezlikten gelen…

Benim gibi sulu gözlü Yengeç’ler’e özel…

Hollywood’un yarattığı “Sweet November” filminin yedi yıl önce gösterime girmesiyle dilimize ve dahi beynimize nakış gibi işlenmiş bir ifade biçimi… Filmin orijinal adı, aslında “Tatlı Kasım”…

Gişe yapsın, gelen daha fazla ağlasın diye, biz ne yapmışız?

Filmi, “Kasım’da Aşk Başkadır” diye pazarlamışız…

İyi de yapmışız…

Hatırlıyorum, sinemadan çıkanların gözleri hep nemli…

40 yıl öncesinin “Love Story”si gibi bi’şi…

Bu filmin sonunda da kız ölüyor kanserden…

Ağla babam, ağla…

***

Tek başına bir film yeter mi, “Kasım Ayı”nı aşk adına “özel” yapmaya?

Yaptı bile…

***

Doğrudur…

İnsanoğlu, sessizliğin içinde hep huzuru, umudu arar sonbaharda…

Amma velakin…

Aşk için yeterli mi bu bakış?

Kasım’da aşk “başka” ise, Ocak’ta nasıl?

Sevda Masallarının en güzelini yazmak için…

İlle de Kasım’ın gelmesini mi beklemek gerek?

Derler ki…

Aşk, sevdiğinizin yanında olmasıdır…

Sizinki sadece Kasım’da mı doluyor kollarını boynunuza?

Mart kapıdan baktırdığında n’oluyor o zaman?

***

Yine de Kasım’ı harcamayalım…

Belki, yaprakların sararıp, solması…

Belki, kuşların göçmeye başlaması…

Belki, evimize kapanmamız…

Belki, o derin sessizlik içinde sevdiğinizi her zamankinden fazla düşlemeniz…

Bunların hepsi…

Kasım’ı “Aşk’ın Ayı” yapıyor olabilir…

***

Sanatçılara dikkat edin! Hep etkilenirler bahar aylarından… İlhan Berk, bu durumu ne güzel anlatmış:

Hep böyle çıkıp gelmiştir sonsahar dağlarımıza…

Bir elinde karanfil, bir elinde yüreği…

İzmirli “Minik Serçe” boşuna mı yazmış o şarkıyı?

Ben her bahar aşık olurum, 
Rüzgar olur yağmur olurum… 
Filizlenir anılarda gururum,  
Taşar içimden ruhum… 

…Ve de…

Ne güzeldir Tunahan Ermihan’ın şiiri:

Kasım’da aşk başkadır sevdiğim…
Her Aralık’ta ayrılık acısı yaksa da yüreğimizi,
Yine de yaşarız binlerce kez aynı hüznü
Ve gözlerimizden içimize akan gözyaşı değil,
Bizi hayata bağlayan hatıralardır…

***

Aslında Ömer Köroğlu da benim gibi düşünüyor…

“Hey sen; Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık… Bunlar yetmez mi anlamana? Hayat bu, kukla değilsin; mutlu yaşa… Hem şunu da sakın unutma… O son ayda aşk bambaşka… O ayı seç ve bedenine yapışık kalbinle, onunla yaşa… Hayatının son dakikaları bile olsa… Çünkü; Kasım’da (seçtiğin ayda) aşk başkadır…”

***

Ben de diyorum ki, biraz gülümseyelim diye…

Kasım ayı havaların soğuduğu dönemdir… Parkta otururken sevgilin sana sokulur, “Üşüdüm…” diye… Sen de ona sarılırsın… Aslında (benim gibi) romantiklerin işine yarar bu durum…

***

Siz yine de benim gibi yapın… Sonbaharın daha başındayız… Yanınızda mı sevgiliniz? Cevabınız “Evet…” ise, ha’di sarılın O’na hiç bırakmayacakmış gibi… Öpün O’nu güzel gözlerinden... Şükredin ve kıymetini bilin sevgilinizin… Sevdiğiniz yanınızda değilse de, üzülmeyin… Kasım’da aşkı bambaşka yaşamak yine yalnızca sizin elinizde çünkü…

***

Unutmayın… Aşk her zaman başkadır, başkalaşır, başkalaştırır sizi... Ne güzel birşeydir Aşk… Beni bırakın bi’kenara… Bakın sağınıza-solunuza… Sonuçta, “Kim aşksız kalabilirim?” diyebilir ki?

Bugün Sonsöz biraz farklı olsun mu?

Sonsöz: Kasım’da aşk başkadır… Çünkü, ölümsüz bir aşkı hatırlatır… Mekanın cennet olsun Mustafa Kemal Atatürk…