Bugün bütün  Göztepe ağlıyor.

Mutluluktan ağlıyoruz.

İçimiz içimize sığmıyor.

Savaş sona erdi.

Sonu gelmek bilmeyen bu anlamsız kardeş kavgası geride kaldı.

İZSU ve AYKOME Kuvvetleri arasında aylardır süren Göztepe Savaşı nihayet son buldu.

Hasretiyle yandığımız İZBETON Barış Kuvvetleri kapımızı çaldı.

Sokaklarda kontrolü ele aldı.

Göztepe hendek savaşları sona erdi.

Mavi urbalı İZBETON  askerleri Göztepe sokaklarını acımasız İZSU ve AYKOME’den geri aldı.

BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK

Milis Kuvvetleri İZSU ve AYKOME’nin aylardır inatla sürdürdüğü amansız mücadelede Göztepe yaşanmaz, yollar yürünmez, evler girilmez hale gelmişti.

GözGöz’ü görmüyordu sokaklarda.

Kum fırtınalarıyla boğuşur olmuştuk aylardır.

Yaşlılar, çocuklar perişan haldeydi.

Barışa katkı koyması beklenen Konak Gücü birbirine düşman bu iki kuvvetin şerrinden yılarak sinmiş, siperde çaresizlikle saklanıyordu.

Sokaklar roketatarlı saldırı sonrası manzarayı andırıyordu.

Yollar delik deşik, molozlar etrafa yayılmış, kaldırımlar hak getire günlerdi.

Düşmemek için başımız önde yürüyorduk.

Başımız önde düşünüyorduk...

“Biz nerede yanlış yaptık.

Alın size CHP'nin oy deposu dikey yapılaşmanın kralı Göztepe.

İzmir’in müstesna semti.

İşte size oy veren yüzbinler.

İşte size koltuk ve makam.

İşte işte işte...

Neden bu zulüm, neden bu saygısızlık, sevgisizlik?

Nedir paylaşamadığınız?

Sizi biz seçtik.

Ama nerede hata yaptık.“

Diye düşünüyorduk.

ORADA KİMSE VAR MI?

Sokakların Halep’i andırdığı bu savaşta İZSU ve AYKOME yapılan tüm barış taleplerini geri çevirmiş, “Siz aslında kardeşsiniz. Yapmayın, vatandaş perişan. İzmirli ile alıp veremediğiniz nedir?” çağrılarına kulaklarını tıkamıştı.

Her iki taraf da “Nuh deyip, peygamber demiyor” burnundan kıl aldırmıyordu.

Göztepe ise aylardır can hıraş feryat ediyor, “Orada kimse var mı” diye soruyordu.

Esnaf bitmek bilmeyen bu sokak savaşından dükkan kapatma noktasına gelmiş,

Göztepeliler artık evlerini terk etmeyi düşünüyordu.

BARIŞ VE HİZMET İSTİYORUZ

Sonra duyduk ki Büyükşehir Başkomutanı Kocaoğlu  aslında İzmir genelinde yaşanan tüm bu acılara son vermek için yeni bir Genel Kurmay Başkanı göreve getirmiş.

Başkomutan Kocaoğlu da özlenen ve hasretle beklenen Barış’ı tesis etmek istiyormuş İzmir’de artık.

Genç, dinamik, çalışkan bir Genel Kurmay Başkanı’nı atamış bu kez göreve.

Buğra Gökçe adındaki bu genç komutan sokakta halkın nabzını tutup, kurşunlara göğsünü siper ediyormuş.

“Barış istiyoruz. Hizmet istiyoruz” diye haykıran yüzbinlere kulak veriyormuş.

BELKİ YİNE GELİRSİNİZ...

Bugün günlerden 20 Ekim 2016 Perşembe.

Göztepe’nin İZSU ve AYKOME’den kurtuluş günü.

Şimdi biz Göztepeliler Başkomutan Kocaoğlu ve Genel Kurmay Başkanı Gökçe’nin bizi bir gün değil, her gün hatırlamasını istiyoruz.

Konak Gücü Komutanı Sema Pekdaş’ın da artık siperden çıkmasını bekliyoruz.

Kalplerimizde heyecan, gözlerimizde umut ile sokaklarımıza gelen barışın daim olmasını hayal ediyoruz.

Gözlerimizde yaşlarla mavi urbalı İZBETON Kuvvetleri’ni alkışlıyoruz.

“Ya ya ya şaşa şa, İZBETON İZBETON çok yaşa....” diye haykırıyoruz.

Yolumuzun yarısını yaptınız, yarısını yarım bıraktınız gerçi an itibarıyla.

Koca koca greyderleriniz, kamyonlarınız hızlıca uzaklaştı mahallemizden.

Minik dokunuşlarla, minicik yamalar yaptınız belki sadece sokaklarımıza.

Belki ova yollarına dökülen asfaltın onda birini bize çok gördünüz.

Ama sokağımıza uğradınız.

Adına asfalt denen o kara altını döktünüz  ya...

Biliyoruz ki yapacak çok işiniz var.

Belki yine gelirsiniz sokağımıza.

Sizi hasretle bekliyoruz.

Teşekkürler Başkomutan Kocaoğlu...

Teşekkürler barışçıl Genel Kurmay Başkanı Gökçe...