Daha gelmedi Ege topraklarına…

Ama hızla yaklaşıyor…

Adı; şimdilik “Tropical Medicane”…

Mediterranean (Akdeniz) ve Hurricanes (kasırga) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuş…

Aslında tam karşılığı…

“Tropikal Deprasyon”…

Zaten bir kasırgaya karşı depresyonumuz eksikti…

O da yolda!

Tarih boyu bu topraklarda “kasırga” görmediğimiz için…

“Görmemişin kasırgası olmuş…” misali…

İki gündür teyakkuz durumdayız…

***

Alt kattaki komşum tedirgin:

“Sizin balkonda koca bir dolap var, uçmasın maazallah?”

“Yok olmaz bi’şi…” deyip geçiştirdim ama…

Cahide Sultan’ı da tembihledim:

“Komşu korktu, balkondaki çiçekleri de içeri alalım!”

“Abartma Karabel…” der gibi baktı:

“Sen asıl mum al bakkaldan, bakarsın elektrik kesilir…”

Haklı eşim…

Bizim oralarda biraz kuvvetli rüzgar olsun…

Tak! Elektrikler sizlere ömür…

***

Aslında…

Kasırgalara alışık Amerikalılar hep kadın ismi yakıştırmış…

Bu korkunç doğa olayına…

Irene, Katrina, Sandy, İrma gibi…

Sebebi belli…

Kimi kadınlara neden “afet” deniliyorsa…

Belli ki…

Kocaman kasırgalara da o sebepten kadın adı veriliyor!

Espri gücü yüksek halkımız bu konuda biraz geç kaldı…

Birkaç gün önceden haberimiz olsaydı…

Medya kesin bir isim bulurdu:

“Gizem Kasırgası” mesela…

Ya da, olmadı…

“Kadriye Kasırgası” mesela…

Aceleye geldiği için, son kararımız….

“Kırbaç Kasırgası” oldu…

***

Bu kadar espri yeter…

Gelelim işin ciddi yanına…

Devlet Baba’ya 30 yıl Meteoroloji Uzmanı olarak emek vermiş…

Murat Şahin dostuma sordum, “Kırbaç Kasırgası”nı…

***

“Türkiye tarihinde bir ilk gibi görünüyor… Kasırgalar normalde okyanuslarda olur… Balkanlar’dan gelen soğuk hava, Akdeniz üstünde Afrika’dan gelen sıcak hava ile buluştu, kuvvetli fırtına oldu; şimdi yolda…”

***

Türkiye’ye Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan saatlerde Çeşme’den giriş yapacak… Rotası tam belli olmasa da; İzmir’in yanı sıra, Aydın, Manisa, Çanakkale ve Muğla’yı etkileyebilir… Sonra Kuzey’e İstanbul’a yönelecek… Yani, Pazar sabahın erken saatlerinden itibaren (İzmir için tehlike var!) diyebiliriz… Aslında bu bir fırtına… Ama, saatteki hızı 120 kilometreyi aştığı için biz kasırga diyoruz… Bunlar beş kategori… En tehlikeli olanı Amerika’da sık sık yaşanan beşinci kategori… İzmir’e doğru gelen birinci kategori… Döne döne geliyor…

***

Çatıları uçurur mu, derseniz; kırsaldaki derme-çatma olanları uçurur… Balkondaki masa ve sandalyeleri içeri almakta yarar var… Tabelaları  söker atar, zayıf köklü ağaçları havalandırır… Seraları yıkar… Sağlam döşenmeyen kiremitleri uçurabilir… Balıkçı barınaklarına kesin zarar verir… Aslında hızlı gelse korktuğumuz kadar kuvvetli olmaz…”

***

“Karaya vurunca kasırganın şiddeti azalacaktır ama yine de çocuklar ve yaşlılar o saatlerde sokakta olmamalı… Kendi etrafında dönerek geldiği için İzmir’in üstünde 8 ila 10 saat arasında kalabilir… Pazar akşam saatlerinde hava normale döner…”

Ha’di bakalım…

İzmir gardını aldı…

Bekliyoruz seni “Kırbaç”…

Sonsöz: “Her fırtına daha sağlam bir sığınak yapmamıza yardımcı olur… / Çin Atasözü…”