CHP’nin “İzmir Sancısı” sona erdi…

Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer…

Zorlu bir mücadelenin kahramanı olacak…

İşi kolay değil…

Eğer…

Mevlana’nın Mesnevi’sinde olduğu gibi…

“Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım…”

Diyebilmeyi becerebiliyorsak…

O zaman…

Belli bir ölçüde de olsa…

“Kadere de inanmak gerek…”

***

En son söyleyeceğimizi…

Bugün en başta söyleyelim…

Tunç Soyer’in özel bir yanı var, bu “siyaset zanaatı” içinde…

2009’da başlayan…

İki dönemlik Seferihisar Belediye Başkanlığı dahil…

Bugüne kadar, “bi’kez” olsun…

“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na talibim…” demedi…

Sadece…

“Görev verilirse…” dedi ve arkasını boş bıraktı…

***

Kader’le başlamıştık, kaderle devam edelim…

Kader’e inanmayanlara inat olsun, diye…

“Zaman Tüneli”ne girip, tarih sırasıyla yürüyelim…

***

En sondan başlayalım…

“Ege’de Sonsöz”ün siyaset muhabiri Mehmet İşler’in…

Dünkü haberine…

Ve dahi o haberi süsleyen fotoğrafa dikkatle bakın…

Kocaoğlu, en sempatik gülümsemesi ile…

Tunç Soyer, “saygılarını sunan” görüntüsü ile…

Fevkaladenin fevkinde özlenen tablo!

Nasıl yorumlamalı bu fotoğrafı?

Hepsinden önemlisi…

Ya, o birbirlerine söylediklerini?

Unutmayın, buraya yine döneceğiz…

Çünkü, finali bu fotoğrafla yapacağız…

***

Özellikle son beş yıl içinde…

Cumhuriyet Halk Partisi özelinde…

Neler oldu neler, kadim kent dediğimiz bu İzmir’de…

Ancak…

Benim “mim koyduğum” bi’tarih var ki…

Büyük olasılıkla bi’çoğumuz unutmuş olabiliriz…

Ben yine de hatırlatayım…

***

2009 seçimlerinde…

Aziz Kocaoğlu komutasında sadece iki ilçe kaybeden CHP…

2014’te…

Yine Aziz Kocaoğlu komutasında resmen duvara çarptı…

Kayıp ilçe sayısı sekize çıktı…

Binali Yıldırım 200 bine yakın oy daha alsaydı…

Belki de beş yıl önce…

İzmir’in “Koca Başkanı” olacaktı!

Peki, o sürece nasıl gelinmişti?

Aynen bu günkü gibi bir tabloda olduğu gibi…

Ah, bu CHP’nin küskünleri yok mu?

O küskünler…

2014 seçimlerinde…

Ya bağımsız aday oldular…

Ya DSP forması ile seçime girdiler…

CHP tam uçurumdan yuvarlanırken…

Son anda bir ağaç köküne tutundu…

İşin sonu kıyamet oldu…

Oysa “Geliyorum…” diyen tehlikeyi…

Görmeyen gözler bile hissetmişti…

***

CHP’nin çatısında “Aziz Bey karşıtlığı” o gün iyice alevlendi…

Üstüne su döksen sönmez hala geldi!

Sekiz ilçenin kaybı “resmen” Aziz Bey’e ihale edildi…

***

Ancaaak…

Asıl “soğukluk” 2015 genel seçimlerinde…

Kendini daha bir hissedilir hale getirdi…

O sürece kadar…

Kocaoğlu’nu “yere göğe sığdıramayan” CHP Lideri’ne…

İzmir’in Aziz Başkanı “açık çağrı” yaptı…

Ne dedi?

“Cumhuriyetin kalesinden milletvekili olmanızı istiyoruz... Buradan önseçimle giderek İzmir’i taçlandırmanızı istiyoruz…”

Şok bi’davetti bu…

Üstünde durmak gerekirdi…

Ne de olsa, bir seçimdi bu…

İkinci bölgeden, “ikinci sırada” çıkmak gibi…

Son derece “nahoş” bi’durum yaşanabilirdi…

Böylesi bir sonuç…

İster istemez CHP’de “karın ağrısı” yapardı…

Aslında…

Aziz Bey, “çok içten” bi’çağrı yapmıştı…

Kılıçdaroğlu fazla düşünmedi…

Kendisine çok yakışan bir cevap verdi:

“Güven içinde yaşanacak bir Türkiye’yi hep birlikte inşaa edeceğiz... İzmir’den aday olmak benim için şereftir, onurdur…”

***

Daha sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı…

Belki de “birileri” CHP Lideri’ni…

“O davet aslında bir tuzaktı…” filan diye olumsuz etkiledi…

O da, Aziz Bey’i övmekten vazgeçti…

İzmir’in Reisi de hiç üstünde durmadı…

Ne var ki…

Bi’daha asla ikisi arasında “eski sıcaklık” yaşanmadı…

***

1 Ekim’de Aziz Bey, “veda” etti…

Kılıçdaroğlu “gıkını” bile çıkarmadı…

Sadece bi’genel başkan yardımcısı…

Yarım ağızla…

“Hizmetlerinden ötürü teşekkür ederiz!” demekle yetindi…

Oysa…

Aziz Bey’in “Ha’di bana eyvallah” derken…

Son cümlesi ne olmuştu?

“İsteseydim, %99.9 adaydım…”

*** 

Araya hassas bi’tarih sıkıştıralım…

2018 Aralık sonu…

Kocaoğlu ne dedi?

“15 bin nüfuslu ilçe belediye başkanı, Nihat Zeybekci'nin karşısına çıkarılamaz… Çıkarılırsa hata olur... Bazıları İzmir'de seçimi kazanmayı (Çantada keklik) gibi görüyor… Hiçbir şey çantada keklik değil… Siyasette böyle bir kural var: Adayın ağzından çıkacak bir laf, seçimi kazandırır da kaybettirir de...”

Aziz Bey…

Bal gibi Tunç Soyer’i kast etmişti o konuşmada…

CHP’nin Çatısı, bu “uyarıya” itibar etti mi?

Etmedi…

Ama, Aziz Bey bununla da yetinmedi…

15 gün önce…

Lideri Kılıçdaroğlu’na gitti…

“Gidişat iyi değil” diyerek…

Yine, yeni, yeniden…

Bi’kez daha “Bu yarışta varım…” dedi…

Dikkate aldı mı CHP bu isteği?

Almadı!

***

Gelelim bu güne…

Aziz Kocaoğlu ile Tunç Soyer’in…

Başbaşa fotoğrafına bi’daha bakın!

Seferihisar’ın Reisi, Aziz Ağabeyi’ne diyor ki:

“Sizsiz bu iş olmaz… Sizin 15 senede İzmir’e kattığınız değerler bizi aydınlatacak… Buradan yola çıkarak ileriye gitmeye çalışacağız…  Size bu kampanya sürecinde çok ihtiyacımız var...”

Peki, Kocaoğlu ne cevap veriyor?

“Hep birlikte çalışacağız… İzmir’de hedefimiz partimizin iktidarını sürdürmek… Umarım 2014’teki gibi olmaz... 2009’daki başarıyı yakalarız... Bize düşen görev harç olup, birlik beraberlik içinde tüm örgütleri harekete geçirip bu iki ayı çok iyi değerlendirerek elimizden ne gelecekse yapmaktır...”

***

Sonu…

Harikulade biten Türk Filmi gibi…

Siyaset “zor zanaat” arkadaş!

Nokta!

Sonsöz: “Ay, gün gelir yıldızlardan nefret eder ama yine de cömertliği yüzünden yıldızların arasında bulunur… / Hz. Mevlana…”