15 Ekim 2021’de haber yapmışız.

“Benzin ve motorin, ilk defa 8 liranın üstüne çıktı” diye…

O gün bu rakamı çok büyük bir şaşkınlıkla karşılarken…

Aradan geçen yaklaşık dört ay içerisinde, o günleri mumla arar hale gelmişiz.

Çünkü…

Mazotun litresi olmuş 22.90 lira, benzin olmuş 20.46 lira…

Benzine 79 kuruş, mazota 2 lira 25 kuruşluk bir zam daha gelecekti ki…

Enerji, Petrol, Gaz İkmal İstasyonları İşverenler Sendikası (EPGİS), petrolün varil fiyatı yüzde 12 düşünce, nezaket gösterdi!

Bu zammı uygulamaktan vazgeçti, geri çekti.

Akaryakıt fiyatı düşürülmese de yeni zam yürürlüğe sokulmadığı için çok sevindirik olduk!

Ne kadar teşekkür etsek azdır!

***

Dört ayda üç kat artış gösteren akaryakıt fiyatları, ekmekten ulaşıma, giyimden üretime kadar her alanda “zam” olarak karşımıza çıkıyor.

50 litrelik bir arabanın deposunu benzinle doldurmak 1000 lira…

Asgari ücretin dörtte biri…

Şaka gibi…

Gezip tozmak artık hayal oldu.

Otobüsle, dolmuşla bir yerden bir yere gitmenin de maliyeti çok arttı.

Malum, dolmuşlarda indi-bindi 7,5 lira; toplu taşım araçlarında ilk binişler 6,5 lira oldu.

İnsanlar artık arabalarının kontağını çevirmeye korkuyor.

Asgari ücretlinin cebinde, yemeye içmeye ve akaryakıta harcadığı paradan geriye bir şey kalmıyor artık.

Depolar doluyor, cepler boşalıyor.

Bir vatandaş, arabasının camına bir yazı yapıştırmış…

“Kontak kapat, yakıt alma” demiş!

İşi eyleme dönüştürme çağrısı gibi…

Oysa vatandaş, hali vakti yerinde bile olsa arabasını keyfi kullanmıyor, kullanamıyor zaten.

Ya pazar arabası yapıyor, sadece pazara giderken kullanıyor!

Ya da hastası varsa, onu hastaneye götürmek için…

Pek çoğumuzun arabası otoparkta yatıyor.

Arabasını kullanmaya mecbur olanlar, içleri yana yana kontağı çeviriyor, gaza basıyor!

***

Akaryakıt zamlarının, üretim kısmına yansıması da tam bir facia.

Sanayici, artan üretim maliyetlerinin altından kalkamaz oldu.

Belediyeler, akaryakıtla çalışan araçlarla yaptıkları yolcu taşımacılığındaki artan maliyetler nedeniyle iflas noktasına geldi.

Çiftçi, traktörüne mazot koyamaz oldu.

Bu gidişle karasabana dönüş yapmaya hazırlanıyor.

***

Akaryakıt fiyatlarının yüksekliğinden yakınanlar arasında, akaryakıt istasyonu sahipleri de var.

“Batıyoruz” diyorlar.

Her zam gelişinde, sermayeden yediklerini iddia ediyorlar.

Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası (PÜİS), bir ay önce kapanma noktasına gelen istasyon sayısının 1000 olduğunu hatırlatıyor, “Bugün 4 bini geçti” diyor.

Bir tankerin 100 bin liraya dolarken, bugün 600 bin liraya dolduğunu hatırlatıyor.

Bakmayın zam haberi, zamdan önce geldiğinde istasyonlarda oluşan araç kuyruklarına…

O kuyruk,  sadece zamdan etkilenmek istemeyenlerin oluşturduğu kuyruklar…

İstasyon görevlileri, akaryakıt satışlarının, artan fiyatlar nedeniyle yüzde 40 oranında azaldığını söylüyor.

***

Akaryakıt fiyatlarının yüksekliğinden yakınmayanlar da var tabii ki…

Yakınmadığı gibi fiyatın son derece uygun olduğunu söyleyebiliyorlar.

Hatta bir siyasetçi çıkıp, “Akaryakıtın en ucuz olduğu ülke, Türkiye” diyebiliyor!

Avrupa ortalamasından yüzde 40 daha ucuza kullanıyormuşuz akaryakıtı!

Pes yani!

***

Akaryakıt fiyatları, artık günlük zam alır hale geldi.

Bir hafta içinde altı kez zam gören benzinin, mazotun fiyatının ne zaman duracağını merak ediyorsunuz değil mi?

Doğrusu ben de merak ediyorum.

Ancak duyduğum rakamı söyleyeyim siz:

30 liraya dayandığında, zamlar duracakmış!