Mehmet KARABEL
Cumhuriyet çınarı!
14 Mayıs 2020 Perşembe

Tam 52 yıl önceydi…

İzmir’in Büyük Altay’ı…

İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nda…

Galatasaray’ı 2-1 mağlup etmişti…

Binlerce Cim-Bom taraftarı şoktaydı…

Spor yazarları, stadı terk ederken Altay kafilesini durdurdu…

Lig’in Aslanı’nı evinde dize getiren Altay’ın…

Uzun boylu, gösterişli, henüz 40’lı yaşlarını süren…

Son derece şık giyinmiş…

Altay Kulübü’nün başkanı işadamına sordular:

“Bu nasıl sonuç; yoksa tesadüf mü?”

İzmirli sanayici, gözlerini kıstı; espriyi patlattı:

“Bizim çocukların sarı-kırmızı renklere alerjisi var! Bu renklerde bir takım gördüler mi, anında coşuyorlar…”

***

Cumhuriyet’in ilanından…

Tam dört ay bir hafta önce…

İzmir’in Tilkilik semtinde dünyaya gözlerini açtı…

İlkokulu bitirdiğinde babasını kaybetti…

Artık üç kişilik İstanbul’da yaşamak zorundaydı…

Sıkıntılar içinde orta ve liseyi tamamladı…

19 yaşının heyecanı ile…

Rüyalarını süsleyen Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırdı…

Tam o günlerde…

İkinci Dünya Savaşı başlamıştı…

Veda etti, avukatlık hayallerine…

Kararlıydı, ekmeğini taştan çıkaracaktı…

Cumaovası Havaalanı ve Ereğli liman şantiyesinde çalıştı…

1947 yılının takvimleri duvarları süslemeye başladığında…

O İzmirli delikanlı aslan gibi bir yedek subaydı…

***

Arı gibi çalışkandı…

25 yaşında kendi şirketini kurdu…

Ve, o yaşta…

Manisa - Akhisar yolunu…

Manisa Zirai Donanım Kurumu’nun binalarını yaptı…

İki yıl sonra kurduğu ortaklıkla…

Topu topu 10 yıl içinde…

İzmir Piyale Fabrikası’nı, Tarihi Varyant Yolu’nu, Hal Binası’nı, Tınaztepe Okulu’nu, DSİ binalarını, Belediye Sarayı inşaatının ilk bölümünü, Alsancak Stadı’nı, Güzelyalı Hava Eğitim Komutanlığı’nı ve İzmir - Bergama yolunu bu memlekete kazındırdı…

Aynı yıl, inşaatın yanı sıra…

Plastik sektörüne girdi…

Türkiye’de boru ve profil dallarında sayısız “ilk”e imza attı…

***

Sıfırdan 21 şirket kurdu…

Çalışmak için yaratılmıştı adeta…

Almanya’da, Kazakistan’da, Rusya’da, Romanya’da ve…

Kıbrıs’ta yarattığı şirketlerle…

Binlerce kişiyi ekmek sahibi yaptı…

Bu güzel ülkede…

Vergi şampiyonluğunu yıllarca kimselere bırakmadı…

***

Doğru bildiğinden bir adım geri atmadı…

Çalışkan ve işine bağlı insanları baş tacı ederdi…

11 yaşından beri…

Vefat ettiği güne kadar yanında çalışan büyük oğlu Kemal Zorlu’nun…

Bir samimi itirafı var…

Diyor ki, duayen işadamı evlat:

“O’nun gibi çalışkan olabilmek için 25 yıl bir gün bile tatil yapmadım!”

***

Kimseye liderlik taslamadı ama…

Herkes O’nun liderliğine peşin peşin baş eğerdi…

***

“Okumayan genç kalmasın…” dedi…

Kendi adına bir eğitim ve kültür vakfı kurdu…

Meşhur Avni Akyol Lisesi…

O’nun katkılarıyla İzmir eğitiminin yıldızı oldu…

İçinde öylesine bir eğitim aşkı vardı ki…

Tuttu…

Bornova’ya bir endüstri meslek lisesi kazandırdı…

***

Ticaret hayatının yanı sıra sporu da aşkla destekledi…

Gençliğinde…

Muhafızgücü, Beylerbeyi ve Beykoz’da top koşturdu…

Bir dönem Altay Spor Kulübü’nün başkanlığını yaptı…

Siyah-Beyazlı kulübe maddi ve manevi destek verdi…

1980 Darbesi öncesi…

Kısa süre Futbol Federasyonu Başkanlığı’nı üstlendi…

***

Herkesin bir “emeklilik rüyası” vardır; illaki…

O’nun yoktu…

Emekli olmayı aklından bile geçirmedi…

“Ne zaman emekli olacaksın?” diye soranlara…

Gülümseyerek hep şöyle cevap verdi:

“Hikaye bunlar; geçiniz… Biz işimizden kopamayız!”

75 yaşına bastığı gün…

Şirket yönetimlerini evlatlarına bıraktı…

O tarihte…

İzmir’in parmakla sayılan “vergi rekortmenleri” arasındaydı…

Daha çok kurduğu okullarla ilgilendi; hayır-dua almaya devam etti…

***

Yaşam sevincini yitirdiği…

Kalbinin teklediği…

Üzüntüden gözlerinin ferindeki azalmanın başladığı günler…

Alsancak’taki Ege Palas Oteli’nın inşaatı sırasında…

SİT yasasına muhalefet ettiği gerekçesiyle…

Bir yıl hapse mahkum olmasıyla başladı…

Kemal Zorlu’nun ifadesiyle…

Pirinç tanesi kadar suçu olmadığı için…

Dayanamadı haksızlığa, kahretti kendine…

Kalp yetmezliği ve şeker hastalığı nedeniyle…

Cezasını Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde geçirdi…

Ne var ki…

Hayata veda ettiği güne kadar…

Yaşadığı haksızlığı kendine yediremedi…

***

16 yıl önce bugün…

Gece yarısına doğru…

Yaşamı boyunca…

Çalışana ekmek vermek için çırpınan müstesna insanın…

(O tarihlerde şirketlerinde 5 bin kişi çalışıyordu…)

İzmir’de kimsenin yatağa aç girmemesi için çırpınan kalbi…

Duruverdi…

O sırada 81 yaşındaydı…

***

Şimdi okuduğunuz satırlara inanmayabilirsiniz…

Kalbinize kalmış…

Ama yine de anlatayım…

Vefatın sabahında…

Geleneklerimiz gereği…

50 yıllık eşi Ayhan Hanım…

Birinci Kordon’daki evinin kapısına…

Sevgili hayat arkadaşının bir çift ayakkabısını bıraktı…

Bir süre sonra…

Ayakkabıların üstüne bir güvercin kondu…

Kimse dokunmadı güvercine…

İki kez kısa süreli kanatlanıp uzaklaştı evin kapısından…

İkisinde de geriye geldi…

Ertesi sabah erken saatlerde…

Kapıya bakan aile büyükleri…

Gözlerine inanamadı…

Rahmetlinin ayakkabılarına tüneyen o güvercin hala oradaydı…

***

Bitiriyoruz…

Mazhar Zorlu…

Bu kadim kentin yetiştirdiği özel isimlerden biridir…

İzmir’in “Cumhuriyet Çınarı” olarak anılması…

Bir onurdur…

Yaşasaydı, bugün 97 yaşında olacaktı…

Ve, eminim…

Türkiye’nin ekonomi politikalarını yorumlarken…

İstihdam’a önem verilmesini hatırlatarak, şunu söyleyecekti:

“Uğraşın, didinin, zorlanın ama bir kişiyi daha ekmek sahibi yapın…”

Bundan daha ulvi…

Daha içten bir niyaz olabilir mi?

Nokta…

Sonsöz: “Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar… / Hz. Mevlana…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Erdinç Altınyeleklioğlu 17 Mayıs 2020 Pazar 00:32

Mazhar Amcamın Altay külüp yöneticilğimde büyük desteği vardı, örnek aldığım Büyük Altay’lıydı.Nasıl unutulur insanlığı, işadamlığı, sanayiciliği, yardımseverliği. Ne mutlu evlatlarına ki,Zorlu Soyadını hakkıyla, layıkıyla yaşatıyorlar. Mehmet’cim kalemine sağlık, iyi ki varsın. Sevgi ve selamlar

Yorumu oyla      2      3  
Mutlu Kurt 15 Mayıs 2020 Cuma 04:11

Ne harika bir anlatım.. Kendisini hic tanımadım ama bu anlatim karşısında ve boylesine üretken şehrini, ülkesini seven bir insanın varlığını öğrenince gözlerimin dolmasına engel olamadım. Ne kadar onur verici bu kadar başarıya bu kadar yardıma imza atabilmek ve bu kadar üretken olabilmek..Keske elinde imkanlari olan diğer işadamları ve liderlerimiz de ülkesine ve insanına bu kadar katkıda bulunma düşüncesi ve eylemi içerisinde olabilse.. Duygulanmamak hayran olmamak mümkün degil.. Teyzem öldüğünde de bir beyaz güvercin teyzemin hep oturduğu balkonuna konmuş saatlerce kalmisti.. gömüldüğü gece mezarlıktan gecenler kabrine bir ışık hüzmesi indiğini görmüşler.. ve eminim bu kadar iyilikle Mazhar amcanın da kabrine nur inmiştir..Allah arkasindan gelenlere de böyle insan olmayı nasip etsin..Allah rahmet eylesin.

Yorumu oyla      2      3  
Ercan Ertemçöz 14 Mayıs 2020 Perşembe 19:05

Spor adamlığının ender örneklerindendir Mazhar amcamız. Sporun ve sporcunun ne anlama geldiğini öğrrndiklerimdendir. Ricaları bir emir telakki edilirdi. Spor tarihimizin önemli köşebaşlarındandı. Işıklarda uyu Mazhar amca.

Yorumu oyla      2      3  
Tacettin BAYIR 14 Mayıs 2020 Perşembe 13:38

Cumhuriyet çınarı MAZHAR Babayı ancak yakından tanıyan birisi böyle anlatabilir.Kalemine sağlık Karabel Benim içinde 42 yıl önce kurduğum AS-EL Pancur Atölyesinin ve Tacettin ustanın manevi babası idi,mekanı cennet olsun ışıklar içinde uyusun.''''Benim en güzel hikayem HAYATIM,, adlı kitabımın 106-108 sayfalarında Mazhar Babanın nasıl dürüst bir iş adamı olduğunu başıma gelen bir olay ile anlatmıştım.Tacettin BAYIR İzmir Milletvekili

Yorumu oyla      2      3  
Bülent Buda 14 Mayıs 2020 Perşembe 13:08

Tüm yaşamımın en yorgun ama en üretken 12 yılı Mazhar abiyle geçti..Muhteşem olağanüstü o anları hep özledim.. Sevgili Karabel çok güzel duygu yüklü bir yazı olmuş... Teşekkürler..

Yorumu oyla      2      3  
Safiye Arkan 14 Mayıs 2020 Perşembe 12:00

Çok duygulanarak okudum, Kemal beyi tanıyor olmam nedeniyle birkaç kez görmüştüm kendisini ancak yaşamındaki bu detayları bilmiyordum, nur içinde yatsın o yaşta yaşamasaydı o talihsizliği yine de başederdi de öyle bir yaşta yaşamış ki kırgınlık yaşlılık vazgeçmiş mücadeleden, harika bir insan olduğunu hep teyit ettiğim Kemal beyi bizlere bırakıp gitmiş gurur duyuyordur onunla eminim çünki onun bayrağını taşıdığına gönülden inanıyorum

Yorumu oyla      2      3  
Kasım Kutlu 14 Mayıs 2020 Perşembe 10:46

Nurlar içinde yatsın

Yorumu oyla      2      3  
Rifat serdaroğlu 14 Mayıs 2020 Perşembe 08:19

Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Mazhar Zorlu gibi ADAMLAR kalmadı artık. Öyle hasretiz ki...

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çocuk yaşında assolist oldu!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gazeteci titizliğinden çıkan bir roman
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva