Şimdi diyeceksiniz ki…

“Yav, 40 yıl önce Oscar’ı kazanmış bir filmin, İzmir CHP ile ne ilgisi olabilir?”

Belki biraz ironik olacak ama…

Yakınından “teğet” geçse de ilgisi var…

Hatırlamayanlar olabilir…

O nedenle…

“Kramer Kramer’e Karşı” filmini ucundan azıcık söz edelim…

Tipik aile filmi…

Günümüzde çok örneği var…

Baba ile anne…

Evlilik çatırdamaya başlayınca ayrılırlar…

Küçük çocukları babanın yanında kalır…

Çocukla ilgilenirken babanın mesleki kariyeri zedelenmeye başlar…

Oğlan babası ile mutludur aslında…

Kendini bulma arayışı içindeki anne…

Bir süre sonra oğlucuğunun velayetini alır…

Bu kez baba yıkılır!

Çocuk da mutsuz olmuştur…

Sonunda çocuk babaya döner, film biter!

***

Seçim tarihi çok yaklaştı…

Millet İttifakı’nın ana karakterleri CHP ve İYİ Parti’de…

Aslında sözünü ettiğim Oscarlı filmdeki gibi…

Bir “aile” görüntüsü hakim…

Ayrıca, bugünkü koşullarda ailenin kesinlikle dağılmaması gerekiyor…

En önemli koşul…

Üstelik her iki parti de Mart seçimindeki işbirliği ile…

“Tarihe geçmek” istiyorlar…

Hatırlayın…

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili…

Dr. Aytun Çıray, geçtiğimiz hafta “İzmir İttifakı” için ne demişti?

“İzmir, yerel seçimlerde önemli bir şehirdir… MHP ve AK Parti’nin ittifakı karşısında bizim ittifakımız sağlıklı bir zemine oturmazsa kayıp ilçe sayısı sekizden 12’ye çıkar…”

Dr. Çıray’ın sözleri siyaseten “el feneri” gibi…

İki partinin de önünü aydınlatıyor…

CHP ve İYİ Parti’nin el ele vermesinin sonucu…

Üç büyükşehir’in “Koca Başkanları” Altıok’lu partiden olacak…

Ayrıca…

CHP, yaklaşık 10 ilde aday çıkarmayacak, İYİ Parti’ye bırakacak…

Hepsi güzel de…

Peki, üç büyükşehir’in ilçeleri nasıl paylaşılacak?

Bunu “şimdilik” kimse bilmiyor ama…

İzmir kaynıyor…

***

Mesela…

Bir “Kiraz” hadisesi var…

“Cumhur İttifakı”nın başını ağrıtan bir yer…

2014’de MHP kazanmış…

Maçı kazanan başkan hooop AK Parti’ye geçmiş…

Şimdi Kiraz’da MHP’ye gönül verenler…

İttifak’ın “yüzü suyu hürmetine” de olsa…

Bugünün AK Parti’li bayan başkanına…

Gözünü kapatıp oyunu atar mı?

“Millet İttifakı”nın en avantajlı merkezi bence Kiraz!

Bu ne demek?

CHP ile İYİ Parti, güçlü bir adayı ile Kiraz’ı alır demek?

***

Mesela…

Bir “Tire” hadisesi var…

CHP, 2014’te DP’den transfer ettiği başkanla…

50 yıl sonra ilçeyi kıl payı kazanmış…

24 Haziran seçimlerinde…

Aynı Tire’de…

Ak Parti, CHP’yi yarım puanla da olsa sollamış birinci parti olmuş…

İYİ Parti ise “Yeşil Tire”den neredeyse %20 almış…

Demek ki…

“Millet İttifakı” aşkına…

CHP’nin, Tire’de İYİ Parti’ye bir jest yapması lazım!

***

Mesela…

Bir “Bayındır” hadisesi var…

CHP, 2014’te “yarım puan” ile 60 yıl sonra Bayındır’ı almış…

24 Haziran seçimlerinde…

Aynı Bayındır’da…

AK Parti “iki puan” ile ipi göğüslemiş…

İkinci parti CHP ama…

İYİ Parti’nin %11 aldığı bu ilçeyi istiyorsa…

İttifak, olmazsa olmaz!

İYİ Parti’ye bir “jest” daha yapılacaksa doğru adres…

***

Mesela…

Bir “Torbalı” hadisesi var…

AK Parti %35, CHP %33.5…

Sınırda neredeyse…

24 Haziran seçimlerinde…

Aynı Torbalı’da…

CHP, AK Parti ile arasındaki makası daraltmış ama…

Yüzde 11’in üstünde bir İYİ Parti gerçeği var…

Üstelik MHP ancak %7’lerde…

İtitfak amacına uygun yürürse…

Kim kazanır bu ilçeyi?

***

Demek ki…

CHP İzmir’de…

İYİ Parti’nin “itici gücü”ne…

En az dört-beş ilçede kesin ihtiyaç var…

Matematik bilimi böyle diyor!

***

Tabii, CHP’nin İzmir Büyükşehir adayının ismi de önemli…

En azından…

İYİ Parti’ye oy verenlerin de içine sinmeli!

***

İşte o zaman…

“Kramer Kramer’e Karşı” filmindeki gibi…

“Mutlu Final” gerçekleşebilir…

İki taraf da “kazanır”…

***

Bir ay önce…

“CHP ittifak yapmaya çok mu mecburdu?” diye yazmıştım…

Bir milim bile ötesinde değilim…

Gelgelelim…

Türkiye’de siyasi partilerin tek başına seçimlere gireceği dönem…

Galiba sona eriyor!

Ne yazik ki, “yerel aktörler”in önemi giderek azalıyor!

Gönlümüzden geçen belediye başkanını “seçememek” gibi…

Sıkıntılı…

Ve dahi gönlümüze pranga vuran…

Bir sürece doludizgin gidiyoruz…

Yoksa…

“Arzular Şelale” ama, neyse…

Daha fazla gönülleri morartmayalım!

Nokta!

Sonsöz: “Seçimlerde bir oy tüfeğe benzer, işlevselliği kullanıcının karakterine bağlıdır… / Theodore Roosevelt…”