Mehmet KARABEL
Bu kalp seni unutur mu?
21 Mart 2021 Pazar

Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...
Bunu yaparken de...

O kıymetli anıları bugüne taşıyan…

“Atamız Atatürk” kitabının yazarı Hadi Besleyici’yi…

Saygıyla analım...

***

Çooook, çok eski günlerdi…

Gazi Mustafa Kemal…

Selanik’ten ayrılmak zorunda kalan…

Annesi Zübeyde Hanım ve kızkardeşi Makbule’yle birlikte…

İstanbul Şişli’deki bir eve taşınmıştı…

Üç katlı evin ziyaretçisi hiç eksik olmuyordu…

Mustafa Kemal’in, İstanbul’da tanıdığı…

Tanımaktan da büyük mutluluk duyduğu…

Kadim dostları arasında…

İğneciyan adında bir de Ermeni vatandaş vardı…

Varlıklı bir ailenin reisiydi…

Bugün müze olan ve kapısında…

“Atatürk vatanın kurtuluşunu 1919 senesinde bu evde hazırladı” diye yazan o eve…

İğneciyan, kimbilir kaç defa gelmişti…

Hatta…

İğneciyan’ın, dar günlerinde…

Mustafa Kemal’e destek verdiğinden bile söz edilir…

***

Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a geçtikten sonra…

Şaşırtan bir şekilde…

Dostu İğneciyan için zor günler başlar…

Ermeni bir örgütle ilgisi olduğu iddiasıyla…

İstanbul’daki işgal komutanlığının emriyle…

Tutuklanır, ardından Malta’ya sürülür…

O tutuklamanın da sürgünün de gerekçesi aslında uydurmadır…

Asıl neden…

İğneciyan’ın,  Atatürk’e yakın olmasıdır…

***

Tam bir dram yaşanır, o günlerde…

İğneciyan’ın İstanbul’daki tüm mallarına el konur…

Beş parasız kalır…

1922’de Malta’daki sürgünden döndükten sonra…

Kızıyla birlikte Yedikule’de bir barakaya sığınır…

Üzerindeki elbisesinden başka hiçbir şeyi yoktur…

***

Kurtuluş Savaşı, zaferle sona erdikten sonra…

Atatürk ilk kez 1927’de İstanbul’a gelir…

Dolmabahçe Sarayı’nda kalmaya başlar…

İğneciyan, eski dostunun İstanbul’da olduğunu öğrenince…

Başına gelenleri anlatmak…

Ancak, hepsinden önemlisi…

Kızıyla Dolmabahçe’ye gider…

Kapıdaki görevliye, “Ben Gazi hazretlerini görmek istiyorum” der...

“Peki, sen kimsin?” diye sorulunca…

Eski günleri hatırlar; yutkunur…

Cılız bir sesle, “Adım İğneciyan; Gazi’nin eski dostuyum” der…

Kapıdaki görevli…

İğneciyan’ı tepeden tırnağa süzer…

Zavallı adamın üzerindeki kıyafet yama içindedir…

O görevli…

Söylediklerine inanmaz, İğneciyan’ı kapıdan çevirir…

***

İğneciyan, yılmaz…

Defalarca Dolmabahçe’nin kapısına gelir…

Ve her defasında…

Atlatılır, Atatürk’le görüştürülmez…

Gözleri yaşlı, kızıyla hep harabe halindeki evine döner…

***

Sonunda bir kez daha şansını denemeye karar verir…

Kızıyla birlikte…

Yine Dolmabahçe Sarayı’nın kapısına gelir…

Sarayın kapısında hareketlilik vardır…

Atatürk, kapıdan çıkar; otomobiline doğru ilerlerken…

İğneciyan’ın kızı korumaları atlatıp yanına ulaşır…

Gazi, “Kim bu kız?” diye sorar etrafındakilere…

Cevap heyecandan soluk soluğa kalan kızdan gelir:

“Ben İğneciyan’ın kızıyım…”

Atatürk şaşırır:

“Nerede baban?”

Kız ağlamaklı cevap verir:

“Dışarıda bekliyor, sokmuyorlar...”

Atatürk’ün gözleri parlar, eski dostunu bulmuştur…

Hemen emir verir; İğneciyan ve kızını alırlar içeri…

***

Gazi, eski dostunun hüzünlü hikâyesini dinler...

İğneciyan’ın haksızlığa uğraması çok dokunur Gazi’ye…

Gerekli araştırmaları yaptırır ve İğneciyan’ın mallarının iadesini sağlar…

Ayrıca o zamanki değeriyle…

Talihsiz eski dostuna 500 lira aylık bağlanmasını emreder…

Böylece İğneciyan…

Atatürk’ün sayesinde yokluktan kurtulur…

***

Sonrası çok hazin…

Aradan yıllar geçer…

Takvimler 10 Kasım 1938’i gösterdiği gün…

Ulu Önder, bu dünyadan göç eder…

İğneciyan, acı haberi öğrenince yıkılır…

Hayatta en çok sevdiği insanı kaybetmiştir…

O tarifsiz acıya daha fazla dayanamaz…

Gazi’nin vefatından 48 saat sonra…

12 Kasım 1938’de kahrından ölür…

***

Seven böyle seviyor Atatürk’ü…

Yürekten ve son nefesini verene kadar…

“Böyle bir sevgi görülmemiştir…” diyenler…

Ne kadar haklı değil mi?

Nokta…

Sonsöz: “Atatürk’ü sevmek milli ibadettir… / Ulu Önder’in cenaze töreninde konuşan dönemin Başbakanı Celal Bayar…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Vatandaş rıza 21 Mart 2021 Pazar 15:15

Gerçek ve çok güzel bir anı umarım ATATÜRK'ü anlamak ve anlatmak bu kadar güzel olur sayın KARABEL çok teşekkür ediyorum düzgün ve anlaşılır şekilde kaleme alınmış yoksa yakaya ATATÜRK'ün rozetini takmak seçim meydanlarında hamasi nutukları atmak değil elbette büyük önder ATATÜRK'ün rozetini gurur ile her zaman takacağız ve büyük NUTUK eksiksiz okuyup okutacağız o zaman ilkelerini daha yakından öğrenerek bu ülkeye yararlı oluruz... tebrikler sayın KARABEL

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
İzmir'den…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Kestirmedi, çünkü!'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Modası geçmez 1984
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Haziran 14!
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Futbol ve siyaset...
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kırmızı çizgiler ne olacak?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Kapalı kapıların ardında
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Oxford, Alice Harikalar Diyarında ve otizm
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Avrupa'daki mesaj!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
İzmir'in meltemi Manisa'nın poyrazı!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva