Mehmet KARABEL
Arsenik ve asbest İzmir’in kaderi mi?
18 Temmuz 2022 Pazartesi

O yılın yazı felaket sıcaktı…

Bırak yürümeyi, pencere önünde otururken bile terliyordun…

Nereden baksan 14 yıl önceydi ve…

Aylardan Temmuz’du…

Tam o bunaltıcı havada…

Bir haber Türkiye’nin başkentinde bomba etkisi yarattı…

Ankara’yı besleyen Kızılırmak Nehri’nin suyunda…

Metal kirliliği ortaya çıktı…

O sırada Ankara’nın Reisi Melih Gökçek’ti…

Çok zeki bir politikacıydı…

Ankara’nın suyunu “kurtarmak” için…

İzmir’i işaret etti:

Siz Ankara’ya bakmayın, esas İzmir’in suyuna bakın… Arsenik oranı onlarda daha yüksek…”

Abooov!

N’olacak şimdi?” derken…

Gözler İzmir’e çevrildi…

***

İzmir’i o tarihte Aziz Kocaoğlu yönetiyordu…

Aldı sazı eline:

“İzmir'deki su kaynaklarının son altı yıllık arsenik analiz sonuçlarından da görüleceği üzere, 2006 yılı sonuna kadar İzmir'in tüm su kaynaklarında arsenik yoğunluğu açısından en ufak bir sorun yok… 2007’den itibaren tüm değerler normal sınırlar içinde görülürken, yalnızca arsenik değerlerinde küçük bir artış gözlendi; biz de anında önlem aldık…”

***

AK Parti Hükümeti’nin…

İzmir’e “özel” bir bakışı vardı!

Kent halkının başına bi’şi gelmesin diye…

Sıcağı sıcağına…

Üç bakan bir arada canlı yayına çıktı…

(İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu…)

Direkt İzmir’in suyuna bir suçlama olmadı ama…

O günlerin Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun…

Belediyelere şu tavsiyesi hiç unutulmadı:

Belediyeler festival gibi etkinlik düzenlemek yerine şebeke suyuna ilişkin alt yapı yatırımlarına öncelik versinler…”

***

14 yıl önceki tartışmalar…

Her ne kadar…

AK Parti’ye tepkili bazı İzmirliler’in…

Latife olsun diye…

Biz arseniği sek içeriz…” sözlerinin gölgesinde…

Bir kent masalı olarak…

Taa, bugünlere kadar gelse de…

Melih Gökçek’in o salvosu bi’bakıma yararlı oldu…

Aziz Kocaoğlu döneminde…

İzmir gibi kadim bir kent…

Arıtma yatırımlarıyla…

Türkiye’nin “parmakla gösterilen” kenti haline geldi…

***

Dönelim bu günlere…

Şükür…

Arsenikli su gibi “hayali de olsa” İzmir’in bi’sıkıntısı yok ama…

Yepyeni…

Kocaman bir sorunumuz var:

Geliyor İzmir’e parçalanmak için asbestli uçak gemisi…”

***

Ege’de SonSöz’ün…

Metehan Ud imzalı manşeti…

Ölüm gemisine bakanlık izni!” başlığını taşıyordu!

Sıcaktan kavrulan İzmir’de…

Bomba etkisi yarattı…

Yürekleri titretti; “N’oluyoruz?” dedirtti…

Artık bu güzel kentin…

Yepyeni, üstelik “hayati” bir krizi vardı…

***

Dostlar…

Bu yeni model bir “korku hikayesi” değil…

Şu sıralarda başımıza gelecekler…

Tadımlık olsun ama alıştıra alıştıra…” niyetiyle…

Aşağı yukarı bir yıl önce bize acı ilaç haliyle yutturulmuştu…

Dönelim o günlere…

Takvimlerde Mayıs’ın son yaprağı düşmek üzereydi…

Brezilya Donanması’na ait olan ve…

(Buraya dikkat!)

600 ton asbest barındırdığı iddia edilen…

NAe Sao Paulo” adını taşıyan uçak gemisinin…

Sökülmek üzere Aliağa’ya gönderileceği açıklandı…

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan…

Hayati olayı…

TBMM gündemine taşıdı…

Konuyla ilgili dört bakana İzmirliler adına soru sordu…

Bir mikron asbestin bile…

Akciğer ve gırtlak kanserine yola açtığı bilindiği halde…

O uğursuz gemi…

Neden Aliağa sularında kesilip, biçilecekti?

Geçiştirildi ama…

***

Bir yıl sonra…

Her tarafı “zehir” o uçak gemisiyle ilgili yeni bir gelişme daha yaşandı…

Ölüm Gemisi’nin…

İzmir Aliağa’ya gelmesine…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “şartlı onay” vermişti…

Gemiyle ilgili o yazıda…

Şöyle deniyordu:

Gemide standartların üzerinde radyoaktif madde bulunması durumunda geminin karaya yanaşmasına izin verilmeyecek... Bu durumda o gemi ihracatçı ülkeye geri gönderilecek…”

Bu işte bi’rahatsızlık var…

Arkadaş…

Gemide radyoaktif madde varsa…

İzmir’e gelmek için yola çıkmadan önce…

Bulunduğu yerde kontrol / denetleme yapılamıyor mu?

Geldiği limanda bağlı gemide radyoaktif madde var da…

İzmir’e ulaşınca…

Bizim meşhur imbatımız’la o radyoaktif madde uçup gidecek mi?

Onca yol masrafı n’olacak?

Bu uçak gemisini Aliağa’da “parçalamak” için getiren şirket…

Böyle “akıl tutulması” riske girer mi?

Demek ki…

Yukardan melekler inse…

O gemi İzmir’de son vidasına kadar sökülecek…

Ne mazereti var…

Ne de kaçarı!

Belli ki…

Biiz bu gemiyi aslanlar gibi “parçalamak” için getiriyoruz!

Onca işçi asbest solumuş ne gam?

***

Başka bir soru daha…

Ey halkım…

Bu “ölüm gemisi”ni parçalamak için…

Türkiye’nin dışında…

Yalvarıyoruz size, ölümüzü görün şu gemiyi biz sökelim… Üstelik asbest testine bile gerek yok… Sudan ucuza yaparız!” diyen ülke var mı?

Var…

Bizden başka dört ülke daha var…

HindistanBangladeşPakistan ve Çin

İnsan hayatının “kilosu kaç para o dört ülkede” söyler misiniz?

***

Bu dehşet veren “Ölüm Gemisi” hikayesi ile…

14 yıl önceki…

İzmir’in suyunda siyanür var! Allah o şehre acısın…” sözleri…

Nasıl bir projenin…

Rahatsızlık veren “girizgah” bölümüyse…

Aliağa’ya gelmekte olan “asbest deposu uçak gemisi” de…

Bu güzel şehrin…

Aklını başından alma projesidir…

Vicdanlar sızlıyor…

Yazık…

Çok yazık…

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

İzmir Milletvekili ve…

TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü Murat Bakan’ın…

Beş dakikaya sığdırdığımız…

Dünkü cep’ten konuşmamızın özetiyle…

Kimsenin sözünü bile etmediği…

Gemi Söküm” ile ilgili özel mi özel bir ayrıntı…

Açık ve net olarak…

Diyor ki, İzmir’in hukukçu vekili:

“Türkiye, Tehlikeli Atıkların Sınırlar Ötesi Taşınması ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi'ne taraftır... Usulü dairesince onaylanarak yürürlüğe giren uluslararası antlaşmalar iç hukuk normu niteliğindedir… Buna göre kanun hükmünde olan Basel Anlaşması’na göre tehlikeli, bertaraf edilmesi ve geri dönüşümü mümkün olmayan atıkların ithal edilmesi mümkün değilken, Çevre Bakanlığı’nın koşullu izin yazısı hukuka aykırıdır… Buna izin vermek Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaları yok saymak, her şeyden önce halk sağlığını hiçe saymaktır…”

Nokta…

Hamiş: Türkiye’de nev-i şahsına münhasır bir dernek var… Adı, “Asbest Söküm Uzmanları Derneği”… Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, sökülmek üzere İzmir’e yaklaşmakta olan “o uçak gemisi” için, şöyle dedi: “Aliağa’da yaşayanların tamamını etkileyebilecek miktarda bir asbest bombası geliyor… Aliağa, İzmir ve Ege Denizi büyük risk altındadır… Geminin bugünkü Aliağa Gemi Sökümü şartlarında sökülmesi toplu katliam demektir…”

Sonsöz: “Kalp denizdir; dil de kıyı… Deniz’de ne varsa kıyıya o vurur…/ Hz. Mevlana…”

 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
18 Temmuz 2022 Pazartesi 08:32

Aliağadaki bu gemi söküm tesislerin tümü kapatılsın. Türkiyede böyle birşeyi istemiyoruz. İzmir bu pisliği taşıyamaz.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva