Kemal ANADOL
Anıtkabir
10 Nisan 2024 Çarşamba

Görkemli bir demokratik mücadele sonucu mazbatasını alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBBB) Ekrem İmamoğlu, kendisi gibi seçimden galip çıkmış ilçe belediye başkanlarıyla birlikte Ankara’ya gelerek önce büyük önder Atatürk’ün daha sonra da Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü’nün mezarlarını ziyaret etti. Ziyaret yeri ulusça gurur duyduğumuz dünyaca ünlü eser Anıtkabir’di. Yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkan CHP’nin İstanbul’da kazandığı zafer muhteşemdi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanına, iktidar olanaklarını sonuna kadar kullanan Bakanlara, AKP örgütüne ve trollere karşı unutulmayacak bir mücadele sergilemişti. 14/28 Mayıs seçimlerinde oluşturulan “Altılı masa” dağılmıştı. Tüm bu olumsuz koşullara karşın halkın gücünün ne anlama geldiği seçim sonuçlarıyla kanıtlanmıştı. İmamoğlu’na medyanın ilgisi büyüktü. Anıtkabir’den çıkarken yanına gelen gazetecinin sorusuna yavaş bir sesle yanıt veriyordu. Hemen sivil giysili bir görevli belirdi. “Efendim” dedi. “Konuşma yapmak, demeç vermek için önceden izin almak gerekir.” İmamoğlu tartışmaya girmedi. “Ya öyle mi? Bilmiyordum” diyerek sustu. Görüntüyü ekranlardan izleyen milyonlar için de olay bir sürpriz olmuştu. Herkes “Demek Anıtkabir personeli görevlerini yaparken bu kadar titiz davranıyor, soruya yanıt vermeye bile izin vermiyorlar” diye düşündü. Yüzlerce kez Anıtkabir tören ve ziyaretlerine katılmış bir kişi olarak bu aşırı titizlik benim de dikkatimi çekmişti. Konuyu mercek altına aldım.

Anıtkabir, Ankara’nın Çankaya ilçesi hudutları içinde yer alan ve Atatürk’ün mezarını içeren dünyaca ünlü bir anıt kompleksidir. İki mimarımız Emin Onat’la Orhan Ardan tarafından hazırlanan projeye göre gerçekleşmiştir. 1944’te başlayan yapım 1953 yılında tamamlanmıştır. Eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü vefatından sonra Bakanlar Kurulu kararıyla burada toprağa verilmiştir. Anıtkabir’de üçüncü bir mezar yoktur. Anıtkabir her gün ziyarete açıktır. Yönetimi Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı Anıtkabir Komutanlığı’na aittir. Anıtkabir Ziyaretlerinin Yürütülmesine İlişkin Yönetmelik, 8/4387 ile 28.02.1982 günü yürürlüğe girmiştir. 8/F Maddesi Anıtkabir’de düzenlenecek törenlere ilişkindir. 24. Maddesi, ziyaretçilerin uymakla yükümlü bulunduğu hususların bir yönerge ile düzenleneceğini belirtmektedir. 35. Madde ise şöyledir: “Anıtkabir’de ancak Atatürk’e saygı için çelenk konabilir, tören düzenlenebilir. Başka amaçla tören, yürüyüş ve gösteri düzenlenemez, çelenk konamaz, Anıtkabir’in manevi varlığına yakışmayan her türlü tavır, hareket, söz, yazı ve davranışlara izin verilmez.”

Okurları sıkmamak için ayrıntılara girmek istemiyorum. Resmi makamların kaç tür törene tabi oldukları, resmi makamlar dışında gelen yurttaşların yükümlülükleri de ayrı ayrı düzenlenmektedir. Bu konuda gösterilen titizlik o kadar ileri gitmiştir ki, Türk Ordusu’nun generalleri girişte tabancalarını kapıdaki görevlilere bırakmışlardır. Kanımca bu uygulamanın hukuksal dayanağı bulunmamaktadır. 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim törenlerinde önce devlet protokolünün ziyareti gerçekleşmekte yurttaşlar bundan sonra içeriye alınmaktadır. Bu konuda o kadar titizlik gösterilmektedir ki, protokolde olmayan ama resmi kıyafetli sanırım binbaşı ve yarbay rütbesindeki iki subay görevliler tarafından “Listede yoksunuz” diyerek kuyrukta bekletilmişlerdir. Bu uygulamalar televizyon kanallarında görüntülenmişti.

Şimdi gelelim yazının konusuna… Her ulusal bayramda resmî törenden önce kimseye tanınmayan ayrıcalık bazı gurupları dışarda tutmaktadır. Ekranlardan defalarca izledik; mozeleye çıkan merdivenlerden önceki boş alanda konuşlanan oldukça kalabalık bir topluluk protokolün çıkışını beklemekte ve Cumhurbaşkanı önlerinden geçerken reisi öven slogan atmaktadırlar. Daha sonra da Atatürk’ün mezarına çıkmadan Anıtkabir’i terk etmektedirler.

İster istemez akla bazı sorular geliyor. Resmî törenlerden önce içeri kuş uçurtulmazken bunlar kim tarafından nasıl içeri alındılar? Anıtkabir’de gösteri, yürüyüş, slogan atma yasak değil miydi? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının gazetecinin sorusuna yanıt vermesi bile engellenirken bu ayrıcalığın sebebi nedir? Anıtkabir’le ilgili yasa, yönetmelik ve yönergelerde olmayan bu “En ziyade müsaadeye mazhar” topluluk kimlerden oluşmaktadır?

23 Nisan 2024 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na on üç gün kaldı. Benim gibi birçok yurttaşın gözü, Anıtkabir’deki resmî törenleri görüntüleyen ekranlarda olacaktır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Galip ertekin 12 Nisan 2024 Cuma 11:36

Yazılarınız içeriği doyurucu besleyici ve de güncel. Kemal abi saglikli günler diliyorum.

Yorumu oyla      0      0  
Murat Yakar 11 Nisan 2024 Perşembe 13:35

Az kaldı..biraz daha sabır.. Belediye başkanlığı devir teslimlerinde çoğu belediyenin nasıl borçlar devrettiğini hepimiz görmekteyiz..güzel yurdum liyakatsiz yönetime layık değildir ve AKP tamamen gittiğinde yani bittiğinde büyük bi yükten kurtulup tasarrufa girecektir..örnek Ankara İstanbul belediyeleri...

Yorumu oyla      0      0  
Mustafa Kupcu. 10 Nisan 2024 Çarşamba 17:19

Tesekkurler Kemal agabey. Saygilarimla.

Yorumu oyla      0      0  
Serdar Yasa 10 Nisan 2024 Çarşamba 16:14

Çifte standardı gözler önüne tekrar Anıtkabir nezdinde sergilediği niz için kaleminize sağlik diyorum.

Yorumu oyla      0      0  
Nurgül 10 Nisan 2024 Çarşamba 08:41

Anıtkabir yazınız için kutluyorum

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva